CHP Izmir Milletvekili Atila Sertel; TBMM gündemine getirilen, görüsmeleri tepkiler üzerine ekim ayina ertelenen ve internet medyasi ile sosyal medyaya yeni yaptirimlar getirilmesi öngören yasa teklifi ile ilgili “Bütün kuruluslar ve basin meslek örgütleri bu yasanin çikmasina engel teskil etti. Ekim ayinda bunu tekrar gündeme getirmeye kalkisabilirler. Ama bilsinler ki basin özgürlügünden dogacak mahsurlari giderecek tek sey yine basin özgürlügüdür. Bu noktada basin özgürlügünü engelleyecek hiçbir maddeyi kabul etmeyecegimizi ifade ediyorum” dedi.
CHP Izmir Milletvekili Atila Sertel, CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu’nun programi kapsaminda bulundugu Malatya’da, Malatya Gazeteciler Cemiyeti ve yerel basin kuruluslarini ziyaret etti. Sertel’i cemiyet ziyaretinde, cemiyet baskani Vahap Güner karsiladi.
"BASIN ZOR DÖNEMDEN GEÇIYOR"
Basinin sorun ve sikintilarini gündeme tasiyan ve basinin zor bir dönemden geçtigini söyleyerek sözlerini devam ettiren Sertel sunlari söyledi:
“Türkiye’de basin çok zor bir dönem geçirdi ve geçiriyor. Anadolu basininin gerek ekonomik kosullari, gerekse siyasi baskilar altinda zor günler yasiyor. Ama gelip geçecektir. Eski güçlü günlerimize dönecegiz. Ayrica ben illerde cemiyetlerin tek olmasindan, çok uzun yillarca köklü bir cemiyet olan MGC’nin önemli bir kurum oldugunun da altini çizerek bütün meslektaslarimizi bütünlesmeye, birlige davet ediyorum.
Sadece bu ilde degil, birçok ilimizde degisik nedenler ve gerekçelerle bazi olusumlar oluyor. Bu olusumlarin basin meslek örgütüne zarari oldugu, basin meslegine de çok büyük zarari oldugunu düsünüyorum. Demokrasi kazanir. Herkes gelir bir yerde bir çati altinda toplanir seçimler olur. Kim kazanirsa onla beraber omuz omuza yürünür. Ben Izmir milletvekiliyim ama benim gönlüm hep Anadolu’dan yana oldu, hep Anadolu’nun sesi olmusumdur. Basin ilan kurumunda genel kurul üyeligi yaptigim sirada 6 yil boyunca Anadolu’daki gazetelerin, cemiyetleri basin ilan kurumundan gerekli payi almalari için, Anadolu gazetelerinin basin ilan kurumundan gerekli payi ve hakkini alabilmeleri için çabalarimiz çok oldu. Basin kartlari komisyonunda 6 yil görev gördüm. Orada da çabalarimiz çok oldu. Simdi 7 yildir milletvekili olarak bu çabalarimizi sürdürüyorum. Tek istedigim herkesin özgürce yazabildigi, düsüncelerini özgürce ifade edebildigi ve ekonomik kosullar altinda ezilmedigi bir dünyayi çok istiyorum.
Basin yeni bir yasayla büyük bir sikinti altina sokulmak istendi. Yeni bir baski yasasi. Bu yasa gazeteciler cemiyetlerinin ortak çabasi ve mücadelesiyle durduruldu. Çünkü 29. Madde; o madde sadece yoruma dayali ve gazetecilerin ‘3 yildan baslayarak yargilandigi ve hapse atilabilecegi bir madde… ‘Dezenformasyon’ diyorlar. Bir örnek vermek isterim, iste meteoroloji dedi ki ‘yarin Malatya’da bir yagmur ve firtina olacak, sel baskinlari bekleniyor.’ Gazeteci de bunu yazdi ve bu doga olayi gerçeklesmedi. O kanun maddesinde ‘halki infiale sürüklemek, korku ve panige sürüklemek suçtur’ deniliyor ve ‘3 yilla yargilanir’ diyor. Onu haberlestiren gazeteci veya onu söyleyen televizyoncu 3 yilla rahatlikla yargilanabilir.
Dezenformasyon yasasinin niyete ve yoruma bagli olmasinin çok büyük bir sikinti yaratacagini anlattik ve anlatmayi sürdürecegiz. Zaten bir adim geriye çekildiler ama dezenformasyona zaten gazeteciler, kendisine ‘Gazeteciyim’ diyen hiç kimse dezenformasyon yapmaz, yapmamali da. Gerçek bilgilere dayali, teyit edilen bilgilere dayali haberlerdir. Internet yasasi mutlaka çikmalidir. Ama çikarken de baski politikasi haline getirmek de hiç dogru degildir. Bu açidan mecliste çalismalarimiz sürüyor. En büyük gücümüzde Anadolu basiniydi. Ankara’da büyük bir toplanti organize edildi. Bütün kuruluslar ve basin meslek örgütleri bu yasanin çikmasina engel teskil etti. Ekim ayinda bunu tekrar gündeme getirmeye kalkisabilirler. Ama bilsinler ki basin özgürlügünden dogacak mahsurlari giderecek tek sey yine basin özgürlügüdür. Bu noktada basin özgürlügünü engelleyecek hiçbir maddeyi kabul etmeyecegimizi ifade ediyorum.”
Sertel ayrica, Malatya Söz Gazetesi’ni de ziyaret etti. Sertel, ziyaretinde; daha önce CHP’nin Marmaris’te “Yerel Medya Çalistayi” düzenledigini animsatti ve sunlari söyledi:
“Oradan çikan sonuçlar söyle… Anadolu medyasi kendine özgün bir medya, bazilari tarafindan sekillendirilen ve ‘Sen bugün su manseti atacaksin’ veya ortak basliklar atan medya degil. O, bizim için çok önemli ve korunmasi gereken bir özellik. Her gazetenin kendine özgü bir bakis açisinin olmasi en dogalidir. Fikir özgürlügü olmasi lazim, basin özgürlügü olmasi lazim, ifade özgürlügü olmasi lazim.
"BASIN VE IFADE ÖZGÜRLÜGÜYLE ILGILI BIR KANUN HAZIRLANMASI LAZIM"
Bir de yerel medyanin desteklenmesi lazim. Yerel medya ne yazik ki öksüz bir evlada benziyor. Baba ve anne yok; çocuk kendi çabalariyla ayakta kalmaya çalisiyor, hayatta kalmaya çalisiyor ve varligini devam ettirmeye çalisiyor. Bunun için Anadolu medyasina iliskin pozitif ayrimcilik yapmamiz lazim. Basin ve ifade özgürlügü konusunda bir kanun hazirlamamiz lazim. Onu da biz degil, bizzat ilgilerinin katildigi, Meclis'te tartistigi, basin meslek örgütlerinin baskanlarinin oldugu toplantiyla bu yasanin hazirlanmasi gerekiyor. Kalici bir basin yasasinin olmasi lazim. Bunun için ugras verecegiz.”
"BASIN MESLEK ÖRGÜTLERIYLE BIRLIKTE SORUNLARI ÇÖZECEGIZ"
Sertel, Marmaris’te yapilan çalistayin önemli yanlarinin olduguna dikkat çekerek, “Bütün masalarda Anadolu kentlerinden gelen insanlarin hazirladiklari raporlar, bizim elimizde. Ne istiyorlar ve ne yapilmasi gerektigini biliyoruz. Elimizde hasta ise tedavi edilecek yollari ve yöntemleri de öneriyor arkadaslar. Reçete de var elimizde. Iktidar oldugumuzda bunu mutlaka basin meslek örgütleriyle sorunlari çözecegiz” dedi.
"CEZA YAZMAKLA MÜKELLEF HISSEDIYORLAR"
“Radyo ve Televizyon Üst Kurulu artik Recep Tayyip Üst Kurulu haline geldi” diyen Sertel, sunlari kaydetti:
“Recep Tayyip Erdogan ne isterse onu yapan bir kurum haline geldi. Yaklasik 800 civarinda çalisani var. 8 daire baskani, 48 daire baskan yardimcisi var. 800’e yakin personel belli kanallari izliyor. Belli televizyonlari izliyor. 5-6 kanali izliyorlar ve kendilerini onlara ceza yazmakla mükellef hissediyorlar. Onlarin sesini kismak için her türlü baskiyi uyguluyorlar. Basin Ilan Kurumu ise kelimenin tam anlamiyla Basin Infaz Kurumu haline getirilmis vaziyette. ‘Hangi gazetenin ilanini keseyim’ diye ugras veriyor.
Her iki kurumu da basin ve ifade özgürlügünü koruyan, kollayan ve ülkenin kuruluslari haline getirilmesi gerekiyor. Siyasi baskilardan uzak, siyaset yapmayan meslek örgütleriyle beraber yürüyen kurullar haline getirmeliyiz. Her ikisi de önemli kurumlar ve bu kurumlari bir baski araci olarak kullanmalari, Türkiye’de çok kötü sonuçlara yol açtigini görüyorum.”
“DOLARLA KIRA NEDENIYLE ANADOLU TELEVIZYONLARI UYDUDAN DÜSTÜ”
Sertel, TÜRKSAT’in dolar ile uydu kiralamasinin Anadolu’daki televizyonlarin uydudan düsmelerine yol açtigini kaydederek, “Dolarla kira Türk lirasi ile kira tartismasi çok oldu. Ben Türk lirasini onlar dolari savundu. Hatta Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan ‘Dolarla kira mi olur kardesim?’ deyince ben de ‘Dolarla uydu kirasi mi olur” dedim” ifadelerine yer verdi.