ÖZGÜR ÖZEL, SILIVIR CEZAEVI’NIN ÖNÜNDEN AKP’YE SESLENDI: “ZULÜM ILE ABAD OLUNMAZ”
CHP Grup Baskanvekili Özgür Özel, “Yapilmayan belgeselden, darbeden, siparis edilmemis, edildigi söylenip asla ispatlanamamis pizzalardan, dis güçler tarafindan getirildigi iddia edilen piyanistin çaldigi çalmadigi sarkilardan sorumlu tutulup da burada tutulanlardan bir darbe, dis güçler, cebir, siddet böyle iliskilerle bu masum insanlarin üzerinden bir oyun oynuyorsunuz. Sunu sormak lazim ya bir gün köye gerçekten kurt gelirse ne olacak? Bu kadar yalandan sonra gerçeklere kim inanacak? Buradan Fahrettin Koca’ya, Adalet Bakani’na ve Cumhurbaskani’na sesleniyoruz; zulüm ile abad olunmaz” dedi.
CHP Grup Baskanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, bugün Gezi Davasi ve 28 Subat Davasi tutuklularini ziyaret ettikten sonra Silivri Cezaevi önünde açiklama yapti. Özel sunlari dile getirdi:
“Bakirköy Kadin Cezaevi’nde üç, Silivri Cezaevi’nde sekiz; toplam 11 tutuklu ve hükümlüyle görüsme imkânimiz oldu. Yaptigimiz ziyaretleri üç ana basliga ayirmak gerekirse Gezi tutuklulari ile, Selçuk Kozagaçli ile ve ayrica 28 Subat Davasindan içeride tutulan saglik durumlari kötü olan ve belli bir yasi asmis olan degerli komutanlarimiz ile görüstük.
Bugün Bakirköy Kadin Cezaevinde Mücella Yapici, Çigdem Mater ve Mine Özerden ile… Yine burada Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Hakan Altunay ile ayri ayri görüsmeler gerçeklestirdim. Osman Kavala’nin 1 Kasim’da tutuklulugunun besinci yili dolacak. Diger arkadaslarimizin ise tutukluluklarinin 6’nci ayi dolacak. Gezi’nin onurlu yükünü sirtlarinda tasiyan dostlarimizla içerideki 6’nci aylarinin doldugu bugünde dayanismak için Silivri’deydik.
“O BIRILERI HEPIMIZ ADINA KARAR VEREN HAKIMLER, SEN KIMSIN?”
Gezi hepimizin onurudur, bizim tarihimizde onurdur ve gelecegimizin güvencesidir. Gezi’ye içeridekiler de sahip çikiyorlar. Biz o gün de sahip çikiyorduk, bugün de sahip çikiyoruz. Birakin 5 yili 5 ay, 5 gün degil 5 saat bile içerde durmamasi gereken Osman Kavala içeride tutuluyor. 6 gün, 6 saat degil tam 6 ayir da yedi arkadasimiz içeride tutuluyorlar.
Bu yedi arkadasimiz kararin açiklandigi gün burada olmayabilirlerdi. Hatta Çigdem Mater yurtdisinda film çekiyordu, belgesel çekiyordu; dava için buraya gelmisti. Her bir tanesi yurt disina gidebilirlerdi ama buradaydilar, Gezi’yi savundular. Bu 8 arkadasimizin 8’i de en az ikiser kez Gezi’den beraat etti.
Hakimler hepimiz adina karar veriyor. Ama Recep Tayyip Erdogan nasil kafasina göre her yere Millet Bahçesi yaptigi gibi kendisini de mahkeme heyetinin üstünde, hukuk sitemimizde olmayan bir millet jürisi yerine koyuyor. Dönüyor dolasiyor birileri bunlari beraat ettirmeye çalisti, diyor. O birileri hepimiz adina karar veren hakimler.
Sen kimsin? Sen kuvvet ayriligi geregi bu ise hiç karismamasi gereken karistigi zaman anayasal suç isleyen birisin. Ama karisiyor. Çünkü onun zihninde Gezi suçlu, zihnindeki planda Gezi’ye bu 8 arkadasimiza biçilmis bir rol var.
“AKP BU ISTE SÖZÜ ARTIRDI ANLAMI YITIRTTI. ANLAMSIZ BIR SEKILDE BU KADAR ARKADASIMIZ BURADA DURUYORLAR”
Biz siyasi olan bu kararlara da isyan ediyoruz, Altin Portakal’da, Cannes Film Festivali’nde olmasi gereken Çigdem Mater, Mine Özerden cezaevinde neden dursunlar? Geçen Hafta Kizkulesi ile ilgili kaygilarini hepimizin dikkatine sunan Mücella Yapici neden cezaevinde dursun? Onun kent suçlulari ile mücadele etmesi lazim. Can Atalay, Soma’daki bilgi ve birikimiyle Amasra’da magdurlarin yaninda durmasi, suçlularin pesinde olmasi gerekirken neden içeride olsun? Tayfun Kahraman neden Istanbul’un daha yasanir bir yere dönüsmesi için mücadelesini sürdürmesin de burada tutulsun? Hakan Altinay’i ögrencilerinden neden ayiriyorsunuz diye bir kez daha soruyoruz. Bir çagrimiz var. Istinaf Mahkemesi 4 sebepten bozmustu bunu ve bugün dosya 3. Ceza Dairesi’nin önündedir. 4 gerekçeli bozmanin hiçbirini yerine getirmeden cezalari verdiler yolladilar. Eger Istinaf kendini inkâr etmeyecekse, çignemeyecekse, çignetmeyecekse bir an önce bozma karari vermelidir, bu davayi görmelidir. Ister durusma açarak yapsin ister dosya üzerinden yapsin ancak bu dosyanin bozulmasi ve arkadaslarimizin bir gün daha fazladan burada tutulmamasi gerekmektedir, bunu söylüyoruz. AKP’nin yarattigi bilgi kirliligi ortaminda, hedef saptirma, dezenformasyon ortaminda sözün enflasyonu var ama maalesef anlamin devalüasyonu var. AKP bu iste sözü artirdi anlami yitirtti. Anlamsiz bir sekilde bu kadar arkadasimiz burada duruyorlar.
“ILK GÜNKÜ GIBI GEZI’YI SAVUNMAYA DEVAM EDECEGIZ”
Bir mesajiniz var mi diye sorduk. Içeriden disariya daha dakikalar önce yazilmis mesaj sudur; “Ilk günkü gibi Gezi’yi savunmaya devam edecegiz. Bu bedel memleketin daha demokratik, özgür ve adil, kardesçe yasanacak bir ülke olmasina vesile olacaksa biz bu bedeli ödemeye haziriz. Destek olan, dayanisma gösteren herkese tesekkür ediyoruz. Bu bizim burada daha güçlü olmamizi ve daha dik durmamiza yardimci oluyor. Çok yakinda özgürlükte görüsecegiz. Geziye bin selam olsun” diyerek selamliyorlar.
“BIR YALANCI ÇOBAN GIBI BIR GÜN GERÇEKTEN KURT GELIRSE SIZI, BIZI, MEMLEKETI KIM SAVUNACAK?”
Yapilmayan belgeselden, darbeden, siparis edilmemis, edildigi söylenip asla ispatlanamamis pizzalardan, dis güçler tarafindan getirildigi iddia edilen piyanistin çaldigi çalmadigi sarkilardan sorumlu tutulup da burada tutulanlardan bir darbe, dis güçler, cebir, siddet böyle iliskilerle bu masum insanlarin üzerinden bir oyun oynuyorsunuz. Sunu sormak lazim ya bir gün köye gerçekten kurt gelirse ne olacak? Bu kadar yalandan sonra gerçeklere kim inanacak? Darbenin karsisinda hep beraberdik, dis güçlere karsi bu ülkeyi hep birlikte savunduk gerekirse savunuruz ama siz her gün sirf bir seçim kazanmak ugruna bu kadar paranoya dile getirdikten sonra bir yalanci çoban gibi bir gün gerçekten kurt gelirse sizi, bizi, memleketi kim savunacak? Selçuk Kozagaçli, 7 Kasim’da yargilamalari basliyor ve 11 ya da 12 Kasim’da karar verilecek ve Avrupa’dan 80 ülkeden hukukçular geliyor, Avrupa Barolar Birligi Baskani, Türkiye Barolar Birligi Baskani ve Türkiye’deki bütün barolardan kiymeti temsilciler geliyor. Bizler orada olacagiz, hakikati savunmaya Soma’nin yilmaz savunucusu Selçuk Kozagaçli’yi orada yalniz birakmamaya gayret edecegiz. Herkesi bu davaya ilgi göstermeye çagiriyoruz.
“AYDAN EROL, 82 YASINDA, BUGÜN KANSER TEDAVISINDEN GELDI BENIMLE GÖRÜSTÜ”
Içeride 28 Subat’tan tutuklular var Çevik Bir saglik sebebinden serbest birakildi. Hayatinin son dönemlerinde bilincini kaybetmis sekilde burada tutuldu ve çiktiginda artik cezaevinden çiktiginin farkinda degildi. Bugün Ahmet Çörekli ile görüstüm, 91 yasinda, dönemin Genel Kurmay 2. Baskani. Suçlamanin yapildigi dönemin Hava Kuvvetleri Komutani. Kendisine bugün teblig etmisler 2021 yilina kadar buradasin diyor. Su anda 91 yasinda ne sagligi ne yasi burada bulunmaya elverisli degil. O hastaliklarinda bahsetmek yerine onurlu bir sekilde ben suç olan hiçbir sey yapmadim, benim ömrüm Hava Kuvvetlerinde bu vatani korumak için kendi canimi bu ugurda feda etmek için geçti. Ben bunu hak etmedim, burada durmayi hak etmiyorum, diyor. 84 yasindaki Ilhan Kiliç’i o günlerde bulundugu Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterligi görevinden dolayi içeri atmislar. Erbakan dahil 4 basbakan ile çalismis, Milli Güvenlik Belgeleri üzerinde çalismis, diger arkadaslarinin da onun bununla ilgili yok, o Basbakanliga çalisan bir memurdur ve bu noktada kendisinin asla suçlanmamasi gerekir dedikleri halde bu davanin içine dahil edilmis ve özgürlügünden alinmis durumda. Aydan Erol, 82 yasinda, bugün kanser tedavisinden geldi benimle görüstü. 3 yil önce geçirdigi ve atlattigi kanser nüksetmis ve tam 33 gündür kanser tedavisi için her gün gidiyor ve geliyor.
“BURADAN FAHRETTIN KOCA’YA, ADALET BAKANI’NA VE CUMHURBASKANI’NA SESLENIYORUZ; ZULÜM ILE ABAD OLUNMAZ”
Evlatlari basvurularda bulundular. Agzinin içi tamamen yara olmus, kanser tedavisi gören, yemek yemekte zorlanan bir büyügümüze burada 82 yasinda eziyet etmedin Recep Tayyip Erdogan’a ne faydasi var. AKP’ye ne faydasi var. Her gün ölüme biraz daha yaklasan ve iyi bir tedavi olursa kurtulabilecek olan birisine bu zulmü yapmamalari gerekiyor. Onlarin sesini her zeminde duyurmaya çalisiyoruz. Buradan Fahrettin Koca’ya, Adalet Bakani’na ve Cumhurbaskani’na sesleniyoruz; zulüm ile abad olunmaz. 84,86,92 yasinda insanlara burada zulmetmeyin. Ayiptir, yaziktir, günahtir. Bu zulüm sizin kariniz olamaz, bunu kendinize kar biliyorsaniz bu yarattiginiz büyük vicdan azabi döner dolasir en sonunda sizi de bulur. Bunu yapmayin, bu onurlu insanlara bu vakitten sonra eziyet etmeyin, çile çektirmeyin. Geziye bin selam, Gezi bizim onurumuzdur, Gezi’nin onurunu içeride tasiyan 8 arkadasimizin arkasindayiz.”