Gelecek Partisi Genel Baskan Yardimcisi Feramuz Üstün, “Bu memleketin 85 milyonunu kardes etmemiz lazim. Hiçbir kesimin hiçbir yöresini birbirinden ayirmadan memleketin dört bir tarafini geziyoruz. Maalesef insanlarda müthis bir ümitsizlik hâkim olmus, ge
Gelecek Partisi Genel Baskan Yardimcisi Feramuz Üstün, “Bu memleketin 85 milyonunu kardes etmemiz lazim. Hiçbir kesimin hiçbir yöresini birbirinden ayirmadan memleketin dört bir tarafini geziyoruz. Maalesef insanlarda müthis bir ümitsizlik hâkim olmus, gelecek kaygisi hâkim olmus. Çocuklarimiz ülkeden sogumus. Yapilan bütün arastirmalarda yüzde 75’i, ülkenin disinda bir gelecek arayisi içerisinde. Zorluklarimizi biliyoruz ama ümidimizi kaybetmeyecegiz” dedi.
Feramuz Üstün, bugün Burdur’da Gelecek Partisi Il Baskani Esref Ural’in düzenledigi kahvalti programinda basin mensuplariyla bir araya geldi. Üstün, burada yaptigi konusmada sunlari söyledi:
“MAALESEF INSANLARDA MÜTHIS BIR ÜMITSIZLIK HÂKIM OLMUS, GELECEK KAYGISI HÂKIM OLMUS. ÇOCUKLARIMIZ ÜLKEDEN SOGUMUS”
“Bu, seçim öncesi son yaz. Hatta hepimiz için, ülke için tünelden önceki, köprüden önceki son yaz. Bunun kiymetini, önemini bildigimiz için Gelecek Partisi ekibi olarak Anadolu’dayiz. Gittigimiz yerlerde il baskanlarimiz ve teskilatimizla birlikte yerel problemleri ve sorunlari dinliyoruz, onu tartisiyoruz. Onun disinda ülkenin genel meselelerini tartisiyoruz. Insanlarimizin içinde bulundugu durumu istisare ediyoruz ve bunlari genel merkezimize rapor ediyoruz. Genel Baskan’imiz ve baskanlik kurulumuzla politika gelistiriyoruz. Bu memleketin 85 milyonunu kardes etmemiz lazim. Hiçbir kesimin hiçbir yöresini birbirinden ayirmadan memleketin dört bir tarafini geziyoruz. Maalesef insanlarda müthis bir ümitsizlik hâkim olmus, gelecek kaygisi hâkim olmus. Çocuklarimiz ülkeden sogumus. Yapilan bütün arastirmalarda yüzde 75’i, ülkenin disinda bir gelecek arayisi içerisinde. Zorluklarimizi biliyoruz ama ümidimizi kaybetmeyecegiz.
“LIYAKATSIZLIKLE OLUSAN KADROLAR MEMLEKETI BU NOKTAYA GETIRDI”
Bugün memlekette yasanan bütün sikintilarin, 2015-1016 yilinda yasananlara Sayin Basbakan Ahmet Davutoglu’nun müsaade etmedigi için üzerine çullanan ve bugün Sedat Peker’in diline düsmüs olan, bakanindan gazetecisine, bürokratina, is adamina, ne varsa, üzerine üsüsmüs olanlarin memleketi getirdigi nokta bu. Verilen mücadeleler neticesinde maalesef Ahmet Davutoglu, gücü bu islerle mücadele etmeye yetmedigi için ‘Millet fedakârlik edecegine, devlet fedakârlik edecegine ben ederim’ dedi ve kenara çekildi. Tam bir yörük tavriydi. Devlet sikinti, zarar görmesin diye kendisi sikintiya razi oldu. Ama o günden beri bakiyoruz; emeklilerimiz, asgari ücretli çalisanlarimiz biliyor, asgari ücrete yüzde 30 zam yapilmisti basbakanligi döneminde, enflasyon yüzde 6’ydi, faiz yüzde 5-6’ydi, emeklilere yüzde 10’a yakin bir zam yapilmisti. Belki ekonomide her seyin yolunda gittigi bir dönemdi. Ahmet Davutoglu ayrildiktan sonra peyderpey bir liyakatsizlik; damatla baslayan, devlette bir es, dost, akraba kayirmaciligi ile olusan kadrolar, liyakatsizlikle olusan kadrolar memleketi bu noktaya getirdi.
“VALISINDEN KAYMAKAMINA, BÜROKRATINA KADAR ARTIK RESMI IDEOLOJININ PARTISI HALINE GELDI”
Özellikle ‘partili cumhurbaskanligi’ sisteminden sonra artik parti, maalesef kimin ne yaptigini bilmedigi bir asamaya geldi. Dün 21. kurulus yil dönümü kutlanan partiye bakiyorum, bu gününü kutlayanlarin önemli bir kismina bakiyorum, geçmisine küfredenlerden olusan bir hâle gelmis. Hatta en iyi oldugu dönemlerde hakaret edenlerin bugünlerde kutladigi hâle gelmis bir parti. Yani ‘3Y’ ile yolsuzluklarla, yasaklarla, yoksullukla mücadeleye baslandigi bir dönemden, bugün ülkenin bir cumhurbaskani bir ile gittigi zaman valisi dahi karsilamaya korkar hale geldi. Valisinden kaymakamina, bürokratina kadar artik resmi ideolojinin partisi haline geldi. Milletin partisi olmaktan çikip devletin partisi, resmiyetin partisi haline gelmis bir yapiya dönüstü.
“BÜTÜN PROBLEMLERI, MESELELERI BILIYORUZ”
Yolsuzluk derken, memleketin yolsuzluk asamasi derken, ilk basta bu yola çikmisken memleketin yüzde 25’i Avrupa gibi yasiyor, yüzde 30’u dünyanin en geri kalmis ülkeleri gibi yasiyor. Gelir dagilimi bozulmus, adaletsizlik bozulmus. Geldigi noktada, AKP’nin içerisinde geçmiste görev yapmis bütün arkadaslarimizin hayal kirikligi yasadigi, bu kadar güven duyan ve destek veren milletimizin hayal kirikligi yasadigi bir dönem yasiyoruz. Her gittigimiz yerde ümidin bittigini, bütün algilara ragmen milletin AKP ile baglarini kopardigini görüyoruz. Ama bu kadar zorluklara ragmen milletimiz ümidini kaybetmeyecek, ümidinin oldugunu bilecek. Biz, sorumlulugumuzu biliyoruz. Çocuklarimizin sikintilarini, memleketimizin dertlerini biliyoruz. Bu ülkeyi yönetmis en son kisi, seçilmis kisi, Basbakan’imiz. Bütün problemleri, meseleleri biliyoruz. Su anda en önemli problemimizin liyakatsizlik oldugunu biliyoruz. Bunu hallettigimiz zaman, ortak akli kullandigimiz zaman ümitsiz olmamizi gerektirecek hiçbir seyin olmadigini, kisa sürede toparlanmanin olacagina inaniyoruz.”