Başbakan Yardımcısı Akdoğan: '(DAEŞ'in Tazehurmatu'ya kimyasal saldırısı) Okul açıldığı gün okula bu şekilde bir saldırıda bulunulması, doğrudan sivillere, masumlara, çocuklara dönük bir saldırıda bulunulması başlı başına b
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, DAEŞ'in Tazehurmatu'ya kimyasal saldırısına ilişkin, 'Okul açıldığı gün okula bu şekilde bir saldırıda bulunulması, doğrudan sivillere, masumlara, çocuklara dönük bir saldırıda bulunulması başlı başına bir vahşettir. Onun ötesinde kimyasal silah kullanılması, kimyasal maddelerle doğrudan bu insanlara ölüm kusulması, ölüm saçılması başlı başına bir insanlık suçudur.' dedi.
Akdoğan, Irak'ın Tazehurmatu kentinde kimyasal saldırıya maruz kalan ve Polatlı Devlet Hastanesinde tedavi altına alınan Türkmen yaralıları ziyaret etti.
Aralarında 1 yaşındaki Tuga Yaşar ile 11 yaşındaki Ali Mahmut'un da bulunduğu yaralılarla tedavi gördükleri odalarda görüşen Akdoğan, ailelerle de bir araya geldi. Akdoğan'ın ziyareti sırasında bazı yaralılar duygu yüklü anlar yaşayarak gözyaşlarına hakim olamadı.
Yaralıların sağlık durumu hakkında hastane yetkililerinden bilgi alan Akdoğan, daha sonra düzenlediği basın toplantısında, Tazehurmatu'da 9 Mart'ta bir okula gerçekleştirilen saldırıda yaralanan Iraklı Türkmenlerin bir kısmının tedavi için Türkiye'ye getirildiğini anımsattı.
Akdoğan, saldırıda kimyasal silah ve muhtemelen de sarin gazını kullanıldığını dile getirerek, kimyasal maddelerden etkilenen 15 kişinin hastanede tedavi altına alındığını ve söz konusu yaralılara refakat için gelen 7 kişinin de kimyasal maddelerden etkilendiğini, 22 Türkmen'in tedavi altına alındığına işaret etti.
Suriye'de ve Irak'ta çatışmaların sürdüğünü belirten Akdoğan, sorunun çözülmemesinin bu bölgelerdeki insani dram ve krizin devam etmesine sebep olduğuna değindi.
Akdoğan, 'Hem Suriye'de hem Irak'ta tamamen bir otorite boşluğu var ve terör örgütleri ve farklı yapılar arasında, farklı örgütler arasında çatışmalar devam ediyor. Bundan da öncelikle siviller, kadınlar, çocuklar zarar görüyor.' dedi.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti olarak Türkmenlerin yanında olduklarına dikkati çeken Akdoğan, 'Onlarla dayanışma içerisindeyiz. Onların huzuru ve güvenliği bizim temel önceliğimizdir. Irak anayasasına göre üç kurucu unsurdan bir tanesidir Türkmenler. Maalesef son dönemde Türkmen şehri olarak bildiğimiz Telafer, Tuzhurmatu, Musul gibi birçok şehir ya doğrudan IŞİD'in, DAEŞ'in işgali veya saldırıları altında kaldı. Bu bölgelerde Türkmen kardeşlerimiz büyük mağduriyetler yaşadılar.' ifadesini kullandı.
Irak'ta 3 milyon civarında kişinin evinden, yerinden ve yurdundan edildiğini anımsatan Akdoğan, söz konusu kişilerin yaklaşık 300 bininin de Türkmen olduğunu aktardı.
Akdoğan, Irak'tan yaklaşık 35 bin Türkmen'in Türkiye'de bulunduğunu vurgulayarak, Suriye'den de 24 bin Türkmen'e Türkiye'nin kucak açtığını bildirdi.
- 'Yalnız bırakıldık'
Suriye ve Irak kaynaklı krizde derde deva olmak için taşın altına 4 yıldır ellerini koyduklarına işaret eden Akdoğan, şöyle devam etti:
'Türkiye maalesef bu göçmen meselesiyle uğraşırken hep yalnız bırakıldı. Sadece Suriyeli ve Iraklı 3 milyon civarında Türkiye'de göçmen var. Bunlara 10 milyar dolar civarında bugüne kadar Türkiye bir fon kullanmış oldu ama uluslararası toplumdan gereken yardımı ve dayanışmayı görmedi. Son olarak bildiğiniz gibi AB-Türkiye ortak zirvesiyle bir anlaşmaya varıldı. Bu anlaşma çerçevesinde artık bir yük ve sorumluluk paylaşımı konusunda adım atılmasını bekliyoruz.'
Yaşananları büyük bir vahşet olarak nitelendiren Akdoğan, şu ifadeleri kullandı:
'Okul açıldığı gün okula bu şekilde bir saldırıda bulunulması, doğrudan sivillere, masumlara, çocuklara dönük bir saldırıda bulunulması başlı başına bir vahşettir. Onun ötesinde kimyasal silah kullanılması, kimyasal maddelerle doğrudan bu insanlara ölüm kusulması, ölüm saçılması başlı başına bir insanlık suçudur. Bütün buna karşı bizim ortak bir dayanışma ve mücadele içerisine girmemiz gerekiyor. Bütün terör örgütleri, adı ne olursa olsun hepsine karşı ortak bir mücadele ve insani krizin çözümü konusunda da hep birlikte dayanışma içerisine girmek.'
Akdoğan, insanlık görevlerini yerine getirdiklerini, mazluma kimliğini sormadıklarını ve Türkiye'nin bütün Türkmenlerin geleceğini öncelikli mesele olarak gördüğünü kaydetti.