ELAZIĞ (AA) - İSMAİL ŞEN - Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve Elazığ'da yaşayan Suriyeli Hamid (65) ve Nawal (63) Musa çifti, torunları Amro (14) ve Hamid (12) ile komşularının yardımlarıyla hayata tutunuyor.
Suriye'nin Ebu Kemal kentinde bakliyatçılık yapan Hamid Musa, ülkesinde devam eden iç savaş ve terör örgütü DAEŞ tehdidi nedeniyle oğlu, gelini ve 3 kız torununu geride bırakarak eşi ve yanına aldığı iki torunuyla ülkesinden kaçarak Türkiye, ardından bir arkadaşını yönlendirmesiyle Elazığ'a geldi.
Rızaiye Mahallesi'nde, Suriye'den gelecek olan başka bir aile için tahsis edilmiş eve bir aylığına yerleşen yaşlı çift ve torunları, başka gidecek bir yerleri olmadığından evin asıl sahipleri gelmeden kendilerine kalabilecekleri bir yer tahsis edilmesi için hayırseverlerden yardım bekliyor.
Dede Musa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ebu Kemal'de ailesiyle mütevazi bir hayat sürerken savaşın bulundukları yere sıçramasıyla önce rejim güçleri ile muhalifler arasındaki çatışmaların arasında kaldıklarını, ardından terör örgütü DAEŞ'in esareti altına girdiklerini söyledi.
Rejim güçlerinin bombardımanları sonucunda yaşadıkları yerlerin harabeye döndüğünü ve birçok insanın hayatını kaybettiğini anlatan Musa, DAEŞ'in gelmesi ile zulmün daha da büyüğünü belirtti.
''DAEŞ insanların kafasını kesiyorlardı. Öldürdükleri insanları halkı korkutmak için çarmıha gerip 3 gün boyunca direklerde bekletiyorlardı. Sonrasında defin etmemize bile izin vermiyorlardı, kendileri gömüyorlardı. Ancak gömdükleri insanların ne mezarlarını görebiliyorduk ne de onlardan bir ize rastlıyorduk'' diyen Musa, DAEŞ zulmüne daha fazla dayanamayarak çareyi kaçmakta bulduklarını kaydetti.
Ailesinin bazı üyelerini geride bırakarak Der Zor kentine giden bir kafileye katılarak yollara düştüklerini aktaran Musa, Der Zor kentine giremeden rejim askerlerinin saldırısı sonucu yönlerini Irak'a çevirmek zorunda kaldıklarını, Irak'ta bir kampa sığındıklarını dile getirdi.
Kamp koşullarının kötü olması nedeniyle tekrar Suriye'ye dönmek istediklerini ancak başaramadıklarını anlatan Musa, şöyle devam etti:
'Türkiye halkı ve devleti hakkında güzel şeyler duyduğumuz için bir gece yarısı Türkiye'ye geçtik. Mersin'e gelişimizle millet bize hemen sahip çıktı. Ayakkabısız sınırdan geçmiştim, bana ayakkabı ve kıyafet verdiler. Daha sonra Elazığ'a geldik. Allah milletinden, devletin, askerinden, polisinden, başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere hepsinden razı olsun. Allah bize sahip çıkan bu devlete ve millete en ufak bir zeval vermesin.'
Nawal Musa da torunları için üzüldüğünü belirterek, ''Tek isteğim torunlarımın okula gidebilmeleri. Ayrıca, barınacak bir yer sağlanması. Yaşlı eşim ve benden başka çalışacak kimsemiz yok'' dedi.
- Savaşın çocukları
Torunlardan Amro Musa ise savaştan önce Suriye'de mutlu bir yaşantıları olduğunu, okula gittiğini ve okuldan sonra evlerinin bahçesinde kardeşleriyle oyunlar oynadığını ancak savaşın tüm bunları Suriyeli diğer çocuklar gibi ellerinden alarak karşılığında kan, gözyaşı ve korku verdiğini anlattı.
Türkiye'de kendini güvende hissettiğini ancak yaşadığı o dehşet anların korkusunu içinden bir türlü atamadığını ifade eden Musa, artık bir çocuk gibi düşünemediğini, gülemediğini ve oyunlar oynayamadığını dile getirdi.
Musa, ''Bana oyun nedir?' diye sorarsanız oyunun her türlüsünü unuttum, tarifini yapamam. Ama savaşı ve ölümü sorarsanız her türlü tarifini size yapabilirim' diye konuştu.
Savaşın çocukları olarak büyük acılar çektiklerini aktaran Musa, ''Suriyeli çocuklar olarak savaşın her türlü acı yüzü ile karşılaştık. Türkiye'deki çocukların böyle bir duruma düşmelerini istemeyiz. Türkiye'nin başına böyle bir şey gelmemesi için dua ediyoruz. Cumhurbaşkanı, Başbakanını, askerini ve polisini Rabbimiz korusun'' ifadelerini kullandı.
Hamid Musa da savaşın bir an önce sona ermesini, Suriye'de kalan ailesiyle bir araya gelmek için sürekli dua ettiğini belirterek, Suriye halkına kucak açan Türkiye devletine minnettar oldukları kaydetti.