Brüksel'de toplanan Uluslararasi Uygur Forumu sona erdi. Forum sonrasi yayinlanan Brüksel Deklarasyonu ile soykirimin durdurulmasi için atilmasi gereken acil adimlar dünya kamuoyuyla paylasildi ve ortak bir tavir alinmasi talep edildi.
Dün ilk oturumu Avrupa Parlamentosunun ev sahipliginde baslayan Uluslararasi Uygur Forumu, bugün gerçeklesen 7. oturumla birlikte tamamlandi. Uluslararasi düzeyde çok sayida akademisyen, hukukçu, siyasi, sivil toplum ve Uygur toplumu temsilcisinin istirak ettigi Forum, degerlendirdikleri hususlari ve acil talep maddelerini içeren Brüksel Deklarasyonu’nu açikladi ve uluslararasi toplumun dikkatini sundu.
Birlesmis Milletler bünyesinde arabulucuk ve danismanlik görevleri üstlenmis olan avukat Prof. Michael van Walt van Praag tarafindan okunan Brüksel Deklarasyonu, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Çin devletinin soykirim ve insanliga karsi suç niteligindeki vahsi insan haklari ihlallerine dikkat çekiyor ve siyasi, hukuki ve toplumsal alanlarda acil adimlarin atilmasini talep ediyor.
Uygur ve Diger Azinliklarla Ilgili Özel BM Birimi Kurulmali
Brüksel Deklarasyonu, ilk olarak, Çin yönetimi altindaki Dogu Türkistan’daki Uygur ve diger etnik azinliklarin maruz kaldigi sistematik hak ihlallerinin soykirim olarak degerlendirimesini ve buna iliskin bir Birlesmis Milletler sorusturmasi yapilmasini ve özel birim kurulmasini talep ediyor:
“BM Insan Haklari Yüksek Komiserliginin yayinladigi Dogu Türkistan’daki insan haklari ihlallerine iliskin raporda önerilen adimlar acilen atilmalidir. BM Insan Haklari Konseyi, Genel kurul ve diger BM kurumlari; Dogu Türkistan’da devam eden soykirimi tanima ve Soykirim Suçunun Önlenmesi ve Cezalandirilmasi Antlasmasi ve BM Anlasmasi (Ana Tüzügü) uyarinca soykirim yapan Çin’e yönelik gerekli girisimlerde bulunmalidir. BM’de, Dogu Türkistan’daki soykirimin arastirilmasi için özel bir raportör belirlenmeli veya bir sorusturma komisyonu olusturulmalidir.
Dogu Türkistan halkini temsilen Dogu Türkistan disinda faaliyet yürütmekte olan kurum ve kuruslara destek saglanmali ve resmî temsilci statüsünde taninmalidir. Tüm ülkeler, Çin ile olan ikili iliskilerinde evrensel insan haklari beyannamesindeki ilkeler uyarinca siyasi ve diplomatik araçlar ile Uygur soykiriminin durdurulmasi için etkili adimlari atmalidir.
BM’e üye ülkeler; taraf oldugu Insan Haklari Beyannamesi ve ilgili diger antlasmalar geregi Dogu Türkistan’daki soykirimin durdurulmasi için Çin’e ve soykirimla iliskili tüm taraflara yönelik, ilgili BM kurumlari ve kendi ülkelerinde gerekli hukuki ve politik adimlari atmalidir.”
Deklarasyon’un dikkat çektigi bir diger eksiklik ise Müslüman nüfusun çogunluk oldugu ve Islam Isbirligi Teskilati üyesi ülkelerin Uygurlarin maruz kaldigi sistematik hak ihlalleri ve soykirim iddialarina sessiz kalmasi:
“Islam Isbirligi Teskilati ve üye tüm devletler Dogu Türkistan’daki soykirimi tanimali, soykirimin durdurulmasi için adim atmali ve Dogu Türkistan temsilcilerine Islam Isbirligi Teskilati’na gözlemci statüsünde katilim hakki vermelidir.
Uluslararasi ve ulusal haber ajanslari ve gazeteciler, bilhassa Islam ülkelerinin medyasi, Dogu Türkistan’daki soykirimi gündemlerine almali, konuyla ilgili yogun sekilde haberler yaparak uluslararasi toplumun saglikli bilgilendirilmesini saglamali ve bu hususta uluslararasi boyutta tepki ve farkindalik olusmasina katki saglamalidir.”
Zorla Çalistirmayla Elde Edilen Ürünler ve Gözetleme Teknolojileri
Deklarasyonu’nda vurgulanan bir diger önemli konu ise dünya ülkelerinin Çin’le olan ekonomik iliskileri. Zorla çalistirma uygulamasi ve “yeni iletisim teknolojileri” adiyla Çin’in hem ihraç hem de ithal ettigi teknolojilere yönelik güçlü yaptirimlarin hayata geçirilmesi talep ediliyor:
“Uygur ve diger halklarin zorla çalistirilmalariyla direkt veya dolayli yollardan iliskisi bulunan Çin sirketlerine yönelik yaptirim uygulanmali ve bu sirketlere yönelik uluslararasi yatirim fonlari durdurulmali, zorla çalistirma yoluyla üretilmis ürünlerin Çin’den ithal edilmesi yasaklanmali ve zorla çalistirma yöntemlerinden yararlanarak üretim yapan uluslararasi firmalar sorumlu tutulmalidir.
Çin’in Dogu Türkistan’da soykirim yapmak için kullandigi teknolojileri temin eden Uluslararasi firmalar, bu teknolojiyi Çin’e temin etmeyi durdurmali ve buna yönelik uluslararasi düzeyde yaptirim uygulanmali.”
Uluslararasi Toplumdan Ortak Bir Tavir Bekleniyor
Uluslaarasi Uygur Forumu katilimcilari, ayriyeten, uluslararasi toplumun, uluslararasi kuruluslarin ve sivil toplum örgütlerinin acilen ortak bir tavirla hareket etmesini ve Dogu Türkistan temsilcileriyle is birliklerini arttirmalarini istedi:
“Uluslararasi Adalet Mahkemesi ve Uluslararasi Suç Mahkemesi Dogu Türkistan’daki soykirim hakkinda acilen sorusturma baslatmali, Çin’e ve soykirim suçuyla dogrudan ya da dolayli yollarla iliskilenen; sahis, sirket, kurum, kurulus ve devlet yetkilileri hakkinda dava açilmali ve yaptirim gücü olan net ve güçlü kararlar çikartilmalidir.
Avrupa Parlamentosunun haziran ayinda insanliga karsi islenen suçlari ve ciddi bir soykirim riskini taniyan kararini takiben, Avrupa Komisyonu bu zulümleri sona erdirmek amaciyla acilen yeni bir mevzuat çikarmali ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti ve zorla çalistirma yasagina iliskin önerilerini güçlendirmelidir.
Insan haklari örgütleri, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi ve diger sivil toplum kuruluslari; Dogu Türkistan’da yasanmakta olan insan haklari ihlallerinin durdurulmasi için ortak ve net durus sergilemeli, etkili adimlari atmali ve Dogu Türkistan ile alakali çalismalarini Dogu Türkistan temsilci kuruluslariyla istisare ve is birligi içinde yapmalidir.”
Uluslararasi Uygur Forumu (Form), Dünya Uygur Kurultayi (DUK), Hasene International ve Uluslararasi Dogu Türkistan STK’lar Birligi ev sahipliginde 9-10 Kasim tarihlerinde Belçika’nin Brüksel sehrinde basariyla tamamlandi. Forumun ikinci gününde ise Çin’deki soykirimin durdurulmasi adina 3 farkli çalistay gerçeklestirildi. Çalistaylarda, Soykirima Karsi Uluslararasi Siyasi ve Ekonomik Mücadele, Soykirima Karsi Uluslararasi Hukuki Mücadelede ve Soykirimla Mücadelede STK’larin ve Medyanin Rolü ele alindi. Forum’a “yeniden egitim kamplari”nda zulüm görmüs ve gözaltinda tutulanlara yapilan iskence ve tecavüzlere sahit olan olmus insanlar da katildi ve tanikliklarini Avrupa Parlamentosunda anlatti.