Büyük Birlik Partisi?nin (BBP) merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ölümüne ilişkin, eski emniyet amiri Dursun Özmen hakkında ?görevi kötüye kullanmak? suçuyla açılan davanın 8. duruşmasına devam edildi.
Büyük Birlik Partisi?nin (BBP) merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ölümüne ilişkin, eski emniyet amiri Dursun Özmen hakkında ?görevi kötüye kullanmak? suçuyla açılan davanın 8. duruşmasına devam edildi.
2009 yılında Kahramanmaraş?ta yaşanan helikopter kazası sonucu BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve İHA muhabiri İsmail Güneş?in de aralarında bulunduğu 6 kişinin hayatını kaybetmesiyle başlayan davanın 8. duruşması Kahramanmaraş 8. Asliye Ceza Mahkemesi?nde görüldü. Dava 2 Haziran 2016 tarihine ertelendi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Muhsin Yazıcıoğlu?nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu,kazada hayatını kaybeden Erhan Üstündağ, İsmail Güneş?in yakınlarının katıldığı duruşma öncesi partililer ile polis arasında gerginlik çıktı. Muhsin Yazıcıoğlu davasının uzun sürmesine tepki gösteren partililer, adliye binası önünde bulunan yolu trafiğe kapatmak istedi. Yapılan uyarılara rağmen yolu trafiğe açmayan partililere polis müdahale etti.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, duruşma sonrası yaptığı basın toplantısında partililerine yapılan uygulamanın sorumlularını kınadı. Mushsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ölümüne ilişkin davanın 2 Haziran 2016 tarihine ertelendiğini söyleyen Destici, mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek davanın biran önce sonuçlanması için Başbakan Ahmet Davutoğlu?ndan destek istedi. Destici, ?Biz bir hak mücadelesi aramak için buradayız. Eğer 7 yıldır bu mahkeme devam ediyorsa Türkiye?deki hukuk sisteminin yavaş işlerinden ya da birilerinin birilerini kollamaya çalıştığındandır. Bu nedenle 7 yıldır bu süreç aydınlatılmadı. Onun için bu hak mücadelemizde haklı olarak demokratik tepkilerini ortaya koyan dava arkadaşlarımı emniyet güçlerinin yaptığı müdahaleyi çirkin buluyor ve kınıyorum. Hem asker hem polis bizim gözbebeğimiz. Ama onların da bu hak mücadelesinin yanında olmalarını bekliyoruz ve çoğunun da yanımızda olduğunu biliyoruz.
Sayın Başbakanımıza sesleniyorum. Siz o dönemde Başbakan değildiniz. Ama her konuşmasında Sayın Davutoğlu haktan, hukuktan, adaletten faili meçhullerin aydınlatılacağından ve herkes için adalet vaat ediyor. Biz burada söz değil uygulama bekliyoruz. Sayın başbakanım, sizin kimseyi koruma gibi bir vazifeniz ve yükümlülüğünüz yok. Sizin vazifeniz yükümlülüğünüz bu meselenin bu şehadetin aydınlatılması için bütün siyasi iradenizi, gücünüzü buradaki soruşturmanın ve mahkemenin arkasına koymaktır. Bizim sizden beklentimiz budur? dedi.