“MILLI AZAP HAFTASI”
7. Haftadan sonra Avrupa Uluslar Ligi maçlari nedeniyle ara verilmisti. Milli Takim Lüksemburg (22.09.2022) ve Faroe Adalari’yla (25.09.2022) grubundaki son iki maçini oynayacakti.
UEFA Uluslar Ligi, C ligini hak etmiyordu Türkiye. Zaten rakiplerimiz Lüksemburg, Faroe Adalari ile Litvanya’ydi ve 4 maçta 12 puan ile büyük avantajimiz vardi.
Türkiye artik B liginde diyebilirdik.
8. Hafta “Derbi Haftasi” olup Besiktas-Fenerbahçe maçi vardi...
Haftalik degerlendirmemize derbi ile baslayalim.
“GOL BEKLENTISI YÜKSEK DERBIDE TABELA 0-0’DA KALDI”
Besiktas ve Fenerbahçe 353.ncü randevu için Dolmabahçe’de karsi karsiya geldi. Konuk takim rekabette öndeydi (133 galibiyet) ama Besiktas’ta 126 galibiyet almisti.
Fakat futbol sadece geçmis ve onun getirdigi istatistikle degerlendirilmiyordu. Bu nedenle her yeni derbi büyük bir heyecan getiriyordu.
Hava güzel, zemin futbol oynamaya müsaitti. Besiktas taraftari tribünleri tamamen doldurmustu, Fenerbahçe taraftari yoktu. Zira konuk takim için deplasman yasagi vardi.
DEPLASMAN YASAGI;
2022 yilinda böyle bir yasak akillara zarar. Bunda elbette kulüplerin, yöneticilerin, federasyonun (dolayisiyla devletin), medyanin kusuru vardi.
Maçlarin, daha medeni ortamlarda seyircinin karsilikli oldugu statlarda oynanmasi elbette çok daha iyi olacakti ve genel olarak buna hakkimiz vardi.
MAÇ
BJK Alanya maçinda (Takim 3-0 önde iken maç 3-3 bitmisti) çizilen karizmasini onarmak için çabalarken Jesus ile iyi bir baslangiç yapan ve ligin iyi futbol oynayan ekiplerinden biri olarak görülen FB, bu maça da favori çikiyordu.
Hem FB attigi gollerle göz kamastirirken BJK’nin de hücum hatti oldukça iyiydi. Ligin en fazla gol atan iki takiminin müsabakasinda goller beklemek çok dogaldi ve bizi gollü bir derbinin bekledigi tahminleri çok fazlaydi.
Besiktas evindeki maçlara çok hizli basliyor ve neredeyse ilk yarida isi bitiriyordu. Ancak bu defa konuk takim çok hizli basladi ve daha dakika dolmadan Valencia ile tehlike olusturdu. FB’nin etkili ve hizli oyunu 15 dakika sürdü ki 90 dakikanin bu tempoda oynamasi çok mümkün degildi.
20. Dakikadan itibaren ev sahibi dengeyi kursa da ilk yarida daha etkili olan sari lacivertlilerdi. FB 31. Dakikada en etkili oyuncusu Valencia ile önemli bir firsattan yararlanamadi.
Devre 0-0 bitti. 1. Devre oldukça yüksek tempoda ve oldukça hizli oynandi fakat tempo ve hiz oyun kalitesine yansimadi. Oyun kurma ve gol pozisyonu açisindan çok kisir bir devre oldu.
FB’de Valencia öne çikarken siyah beyazlilarda ilk derbisini oynayan stoper Tayyip Talha Sanuç ve Muleka iyi göründü.
Siki geçecegi tahmin edilen Weghorst-Henrique eslesmesinde Henrique rakibine göz açtirmadi.
BJK’de Weghorst, FB’de Irfan Can Kahveci çok etkisiz kaldi.
Bu devrede Besiktasli oyuncularin 5 kez ofsaytta yakalanmasi ilginç bir istatistik olarak kayitlara geçti.
FB’nin rakibine göre görece daha iyi olmasindaki en önemli etken Jesus’un “takim boyunu kisaltmis” olmasiydi.
Ilk yarinin yüksek temposuna karsin 2. Devre daha yavas basladi ancak tempo yine de yüksek sayilirdi. Ayrica -daha önce de belirttigim gibi- heyecan, yüksek tempo ve hizli oyun ligimizde kaliteye pek yansimiyor. Hatta takimlarimiz oyun kurmakta ve net gol pozisyonu üretmekte zorlaniyorlar. Bunu önceki gün ADS-GS maçinda da yasamistik.
Derbi beraberlige kilitlenmis gibiydi. Teknik direktörler her geçen dakika beraberligi daha çok önemsiyordu.
70. Dakikaya gelindiginde Jesus oyuna müdahale etti ve 3 oyuncu degisikligi yapti. Ben Irfan Can, Pedro ve Lincoln’un çikmasini bekledim. Hoca ilk ikisini oyundan alirken Lincoln’ü oyunda tuttu. Dogrusu Crespo’yu almasi beni sasirtti.
Buna hemen karsilik veren V. Ismael’de Muleka, Salih Uçan (Salih’i de tahmin edemedim) Dele Alli’yi aldi.
Jesus sonraki degisikliklerle birlikte istedigini alamazken Ismael’in degisiklikleri beklenin üstünde etki yapti. Özellikle Ghezzal ve Tayfur Bingöl çok etkili oldu ve 80. Dakikadan itibaren BJK oyunu rakip sahada oynamaya basladi.
Koskoca derbinin tek net gol pozisyonu 87’de geldi. Rosier kendi sahasinda aldigi topu yaklasik 70 metre sürdü ve nefis kesti. Belki de ilk defa Henrique’den kurtulan Weghorst’un etkili kafa vurusu diregin dibinden auta gitti.
Hemen ardindan Ghezzal’in ortasinda yine Weghorst’un kafa vurusu Altay Bayindir’in bakislari altinda direkten döndü.
Golsüz biten maçta taraflar 1 puana razi oldu.
Derbide FB’nin 2 isabetli sutuna karsin BJK’nin 1 isabetli sutu ve bir de direkten dönen topu vardi.
Faul sayisi çok yüksekti; toplam 35 faul (BJK: 19, FB: 16).
Maçin en iyi oyuncusu Talha Sanuç olurken bir diger savunmaci FB’li Szalai’de çok iyi oynadi. Isabetli sut ve gol pozisyonu kisirligina ragmen iki savunmacinin öne çikmasi, derbinin bir baska ilginçligi oldu.
Iki takim arasinda 0-0 biten son maç bundan 6 yil önce oynanmisti.
BAZEN BERABERLIK;
Bazen beraberlik sanildigindan çok daha fazla ise yarar.
Nitekim bu sonuca en fazla sevinenler sahadaki hakem/VAR yönetimi ile federasyon olmustur ki maç içinde de berabere bitsin istegini zaman zaman gözlemledim. Iki taraftan birinin kazanmasi halinde hiç süphesiz çok daha fazla gündeme gelecek elestirileri beraberlik kurtarmis oldu.
Volkan Bayarslan’in faul standardinda ve kart kararlarinda sikinti vardi.
Bu sonuca liderlik yarisindaki takimlar da elbette fazlasiyla sevinmistir. 2 ciddi rakip 2’er puan kaybetmis oldu.
FB’nin gol hizina bir ara gelmis, es verilmis oldu.
2 takimin teknik direktörü yenilgi halinde gelecek olan (Özellikle Ismael) yogun elestirilerden kurtulmus oldu.
MARKA ve KALITE;
TFF Süper Lig’in Avrupa’nin ciddi liglerinden biri olmasini ve markalasmasini istiyor ancak bunda en önemli faktör oyun kalitesi olsa gerek.
Sürdürülebilir bir oyun kalitesi olmadan markadan söz etmek söz konusu bile olamaz. Hem kalitemizi milli maçlarda görmüstük.
“MUHALLEBI YERKEN DIS KIRMAK”
Türkiye-Lüksemburg: 3-3 Faroe Adalari-Türkiye: 2-1
Biz kolay grupta 6 maçta 18 puan yapip B Ligine çikacagimizi düsünürken karsimizda beklenmedik ölçüde iyi bir Lüksemburg bulduk. Taktik plana sadik, ne yaptigini bilen ve hizli hücumlarla rakip kaleye giden Lüksemburg kolay lokma olmadigi gösterdi.
Konuk takim üç kez öne geçti ve biz son olarak 87. Dakikada Ismail Yüksek’in çok sik golüyle maçi 3-3’e getirmeyi basardik. Diger gollerimiz Cengiz Ünder ve Chanot’tan (KK) geldi.
Takimimizda oyuncularimiz vasat bir oyun sergileyip öne çikan oyuncu olmazken Lüksemburg’da G. Rodrigues çok etkiliydi.
Kuskusuz maçin yildizi bir de gol atan (Belgrad) Gorali Sinani’ydi.
DAHA KÖTÜSÜ VARMIS...
Aslinda bu iyi günümüzmüs. 25 Eylül’de Faroe cezasi varmis. Spikerimiz ilk yaridaki çok kötü oyunu saha, soguk, yagmur ve özellikle rüzgâra baglamisti. 2. Yari rüzgâr bizim lehimize olacakti.
Ancak 2. Yarida adamlar rüzgâra karsi 2 sik gol atti.
Biz ne yaptigini bilmez bir halde rakip kaleye çullanmaya çalistik ancak rakibe de bol pozisyon verdik. 89’da Serdar Gürler’in golü teselli oldu. Maçi 2-1 kazanan Faroe Adalari büyük bir sevinç yasadi.
Biz B ligine tatsiz bir sekilde merhaba demis olduk.
BIR KISI;
Bu iki maç asla bir kisi üzerinden okunamaz ve elestirilemez. Hayli dipte olan sorunlari (Bir kismi halinin altina süpürülmüs) çözmek gerekiyor ancak sorunu çözmek için önce görmek ve teshis etmek gerek.
Dolayisiyla bu iki maçi teknik yönetim, oyuncular ve daha da ileri giderek birkaç oyuncu üzerinden elestirmek en büyük hata olur.
Herkesin bu kadar kötü olmasi asla düsünülebilecek bir sey degildi ama sebebi olmaliydi.
ZIRVEDEN DIBE;
Bir ülke yükselise geçerken sanki bütün kurumlariyla yükseliyor ve düsüste bütün kurumlariyla düsüyor.
2000 (UEFA Kupasi) ve 2002 (Dünya Kupasi üçüncülügü) 2008 (EURO 2008 yari final) basarilarindan sonra bu yil yasanan çöküs (Kulüpler bazinda ve Milli Takim’in son iki maçi) inanilir gibi degil fakat belliydi.
Ülkenin sorumlu futbol bilesenleri birakiniz sorunlari çözmeyi, görmezden geldikçe gelecek günlerin daha kötü olacagini söylemek kahinlik sayilmasa gerek...
UEFA ULUSLAR LIGI
UEFA’nin bu organizasyonu hayli sikintili ve sakat görünüyor. Beklenen heyecani saglamaktan çok uzak. Örnegin A liginde Almanya ve Fransa sadece 1 galibiyetle ancak üçüncü olabilirken galibiyet alamayan Ingiltere B ligine düstü.
Uluslar Ligi organizasyonun yapisinin degismesi sürpriz olmayacaktir.
“MUMLA ARANAN KALITE”
1 Ekim 2022/Cumartesi
Cumartesi’nin ilk maçinda ev sahibi olan Kasimpasa Gaziantep’i Celina’nin (57’) golüyle 1-0 yenerken konuk takimin fazlasiyla etkisiz oyunu beklenmedik bir seydi. Erol Bulut ligdeki en kötü oyunlarindan birini daha oynamis olabilir ki bu durum geçen haftalarda bir kez daha yasanmisti.
“ZOR DA OLSA KAZANMAYA DEVAM”
Trabzon iyi baslamisti. Fakat 24. Dakikada Kaleci Ugurcan Çakir topu rakibe teslim etti. Bu topla hizli bir atak gelistiren Kayseri Gavranovic ile öne geçti.
Bundan sonrasi Trabzon’un baskisi ve ev sahibinin kontratak arayisiydi. Kayseri’nin nadiren etkili ataklarina karsin Trabzon pozisyonlar buldu ancak Kaleci Bilal Bayazit’in iyi oyunu vardi.
Trabzon beraberlige 78’de ulasti. VAR uyarisiyla gelen penaltiyi Bakasetas gole çevirdi.
Penalti karari haftanin tartismali kararlarindan biriydi ve bana göre çok agirdi.
83. Dakikada bu defa Kayserili Carole’nin ikrami vardi. Bu ikrami kabul eden Trabzon, geçen yilin gol krali Umut Bozok ile gole çevirdi ve 3 puani aldi.
“YINE LIDERLIK MAÇI”
Konya maçindan sonra yine bir liderlik maçi için Galatasaray Adana deplasmanindaydi. Adana Demirspor’un coskulu futbolu ve GS’nin yükselen formu bize iyi bir maç vaat ediyordu.
GS’nin Kerem Aktürkoglu ve Yunus Akgün’üne karsin ADS’nin de Onyekuru ve Yusuf Sari gibi çok hizli adamlari vardi. Ayrica ev sahibinde çok formda olan Belhanda vardi. Trabzon maçinin yildizi Ndiaye ve Emre Akbaba tehlikeli isimlerdi.
Maç inanilmaz hizli basladi. Top sürekli bir o kalede, bir bu kaledeydi. Her iki takimin da gole yakin oldugu anlar vardi. Ancak ADS’de Ndiaye ve Onyekuru iyi oynarken diger üç isim etkisiz kalinca gol gelmedi.
GS’nin en büyük sorunu Gomis oldu. Topla hiç bulusamayan (Ya da takimi onu bulusturamadi) Senegalli Fransiz takimini eksik birakti.
2. Yariya GS daha iyi basladi. Mata’nin oyuna girmesiyle konuk takim üstünlügünü perçinledi. Bunda Mertens’in oyunu da etkili oldu ki Belçikali geldiginden bu yana en etkili oyununu oynuyordu. GS’nin bütün pozisyonlarinda Mertens imzasi varken oyuncunun bir sutu da direkten auta gitti.
ADS 10 kisi kalinca (Stambouli, 64. Dakika; ikinci saridan kirmizi kart) beraberlige razi oldu.
Yüksek tempo ve oyun hizina karsin maç golsüz bitti.
Bu maçta takimlar 110 km kosu mesafesini geçtiler;
ADS: 110,2 km ve GS: 113 km.
Ayni gün oynana maçta, ligin en saglam takimlarindan biri, belki de birincisi olan Basaksehir deplasmanda Ankaragücü’nü 2-1 yenince liderlik koltuguna oturdu. Üstelik Basaksehir’in bir maçi eksikti.
Bu maçta Ankaragücü’nün golünü penaltidan Tolga Cigerci atarken konuk takimin golleri Okaka ve Deniz Türüç’ten geldi. Ceza sahasi disindan nefis bir gol atan Deniz muhtemelen haftanin golüne imza atmisti.
2 Ekim 2022/Pazar
Pazar günü Alanya-Giresun maçi 1-1 bitti. Deplasmanda bu maçi 10 kisi oynayan (Serginho, 4. Dakika, kirmizi kart) Giresun 1 puan ile kazançli çikti.
Goller: Balkovic (84’, Alanya), Görkem Saglam (65’, penalti, Giresun)
Bir diger maçta ev sahibi Sivas, ligde henüz galibiyeti olmayan Hatay’a 2-1 kaybetti. Üstelik konuk takim 42’de Riberio’nun kirmizi kartiyla maçin yarisini 10 kisi oynadi.
Riza Çalimbay ve Sivas için zor günler devam ediyor.
Goller: Erdogan Yesilyurt (23’, Sivas), Hatay adina El Kaabi (24’) ve Bertug Özgür Yildirim (20’)
Konya iyi oynamadigi maçta Ümraniye’yi Muhammet Demir’in 45+3’te attigi golle 1-0 yenerek 3 puani hanesine yazdirdi.
8. Haftanin son maçi 3 Ekim 2022 (Pazartesi) günü (Istanbul Derbisi) Karagümrük-Istanbulspor maçi ile tamamlanacakti. 1-0 geriye düsen Istanbul maçi 2-1 kazanarak önemli bir 3 puani hanesine yazdirdi.
DEGERLENDIRME:
Haftanin Maçi Kalite açisindan yeterli bir maç olmadi.
Haftanin Iyi Maçlari (Görece) ADS-GS
Haftanin Heyecani BJK-FB (Heyecan ve tempo açisindan)
Haftanin Takimi Hatayspor
Haftanin Iyi Takimlari Giresunspor
Haftanin Futbolcusu Yok
Haftanin Performanslari Hamsik (Trabzon), Mertens (GS), Talha Sanuç ve Ghezzal (BJK), Szalai (FB), Bilal Bayazit (Kayseri). Özgür Saglam (Giresun)
Haftanin Golü Balkovec (Alanya)
Deniz Türüç (Basaksehir)
Haftanin Pozisyonu BJK Teknik Direktörü V. Ismael’in, Weghorst’un kaçirdigi golden sonra Kerem Atakan Kesgin’e takilarak düsmesi...
Haftanin Demeci Montella (ADS TD): Dogru bir beraberlikti...
Haftanin Talihsizi Bilal Bayazit (Kayseri kalecisi)
Haftanin Çirkini Sahaya atilan maddeler (Özellikle Kayseri-Trabzon maçi)
Haftanin Hakemi Yok
HAFTANIN NOTLARI:
*Heyecanli, tempolu ve hizli maçlar oynandi. Kalite eksik kaldi.
*Kirmizi kart bereketi vardi.
*Takimlar gol pozisyonu üretmekte güçlük çekti.
*Futbolcularda oyun oynama istegi ve iyi niyete karsin bazi maçlarda taraftar taskinligi yasandi. Sahaya atilan maddeler çok çirkin ve ilkel bir görüntü verdi.
*Milli Takim arasi Hatay’a iyi gelirken Sivas yenildi.
*Yenilgisiz Basaksehir kalesinde ilk golü 8. Haftada gördü. Bu golü eski oyuncusu Tolga Cigerci atti.
*Bir maçla 7 takimin lider olma ihtimali heyecani arttiriyor.