Gaziantep-Kilis Tabip Odası, Ortadoğu?da yaşanan savaş ve çatışma ortamının Türkiye?deki sağlık çalışanlarına etkisi ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Gaziantep-Kilis Tabip Odası binasında gerçekleşen basın toplantısında konuşan Oda Başkanı Dr. Hamza Ağca, ?Savaş, çatışma hali, bir epidemi olarak insanlığı tehdit eden, insanların ve toplumların sağlığını yok eden bir süreci betimler. Yoğun insan hakları ihlallerinin yaşandığı bu süreç, sadece askerlerin, silahlı güçlerin ölmesi veya birbirlerini öldürmesi anlamına gelmez. Savaş ve çatışmalarda askerlerden daha çok siviller yaşamlarını yitirir?? dedi.
Başkan Ağca, doğrudan sivil halka yönelik katliamların yanı sıra su, gıda ve yaşamsal zorunlu ihtiyaçları karşılayamama ya da salgın hastalıklar gibi nedenlerle birçok sivilin öldüğüne dikkat çekerek, ?Sağ kalabilenler ise bu süreçten fiziksel ve ruhsal büyük yaralar almış olarak çıkmakta; travmalarla baş etmek durumunda kalmaktadırlar. Sağlık emekçileri ise bu süreçte başka hiçbir meslek grubunda olmadığı kadar bireylerin yaşadıkları travmayı doğrudan hissetmekte, kendileri de travmatik süreçlere maruz kalabilmektedir?? şeklinde konuştu.
?KİLİS?TE GÖREV YAPAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAĞLIĞINDAN ENDİŞELİYİZ??
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Hamza Ağca, açıklamasının devamında, ?Bu nedenle füzelerin düştüğü Kilis ilinde görev yapan başta hekimler olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının sağlığından endişeliyiz. Hem Türkiye hem de Suriye ye hizmet etmekte olan arkadaşlarımız kendi canlarını ve ailelerini korumak düşüncesi ile mi hareket etsinler, yoksa kutsal görevlerini eksiksiz yerine getirmek saikiyle mi hareket etsinler diye büyük bir tereddüt ve endişe içindedirler. Yetililerden endişeleri giderecek tedbirlerin alındığını duymak istiyoruz. Kilis?te çalışan bütün sağlık çalışanları ile ilgili özel bir düzenleme yapılmalıdır. Zorunlu hizmet süresi daha kısa olmalı, yük paylaşılmalıdır. Belirli bir süre zorunlu hizmet yapan istediği yere tayin olabilmelidir. Adına Büyük Ortadoğu Projesi denen proje ile Suriye ve Irak bölünmüş bazı kaynaklara göre binlerce insan ölmüş, milyonlarca insan göç etmek zorunda kalmıştır. Savaşta/çatışmada evlerini kaybeden ve temel gereksinimlerini karşılayamaz hale gelen insanlar göç sonucu, mülteci, sürgün durumuna düşmüştür. Savaşın/çatışmanın göçe zorlayarak yersiz yurtsuzlaştırdığı bu insanlar gittikleri yerlerde yoksulluk ve yoksunluk sarmalında, umutsuz bir şekilde hayata tutunmaya çalışıyorlar. Savaş salt insanları etkilemekle kalmıyor, ekolojik tahribata, diğer canlıların ölümüne de yol açıyor. Bu anlamda insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını da ortadan kaldırmış oluyor. Toprağın, ormanın, doğal kaynakların kısaca bütün bir eko sistemin zarar görmesi insanların yeterli ölçüde beslenememesine kimi zaman açlık tehlikesiyle yüz yüze kalmalarına neden oluyor. Gıda yetersizliği birçok fiziksel ve ruhsal rahatsızlığın kapısını aralıyor, salgınlarla ölümlere neden olabiliyor. Savaş insanların zihinlerinde sorunları çözmenin tek yolunun şiddet olduğu düşüncesini egemen kılarak müzakerenin önünü kapatan, gündelik yaşamda şiddetin meşrulaşmasına hizmet eden; dolayısıyla insan hakları kavramını beyinlerden söküp atan bir olgudur. Ayrıca Askeri harcamalar, kalkınma harcamalarından çok daha fazla yer tutmakta, kaynakların sağlık hizmetleri için kullanılmasını engellediği gibi sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde gerilemeye yol açmaktadır. Sağlık emekçileri, savaşın karşısında yer almaları kaçınılmazdır. Savaşın olmaması, önlenmesi en önemli koruyucu sağlık hizmetidir. Ortadoğu?yu kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye çalışan sömürgeci ülkelerinin oyununa gelinmemelidir. Bu savaşa baştan beri müdahil olunması yanlıştı. Ülkenin iyi yönetilemediğini görüyoruz. Yeni bir yanlış daha yapılmamalı ülkemiz savaşa girmemelidir. Ülkemizin başta ABD olmak üzere, emperyalizmin Ortadoğu maşası haline getirilerek komşularıyla savaştırılmasına, kanlı tarihe ortaklık edecek bir ülkeye dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Sağlıklı bir gelecek inşası için devlet yetkililerini ve sorumlu kesimleri esaslı çözüm için göreve çağırıyoruz?? ifadelerine yer verdi.