Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selda Tuncer, Gaziantep?te kadınların kamusal mekan deneyimleri konulu konferans verdi.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Toplumsal Araştırmalar Topluluğu tarafından ?Sokağa Çıkmak: 1950 - 1980 Dönemi Ankara?sında Farklı Kuşaklardan Kadınların Kamusal Mekan Deneyimleri? konulu konferans düzenlendi.Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selda Tuncer?in konuşmacı olarak katıldığı konferans, GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Öğrencilere iki yıl önce bitirdiği ve Ankara?da yaptığı doktora tez çalışması hakkında bilgi veren Tuncer, çalışmasında belli bir tarihsel dönemi ele alarak incelediğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Tuncer, ?Başkent olarak 50-80 dönemi arasında kadınların evden sokağa nasıl çıktıklarını ve kent kamusal mekanların nasıl kullandıklarına bakıyorum. Özellikle 1950-1980 dönemi biraz daha geç modernleşme dönemi ve daha kentleşmenin geliştiği, kamusal hayatın daha canlı olduğu bir dönem. Özellikle kadınların yüksek eğitime katılımı, iş hayatına katılımı daha yüksek. Böylelikle kent ile ilişkisinin de güçlendiği bir dönem. Büyük şehir, başkent olduğu için buna rağmen ataerkil bir toplumda yaşadığımız için aile ve ev ilişkilerinden çıkıp yine de toplumsal hayata katılımının çok çeşitli engelleri var? diye konuştu.
Aile görevleri, eş ve anne olarak çocuk bakımı dışında kadının sokakla kültürel olarak sıkıntılı bir ilişkisi olduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Tuncer, ?Kadının sokağa tek başına çıkması veya gezmesi veya başka nedenler olsun belli şekillerde engellenmiş. Hep aile koruması altında, belli saatlerde, hep bir denetim ve kontrol mekanizması var. O yüzden gündelik hayatta kadınlar kentin o herkese açık diye söylenilen kamusal mekanlara nasıl gittiklerini, ne yaptıklarını, ne kadar kullanabildiklerini iki kuşak farklı kadına bir kısmı anne-kız olan uzun görüşmeler yaptım. Hayat hikayelerini, gündelik pratiklerini dinledim. Sokakla ilişkisini aile ve toplumsal olarak çevresi nasıl kuruyor?Kadın bütün o engellemelere rağmen nasıl bir alan açabiliyor? Çok fazla sosyoloji çalışmalarında yeni yeni gündelik alan çalışmaları yapıldığı için bunlara çok odaklandım. İki kuşak olunca anne-kız ilişkisi üzerinden veya farklı kuşakların sokağa ya da kamusal mekanlara nasıl deneyimlediğinin farklarını da görme ve birbirlerine aktarımları da görme şansım oldu? şeklinde konuştu.