CHP Genel Baskan Koordinatör Basdanismani Erdogan Toprak, “Cumhurbaskanligi Yüksek Istisare Kurulu toplantisi ardindan yayinlanan bildiri, sahis ve parti devletinin propaganda belgesidir. Seçime dogru toplumda korku, kaygi, endise yaratmayi amaçlayan bazi dezenformasyon, provokasyon, saldiri planlarina zemin hazirlamayi hedefleyen bir metindir” dedi.
CHP Istanbul Milletvekili Erdogan Toprak, haftalik degerlendirme raporunu bugün yayimladi. Toprak’in degerlendirmeleri özetle söyle:
“Cumhurbaskanligi Yüksek Istisare Kurulu (YIK) toplantisi ardindan yayinlanan bildiri, sahis ve parti devletinin propaganda belgesidir. Seçime dogru toplumda korku, kaygi, endise yaratmayi amaçlayan bazi dezenformasyon, provokasyon, saldiri planlarina zemin hazirlamayi hedefleyen bir metindir.
Asil düsündürücü ve üzücü olan, hemen tamami tek adam yönetimi öncesinde, daha dört yil evvel parlamenter demokratik sistemde TBMM Baskanligi yapmis, milletin meclisini yönetmis, anayasal olarak Cumhurbaskani’na vekalet etmis YIK üyelerinin, demokratik toplumu baskilama ve korku yayma amaçli böylesi bir bildiri metnine olur ve onay vermis olmalari.
“IKTIDARIN YILLARDIR SUMEN ALTINA ITTIGI DEFTERLERI IKTIDARINI KAYBETMEMEK UGRUNA BUGÜN YENIDEN AÇMA HESAPLARI, ÇARESIZLIK IÇINDE ÇIRPINISLARDIR”
Iktidar, 14 yil önce rafa kaldirdigi ‘Açilim’ dosyalarini yeniden masaya çikartip, bugüne kadar her alanda uyguladigi istismar siyasetiyle yeni destek arayisina giristi. Sadece Alevi açilimi degil Ermeni, Roman, Kürt açilimlarinda da siyasi nema amaçli ayni istismarci zihniyet sergilenmis, amaç hasil olduktan sonra tamami bir kenara atilmistir.
Iktidar, Türkiye’nin laik, sosyal bir hukuk devleti oldugunu sindirmek ve halkin oylariyla seçilen iktidarlarin tüm inançlara, etnik ve köken farkliliklarina esit mesafede olmasi gerektigini unutmamak zorundadir. Iktidarin yillardir sumen altina ittigi defterleri iktidarini kaybetmemek ugruna bugün yeniden açma hesaplari, çaresizlik içinde çirpinislardir.
“7 AYDA YAPILAN IÇ BORÇLANMA, GEÇEN YILA KIYASLA YÜZDE 229 ARTARAK ÜÇE KATLANDI”
Disaridan borçlanma yapamaz hale gelen iktidar, Hazine’yi içeride borçlandirmaya yöneldi. Temmuz ayi Hazine nakit dengesi rakamlari, bir ayda 92 milyar TL’yi asan nakit açigiyla tüm zamanlarin tarihi rekorunu kirarken ocak-temmuz döneminde, 7 ayda yapilan iç borçlanma, geçen yila kiyasla yüzde 229 artarak üçe katlandi.
Iç borçlanmaya böylesine hiz verilerek Hazine’nin agir yük altina sokulmasinin hangi amaca dönük oldugunu, kanimca önümüzdeki birkaç ayda yasanacak gelismeler net bir sekilde gösterecek.
“MERKEZ BANKASI’NIN TEMMUZ SONU ITIBARIYLA DOLASIMDAKI PARA-EMISYON HACMI VERILERI, IKTIDARIN YOGUN SEKILDE PARA BASMAYA YÖNELDIGINI GÖSTERIYOR”
Merkez Bankasi’nin temmuz sonu itibariyla dolasimdaki para-emisyon hacmi verileri, iktidarin yogun sekilde para basmaya yöneldigini gösteriyor. TL’deki deger kaybinin olaganüstü düzeye ulasmasiyla yüksek degerli 100-200 TL’lik kâgit paralarin emisyon hacmindeki payinin arttigi, daha yüksek degerli yeni banknot basimindan kaçinmak için 100 TL basimina hiz verildigi anlasiliyor.
Iktidar, alti sifir attigi TL’ye yeni sifir ilave etmeye mecbur kalmamak, ‘attigi sifirlari geri alma beceriksizligiyle anilmamak’ için 200 TL basimini sinirli tutup agirligi 100 TL’ye vererek 500 TL veya 1.000 TL banknot basmak zorunlulugundan kaçmaya çalisiyor. Para politikalari ve para piyasalarinin temel ilkelerinden birisi, en yüksek kupürlü paranin emisyon hacmindeki payi yüzde 50’yi astiginda bir üst degerde kupür basimina geçilmesidir. Iktidar, 200 TL basimini sinirli miktarda tutarak agirligi 100 TL’ye veriyor. 100 TL’nin payi yüzde 50’yi geçtiginde bir üst kupür olan 200 TL halen tedavülde oldugu için 500 TL’ye geçmek yerine bu kez 200 TL basimina hiz vererek, payi yüzde 50’yi geçene kadar zaman kazanmak pesindeler.
Ancak temmuz ayi emisyon tablosu aksine, 100 TL basimina hiz verilmesinin çözüm olamayacagini, giderek 10 TL ayarina inecek 100 TL ile enflasyonun daha hizli yükselmesine, degersizlesen TL’den kaçisin hizlanmasina zemin hazirlanacagini gösteriyor.
“MB’NIN GERÇEKLESTIRDIGI AGUSTOS 2022 PIYASA KATILIMCILARI ANKETI’NDE YIL SONU ENFLASYON BEKLENTISI YÜZDE 70,60’A YÜKSELDI”
Geçen ay, yilin üçüncü enflasyon raporunda yil sonu enflasyon hedefini 20 puan artirarak yüzde 60,4’e yükselten Merkez Bankasi’nin bu hesabi da güvenilir bulunmadi. MB’nin gerçeklestirdigi Agustos 2022 Piyasa Katilimcilari Anketi’nde (PIKA), yil sonu enflasyon beklentisi yüzde 70,60’a yükseldi.
Merkez Bankasi’nin gerçeklestirdigi PIKA agustos ayi sonuçlari, katilimcilarin bizzat Merkez Bankasi’nin açikladigi hedef ve öngörüleri bile inandirici ve gerçekçi bulmadiklarini, enflasyon ve döviz kurlarinda iktidar söylemlerinin tam aksine kötülesme beklendigini ortaya koydu.
“CARI ISLEMLER AÇIGINDAKI GELISMELER, CUMHURBASKANI ERDOGAN’IN IDDIASININ AKSINE, ORTADA YENI EKONOMIK MODEL DIYE BIR SEY KALMADIGINI SOMUTLASTIRDI”
Cari islemler açigindaki gelismeler, Cumhurbaskani Erdogan’in iddiasinin aksine, ortada yeni ekonomik model diye bir sey kalmadigini somutlastirdi. Kesintisiz sekilde sekiz aydan bu yana artan cari açik, haziranda 3,5 milyar dolara yaklasirken yillik 32 milyar dolari asti.
Merkez Bankasi rezervlerinde 5 Agustos ile biten haftada 7,4 milyar dolar artis yasanmasi ve 12 aydan bu yana ilk kez rezervde yükselis görülmesi, bir anlamda Rusya Devlet Baskani Vladimir Putin’in devreye girdigini gösteriyor.
“TÜIK, ISSIZLIGIN YÜZDE 10,3'E GERILEDIGINE VE ISSIZ SAYISININ 136 BIN KISI AZALARAK 3 MILYON 541 BIN KISIYE DÜSTÜGÜNE INANMAMIZI ISTIYOR”
Türkiye Istatistik Kurumu’nun (TÜIK) haziran ayi issizlik verileri, Is ve Isçi Bulma Kurumu (ISKUR) verileriyle ciddi çeliskiler gösteriyor. ISKUR’a göre kayitli issiz sayisi yüz binlerce kisi artarken TÜIK ise issizligin yüzde 10,3'e geriledigine ve issiz sayisinin 136 bin kisi azalarak 3 milyon 541 bin kisiye düstügüne inanmamizi istiyor.
Enflasyon rakamlarini açiklamadan önce Bestepe’ye giderek talimat alan, kuruldugu ilk günden bu yana yillardir yayinlanan ülke çapinda ve ürün bazinda aylik fiyat hareketlerine ‘karartma’ uygulamaya baslayan TÜIK’in getirildigi nokta ibret vericidir.
“CUMHURBASKANI TALIMATLI TARIM MARKET FIYAT INDIRIMLERIYLE ÜLKE ÇAPINDA TÜM FIYATLARDA INDIRIM VE UCUZLUK BEKLEMEK, GERÇEKLERDEN KOPUK BIR HAYALDEN ÖTEYE GIDEMEZ”
Enflasyonla mücadeleyi sova dönüstüren, sorunun kökenine inerek çözüm üretmek yerine etiketlerle algiya oynayan Cumhurbaskani Erdogan, Macaristan Basbakani Viktor Orban’in seçim öncesi uyguladigi taktikleri kopyalayarak ucuzluk gösterisine giristi. Göstermelik fiyat indirimi talimatiyla vatandasin cebi ve cüzdani üzerinden siyasi nema ve seçim kazanma pesine düstü.
Yanginlara bile sadece ‘Cumhurbaskani talimatiyla’ müdahale eden iktidar zihniyeti, simdi Cumhurbaskani talimatiyla Tarim Marketlerde fiyatlarda indirim baslatiyor. Öncelikle bunun indirim degil ‘zararina satis’ oldugunu ve çok ciddi tutarlarda milyarlarca liralik görev zarari yazilacagini belirtmek gerek. Cumhurbaskani talimatli Tarim Market fiyat indirimleriyle ülke çapinda tüm fiyatlarda indirim ve ucuzluk beklemek, algiya oynamanin ötesinde gerçeklerden kopuk bir hayalden öteye gidemez.
“SURIYE’DE TSK KONTROLÜ ALTINDAKI BÖLGELERDE YASANAN PROTESTOLAR, TÜRK BAYRAKLARININ YAKILMASI KABUL EDILEMEZ”
5 Agustos’ta Soçi’de gerçeklesen görüsmede Putin’in Cumhurbaskani Erdogan’a ‘Esad ile görüs’ sartini öne sürdügü, son bir haftada yasanan gelismeler ve iktidardan gelen açiklamalarla netlesmeye basladi. Iktidarin yeni yaklasim ve söylem degisikligine karsi Suriye’de TSK kontrolü altindaki bölgelerde yasanan protestolar, Türk bayraklarinin yakilmasi kabul edilemez.
Soçi görüsmelerinin hemen ardindan Suriye konusunda iktidarin yaklasiminda gözlenen degisiklikler, iktidarin nihayet Türkiye’nin içine düsürüldügü durumu görmeye basladigini, ülkemiz üzerine bindirilen agir siyasi, insani, askeri ve ekonomik yükten kurtulma yollari aramaya basladigini gösteriyor. Ayrica Putin’in ‘Esad ile görüsün’ telkininde bulundugunu bizzat Cumhurbaskani Erdogan’in dile getirmesi, sürecin oldukça kritik bir isareti. Ilerleyen süreçte dolayli veya dogrudan temaslarin hizlanacagini öngörebiliriz.
“SCHENGEN VIZE BASVURULARI FIILI ENGELLEMEYE DÖNÜSTÜ”
Türkiye ile AB arasinda 2013 yilinda imzalanan Mülteci Anlasmasi karsiliginda Türk vatandaslarina yönelik vize serbestisi mutabakatinda bugüne kadar hiçbir somut gelisme olmadi. Schengen vize basvurulari fiili engellemeye dönüstü. Türk vatandaslarinin Schengen vizesi basvurularinin gerekçesiz sekilde reddedilmesi, Avrupa kapilarinin kapatilmak istendigini düsündürüyor
Avrupa kapilarinin Türk vatandaslarina peyderpey kapanmasi anlamina gelen bu sürecin ardinda, son dönemde Türk vatandaslarinin AB ülkelerine yönelik çalisma, yerlesme taleplerinin artmasi yaninda gidenlerin Türkiye’ye geri dönmeme olasiliklarinin da etkili oldugu vurgulaniyor.”