Adana Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Fukuşima nükleer felaketinin 5. yılında, nükleersiz bir dünya ve Türkiye çağrısını yineledi, ?Nükleer santraller ülkemiz elektrik ihtiyacı için ne bugün, ne de gelecekte zorunlu değildir? açıkl
Adana Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Fukuşima nükleer felaketinin 5. yılında, nükleersiz bir dünya ve Türkiye çağrısını yineledi, ?Nükleer santraller ülkemiz elektrik ihtiyacı için ne bugün, ne de gelecekte zorunlu değildir? açıklamasında bulundu.
NKP Adana?da Çukurova Gazeteciler Cemiyeti?nde Fukuşima felaketinin yıldönümünde basın açıklaması yaptı. Adana Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hakan Şen, Pir Sultan Abdal Genel Merkez Yöneticisi Rıza Aydın, Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Şehmus Alpaslan, EMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İ.Efral Çiçekdemir ve İHD Adana Şube Yönetim Kurulu Sekreteri Sema Peynirci?nin katıldığı basın açıklamasını NKP adına Gıda Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Şehmus Alparslan okudu.
Alparslan, Japonya?da yaşanan Fukuşima Daiichi Nükleer felaketinin 5. yıldönümünde sorunun hala çözümlenemediğini belirterek, radyoaktif suyun, enkaza dönmüş olan binadan denize akmaya devam ettiğini ve bir çözüm bulunamayan radyoaktif atıkların birikmeye devam ettiğini öne sürdü.
Alpaslan, Fukuşima felaketinden sonra tiroid kanseri tehlikesiyle 100?den fazla çocuğun ameliyat edildiğini, felaket bölgesinden tahliye edilen onbinlerce insanın dramının devam ettiğini, kendi isteğiyle ayrılmayı talep ederek taşınanlar için hükümetin ayırdığı kaynağın 2017 Mart ayından itibariyle durdurulacağının açıklandığını, Japon halkının yüzde 60?ının felaket sonrası kapatılan nükleer santrallerin yeniden devreye alınmasına karşı olduğunu savundu.
Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Şehmus Alpaslan açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
?Nükleer felaketler ve yaşanan acılar sonrası iyice anlaşılmıştır ki, elektrik enerjisinin temininin kaynaktan tüketiciye gidinceye kadar tüm evrelerinde çevre ile uyumlu, tesisin yapılacağı yerdeki çevre halkının onayını alarak ve toplumsal denetime tabii olarak, doğal yapıyı bozmadan ve çevrede yaşayanlara yaşamsal zararlar vermeyecek yapıda olması gereklidir.
Elektrik üretiminin doğru talep tahminleri çerçevesinde, merkezi bir planlama ile dışa bağımlılığı en aza indirecek şekilde, yerli yenilenebilir kaynaklara öncelik vererek ve kaynak çeşitliliğini sağlayacak şekilde yapılması gereklidir.'
Nükleer santraller ülkemiz elektrik ihtiyacı için ne bugün, ne de gelecekte zorunlu değildir.
Nükleer santrallerde üretilecek elektriğin satış fiyatı yüksek belirlendiğinden genel elektrik fiyatlarında yükselmeye neden olacaktır ve halka ekonomik olarak yeni bir yük oluşturacaktır.
Ülkemizin elektrik enerjisinde dışa bağımlılığını azaltmayacak, aksine önemli bir oranda arttıracaklardır.
Nükleer tesislerin yapılacağı Mersin-Akkuyu ve Sinop?ta halkın görüşü alınmamış, karşı çıkanların sesi ısrarla duyulmak istenmemiş ve buralardaki sahalar şimdiden girilemez, ?yasak bölge? ilan edilmiştir.
Nükleer santrallerin yapımcı firmaları ile yapılan anlaşmalar ile bu firmalara büyük ayrıcalıklar sağlanmıştır ve bu anlaşmalar bir çeşit imtiyaz anlaşması şeklini almıştır.
Yapılan anlaşmalar ile kullanılmış yakıtın depolanması ve nihai bertarafı Türkiye?ye bırakılmış ve dünyanın henüz çözüme ulaştıramadığı bir sorunla Türkiye karşı karşıya kalmıştır.
Yapılması planlanan nükleer santrallerin söküm konusu anlaşmalarda net olarak belirtilmemiştir ve dolayısı ile 40-60 yıl sonra santrallerin teknik ömrü sona erdiğinde bu sorunun ne şekilde çözüleceği bilinmemektedir.
Türkiye?de bağımsız bir nükleer denetleme kurumu olmadığından, yapım süreleri zarfında yapımcı şirketlerin ne şekilde denetleneceği bilinmemekte ve bu konudaki kuşkular güvenlik riski yaratmaktadır.
Bir kaza olması durumunda ortaya çıkacak yaşamsal ve maddi zararlar çok büyük olacaktır ve böyle bir kaza durumunda uygulanacak güvenlik planları ve örgütlenmeleri yoktur.'