Büyüksehir’in Sifir Atik Festivalinde düzenlenen Fark Yaratanlar panelinde dogayla barisik yasamanin yollari anlatildi
Kocaeli Büyüksehir Belediyesi’nin düzenledigi Sifir Atik Festivalinde panel, söylesi ve sunumlar devam ediyor. 16 Ekim Pazar günü Kocaeli Kongre Merkezi Selim Sirri Pasa Salonundaki Fark Yaratanlar paneline Türkiye genelinde yaptiklari çalismalarla farkindalik olusturan isimler katildi. Panele katilanlar dogada yasanan bozulmalarin, doganin bozulan dengesinin insani da olumsuz etkiledigini ifade etti.
PANELE KATILANLAR
Panele Lisinia Doga Kurucusu Öztürk Sarica, Atalik Tohum Sosyal Girisimci Nardane Kusçu, Anadolu Meralari Kurucusu Durukan Dudu, Otama Kirkpinar Kurucusu Merve Özkorkmaz katildi. Panelin moderatörlügünü ise SDSN Koordinatörü Bahar Özay üstlendi.
STRES OLMADAN TOHUM BILE ÇATLAMAZ
Programda ilk olarak söz alan Nardane Kusçu, ‘’Stres olmadan tohum bile çatlamaz. Düslerin bir siniri yok, gökyüzündeki hayalleri dünyaya indirmek gerekiyor’’ açiklamasini yapti.
INSAN BU DÜNYANIN VIRÜSÜDÜR
Bütüncül yönetim üzerinden tarima bakilmasi gerektigini söyleyen Durukan Dudu, ‘’Istanbul’da dogmus büyümüs biriyim. Özel bir sektörde çalismak veya devlet kurumlarinda çalismak yerine erken yaslarda bile insanla doganin baris içinde yasadigi topluluklar kurmayi hayal ederdim. Iklim degisikligi hareketine o yaslarda bile aktif olarak dahil oldum. Bütün meselelere bakarken insanin dogaya etkisine bakiyoruz. Buradan yola çikarak insan bu dünyanin virüsüdür, bir yüktür diyoruz. Insan olarak yapabilecegimiz tek sey bu yükü azaltmaktir diyoruz. Böyle bir hayati anlamli bulmuyorum. Hayir insan olarak daha az yük olmanin ötesine geçip, iyilestirme potansiyelimiz oldugunu gördüm. Yani onarabilecegimizi fark ettim’’ ifadesini kullandi.
BIR FINCAN KAHVE IÇIN AFRIKA’DA NELER YASANIYOR
Güzellik ve kozmetik ürünleri, sifir atik noktasinda kendi macerasini anlatan Merve Özkorkmaz, ‘’Bu macera 10-12 yil önce yurt disinda okurken basladi. Refah seviyesi çok yüksek ülkelerin çöpe attiklariyla biz ögrenciler doyabiliyoruz. Afrika’da sehir plancisi olarak görev yaptim. Orada birçok gerçeklikle karsilastim. Burada keyifle içtiginiz bir kahve için orada neler yasandigini gördüm. Ülkeme döndügümde soframizdaki ürünlerin nasil temizlenecegini görmeye çalistik. Kendi tarlamizda tarim yapmaya karar verdik. Üretime çok uzun yillar uzak kalmisiz. Kille bal mumuyla ve tohum yaglariyla merhem kivaminda bir sey elde ettik ve bunu dis macunu olarak kullandik. Bununla köpürmeden de dislerimizi temizleyebilecegimiz gördük. Gün içinde neye ihtiyaç duyuyorsak kendimiz yapmaya basladik’’ bilgisini verdi.
ARDIÇ AGACININ HAYATA DIRENISINI ÖRNEK ALDIK
Ardiç agacinin hayata bakis açisini degistirdigini söyleyen Öztürk Sarica, ‘’Küçük yaslarda tarlaya gidersem en yakin ardiç agacinin altina koyarlardi. Kuslarin böceklerin geldigini görürdüm. Orada bir yasam döngüsü vardi. Herkes ardiç agacina siginiyordu. Yasamsal döngüde çok önemli bir sey. Ardiç agaci susuzluga, firtinalara, dallarinin kesilmesine ragmen yasamaya devam ediyor. Yasarken de birilerine kol kanat gerer. Yasamak için bir direnci var, mücadelesi var. Kanserin sebebi dogadaki seylerin bozulmaya baslamasi. Dogada ne kadar bozulma oluyorsa insanlardaki bozulma da o kadar artiyor. Biz dogadaki bazi seyleri düzeltmek için yola çikarken bir amacimiz da insanlarin kimyasini düzeltmekti’’ açiklamasini yapti.