Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, toplumlara göre değişmekle birlikte karın ön duvarında gelişen ve cerrahi tedav
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, toplumlara göre değişmekle birlikte karın ön duvarında gelişen ve cerrahi tedavi gerektiren fıtıkların en sık görülenlerinin kasık fıtıkları olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Emin Ersoy, erkeklerde kadınlara göre daha sık görülen kasık fıtıklarının genetik de olabileceğine dikkat çekerek, özellikle bu tip fıtıkların sıkça boğulma riski taşıdığını kaydetti.
Kasık fıtıkları dışında karın ön duvarında kesi fıtıklarının da gelişebileceği bilgisini veren Prof. Dr. Ersoy, cerrahi operasyonlarda her kesi yerinden yüzde 1 - 4 fıtık gelişme ihtimali bulunduğunu belirtti.
Kesi yerinde enfeksiyon gelişmesi durumunda ise bu oranın yüzde 30-40?lara kadar yükselebileceğini kaydeden Ersoy, ?Bu nedenle yara yeri enfeksiyonlarının önemi büyüktür. Ailesinde kasık fıtığı olanlarda fıtık olma ihtimali daha yüksektir. Ama her genetik kökeni olanda mutlaka fıtık olacak diye bir şart da bulunmamaktadır. Söylemek istediğim ailesinde fıtık rahatsızlığı bulunanların bu konuda daha duyarlı ve tedbirli olmaları gerektiğidir? dedi.
Prof. Dr. Emin Ersoy, kadınlarda kasık bölgesinin en alt kısmından çıkan ve karın duvarından bacaklara kan götüren ve geri getiren femoral damarların geçtiği deliklerden çıkan fıtıkların erkeklere göre 3 kat daha sıklıkla görüldüğünü ifade etti.
FITIK BELİRTİLERİ: ŞİŞLİK VE AĞRI
Fıtığı olan hastaların şişlik ve ağrı olmak üzere iki temel şikayet ifade ettiklerini bildiren Ersoy, şişliğin genellikle eforla ortaya çıkarak yani ayaktayken, ıkınırken, ağır kaldırırken ya da yürürken belirdiğini, istirahat halindeyken ise küçüldüğünün hatta kimi zaman kaybolduğunun gözlendiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Emin Ersoy, ?Bu şişlikleri oluşturan, fıtık keseleri içerisine giren karın içi organlarıdır. Bunlar, ince barsaklar, kalın barsak, kör barsak da denilen appendiks ile barsakları saran zar olan omentum gibi organlardır. En tehlikeli olanı ise barsaklardır. Eğer barsaklar fıtık kesesi içerisine girer ve tekrar karın içerisine dönemezse boğulur ve bu tip problem gelişen hastalar acil olarak hastaneye başvurmalı ve bu barsaklar karın içerisine tekrar yerleştirilmelidir. Bu işlem bazen rahatlatan ve ağrı kesici iğnelerin yardımıyla acil servislerde bazen de ameliyat ile yapılırlar. Mutlaka kese içerisindeki bu barsak karın içerisine yerleştirilmelidir. Aksi taktirde dolaşımları da bozularak delinir ve hastanın hayatını tehdit eder hale gelebilirler.?
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ersoy, hastalığın diğer belirtisinin hissedilen ağrı olduğunu kaydederek, barsağın tıkanması durumunda ağrı şiddetinin daha da arttığını bildirdi.
FITIK TEDAVİSİ GECİKTİRİLMEMELİ
Zaman içerisinde tedavi edilmemesi durumunda fıtıkların büyüdüğü ve tedavisinin daha karmaşık hale geldiği uyarısını yapan Prof. Dr. Emin Ersoy sözlerine şöyle devam etti :
?Başlangıçta saptanan ve tedavi edilen genetik nedenli fıtıklar gibi fıtıklar, bir kaç dikiş ile çözüm bulabilirken, büyümüş olanları yamalara gereksinim duyabilir.
Erişkin hastalarda fıtık görüldüğünde gözden kaçabilecek olan en önemli şey ise karın içerisinde fıtığa neden olabilecek bir kitlenin varlığıdır. Bu kitleler özellikle ileri yaş grubunda ve o yaşına kadar hiç bir şikayeti olmamasına rağmen aniden fıtığı beliren hasta grubudur. Sözkonusu hastalar eğer sadece fıtık yönüyle sorgulanıp, genel bir muayene ve incelemeden geçirilmeden cerrahi müdahaleye alınırlarsa bazen olası bir kitle gözden kaçabilir. Bu kitleler genellikle kalın barsağa ait bir kitle veya diğerleridir. İyi bir hikaye ile fıtık olan bu hastalarda tuvalet alışkanlığında değişiklik, kanama, şişkinlik, karın ağrısı gibi şikayetlerle ileri bir tetkike gidilerek fıtığı oluşturan gerçek önemli nedene ulaşılabilir. Bu hasta için hayat kurtarıcı veya ömrü uzatıcı olabilir.?
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, karın önduvarı fıtıklarında tedavinin cerrahi olduğunu ve bunun da yamalı ve yamasız tedaviler ya da açık ve kapalı cerrahi tedaviler gibi sınıflara ayrıldığını belirtti.
Prof. Dr. Emin Ersoy, ?Eğer fıtık tekrar etmiş ve kasıkta iki taraflı ise laparoskopik olarak tedavi daha uygun olabilir? dedi.