Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’e yönelik eleştirileri gerekçe gösterilerek tazminat cezasına çarptırıldı. Baş, “Yok öyle yağma, Mehmet Cengiz’e bu paray?
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz’e yönelik eleştirileri gerekçe gösterilerek tazminat cezasına çarptırıldı. Baş, “Yok öyle yağma, Mehmet Cengiz’e bu parayı ödemiyorum. Halka ait olan kamu değerlerine çöken, milyarlarca lira vergisi silinen, AKP iktidarı sayesinde 7 sülalesini zengin etmiş Cengiz’e 5 kuruş daha vermeyeceğim” dedi.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Cengiz Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz'e yönelik eleştirileri gerekçe gösterilerek tazminat ödemeye mahkum edildi. Baş, sosyal medya hesabında yaptığı şunları söyledi:
“Saray rejiminin beşli çetesinin üyelerinden, halka küfreden Mehmet Cengiz bana bir tazminat davası açmıştı. Bugün öğrendik ki dava sonuçlanmış. Ve saray yargısı, Mehmet Cengiz’e faiz ve mahkeme masraflarıyla birlikte yaklaşık 35 bin lira ödememi kararlaştırmış.
Bu karar mahkemelerin saraya ve onun beslediği patronlara ne kadar derinden bağlı olduklarını bir kez daha göstermiş oldu. Anlaşılan o ki yandaş patronlar vergi aflarıyla, teşviklerle, şahsa özel servis ihalelerle, garantili ödemelerle yeterince doymamış ki bir de bizden para istiyor.
Bir siyasi partinin genel başkanının yaptığı siyasi bir değerlendirmeyi, para cezası ile cezalandırmak istiyorlar. Bizim diyecek tek sözümüz var: Yok öyle yağma, Mehmet Cengiz’e bu parayı ödemiyorum.
“HALKTAN ÇALINAN NE VARSA HEPSİNİ GERİ ALACAĞIZ, GERÇEK SAHİBİ OLAN HALKA GERİ VERECEĞİZ”
Değerli yurttaşlar bakın ben bu şahsa ne demişim de tazminat ödemeye mahkum edilmişim: ‘İşçi iktidarı kurulduğunda bu saraylar yıkıldığında elinde ne varsa ne yoksa hepsini alacağız. Bu milletten, alın teri ile çalışan milyonlardan gasp ettiğin tüm değerleri senden geri alacağız.’
Sanılmasın ki bu sözlerim sadece Mehmet Cengiz’e ve kişisel… Bu sözlerim tüm zengin patron sınıfına. İşçinin alın terinden zenginleşen tüm yağmacılara dönüktür. Üstelik aslında bu sözler bana ait değil.
Parti programımızda aynen şöyle yazıyor: ‘Kapitalizm ve saray rejimi doğayı ve kamusal mekanları yağmalıyor. Kentlerimizi gasp eden betonlaşmayı ve mega projeleri durduracağız. Özelleştirilen tüm toplumsal varlıkları kamulaştıracağız. Betona değil üretime dayalı bir ekonomiye geçeceğiz’. Bana kalırsa esas korkuları da bundan. Partimizin programında da ifade edilmiş bu görüşlerimizin haklılığından korkuyorlar. Tekrar ediyorum, halktan çalınan ne varsa hepsini geri alacağız ve onu üreten, yaratan, gerçek sahibi olan halka geri vereceğiz. Bu süreçte yapılan tüm hukuksuzluklarında hesabını mutlaka soracağız.
“BİZİ SİYASETİ PARA KAZANMA ARACI GÖREN MEMURLARIYLA KARIŞTIRMASINLAR”
Bu patronlar ve hayata patronların gözünden bakanlar, siyasetçi denilince bizi de siyaset simsarlarıyla karıştırıyorlar. Bizi, siyaseti para kazanma aracı gören memurlarıyla karıştırmasınlar. Dört yıldır Genel Başkanlık ve milletvekilliği yapıyorum. Tam 13 yıldır aynı evde kiracı olarak oturuyorum. Milletvekili olduktan sonra edindiğim tek şey var, o da partimizin siyasi çalışmalarında kullandığımız 2013 model bir araba. Onu da banka kredisi ile aldım. 3 yıldır kredisini ödüyorum daha da 1 yıl borcum var. Bu ülkede milyonlarca emekçi nasıl yaşıyorsa, biz de öyle yaşıyoruz. Ve milletvekili maaşımı da kendim ve ailemin zorunlu ihtiyaçları dışında, başını sarayın ve beşli çetenin çektiği bu düzene son vermek için, mücadele için kullanıyorum. Ne mutlu bana düzen siyasetçileri gibi hesabını bilmediğim malım, mülküm, param falan yok.
“AKP İKTİDARI SAYESİNDE 7 SÜLALESİNİ ZENGİN ETMİŞ CENGİZ’E 5 KURUŞ DAHA VERMEYECEĞİM”
İşte bu yüzden tekrar söylüyorum, halka ait olan kamu değerlerine çöken, milyarlarca lira vergisi silinen, AKP iktidarı sayesinde 7 sülalesini zengin etmiş Cengiz’e 5 kuruş daha vermeyeceğim. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu yağma düzeni, bu talan düzeni, bu düzen mutlaka yıkılacak. Halktan çalınan her kuruşun, el konulan her zenginliğin, soygunla yutulan her lokmanın hesabını hukuk önünde bir bir ödeteceğiz. Hesaplaşacağız.”