İSTANBUL (AA) - Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Sait Koca, Türkiye'de hayvansal protein açığını kapatmanın yolunun beyaz etten geçtiğini belirterek, 'Tavuk eti tüketimini her geçen gün artırmak zorundayız. Geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında kişi başına tüketim bir kilo daha arttı. Geçen yıl 22 kilogramdı, bu yıl 23 kilogram oldu. Tavuk, çok yararlı ve hiçbir riski olmayan bir gıda' dedi.
Koca, 'Tavuk ve Bilimsel Gerçekler' konferansında yaptığı konuşmada, dünya standartlarının üstünde üretim yapan tavuk sektörünün övgüyü hak ettiğini söyledi.
Türkiye'de hayvansal proteinin yeterli tüketilmediğine dikkati çeken Koca, bilim dışı söylemlerin sektöre zarar verdiğini anlattı.
Sektör olarak mümkün olduğu kadar bilim dışı tartışmalara girmek istemediklerini ifade eden Koca, bu toplantıyı, bilim insanlarının doğruyu söylemesi için düzenlediklerini aktardı.
Sait Koca, 'Kendimizi ne kadar methetsek çok geçerli olmayacak. Üretimde bilimi takip eden bir sektörüz' diyerek, Türkiye'de kişi başına toplam et tüketiminin 36 kilogram, kanatlı et tüketiminin ise 23 kilogram olduğunu kaydetti.
Et tüketimin büyük kısmının beyaz et olarak karşılandığını belirten Koca, 'Beyaz et tüketiminin daha da artmasını hedefliyoruz. Türkiye'de hayvansal protein açığını kapatmanın yolu; beyaz etten geçiyor. Kırmızı etteki sıkıntıları son dönemde yaşıyoruz. Domuz eti tüketmiyoruz. Geriye kalan tek şey; tavuk eti. O nedenle tavuk eti tüketimini her geçen gün artırmak zorundayız. Geçtiğimiz yıl ile bu yıl arasında kişi başına tüketim bir kilo daha arttı. Geçen yıl 22 kilogramdı. Tavuk, çok yararlı ve hiçbir riski olmayan bir gıda. Organik tavukla normal tavuğun besin değeri arasında hiçbir fark yoktur. Doğal yetişen tavuğun lezzeti daha iyidir.' diye konuştu.
- 'Sığır ve dana etinde tavuktakinden 3-4 kat daha fazla kolesterol var'
Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez de toplantının amacının insan sağlığı için çok gerekli bir protein olan tavuk hakkında çıkarılan yanlış bilgileri düzeltmek olduğunu belirtti.
Sönmez, tavuk etinde kolesterol olduğunun iddia edildiğini ancak bütün proteinlerde kolesterol bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
'Sığır ve dana etinde tavuktakinden 3-4 kat daha fazla kolesterol var. Dolayısıyla tavuk etindeki kolesterol günlük ihtiyacı karşılayan miktarda bir kolesteroldür. Annelerin, 'tavuk etinde hormon var, erken ergenlik yapıyor' şeklinde şikayetleri var. Bu yanlış bir bilgidir, birçok arkadaşımız da bu konuda yanlış bilgilendirmiş olabilir. Tavuk etinde kesinlikle ostrojen yoktur. Tavuk soya ile besleniyor. 'Beslendiği gıdalardaki ostrojen direkt ete geçiyor' gibi söylemler yanlıştır. Tavukta olduğu iddia edilen ostrojen, fast food yiyeceklerde çok daha fazladır. Annelere, 'Çocuklarınızı tavuk etinden değil, fast foodtan koruyun' diyorum. Tavuk etinde hormon olması mümkün değildir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından üretim süreci çok ciddi şekilde takip edilmektedir. 'Organik tavuk' denilen tanımın karşılığı inorganik tavuk ise laboratuvarda üretilen bir tavuk yok. Eğer insanlarımıza sadece doğal şartlarda beslenen tavuk yedirmeye kalksak insanlar aç kalır. Çünkü doğal şartlarda yetişen tavuk 1,5-2 yıl sonra yenecek hale geliyor. Diğer tarafta 40-45 günde yenecek hale geliyor. Sağlık ve beslenme değeri açısından iki tavuk arasında hiçbir fark yok, sadece doğal beslenen tavuk daha lezzetli olabilir.'
- 'Kanser ve kalp hastalıkları soya tüketen toplumlarda daha az görülüyor'
ABD Emory Üniversitesi Winship Kanser Enstitüsü Hematoloji ve Medikal Onkoloji Bölümü Prof. Dr. Ömer Küçük ise soya ile beslenen tavukların daha sağlıklı olduğunu dile getirerek, dünyanın her yerinde hayvanların beslenmesinde soya kullanıldığını söyledi.
Küçük, bütün hayvan yemlerinin içinde soya olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Bunun yanında insan beslenmesinde de soyanın çok sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. O yüzden soya almak için tavuk eti ya da başka bir şey yemeye gerek yok. Direkt olarak insanların soya yemelerini, soya sütü içmelerini ve yiyeceklerine soya eklemlerini tavsiye ediyoruz. Uzakdoğu'da soya tüketimi çok fazla, her gün iki milyondan fazla insan soya tüketiyor. Birçok hastalıklar özellikle kanser ve kalp hastalıkları soya tüketen toplumlarda daha az görülüyor. Hayvanlar soya ile beslendiğinde soyadaki kimyasal maddeler ete geçer. Ancak bu yeterli değildir. Gerekli tüketimi yapmak için insanların direkt soya tüketmesi gerekir.'