MEHMET BEKAROĞLU’NDAN ÇAY KANUNU TEKLİFİ'NE TEPKİ: “BU TEKLİF KARADENİZ İNSANINA HAKARETTİR”

MEHMET BEKAROĞLU’NDAN ÇAY KANUNU TEKLİFİ

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, AKP’nin Çay Kanunu Teklifi’yle ilgili “Çayı ve ÇAYKUR’u tamamen özelleştiren, ÇAYKUR’un yerini 7-8 tane firmaya bırakan insafsız, vicdansız, köleliği dayatan bir tekliftir, asla kabul edi

 

CHP Istanbul Milletvekili Mehmet Bekaroglu, AKP’nin Çay Kanunu Teklifi’yle ilgili “Çayi ve ÇAYKUR’u tamamen özellestiren, ÇAYKUR’un yerini 7-8 tane firmaya birakan insafsiz, vicdansiz, köleligi dayatan bir tekliftir, asla kabul edilemez. Bu çayciya ihanet teklifini hazirlayanlar da Rize sokaklarinda gezemez! Çay müstahsiline 'çayliklarini büyük sirketlere sat, sen de orada karin tokluguna çalisan köle ol' demek ahlaksiz bir tekliftir; bu teklif Karadeniz insanina hakarettir” dedi.

CHP Istanbul Milletvekili Mehmet Bekaroglu, AKP’nin dün TBMM Baskanligi’na sundugu Çay Kanunu Teklifi’ne iliskin açiklama yapti. Bekaroglu, su degerlendirmelerde bulundu:

“ÇAY KANUNU TEKLIFI, ÇAYKUR’UN TAMAMEN DEVRE DISI BIRAKILMASINI ÖNGÖRMEKTEDIR”

“AKP tarafindan hazirlanan ve TBMM Baskanligi’na sunulan Çay Kanunu Teklifi, ÇAYKUR’un tamamen devre disi birakilmasini öngörmektedir. Oysa ÇAYKUR, siradan bir KIT degildir. Dogu Karadeniz Bölgesi insanini topraginda tutan, büyüksehirlerin varoslarinda sürünmesini önleyen bir sosyal devlet aracidir ayni zamanda. Bu teklifin yasalasarak yürürlüge girmesi demek, çayin ve dolayisiyla Dogu Karadeniz’de geçimi çaya bagli olan 1,5 milyon insanin kaderinin özel sektörün 7-8 firmasina baglanmasi, bu sekilde bölge nüfusunun yari yariya azalmasi, hizla batiya akmasi demektir. Söz konusu teklifte, Cumhuriyet’le birlikte sosyal devletin vücut bulmus hali olarak ortaya çikan çay tarimini bugüne tasiyan ÇAYKUR’dan hiç söz edilmemekte, Türkiye’ye dünyanin 100 yil gerisinden gelen Sri Lanka modeli reva görülmektedir. Sri Lanka modeli, bir sömürü ve kölelik modelidir; toprak da üzerinde bogaz tokluguna çalisan insanlar da uluslararasi sirketlerin malidir.

“KANUNUN RUHU ISTE BUDUR; KURU ÇAY ÜRETIMINDEKI MALIYETLERI DÜSÜRMEK”

Teklifin gerekçesinde uluslararasi çay ticaretinde daha fazla yer almaktan söz edilmektedir. Çayimizin ihraç edilememesinin nedeni olarak da maliyetlerin yüksekligi gösterilmektedir. Kanunun ruhu iste budur; ‘Kuru çay üretimindeki maliyetleri düsürmek.’ Nedir kuru çayin maliyeti? Kuru çay üretiminde maliyetin yüzde 85’i yas çaydir. Yani amaç, bu cümlede saklidir; yas çay fiyati asagiya çekilecektir. Diger o bütün süslü laflar bizi ‘cambaza baktirmak’ içindir. Tarimsal girdi maliyetlerinin yüzde 200 arttigi bu ortamda yas çay fiyatini asagiya çekmek, 1,5 milyon insani Dogu Karadeniz Bölgesi’nde dogdugu topraklarda tutan sosyal devletin yok edilmesidir. 

“SÖZLESMELI ÜRETIM MODELINDE ULUSAL ÇAY KONSEYI’NIN YAS ÇAY FIYATI AÇIKLAMASI ANLAMSIZDIR”

Söz konusu teklifte yas çay fiyatini belirleme yetkisi Ulusal Çay Konseyi’ne verilmektedir. Ne var ki, belirlenecek olan fiyat ancak tavsiye edilen fiyat olacaktir. Konsey; yönetmelikle kurulmustur, yapisi, görevleri ve faaliyet alanlari itibariyla emredici, zorlayici, düzenleyici yahut denetleyici bir fonksiyonu olmadigi gibi yaptirim gücü de bulunmamaktadir. Aldigi kararlarin hiçbir baglayiciligi yoktur. Teklifte sözlesmeli üretim modeli öngörülmektedir. Sözlesmeli üretim denilen model, özel hukuk sözlesmesidir. Sözlesmeli üretim modelinde Ulusal Çay Konseyi’nin yas çay fiyati açiklamasi anlamsizdir. Kanun metninde UÇK’nin yas çay fiyatini belirleyememesi halinde fiyatin bir önceki yilin fiyatina yeniden degerleme orani ilave edilerek belirlenecegi ifade edilmektedir. Bu teklifi hazirlayanlar bu madde ile çay müstahsili ile alay etmektedirler. Hiçbir görevi olmayan, bugüne kadar hiçbir is yapmamis olan konsey fiyat belirlemeye zaman bulamayacak, öyle mi? 

“TEKLIFTE, ÜRETICILERIN TEMEL PROBLEMI OLAN KOTA VE KONTENJAN SORUNUNA ÇÖZÜM YOKTUR”

Bugüne kadar yas çayin yüzde 50-60’ini alan ÇAYKUR için de alim fiyati ortadan kaldirilmaktadir. Dolayisiyla kanun, yas çay fiyatini tamamen serbest birakmaktadir. Ayrica yas çay bedellerinin ödenmesi 6 aya çikarilmaktadir. Bu enflasyonist ortamda yas çay bedellerinin 6 ay sonra ödenmesi, üreticinin hakkinin yasal olarak gasp edilmesidir. Yani, üreticinin sikâyet ettigi ne varsa, bu yanlis uygulamalar yasal güvence altina alinmaktadir. Sadece bu madde bile bu kanun teklifinin çay müstahsilini degil büyük sirketleri korumak için hazirlandigini ortaya koymaktadir. Teklifte, üreticilerin temel problemi olan kota ve kontenjan sorununa çözüm yoktur. Çünkü, Teklif üretici adina hazirlanmamis, özel sektörde 3 yildir ÇAYKUR’dan maliyetin altinda fiyata dökme çay alan 7-8 firma adina hazirlanmistir. Teklifte çay toplayan, fabrikalarda onu isleyen isçiler yoktur, tüketici yoktur, sadece bu özel firmalarin menfaatleri vardir. 

“ÇAYLIK ALANLAR BU TEKLIFLE BIRLIKTE SINIRLANDIRILMAK, ÇAY ÜRETIMI AZALTILMAK ISTENMEKTEDIR”

Ülkemizde kuru çay üretimi 240-250 bin ton civarinda olup tüketim 300 bin tonu asmaktadir. Bu talebi karsilamak için daha fazla yeni çaylik alanlar tesis edilmesi gerekirken, çaylik alanlar bu teklifle birlikte sinirlandirilmak, çay üretimi azaltilmak istenmektedir. Mevcut sartlarda çay ithalatini zorlastirmak için yüzde 145 gümrük vergisi uygulamasi yer alsa da Cumhurbaskanligi Karari ile bu gümrük vergisi zaman zaman kimi firmalarin talebi dogrultusunda sifirlanmakta, fiilen gümrüksüz çay girisinin önü açilmaktadir. Türkiye’yi ithal çaya bogmak isteyen maalesef bölge insani da olan birkaç özel sektör temsilcisinin arzusu yerine getirilmekte, çay ithalati yasaya konularak neredeyse mecburiyet haline getirilmektedir.

“TEKLIFTE DOGRU VE OLUMLU OLAN TEK BIR MADDE, ÇAY BAHÇELERININ YENILENMESININ TESVIK EDILMESI”

Teklifte dogru ve olumlu olan tek bir madde vardir; çay bahçelerinin yenilenmesinin tesvik edilmesi. Bunun disinda dikkate alinip uygulanabilecek hiçbir iyi ve güzel tarafi yoktur. Teklif, çay üreticilerine ait çay bahçelerinin mülkiyetinin el degistirip sermaye gruplarinin kontrolüne verilmesi sonucunu doguracaktir. Rizeli, Trabzonlu, Artvinli, Giresunlu çay üreticisi bölge insani; ‘hemsehrimiz’ deyip bagrina bastigi Cumhurbaskani eliyle karin tokluguna çay toplamaya, kölelik sartlarinda yasamaya zorlanmaktadir. 

“BU TEKLIF KARADENIZ INSANINA HAKARETTIR”

Bu Çay Kanunu Teklifi’nin hazirlama yöntemi yanlistir. Bu teklif, çayin bilesenlerine sorulmadan hazirlanmistir. Çay üreticisi, isçisi, tüketicisi göz ardi edilmistir. Sözüm ona üniversiteye hazirlatilan bu kanun teklifi, 2010’da AKP Milletvekili Ali Bayramoglu tarafindan hazirlanan ve kamuoyunun siddetli tepkisi sonrasi geri çekilmek zorunda kalinan taslaktan çok daha geride, çayi ve ÇAYKUR’u tamamen özellestiren, ÇAYKUR’un yerini 7-8 tane firmaya birakan insafsiz, vicdansiz, köleligi dayatan bir tekliftir, asla kabul edilemez. Bu kanun teklifi yasalasamaz, çay müstahsili buna izin vermez. Bu çayciya ihanet teklifini hazirlayanlar da Rize sokaklarinda gezemez! Çay müstahsiline çayliklarini büyük sirketlere sat, sen de orada karin tokluguna çalisan köle ol demek ahlaksiz bir tekliftir; bu teklif Karadeniz insanina hakarettir.”