İSTANBUL (AA) - İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma Çalışmaları Programı, World Human Relief Project ve Bilgi Açık Kapı iş birliğiyle hazırlanan 'Çocuğa Şiddete Dur De' kampanyası başladı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nce santralistanbul Kampüsü'nde, 2 hafta sürecek kampanyanın ilk adımı olarak gerçekleştirilen '1. Ulusal Şiddet ve Travmayı Önleyici Çalışmalar Kongresi'nde, Türkiye'de çocukların yaşadığı güncel sorunlar masaya yatırıldı.
Çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi konusunun tartışıldığı kongrenin açılışında konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal Rehabilitasyon Hizmetleri Daire Başkanlığında Sosyal Çalışmacı olarak görev yapan Hakan Keçe, kampanyayı bakanlık olarak desteklediklerini belirterek, 'Çocuğa karşı şiddet konusunda hepimize çok büyük ödevler düşüyor. Bu alanın çalışanları olarak hepimizin çok yol katetmesi gerektiğine inanıyorum' dedi.
Kongrede 'Bu Savaşı Durduralım' başlıklı bir sunum yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayten Zara, bir genç tarafından öldürülen Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in sesinin acılı yankısının hala kulaklarında olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
'Dink'in eşi, cenazede yaptığı veda konuşmasında bizlere şöyle seslenmişti: 'Sevgili kardeşlerim. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz.' Eskiden kötülük ve iyiliğin genlerde olduğu sanılırdı ama nörobiyolojik araştırmalar, kötülüğün nedeninin şiddet olduğunu, şiddet kurbanı çocukların insanlarla ilişki geliştiremediklerini, 'duygusal küntlük' yaşadıklarını, insanlara karşı acıma ve merhamet, empati duygularından yoksun olduklarını bize göstermiştir. Küçük çocuk, bir yetişkin tarafından şiddete maruz kalıyorsa, sevdiği insanlar da buna göz yumuyor ve onu kurtarmıyorsa, çocukta 'nevrotik' adı verilen bir çöküş meydana gelir. Çocuğun masum ve temiz dünyası, kartondan bir ev gibi yıkılır. O zaman çocuk için, insan tehlikelidir, dünya tehlikeli bir yerdir. Dolayısıyla çocuk, bir zaman sonra bir çökmeyle bölünmeye başlar. Çocuk, depresif ve çok karamsar bir ruha dönüşür.'
Evler ve dünyadaki barış için 'çocuğa şiddete dur' demek gerektiğinin altını çizen Zara, savaşlar açan, katliamlar yapan liderleri incelediğini anlatarak, Hitler, Mao, Stalin ve Eichmann'ın çocukluklarına bakıldığında, tek görülenin o döneme ait travmalar olduğunu ve aslında onların da iyi bir insan olma şansıyla hayata geldiğini vurguladı.
Zara, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Maalesef Hitler, Mao, Stalin ve Eichmann'ın yaşadıkları çocukluk travmaları, onları zamanla şiddet ve savaş sever bir cellada dönüştürüyor. Sonunda milyonların katliamına ve kıyımına sebep olacak kararlar alıp eylemlerde bulunabiliyorlar. Türkiye'de ruhunu ve bedenini şiddetle doldurup, çocukluğunu öldürdüğümüz milyonlarca çocuk var. Her şeyden önce bizim bu ülkede yaşayan tüm çocuklara bir borcumuz var: Çocuklara adaletli, barışçıl, onurlu bir yaşam ve Türkiye vermek. Bunu insanlık, insan olduğumuzu hissetmek, kadına olan şiddeti durdurmak için yapmalıyız. Çünkü kadına yönelik şiddeti önlemenin tek bir yolu var, çocuğa şiddeti önlemek. Şiddet, babadan oğla, mağduriyet anneden kıza geçiyor. Sonra şiddet nesilden nesle aktarılıyor.'
- 'Siz büyükler duygularınızı yönetebilirsiniz'
Çocukları temsilen konuşan Murat Kölük İlkokulu öğrencisi 8 yaşındaki Kayra Ethem Genç ise kongreye davet edildiği için teşekkürlerini ileterek, duygularını şöyle dile getirdi:
'Çocukların sesi olacağım. Bildiğiniz gibi bu ülkede çocuklar şiddet görüyor, hem de şiddetin her çeşidini. Şiddetin coğrafyası yok. Her şehirde, her evde olabiliyor. Bize en çok şiddet uygulayan en sevdiğimiz, en güvendiğimiz kişiler oluyor. Çoğu zaman anne ve babalarımız. Bazen abla ve ağabeylerimiz, bazen öğretmenlerimiz, akrabalarımız. Biz çocuklar ne yaparsak yapalım bunun karşılığı asla şiddet olmamalı çünkü biz daha küçüğüz, çocuğuz. Öfkemizi kontrol edemiyoruz. Arzularımızı kontrol edemiyoruz. Davranışlarımızı kontrol edemiyoruz. Nasıl edilir bilemiyoruz. Oysa siz büyükler edebilirsiniz. Duygularınızı yönetebilirsiniz. Öfkenizi kontrol edebilirsiniz çünkü siz daha bilgili ve becerileri olan büyüklersiniz. Bize örnek anne-baba olun ki yolumuzu kolayca bulabilelim. Siz büyükler, 'Bu ülkede yaşanmaz. Çok şiddet var' diyorsunuz ama şiddeti durdurmak için hiç de bir şey yapmıyorsunuz. Sizler de bu ülkede olanlardan sorumlusunuz çünkü toplumdaki tüm şiddet ve savaşların nedeni, sizin evde biz çocuklara uyguladığınız şiddettir.'
Açılış konuşmalarının ve kongreyle kampanyaya destek verenlere teşekkür belgelerinin takdim edilmesinin ardından başlayan oturumlarda, Marmara Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Dağlı 'Çocuk İhmal ve İstismarını Önlemek', Kültür Kenti Vakfı Genel Müdürü Gaye Uğurlu 'Erken Çocukluk Döneminde Yerel-STK İşbirliği Modeli: Bilinçli Aile Sağlıklı Nesiller Projesi', Umut Çocukları Derneği Başkanı Ferhat Şahin 'Aile Ekonomisine Katkıda Bulunmak Adına Sokaklarda Çalıştırılan ve Dilendirilen Çocuklar' ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Sekreteri Selmin Cansu Demir de 'Çocuk İhmal ve İstismarının Hukuki Boyutu' başlıklı birer sunum gerçekleştirdi.
- Kampanya
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencileri tarafından yürütülecek 'Çocuğa Şiddete Dur De' kampanyasıyla çocuğa yönelik her tür şiddetin ortadan kaldırılması amaçlanıyor.
Türkiye genelinde üniversiteler, STK'lar ve ebeveynler yardımıyla hayata geçirilecek kampanya çerçevesinde hazırlanan afiş ve sloganlarla çocuğa yönelik şiddete vurgu yapılacak, bu şiddete neden olan etkenler üzerinden ebeveynlere çözüm önerileri sunulacak.
Çocuklara yönelik ihmal ve istismarın önlenmesine yönelik önerilerin ele alınacağı etkinlik kapsamında, uzmanlar ve akademisyenler eşliğinde sekiz farkındalık atölyesi düzenlenecek.
Türkiye'de 2 hafta sürecek 'Çocuğa Şiddete Dur De' kampanyası, çocuklar tarafından da kamuoyuna tanıtılacak.