GAMZE AKKUS ILGEZDI: BU YASAKLAR KORKU IKLIMINI KALICI HALE GETIRMEKTEN BASKA BIR AMACA HIZMET ETMEZ

GAMZE AKKUS ILGEZDI: BU YASAKLAR KORKU IKLIMINI KALICI HALE GETIRMEKTEN BASKA BIR AMACA HIZMET ETMEZ

CHP Genel Baskan Yardimcisi Gamze Akkus Ilgezdi, Istanbul Valiligi’nin Istiklal Caddesi’nde uygulamaya koydugu yasaklara iliskin, “Güvenlik adi altinda Türkiye’nin çogulcu yüzü olan Istiklal Caddesi’nin yasaklarla halka kapatilmasi, yasamdan soyutlanmasi

CHP Genel Baskan Yardimcisi Gamze Akkus Ilgezdi, Istanbul Valiligi’nin Istiklal Caddesi’nde uygulamaya koydugu yasaklara iliskin, “Güvenlik adi altinda Türkiye’nin çogulcu yüzü olan Istiklal Caddesi’nin yasaklarla halka kapatilmasi, yasamdan soyutlanmasi ve tabiri caizse sosyopolitik izolasyona tabi tutulmasi kabul edilemez. Sergileri yasaklamak, sokak müzisyenlerini susturmak, sanat etkinliklerini yaptirmamak, sokagin ruhunu yasatan seyyar saticilari uzaklastirmak terör saldirilarini engellemez. Bu yasaklar, terör odaklarinin yaratmak istedigi korku iklimini kalici hale getirmekten baska bir amaca hizmet etmez. Böylesi acimasiz bir korku iklimi, beraberinde iktidar baskisini getirir” dedi.

Gamze Akkus Ilgezdi, bugün yaptigi yazili açiklamada, Istanbul Valiligi’nin Istiklal Caddesi’ne uygulamaya koydugu yasaklari elestirdi. Ilgezdi, sunlari kaydetti:

“AKP iktidari, yillardir Istiklal Caddesi’nin kültürel dokusunu, tarihi ruhunu, çogulcu kimligini hedef aliyor. Kafe, tiyatro, sinema ve kitapçilariyla modernlesmenin ve batililasmanin simgesi haline gelen Istiklal Caddesi’nin yüzlerce yillik kimligi ve birikimi bugün tehdit altindadir. Ilk olarak caddenin agaçlarini hedef alarak ekolojik kimligini degistiren, ardindan da granit döseyerek tarihi kimligini yok eden AKP iktidari, kamuya ait kültürel alanlari halkin karari olmaksizin ortadan kaldirmak konusunda israrcidir. Bu israrin altinda ise aydinlanma felsefesine karsi bir türlü bastiramadiklari rövansist anlayis vardir. AKP politbürosu, aslinda toplum bilincini ve aklini yok etmeyi istemektedir. Istiklal Caddesi ile özdeslesmis kültürel simgeler birer birer yok edilmis, genis çapli bir ‘mülksüzlestirme’ operasyonuyla caddenin ruhunu yansitan simgeler bugün tarihe karismistir. Bu bakimdan, degisen sadece Istiklal Caddesi’nin ekonomisi, kültürü, yasam tarzi degildir. AKP, bu cadde üzerinden, basta kültür-sanat endüstrisi olmak üzere toplumda kendine muhalif olan bütün kurum, kurulus, yapi ve muhalif örgütlülüge bir had bildirilme çabasindadir. Bu çabanin son örnegi ise ‘Istiklal caddesinde yola masa koyma, müzik dinletisi yapma vb. etkinliklerin yasaklanma’ kararidir. Kararin gerekçesi, Istiklal Caddesi’nde gerçeklestirilen ve 6 yurttasimizin hayatina kasteden hain terör saldirisidir.

Anlasilan o ki sermaye-iktidar ikilisinin yillardir kentsel dönüsüm maskesiyle sürdürdügü mülksüzlestirme operasyonun simdiki ayagini güvenlik politikalari olusturacaktir. Istiklal Caddesi, uzun yillardir terör örgütlerinin hedefindedir. Kamusal hak ve özgürlükleri kisitlayan bir yaklasimla, yasaklarla, neredeyse her sokak basina bir polis barikati kurulmasiyla saldirilarin önlemedigini, yillar içinde gerçeklesen terör eylemlerinde yasadigimiz aci kayiplarla deneyimledik.

Ne yazik ki gerçeklestirilen son terör saldirisi sonrasinda beliren istihbarat zafiyetini görmezden gelen iktidarin, meseleyi güvenlikçi anlayis üzerinden yeniden kurgulamakta olduguna ve faturayi da kültür-sanat emekçilerine kesmeye niyetlendigine tanik oluyoruz. Bu tarz baskici, yasakçi ve tek tiplestirici uygulamalar, iktidarin Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyilina sekil verecek 2023 seçimleri öncesinde nasil bir Türkiye arzuladigini ortaya koymaktadir.

Çok açik sekilde ifade etmek isteriz ki güvenlik adi altinda Türkiye’nin çogulcu yüzü olan Istiklal Caddesi’nin yasaklarla halka kapatilmasi, yasamdan soyutlanmasi ve tabiri caizse sosyopolitik izolasyona tabi tutulmasi kabul edilemez. Sergileri yasaklamak, sokak müzisyenlerini susturmak, sanat etkinliklerini yaptirmamak, sokagin ruhunu yasatan seyyar saticilari uzaklastirmak terör saldirilarini engellemez. Bu yasaklar, terör odaklarinin yaratmak istedigi korku iklimini kalici hale getirmekten baska bir amaca hizmet etmez. Böylesi acimasiz bir korku iklimi, beraberinde iktidar baskisini getirir.

Biz, teröre karsi oldugumuz kadar, terörün kendisine zemin bulmasini kolaylastiran baskici politikalari da kabul etmiyor ve reddediyoruz. Unutulmasin ki devlet, temel hak ve özgürlüklerin garantörüdür. Iktidar, devlet adina bu garantörlüge aracilik etmekle yükümlüdür. Bu, ayni zamanda hukuk devletinin bir geregidir. Hukuk devletinde güvenlik politikalarinin mesrulugu, temel hak ve özgürlükler bakimindan sinirsiz degildir. Güvenlik tedbirleri; elverisli, gerekli ve orantili olmak zorundadir. Özgürlükler üzerindeki somut etkileri kontrol edilebilir düzeyde olmali ve nihayetinde özgürlük için çizilen siniri hiçbir sekilde asmamalidir. Istanbul Valiligi, aldigi bu son derece anlamsiz ve siyasi bakimdan baskici ve yasakçi kararla insanlarin hak ve özgürlüklerini kisitlamistir ve açikça suç islemektedir. Bu antidemokratik uygulamaya karsi anayasal haklarimizi savunacagimizi kamuoyunun bilgisine sunarim.”