ANKARA (AA) - Ankara Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Nilüfer Kalbur, 'Nasıl diyabet, hipertansiyon kronik hastalıksa, ruhsal rahatsızlıklar da kronik hastalıklardır. Kronik hastalık olarak değerlendirilmeli ve böyle algılanmalıdır' dedi.
Kalbur, Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Sanat ve Ruh Sağlığı' konulu etkinlikte yaptığı konuşmada, 'Toplum Temelli Ruh Sağlığı' alanında bir farkındalık oluşturulması gerektiğini belirtti.
Hastane temelli ruh sağlığı modelinin 1960'lı yıllara kadar dünyada yaygın olarak kullanılan bir yöntem olduğunu anımsatan Kalbur, 'Filmlere konu olan hastanelere kapatılma olayları gerçekleşiyordu. Ruh sağlığı hastanesine giren birisi asla dışarıya çıkamıyor, burada hayatını sürdürüyor. Bunun böyle olmaması gerektiğine karar verilerek, ilk olarak İtalya'da Toplum Temelli Ruh Sağlığı hizmetleri başlatıldı. Dünya Sağlık Örgütü'nün de desteklediği, önerdiği bir sistemdir. Burada amaç, kişi kendi sosyal ortamında hizmet alabilsin. Bir yandan tedavi olabilsin, psikososyal destek alsın. Bu insanlar işlevselliklerini tekrar kazanabilsinler. Ruhsal rahatsızlıklar da kronik hastalıktır. Nasıl diyabet, hipertansiyon kronik hastalıksa bunlar da kronik hastalıklardır. Kronik hastalık olarak değerlendirilmeli ve böyle algılanmalıdır' diye konuştu.
Kalbur, Toplum Temelli Ruh Sağlığı hizmetinde hastalara, yaşadıkları bölgede hizmet verilmesinin hedeflendiğini vurgulayarak, bu sayede hastaların toplum dışına atılmadan, dışlanmadan, damgalanmadan yaşamalarının sağlanmasının gerektiğini bildirdi.
- 'Ankara'da 8 Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'
Sağlık Bakanlığının eylem planı çerçevesinde, 100 ile 300 bin kişilik nüfusa sahip bölgelerde Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri açıldığını anlatan Kalbur, pilot uygulamanın Bolu'da 2008 yılı Mayıs ayında başladığını, Ankara'da ise bu şekilde 8 merkez bulunduğunu ifade etti.
Kalbur, şunları söyledi:
'Amaç, şizofreni, duygu durum bozukluğu gibi ağır ruhsal bozukluklarda hem tedavilerinin yapılması hem de bu hastalara psikososyal destek sağlanması. Buralarda hasta ayaktan tedavi edilir, takibi başlatılır. Bu arada sosyal ortamı oluşturulur. Bu merkezlere başvuramayan hastalara gerektiğinde evlerine ziyaretler düzenlenir. Bu şekilde takipleri yapılır.'
