Demokrasi ve Atilim (DEVA) Partisi Genel Baskani Ali Babacan, partisinin Karaman Il Baskani Burak Demirer’in saldiriya ugradigi animsatilarak “Seçim sürecinde bu tür saldirilar artabilir mi” sorusuna, “Bu konuda tek bir sorumlu var. O da Sayin Erdogan. Ke
Demokrasi ve Atilim (DEVA) Partisi Genel Baskani Ali Babacan, partisinin Karaman Il Baskani Burak Demirer’in saldiriya ugradigi animsatilarak “Seçim sürecinde bu tür saldirilar artabilir mi” sorusuna, “Bu konuda tek bir sorumlu var. O da Sayin Erdogan. Kendisi, ülkeyi böyle huzur içerisinde, istikrar içerisinde mi seçime götürmek istiyor, yoksa ülkeyi bir kaos ortaminda mi seçime götürmek istiyor? Ülkenin seçime istikrarli bir sekilde, baris ve huzur içerisinde gitmesi, tamamen Sayin Erdogan'in inisiyatifinde bir konu” yanitini verdi. Babacan, ekonomik krize iliskin sorulan bir soruya da Sri Lanka örnegini vererek, “O temerrüt çukurunun içine ülke bir düserse oradan çikis çok zor oluyor, sancili oluyor, uzun sürüyor. Yani iste Sri Lanka yasadi. Devlet baskani ülkeden apar topar bir gece kaçmak zorunda falan kaldi. Allah korusun, insallah o noktaya gelinmez. Çünkü Türkiye bunu hiç yasamadi” dedi.
Ali Babacan, Gaziantep ve Gebze’nin ardindan üçüncü mitingini dün Yozgat’ta yapti. Mitingin yapildigi Cumhuriyet Meydani’na birkaç gün önce Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’in fotografinin asilmasi partililer tarafindan tepkiyle karsilandi. Babacan, miting sonrasi aksam yemeginde bir araya geldigi gazetecilerin sorularini yanitladi.
Babacan, gelecek hafta Saadet Partisi ev sahipliginde yapilacak liderler zirvesine iliskin “Toplantilar devam edecek mi, yeni bir adim atilacak mi, yeni bir komisyon kurulacak mi” sorusuna su yaniti verdi:
“Daha ortak gündemimiz bitmedigine göre, daha ortak çalistigimiz konular olduguna göre, -basta bir cumhurbaskani adayi, ortak aday hedefimiz var- herhalde bir sekilde bu toplantilarin devam etmesi lazim. Ama zamanlamasi konusulabilir. Simdi seçim güvenligiyle ilgili mesela bir komisyon kurduk. O, daimi bir komisyon. Ve seçim güvenligi komisyonu, kesinlesmis resmi sonuçlar açiklanana kadar çalisacak bir komisyon olacak. Memleketin sürekli yeni meseleleri ortaya çikiyor. Istisare edilmesi gereken sürekli yeni konular var. Yani bunlari ara ara oturup degerlendirmek faydali oluyor. Dolayisiyla bizim kanaatimiz, bu toplantilarin bir sekilde devam etmesi.
“BU TOPLANTILARIN DEVAM ETMESINI ARZU EDERIZ”
Toplantilarda böyle genel baskanlarin birbirlerini yakindan tanimasi çok iyi firsat oluyor. Çünkü biz bilmiyorduk gerçekten, çok uzaktan insanlari taniyorduk. Yani böyle bir araya gelmek, oturmak, sohbet etmek, genel baskanlar açisindan birbirlerini daha yakindan tanimalari açisindan çok çok faydali. Bir de kadrolarimiz da birbirlerini çok yakindan tanimaya basladilar. Bunun da faydasini görüyoruz. Tabii alti parti, nihayetinde, özünde rakip partiler. Bu gerçegi inkar etmek mümkün degil. Bir rekabet var ama bu rekabet varken ayni zamanda meseleleri oturup konusuyor olabilmek ve siyasi nezaketle bunu yapmak, uzlasi arayisi, mutabakat arayisi, ortak gündem belirleyip, ortak gündem çerçevesinde bir seyler üretme gayreti degerli. Onun için biz, bir sekilde bu toplantilarin devam etmesini arzu ederiz.”
Babacan, seçimlerden sonra olasi bir Altili Masa iktidarinda Güçlendirilmis Parlamenter Sistem’e geçis sürecinin nasil ilerleyecegine yönelik sorulan soruyu da söyle yanitladi:
“Bu geçis sürecinin iki çalismalari var aslinda. Birincisi; mutabik kaldigimiz, o subat sonunda yayinladigimiz belgenin anayasa kodifikasyonuna dönmesi. Bu belge içinde yaklasik on kadar yasayi ilgilendiren düzenlemeler var. O düzenlemelerin artik böyle yasa degisiklik teklifi halinde hazirlanmasi gibi konular var. Mesela diyelim ki Siyasi Etik Yasasi, su anda hazirlaniyor. O ortak metnindeki anayasayi ilgilendiren hususlarda bir anayasa kodifikasyonu yapiliyor. Bir anayasa metni çikiyor su anda.
“CUMHURBASKANININ KARAR ALIRKEN VE YETKIYI KULLANIRKEN KATILIMCILIGI ESAS ALMASINI ÖNEMSIYORUZ”
Geçis sürecinin bir de siyasi tasariminin çalisilmasi var. Yani o çok kritik bir konu. Bir bakima o geçis sürecinde seçilecek cumhurbaskaninin ve Meclis’in, parlamenter sisteme geçene kadar ülkeyi nasil yöneteceginin esaslari. Burada cumhurbaskaninin yetkileriyle ilgili hususlar asil konular. Çünkü su anda ciddi bir yetki birikimi var, tek bir noktada. Biz, mesela bu geçis sürecinde cumhurbaskaninin karar alirken ve bu yetkilerini kullanirken bir katilimciligi esas almasini önemsiyoruz. Yetki paylasimini esas alan bir düzenlemenin de önemli oldugunu düsünüyoruz.”
Ortak aday meselesinin ne zaman sekillenecegine iliskin soruya Babacan, su yaniti verdi:
“Cumhurbaskani adayinin erken asamada açiklanmasi ya da belirlenmesiyle ilgili iki tane önemli sorun görüyoruz biz. Birincisi; bu geçis sürecinin yol haritasi üzerinde siyasi partilerin ittifaki, daha dogrusu mutabakati önemli ama bir o kadar da cumhurbaskani adayinin da bu mutabakat içerisinde söz söylemesi, rol almasi, hatta bu mutabakati mümkünse adayin açiklamasi önemli.
“CUMHURBASKANI ADAYININ BELIRLENMESINDEN ÖNCE TEMEL ALANLARDA ORTAK HEDEF VE ILKE BELIRLENMESININ ÖNEMLI OLDUGUNU DÜSÜNÜYORUZ”
Beraberce konusup, cumhurbaskani adayinin çikip ‘ben adayim ve yetkilerimi su çerçevede paylasacagim, yetkililerimin katilimci bir anlayisla kullanacagim’ diye kendisinin açiklamasi daha kiymetli olur. Ikincisi de -benim en çok çekindigim husus ki daha önce birkaç yerde de söyledim- cumhurbaskani adayi belirlendigi anda her seyi o adaya soracaklar. Diyecekler ki ‘Enflasyon nasil düsecek, anlat’. Diyecekler ki ‘Suriyelilerle ilgili sorunu nasil çözeceksin, anlat’. Cumhurbaskani adayinin belirlenmesinden önce temel alanlarda bir ortak hedef ve ilke belirlenmesinin biz çok önemli oldugunu düsünüyoruz. Diyelim ki saglik konusunda söyle bir iki-üç sayfalik bir ortak dokümanimizin ben olmasi gerektigini düsünüyorum. Yani alti partinin bir ortak dokümani. Her konuda bir ortak söylem notu üzerinde çalismak gerektigini biz düsünüyoruz. Aksi halde gerçekten çok zor bir tablo ortaya çikabilir.
“ÖN KOALSIYON PROTOKOLÜ GIBI DÜSÜNMEK LAZIM”
Neyi anladigimizi iki-üç sayfada bir özetleyebilmeliyiz yani. Cumhurbaskani adayina da soruldugunda, parti genel baskanlarina da soruldugunda ortak bir dil önemli. Yani burada biraz bunu böyle bir ön koalisyon protokolü gibi de düsünmek lazim.”
Babacan, “DEVA Partisi Karaman Il Baskani’nin saldiriya ugramasi hakkinda yorumunuz nedir? Özellikle seçim süreci yaklastiginda bu saldirilarin artacagini ön görüyor musunuz? Birkaç ay önce CHP Lideri Kemal Kiliçdaroglu’nun SADAT’a dikkat çekerek seçim güvenligine iliskin birçok açiklamasi olmustu. Seçim öncesi bu saldirilar artar mi” sorusu üzerine söyle konustu:
“ÜLKENIN SEÇIME GIDERKEN ISTIKRARLI, BARIS VE HUZUR IÇERISINDE GITMESI TAMAMEN SAYIN ERDOGAN’IN INISIYATIFINDE”
“Bu konuda tek bir sorumlu var. O da Sayin Erdogan. Kendisi, ülkeyi böyle huzur içerisinde, istikrar içerisinde mi seçime götürmek istiyor, yoksa ülkeyi bir kaos ortaminda mi seçime götürmek istiyor? Kimse söyle düsünmesin; ‘biraz kaos ortami olussun, o kaos ortami bize yarar ‘diye düsünmesin. Biz, bunun çagrisini daha önce de yaptik. Ve birkaç yerde de bunu söyledim. Burada tekrar söylüyorum. Hiç kimse öfkeden, siddetten, kaostan istifadeyle tekrar iktidarda kalma gibi bir yanlisin içine düsmesin. Çünkü bu ülkeye yazik olur. Bir de artik vatandas anliyor bunlari. Seçimde zaten vatandaslarimiz bunun cevabini çok güzel bir sekilde vereceklerdir, eminim.
Ülkenin seçime istikrarli bir sekilde, baris ve huzur içerisinde gitmesi, tamamen Sayin Erdogan'in inisiyatifinde bir konu. Iste bizim il baskanimizin basina gelen. Ya düsünün ki bir partinin merkez ilçe baskani, 8-10 geliyor, iki kisiyi agir bir sekilde darp ediyor. Sabaha kadar hastanede müsahede altinda kalmak zorunda kaldi bu insanlar. Ya bir ‘geçmis olsun’ denmez mi? Bir talimat gitmez mi ‘ya arkadaslar ne yapiyorsunuz’ diye? Böyle bir talimat vermez mi? Tamamen bir sessizlik. Yani böyle bir durumda iktidar ortaklarindan her iki genel baskandan, Bahçeli'den ve Erdogan'dan tek bir kelime açiklama gelmemesi sasirtici. Tek bir kelime, uyari gelmemesi gerçekten ibretlik bir mesele yani. Eger bundan nemalanacaklarini düsünüyorlarsa, yani siddetten, kaostan nemalanacaklarini düsünüyorlarsa en iyi cevabi millet seçimde zaten onlara verecek. Bosuna ugrasmasinlar. Dolayisiyla bu ülkenin insanlarini bos yere tedirgin etmesinler.”
Babacan, Denizli’de katildigi canli yayina yönelik AKP Gençlik Kollari üyelerinin engellenme girisimine dair su degerlendirmeyi yapti:
“Böyle bir sey il baskanindan habersiz yapilmaz herhalde en azindan. Il baskanligindan habersiz hiçbir partinin gençlik kollari böyle bir is yapmaz. Dogal akmaz bu is yani. Böyle olmaz. En azindan herhalde il baskaninin talimati ya da haberi vardir diye düsünüyorum. Can kaygisi geliyor mu? Hedeflerini de anlamadik. Bol gürültü. Ama mesaji da anlamadik. ‘Gürültü çikaralim, canli yayinda sesi duyulmasin’ gibi galiba, öyle bir sey. Çocukça bir sey, baska bir sey degil. Kim daha çok bagiracak meselesi degil ki bu. Biz, ülkeyi kim daha iyi yönetecek iddiasiyla yola çikmisiz. Dolayisiyla o iddiamiza da devam ediyoruz yani.”
Babacan’in, “HDP’nin içerisinde oldugu üçüncü ittifak ile ortak bir cumhurbaskani adayi çikar mi” sorusuna yaniti da söyle oldu:
“DIYALOGUMUZ OLUR AMA IS BIRLIGI AYRI BIR KONUDUR”
“Biz, prensip olarak her partiyle diyaloga açigiz ama bizimle diyalog kurmak istemeyen iki tane parti var. Yani bayramlasma taleplerini bile geri çeviriyorlar, öyle. Çok önemli degil. Bize göre siyaset, diyalog demek. Yani bu yeni olusacak ittifakla da bizim iletisimimiz olur, diyalogumuz olur ama is birligi ayri bir konudur. Is birligi apayri mesele.”
Babacan, DEVA Partisi’nin hazirladigi eylem planlarinda Kürt meselesinin olup olmayacagina dair soruyu söyle yanitladi:
“ESIT VATANDASIK EYLEM PLANIMIZ GELIYOR. KÜRT SORUNU DA ALEVI SORUNU DA VAR”
"Simdi bizim ‘esit vatandaslik’ diye bir eylem planimiz geliyor simdi. Daha dogrusu eylem planinin asil adi Temel Haklar Eylem Plani. Ama içinde esit vatandaslik meselesi de var. Kürt sorunu da var, Alevi sorunu da var. Yani bu kitaplardan bir tanesi de tamamen bu meselelerde alakali olacak. Temel haklar, esit vatandaslik, Kürt sorun, Alevi sorunu; bunlardan biri o.”
Hükümetin Suriye’ye bir askeri operasyon hazirliginda olduguna iliskin iddialar üzerine sorulan soruyu Babacan söyle yanitladi:
“ERDOGAN’IN ‘BU OPERASYONU YAPACAGIZ’ DEMESIYLE BU OPERASYONUN GEREKLI OLUP OLMADIGI KONUSUNDA BEN IKNA OLMUYORUM”
“Bizim, bu olasi operasyonun iç siyasi endiselerle, yani içerideki özellikle ekonomik sorunlarin üzerini örtmek için yapilabilecegiyle ilgili bir endisemiz var, bir kuskumuz var. Dolayisiyla iktidarin, acilen ilgili devlet birimlerinin basindaki insanlari partilere gönderip bizleri brife etmesi lazim. Yani bu operasyon gerçekten gerekli mi, degil mi? Yani Sayin Erdogan'in ‘Bu operasyonu yapacagiz’ demesiyle bu operasyonun gerekli olup olmadigi konusunda ben ikna olmuyorum açikçasi. Çünkü çok sikismis bir hükümet var karsimizda. Bu sikismis hükümet, bir sekilde kamuoyunu etkilemek için akla hayale gelmeyen isleri rahatlikla yapabilir yani.”
Babacan, ekonomik krize iliskin öncelikle yapilmasi gerekenlerin ne oldugu sorusuna da su yaniti verdi:
“Bizim eylem planlarimiz var. Ilk 90 günde yapilacaklar, 180 günde yapilacaklar; hepsi var. Fakat bunu tek basina yapmaya çalistiginizda bir anlami olmaz. Bunu yargi reformuyla beraber yaptiginizda bir anlam kazanir. Es zamanli olarak egitimde de adimlar attiginizda bir anlam kazanir.
Ben, bu temerrüt riskini azaltmak için bir çagri yapmistim biliyorsunuz hükümete. Bir; Merkez Bankasi'nin üst yönetimini degistirip ehil ve dürüst insanlari koyun. Iki; TÜIK'in üst yönetimini degistirin, dürüst ve ehil insanlari koyun. Ondan sonra da elinizi, ayaginizi çekin. Tam bagimsiz çalissin bu iki kurum. Bunu yapin, kötüye gidis durur. Sadece bununla ülke kalkinmaz. Bununla birden kriz de bitmez. En azindan iste tepetaklak giden bir kötüye gidisi bir noktada durdurmus, frenlemis oluruz. Ki seçimde en azindan daha makul bir tablo devralmis oluruz.
“SRI LANKA DEVLET BASKANI ÜLKEDEN APAR TOPAR KAÇMAK ZORUNDA KALDI”
Aksi halde, Allah korusun o temerrüt çukurunun içine ülke bir düserse oradan çikis çok zor oluyor, sancili oluyor, uzun sürüyor. Yani iste Sri Lanka yasadi. Devlet baskani ülkeden apar topar bir gece kaçmak zorunda falan kaldi. Allah korusun, insallah o noktaya gelinmez. Çünkü Türkiye bunu hiç yasamadi.”
Babacan, DEVA Partisi’nin Dogu ve Güneydogu illerinin sandik güvenligine dair çalismasina iliskin soru üzerine sunlari söyledi:
“HER BIR SANDIGA ÜÇ KISI GÖREVLENDIREBILIRIZ”
“Her bir sandiga bir, iki, üç kisi bile biz rahatlikla görevlendirebiliriz ki onlar izlerler. Özellikle Güneydogu ve Dogu'da sikintilar olabilir. Çünkü bazi partilerin çok güçlü olduklari bölgeler var ve zayif olduklari bölgeler var. Bizim öyle bir durumumuz yok. Biz, Türkiye'nin her yerinde benzer seviyede ilgi görüyoruz. Geçen hafta Mus'taydim, Agri Patnos'taydim, Van'daydim. Evvelsi iki gün de Usak ve Denizli’deydim.
Güneydogu Anadolu'da, Dogu Anadolu’da gerçekten ekonomik sartlar çok kötü. Piril piril çocuklar okuyamiyor. Iyi okullari kazaniyorlar, aileler gönderemiyor, para yok. Zaten o Kürt sorununun bütün izlerini her yerde görüyorsunuz. O dolayisiyla artik insanlar, kaybedecek bir seyi kalmayinca kendilerini daha rahat hissediyor. ‘Ne olacak ya’ diyor. ‘Çek kardesim, çek’ diyor, dönüyor kameraya.”