İSTANBUL (AA) - HSBC Grubu Küresel FX Stratejisti David Bloom, dünyanın diğer ülkelerinde de siyasi ve para birimi risklerinin yaşandığını belirterek, 'Belirsizliklerin yaşandığı yegane ülke Türkiye değil. Asıl mesele geçen yılın riskleriyle kıyaslandığında bu yılki risklerin daha büyük mü yoksa küçük mü olacağı' dedi.
Bloom, HSBC Grubu'nun küresel ve bölgesel ekonomiye yönelik analiz ve beklentilerinin paylaşıldığı yemekli toplantıda, finansmana ihtiyaç duyulan ülkelerde akıllıca seçimler yapılması gerektiğini söyledi.
Piyasalarda ABD?nin normale dönmesinin beklendiğini aktaran Bloom, dünyada, Çin, gelişmekte olan piyasalardaki yavaşlama ve emtia fiyatlarındaki düşüşten kaygı duyulduğunu anımsattı.
Bloom, 2015'in gelişmekte olan piyasalar için çok dostane bir yıl olmadığına işaret ederek, 'Artık 2016 yılındayız ve bizim olmasını beklediğimiz şey gerçekleşmedi. ABD ekonomisi normalize olmuyor. ABD Merkez Bankası (Fed) faiz oranlarını bu yıl 4 kez artırmayacak ve emtia piyasasındaki düşüş tamamlanmış durumda. Türkiye?nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan piyasalar geçen yıla kıyasla daha stabil olacak. Öte yandan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası daha fazla parasal genişleme yapacak. Çünkü parasal genişleme para birimini daha aşağıya indiriyor' ifadelerini kullandı.
2016 yılında dünyanın bambaşka bir yer olacağını belirten Bloom, şunları kaydetti:
'ABD para politikası konusunda diğer ülkelere benzemeye başladı. Avronun dolar karşısında 1,20?ye kadar yükselmesini bekliyoruz. Doların boğa hareketi politikalardaki farklılaşmadan dolayı sona erdi. 2016 dolar için tatlı bir yıl olmayacak. Bu noktalardan aşağıya doğru inecek. ABD?deki başkanlık seçimleri de doları belli bir aşamada etkileyebilir. Siyasi risk dünyanın her yerinde hissediliyor. Birinde diğerinden fazla değil. Hatta Birleşik Krallık?ta dahi görüyoruz. Birleşik Krallık Avrupa Birliği'nden çıkacak olursa sterlin yüzde 10 daha değer kaybeder. Sterlin şu anda baskı altında. ECB'nin avroyu zayıflatacağına inanmıyorum. Avrupa ekonomisi oldukça iyi görünüyor.'
Bloom, Türkiye ile ilgili yapıcı bir yaklaşımları olduğuna değinerek, yüksek enflasyonlu bir ülkede stabil bir para birimi varsa o para biriminin değer kazanmış olacağını aktardı.
Türkiye?yi etkileyen sorunlara para birimi açısından bakıldığında benzer durumun Avro Bölgesi?nde ve Birleşik Krallık?ta da yaşandığını vurgulayan Bloom, 'Türkiye politika riskleri açısından yalnız değil. Dünyanın diğer ülkelerinde de siyasi ve para birimi riskleri yaşanıyor. Belirsizliklerin yaşandığı yegane ülke Türkiye değil. Asıl mesele geçen yılın riskleriyle kıyaslandığında bu yılki risklerin daha büyük mü yoksa küçük mü olacağı' şeklinde konuştu.
- 'Çin ekonomisinin istikrara kavuşacağını bekliyoruz'
Toplantıda konuşan HSBC Grubu Gelişmekte Olan Piyasalar Küresel Araştırma Başkanı Murat Ülgen de 2016?nın gelişmekte olan ülkeler için çok kötü bir yıl olmayacağını belirterek, ?Gelişmekte olan ülkelerde sermaye akımları uzun yıllardan sonra istikrar kazanacak? dedi.
Büyük ekonomilerin parasal genişlemeye devam ettiğini dile getiren Ülgen, 'Fed?in tahmin edildiği kadar fazla faiz artıracağını düşünmüyoruz. ABD yıl sonu tahvil faizi beklentimiz yüzde 1,50. Zaten ABD 10 yıllıkları şubat ayında yüzde 1,54 seviyelerine kadar indi. Bunun altında yatan nedenler arasında dünya ekonomisinin yavaşlaması, dış ticaretin zayıflaması ve dezenflasyonist etkilerin olmasının yanı sıra merkez bankalarının genel olarak daha fazla genişlemeye gitmesi yer alıyor' diye konuştu.
Ülgen, Çin'in özellikle küresel krizden sonra gelişmekte olan ülkeler için çok daha önemli bir ticaret ortağı haline geldiğini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Pek çok gelişmekte olan ülkenin 2007 ile 2015 yılını karşılaştırdığınızda Çin?le ticaretinin ciddi oranda arttığını görürsünüz. Çin?le ilgili HSBC?nin görüşü olumlu. Biz piyasanın aksine Çin ekonomisinin istikrara kavuşacağını bekliyoruz. Bunun altında yatan nedenlerden bir tanesi Çin?in 5 yıllık planı. Ekonomik büyüme yüzde 6,5-7 arasında hedefleniyor. Parasal genişlemeye bu konuda devam edilecek. Daha önemlisi şu ana kadar çok fazla üzerinde durulmayan mali genişleme tedbirleri alınacak. Çin bütçe açığını bu sene yüzde 3?e kadar genişletecek. Eğer küresel faizler düşük kalacaksa, dolardaki ralli temel anlamda bittiyse ve Çin ekonomisi istikrar kazanıp diğer gelişmekte olan ülkeleri de desteklerse, gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarının istikrar kazanmasını bekliyoruz.'
Ülgen, Endonezya, Hindistan ve Meksika'nın görece olarak daha fazla reform yapması nedeniyle HSBC olarak bu 3 ülkeyi beğendiklerini dile getirdi.
HSBC Türkiye Hazine ve Sermaye Piyasaları Grup Başkanı Fatih Keresteci ise ABD?nin faiz artırdığı bir düzlemde gelişmekte olan ekonomilerin negatif etkilenmesinin beklendiğini belirterek, 'Fed'in düşündüğümüz kadar faiz artıramayacağı bir ortamda Türkiye?nin pozitif etkilenmesi gerekiyordu. Pratiğe baktığımızda Türkiye?de çok ciddi bir pozitif ayrışma görmüyoruz' yorumunu yaptı.
Buna temel sebep olarak, Türkiye?nin son 5 yıl içerisinde kademeli bir şekilde üreten ülke olmanın uzağına gitmesini gösteren Keresteci, 'Türkiye?deki yatırımların toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içerisindeki oranı son 4 yılda yüzde 27?den yüzde 23?e düşmüş. Ayrıca yatırımların içerisinde makine ve teçhizat yatırımlarının oranı daha da aşağıya gitmiş. Makine ve teçhizata yatırım yapmadığınızda orta ve uzun vadede büyüme potansiyelinizi de etkiliyor. Öte yandan şirket ve banka karlılıkları aşağıya geliyor. Bu üç temel faktör Türkiye?nin yavaş yavaş üreten bir toplum olmaktan tüketen bir toplum olmasına neden oluyor' şeklinde konuştu.
Keresteci, Türkiye'deki döviz riskinin yönetilebilir seviyede olduğuna işaret ederek, 'Dolar/TL'de sene sonu tahminimiz 3,00. Biz gelişmekte olan ekonomilerin 2016 yılında geçen 3 yıldan farklı olarak pozitif ayrışmasını bekliyoruz' ifadelerini kullandı.