Mersin TSO Başkanı Aşut: ?Ekonomiye Odaklanmazsak Dünya Ekonomisinin Kırıntılarıyla Yaşamak Zorunda Kalacağız?

Mersin TSO Başkanı Aşut: ?Ekonomiye Odaklanmazsak Dünya Ekonomisinin Kırıntılarıyla Yaşamak Zorunda Kalacağız?

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye?nin artık siyasetten ve sanal sorunlardan sıyrılıp ekonomi kanalına girmek zorunda olduğunu belirterek, 'Yoksa ömrümüz döviz fiyatlarını, petrol fiyatlarını izlemek

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye?nin artık siyasetten ve sanal sorunlardan sıyrılıp ekonomi kanalına girmek zorunda olduğunu belirterek, 'Yoksa ömrümüz döviz fiyatlarını, petrol fiyatlarını izlemekle geçecek ve dünya ekonomisinin kırıntılarıyla yaşamak zorunda kalacağız' dedi.
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, özellikle Şubat 2016?da yaşanan ve iş dünyası açısından olumlu veya olumsuz algılanabilecek bazı önemli gelişmeleri paylaşıp, uyarılarda bulundu. Uzun süredir gündemde olan trafik sigortasında, kusurun paylaşılması ve primlerin azaltılacak olmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Aşut, asgari ücret artışının işverene maliyetini azaltmak için brüt 2 bin 550 TL ve altı maaş alan işçileri kapsayan desteğin başlamasının da ekonomi açısından olumlu olduğunu kaydetti.
Türkiye ekonomisi için çok önemli olan mevduatın artması konusunda devletin büyük bir çabası olduğunu da vurgulayan Aşut, 'Bir ülkede mevduat ne kadar fazla ise bankalar bu mevduatı krediler yolu ile yerli yatırımcılara, iş dünyasına aktarır ve ülke ekonomisinde önemli bir kaynak oluşur. Ülkenin yeterince mevduatı yoksa bankalar veya iş dünyası dış borçlanmaya gider ve iş dünyasının dış borcu artar. Bu borç dövize endeksli olduğundan her ekonomik dalgalanma borcu daha da arttırır. Bundan dolayı kabine mevduata destek yoluyla kaynak yaratma konusunda ısrarcıdır. Bunun yollarından birisi de Bireysel Emeklilik Sisteminin teşvikidir. Bu konuda devlet destekleri revize edilmiştir. Mevduat oluşturma ve bu yolla kaynak yaratma anlamında olumlu gelişmelerdir' ifadelerini kullandı.
'AB VE ABD PAZARI BİZİM İÇİN VAZGEÇİLMEZDİR'
Dış dünyadaki olumlu gelişmeleri de değerlendiren Aşut, Londra Yardım Konferansı?nda, Suriyeli sığınmacılar için 10,7 milyar dolar taahhüt toplandığını, bunun belli bir kısmını Türkiye?nin alacağını dile getirerek, bundan sonraki yükün paylaşılması ve bütçe üzerinde yük oluşturmaması anlamında olumlu olduğunu kaydetti. Almanya?nın denizaltı ve motor teknolojileri transferiyle Piri Reis Denizaltı inşaatına Gölcük?te başlanmış olması ve Alman Linde Grup ile Erdemir?in modernleşme yatırımının gerçekleşmesinin Türkiye-Almanya, dolayısıyla Türkiye-AB ilişkilerinin sağlamlığı ve devamı anlamında önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan Aşut, şöyle devam etti:
'AB bizim, ne olursa olsun en güvenli ve istikrarlı pazarımızdır, ekonomi ortağımızdır. Suudi Arabistan hayatında ilk kez dış borç alma durumuna geldi. Çevre ülkeler zaten siyasi anlamda istikrarsız, diğer körfez ülkeleri ve kuzeyde Rusya 35-40 dolara düşen petrol fiyatlarından dolayı bütçe açıkları ile boğuşacaklar ve 2016 petrol gelirlerine mahkum olan pazarlarımız ve dolayısıyla bizim için parlak gözükmüyor. Çin ithalatını yüzde 25 azalttı. Bundan dolayı AB ve yeni yeni yükselen ABD pazarı bizim için vazgeçilmezdir.'
'İRAN BİZİM İÇİN HALA ÖNEMLİ BİR PAZAR'
AB?nin 3 milyar Euro?luk yardımının şubat sonuna kadar gelmemesi ile Rusya?ya sebze ve meyve ihracatındaki düşüş oranlarının oldukça yüksek olmasını ise olumsuz gelişmeler olarak değerlendiren Aşut, 'Narenciyede Mersin dinamiklerinin yaptığı girişim bu yıl durumu kurtardı ama 2016?da ne olacak belirsiz. Özellikle bölgemizde diğer önemli bir pazar olarak gördüğümüz İran?ın, nükleer konusunda verdiği taviz ile elde ettiği ambargo yumuşaması ve takibinde ABD ve AB?li yatırımcıların yatırım demeçleri bizi önce korkutmuştu. Acaba çok mücadele verdiğimiz İran pazarı elden gidiyor mu diye? Ancak, son zamanlarda şunu gördük ki, bu ambargoların kalkmasını ABD ve AB tek taraflı algılamış. Yani, kendileri istediklerini satabilecekler, örneğin İran?ın uçak siparişleri gibi. Ancak, pek de İran?a yatırım yapacak gibi görünmüyorlar. İran?a nakit para girişi hala yok. Yani, İran hala bizim için önemli bir pazar, çünkü İran?ın etrafında sanayisi, tarımı, teknolojisi bizim kadar gelişmiş başka bir ülke yok. İş dünyamız İran pazarından umutlu olmalı ve iletişimi koparmamalıdır' dedi.
'DÜŞEN PETROL FİYATLARI BİZİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR'
İş dünyasının realist olduğunu, bardağın dolu kısmını görerek, umutla yoluna devam ettiğini kaydeden Aşut, ancak bardağın boş kısmını görmezden gelemeyeceklerini ve riskleri mutlaka düşündüklerini aktardı. Aşut, düşen petrol fiyatlarının cari açık anlamında yararlı olsa da ülke ve Mersin olarak en önemli pazarların genelde petrol geliri ile geçinen ülkeler olmasının, iş dünyasını da olumsuz etkilediğine ve etkilemeye devam edeceğine dikkat çekti.
Dünyanın günde 90 milyon varil petrole ihtiyacı varken, her gün 92 milyon varil petrolün piyasalara arz edildiğine işaret eden Aşut, şöyle devam etti:
'Bu yüksek arz 2016?da da devam edecek gibi görünüyor. Çünkü düşen petrol gelirlerinden dolayı kendi bütçelerini dengelemek için bu ülkeler daha çok petrol satmak isteyeceklerdir. Bizim mantığımız bunu gösteriyor. Görünen de budur. Bundan dolayı iş dünyamızın yeni pazarlarda daha aktif olması gerekiyor. AB pazarında, ihmal edilen ABD pazarında daha aktif olmamız gerekiyor.'
'EKONOMİYE ODAKLANMAZSAK DÜNYA EKONOMİSİNİN KIRINTILARIYLA YAŞAMAK ZORUNDA KALACAĞIZ'
Türkiye?nin doğalgazı, petrolü olmadığını, tek zenginliğinin girişimci insanı olduğunu daha önce defalarca dile getirdiklerini ifade eden Aşut, bugün doğalgazı, petrolü olan ülkelerin bile batma noktasına gelmesinin, bütçe açığı vermesinin ve dış borç alma durumuna gelmesinin haklılıklarını ortaya koyduğunu vurguladı. Bu ülkelerin petrole güvenerek girişimci oluşturmadıklarını ve her şeyi devletin kontrol ettiğini belirten Aşut, şunları kaydetti:
'Ne kadar şanslıyız ki, biz bugüne kadar liberal ekonomiye ve girişimcimize güvenerek bu duruma geldik. Bundan dolayı girişimci sayımızı, girişimci kalitemizi arttırmak zorundayız. Kadınlarımızı ekonomiye daha çok entegre etmek zorundayız. Gençleri ekonominin merkezine almak ve onların zekalarından yararlanmak zorundayız. Çünkü bu çağ onların çağı. Bir üniversite öğrencisinin interneti kullanarak, yazılım kullanarak kurduğu bir firma bugün petrol devlerini geride bırakıyor. Yaptıkları bir yazılımla dünyadaki otellerin sadece rezervasyonlarını yapan ve sadece 50 çalışanı olan bir firma, dünya çapında 400 oteli ve 20 bin çalışanı olan bir dev otel zincirinden 50 kat fazla para kazanıyor.'
Dünyanın sanayide, tarımda ve hizmette yeni bir ekonomik devrim yaşadığına dikkat çeken Aşut, sözlerini şöyle tamamladı: 'Gelişmiş ülkeler, internetin ve bilgi-iletişim araçlarının ekonomiye entegrasyonunun nimetlerini topluyor. Artık ülke olarak siyasetten ve sanal sorunlardan sıyrılıp ekonomi kanalına girmek zorundayız. Eğitimde yeni çağın dönüşümünü yapmak zorundayız. Yoksa ömrümüz döviz fiyatlarını, petrol fiyatlarını izlemekle geçecek ve dünya ekonomisinin kırıntılarıyla yaşamak zorunda kalacağız. Ülkemizin güçlü potansiyeli vardır. Türkiye?nin vereceği gerçek ikinci kurtuluş savaşı budur. Eğitimle, girişimcisiyle, teknolojisiyle sağlam bir ekonomi yaratmak ve bu refahı ülkesine homojen bir şekilde yaymak toplumsal huzurumuzun da bir gereğidir.'