Uygur Hareketi (CFU) Icra Direktörü Rushan Abbas’in kiz kardesi Dr. Gulshan Abbas tam dört yildir Çin hapishanelerinde tutuluyor.
Uygur Hareketi (CFU) Icra Direktörü Rushan Abbas’in kiz kardesi Dr. Gulshan Abbas tam dört yildir Çin hapishanelerinde tutuluyor. Dr. Abbas, Çin’in Müslüman Uygur halkina karsi uyguladigi zulüm ve vahsetin simgelerinden bir haline geldi. Her sey 2018’de, CFU Icra Direktörü Abbas ve esi Abdulhakim Idris’in, katildiklari bir panelde Çin rejiminin soykirim politikalarini elestirmesiyle basladi. Panelden yalnizca alti gün sonra Dr. Gulshan Abbas Çin tarafindan önce asilsiz suçlamalarla gözaltina alindi, ardindan da hapsedildi. Çin rejimi bugüne kadar uluslararasi toplumdan gelen tüm çagrilara ragmen Dr. Abbas’i serbest birakmadi. Dr. Abbas’in kizi Ziba Murat konuya iliskin yaptigi açiklamada, ‘Sevdiklerimizin hak ettigi insanlik onuru için yillarca verdigimiz mücadeleyle acimiz katlandi. Annemin durumu buzdaginin sadece görünen kismi. Milyonlarca kisi de benzer sekilde aci çekiyor. Annem eve gelmeli, aileler yeniden bir araya gelmeli. Anneme sarilana kadar mücadeleye devam edecegiz’ dedi. Kongre Uygur Grubu Esbaskani olan ABD Temsilciler Meclisi üyesi Tom Suozzi ise haksiz yere gözaltina alinan tüm Uygur’larin serbest birakilmasi çagrisinda bulundu.
Uluslararasi Uygur Akademisi Baskani ve CFU Kidemli Danismani Dr. Rishat Abbas, sadece kardesi Dr. Gulshan Abbas’in degil, binlerce Müslüman Uygur’un, Çin’in acimasiz politikalarinin kurbani oldugunu vurguladi. Rishat Abbas, ‘Kiz kardesim bu soykirimin masum bir kurbani. Uygur’larin haklarini elde etmeleri için yürüttügümüz sivil toplum faaliyetlerine misilleme olarak Çin rejimi tarafindan kaçirildi’ dedi. CFU Icra Direktörü Rushan Abbas, uluslararasi topluma seslenerek, ‘Özgür bir dünyanin tesisi için, Çin’in uyguladigi soykirimin önüne geçmeliyiz’ ifadelerini kullandi.
Agustos ayinda Birlesmis Milletler Insan Haklari Yüksek Komiserligi tarafindan yayinlanan rapor, Çin zulmünü bir kez daha gözler önüne serdi. Rapor, Çin'in Uygur’larin özgürlüklerini keyfî olarak sinirladigini vurguladi. Raporu hazirlayan arastirmacilar, "insanliga karsi suç" düzeyine varabilecek iskence vakalari için güvenilir kanitlar bulundugunun altini çizdi.