Demokrasi ve Atilim (DEVA) Partisi Istanbul Milletvekili Mustafa Yeneroglu, “Alevilik de tipki diger tüm inançlar gibi, devletin ve kanunun tanimlamasina muhtaç degildir. Alevilerin ibadethane olarak gördükleri yer neresi ise orasi ibadethanedir. Aleviler
Demokrasi ve Atilim (DEVA) Partisi Istanbul Milletvekili Mustafa Yeneroglu, “Alevilik de tipki diger tüm inançlar gibi, devletin ve kanunun tanimlamasina muhtaç degildir. Alevilerin ibadethane olarak gördükleri yer neresi ise orasi ibadethanedir. Aleviler, Aleviligi nasil tanimliyorsa Alevilik odur” açiklamasini yapti.
DEVA Partisi Istanbul Milletvekili Mustafa Yeneroglu, Cumhurbaskani Kararnamesiyle “Alevi-Bektasi Kültür ve Cemevi Baskanligi" kurulmasinin ardindan açiklama yapti. Düzenlemeler yapilirken Alevilerin taleplerinin dikkate alinmadigini savunan DEVA Partisi Istanbul Milletvekili Mustafa Yeneroglu, “Oysa on yillardir Alevi vatandaslarimizin dile getirdigi talepler çok açik. En önemli talepler Alevi kimliginin ayrimciliga ugramamasi ve esit vatandasliktir. Talepler; zorunlu din derslerinin içerigi, kamu kurumlarina atamalarda yasadiklari ayrimciligin giderilmesi, Madimak Oteli’nin müze yapilmasi, Alevilerin tarih boyunca çektikleri acilarla yüzlesilmesi ve elbette cemevlerinin kültürel bir alan olarak degil bir ibadethane olarak kabul edilmesidir” degerlendirmesini yapti. Yeneroglu su ifadeleri kullandi:
“Bu düzenleme Alevi toplumunun talepleri dikkate alinmadan, torba kanunla seçim öncesi alelacele Meclis’e getirildi ve Alevilerin esit vatandaslik hakkini temin etme kapasitesine sahip degil. Bu düzenleme hükûmetin, Alevi vatandaslarimizin sorunlarini çözme konusundaki samimiyetsizligini ortaya koyuyor. Türkiye’de Alevi vatandaslarimizin sorunlarini bilen, bu sorunlarin demokratik ve adil yollarla çözülmesi için yillardir gayret gösteren neredeyse tüm sivil toplum örgütleri, bu kanun teklifine karsi seslerini yükseltiyor. Bu teklifi ‘inançlarina ve kimliklerine hakaret’ olarak niteliyorlar.
Kanun teklifinde cemevlerinin yapim, bakim ve onarim gibi ihtiyaçlarinin gerekli durumlarda belediyeler ve il özel idareleri, su ve elektrik harcamalarinin ise belediyeler ve Kültür ve Turizm Bakanligi tarafindan karsilanabilecegi öngörülüyor. Alevi vatandaslarimizin taleplerini dikkate almadan, sadece göz boyamak için cemevlerine yönelik yapim, bakim ve onarim destegiyle birlikte, elektrik ve suyun ücretsiz veya ucuza kullandirilmasi, iktidarin meseleye ‘hak’ degil ‘oy’ temelinde baktigini gözler önüne sermistir.
Alevilik de tipki diger tüm inançlar gibi, devletin ve kanunun tanimlamasina muhtaç degildir. Alevilerin ibadethane olarak gördükleri yer neresi ise orasi ibadethanedir. Aleviler, Aleviligi nasil tanimliyorsa Alevilik odur.
Aleviler yüzyillar boyunca öteki olarak görüldü. Maalesef bu durum Cumhuriyet’le birlikte de devam edegeldi. Alevilerin yasadiklari acilar görmezden gelindi ve Alevi kimligi her zaman toplumsal ayrismanin bir parçasi olarak lanse edildi. Türkiye’nin tüm farkliliklarini zenginlik sayarak baris ve huzur içerisinde bir arada yasayabilmesi; ‘Incinsen de incitme’ diyen Haci Bektas Veli’yi, ‘Ete kemige büründüm, Yunus diye göründüm’ diyen Yunus Emre’yi,' ‘Cehennem dedigin dal odun yoktur, herkes kendi atesini götürür’ diyen Pir Sultan Abdal’i anlayabilmekle mümkün olacak.”