KAFKASSAM Afrika Çalışmaları Uzmanı Huriye Yıldırım, 'Türkiye Cumhuriyeti uzun yıllar boyunca etkin olarak var olamadığı Afrika?da son dönemde yeni girişimler yaparak, kıtadaki önemli dış aktörlerden biri olmayı amaçlamaktadır'dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ın Batı Afrika ziyareti sonrası değerlendirmede bulunan Yıldırım, Afrika kıtasının, sahip olduğu ekonomik ve jeopolitik önemi hasebiyle uzun yıllardır birçok ülkenin dış politika gündeminde büyük harflerle vurgulanmasına karşın, Türk dış politikasında daha henüz yer almaya başladığına dikkat çekti.
'Türkiye Cumhuriyeti uzun yıllar boyunca etkin olarak var olamadığı Afrika?da son dönemde yeni girişimler yaparak, kıtadaki önemli dış aktörlerden biri olmayı amaçlamaktadır' diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
'AK Parti Hükümeti döneminde sayısı 39?a kadar yükseltilen büyükelçiliklerin haricinde Afrika ülkeleriyle ilişkileri geliştirmek adına birçok siyasi, toplumsal ve ekonomik girişim de mevcuttur. Bu amaçlar çerçevesinde son birkaç yılda Türkiye Cumhuriyeti tarafından Afrika?nın değişik bölgelerindeki ülkelere üst düzey ziyaretler düzenlenmektedir. Hatırlayacağımız üzere geçtiğimiz yıl Recep Tayyip Erdoğan Doğu Afrika ülkelerine üst düzey bir seyahat gerçekleştirmişti. Bu yıl ise 29 Şubat-3 Mart tarihleri arasında ECOWAS üyesi 4 Batı Afrika ülkesi Fildişi Sahili, Gana, Gine ve Nijerya?ya kapsamlı bir ziyaret gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?a Batı Afrika Turunda eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve 150 civarında iş adamının da bulunduğu bir heyet eşlik etmiştir. Türk heyetinin Batı Afrika?daki ilk durağı Fildişi Sahili olmuş ve burada iki ülke arasında 9 önemli anlaşmaya imza atılmıştır. Abidjan?daki temasları boyunca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki ülke arasındaki yaklaşık 390 milyon dolar olan ticaret hacminin 2020?de 1 milyar dolara yükseltilmesinin amaçlandığını ifade etmiştir. Ardından Türkiye?nin Sahraaltı Afrika?da 4. Büyük ticari ortağı olan Gana?ya geçen Erdoğan ve heyeti, burada da önemli ikili anlaşmalara imza atmıştır. Türk heyetinin üçüncü durağı ise yaklaşık 1 milyar 145 milyon dolar ikili ticaret hacmine sahip olduğumu Nijerya olmuştur. Nijerya?da yine önemli temaslarda bulunulmasının ardından son olarak Gine?nin başkenti Konakri?ye geçilerek Batı Afrika turu sonlandırılmıştır.'
Gine?nin Batı Afrika?da kıtanın en hızlı gelişen ülkeleri yer aldığını vurgulayan Yıldırım, 'Burada uzun yıllardır süren iç savaşlar, askeri darbeler ve salgı hastalıklara rağmen sahip olunan yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla önemli potansiyel barındıran ülkeler birçok küresel aktörün ilgisini çekmektedir. Eski sömürgeci ülkelerin yanı sıra son dönemde gelişmekte olan Çin, Hindistan gibi bazı Asya ülkeleri de son dönemde buradaki varlıklarını arttırmaktadır' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyetinin ziyaretlerini gerçekleştirdiği 4 Batı Afrika ülkesi incelendiği zaman birtakım benzer özelliklerin göze çarptığını vurgulayan Yıldırım, 'Öncelikle bu ülkeler altın, elmas, petrol, doğal gaz gibi önemli yeraltı kaynaklarıyla kakao, kahve, palmiye gibi değerli tarımsal ihracat ürünlerine sahiptir. Nijerya topraklarında petrolün bulunmasının ardından uluslararası piyasada birtakım aktörlerin ilgisini çekmiş ve endüstriyel anlamda kayda değer gelişmeler yaşamıştır. Sadece Çin ile 2015 yılında 23,5 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip Nijerya Türk yatırımcılar için de önemli fırsatlar barındırmaktadır. Gine, Gana ve Fildişi Sahilleri de benzer şekilde sahip oldukları hammadde ve pazar olanakları ile Türk ekonomisi için yeni fırsat kapıları aralayabilir. Bu kapsamda Recep Tayyip Erdoğan heyetindeki 150?ye yakın iş adamı bu seyahate dahil edilmiş ve bu ülkelerle ticaretin geliştirilmesi adına önemli anlaşmalara imza atılmıştır' şeklinde konuştu.
'Ticari ve ekonomik anlamda büyük önem taşıyan Batı Afrika seyahatinin perde arkasındaki bir diğer önemi ise bu ülkelerde uzun zamandır var olan paralel yapıya hükümet eliyle bir alternatif oluşturulmasıdır' ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:
'Son dönemde hükümet ile paralel yapı arasında yaşanan kritik gelişmelerin ardından, buradaki paralel yapı tarafından desteklenen girişimciler yerine hükümetin teşvik ettiği girişimcilerin varlığı önemsenmektedir. Zira yıllardır din, eğitim ve insani yardım gibi unsurlarla Afrika?da bulunan paralel yapı temsilcileri çoğu zaman sahip oldukları kişisel ve örgütsel bağlarla burada birtakım siyasi ve ekonomik çıkarlar elde etmişlerdir. Örneğin paralel yapı örgütlenmesi tarafından ?Türk Okulu? adıyla açılan eğitim kurumlarına kayıt ücretleri çok yüksek tutulurken, burs verilen çoğu öğrencinin ülkenin ileri gelen isimlerinin çocukları olması dikkat çekmiştir. Bu yapının faaliyetleri çoğu zaman Afrika ülkelerinin büyükelçileri ve diğer dışişleri temsilcileri tarafından şiddetle eleştirilmiştir. Bugün gelinen noktada Türk hükümeti, Afrika hükümeti temsilcilerinin desteği ile burada çeşitli ideolojik amaçlar güden paralel yapıyı bertaraf edecek girişimler hedeflemektedir.'
Batı Afrika turunun dikkat çeken bir diğer özelliğinin ise Türk Savunma Sanayi için yeni fırsatların oluşturulmaya çalışılması olduğuna dikkat çeken Yıldırım, 'Son yıllarda hükümet tarafından savunma sanayinin geliştirilmesi için birçok girişim gerçekleştirilmiştir. Uluslararası piyasada henüz hedeflediği yere varmaya uzak olan Türk Savunma Sanayi için, Savunma Sanayisi gelişmiş ülkeler tarafından henüz kapatılmamış gelişmekte olan ülkelerin pazarları büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda güvenlik açısından zaafları bulunan Batı Afrika ülkeleriyle savunma alanında güçlü ilişkiler geliştirilmesi Türkiye için büyük kazanımdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan savunma ve güvenlik alanındaki hedefleri kapsamında, seyahati boyunca Türkiye gibi terör tehdidiyle mücadele elen Batı Afrika ülkeleriyle işbirliğine açık olduklarını defalarca vurgulamıştır' değerlendirmesini yaptı. Yıldırım şunları dedi:
'Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyeti tarafından gerçekleştirilen Batı Afrika seyahati Afrika ile siyasi, askeri, ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan ilişkilerin geliştirilmesi adına önemli unsurlar barındırmaktadır. Bilhassa 2019?da gerçekleştirilmesi planlanan Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi hazırlığı için de önemli bir adım olan bu ziyaretler serisinin önümüzdeki süreçte devam ettirilmesi Türk dış politikası açısından hayati öneme sahiptir. Böyle geliştirilmesi amaçlanan Türkiye-Afrika ilişkileri sadece büyükelçilik açılmasından ibaret olmaktan kurtulup, siyasi ve sosyo-ekonomik açıdan büyük gelişmelerin yaşanmasına olanak verecektir.'