Memurlarla ilgili ifade özgürlüğü kararı

Memurlarla ilgili ifade özgürlüğü kararı

Anayasa Mahkemesi, bir siyasi partinin basın açıklamasına katılması nedeniyle disiplin cezası verilen memurun, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini kararlaştırdı

ANKARA (AA) - Yüksek Mahkeme, bir siyasi partinin basın açıklamasına katılması nedeniyle disiplin cezası alan memurun, ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Diyarbakır'da öğretmenlik yapan Hasan Güngör, 2007'de Demokratik Toplum Partisinin basın açıklamasına katıldı.

Siyasi parti faaliyetine katılması nedeniyle hakkında disiplin soruşturması başlatılan Göngör, 'Bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması' cezasına çarptırıldı.

Güngör'ün, disiplin cezasının iptali istemiyle açtığı dava, Diyarbakır 1. İdare Mahkemesince reddedildi. Kararın gerekçesinde, bir siyasi parti yararına faaliyette bulunmanın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na aykırılık teşkil ettiği, bu nedenle disiplin cezasının hukuka aykırı olmadığı belirtildi.

Danıştay 12. Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Düzeltme talebinin reddedilmesiyle karar kesinleşti.

Güngör, bunun üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Başvuruda, bir siyasi partinin basın açıklamasına katılmanın idari yaptırıma bağlanmasının düşünce hürriyetini sınırladığını savunan Güngör, memurlara siyaset yasağı getirilmesinin, memur kimliğinden yararlanarak sahip olduğu olanakları siyasi partinin yararına veya zararına kullanmasının önüne geçmeyi amaçladığını, bir basın açıklamasına katılmanın bu kapsamda yer almaması gerektiğini, hakkındaki cezaya yönelik işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü.

Müracaatı inceleyen Yüksek Mahkeme, Güngör'ün ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Ayrıca, ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.

Kararda, ifade özgürlüğünün sadece düşünce ve kanaate sahip olma özgürlüğünü değil, aynı zamanda sahip olunan düşünce ve kanaati açıklama ve yayma, buna bağlı haber veya görüş alma ve verme özgürlüklerini de kapsadığı vurgulandı.

İfade özgürlüğünün, demokratik toplumun temellerinden biri olduğu bildirilen kararda, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için sadece toplum ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü haber ve düşüncelerin değil, devlet veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi gerektiği kaydedildi.

- 'Memurlar da birer birey'

Devletin, kamu hizmetinde çalışan memurlarına, bir bağlılık görevi getirmesinin, ödev ve sorumluluklar yüklemesinin, memurların statüleri gereği meşru kabul edilebilir bir durum olduğu belirtilen kararda, buna karşın devlet memurlarının da birer birey olduğu, siyasi görüş sahibi olma, ülke sorunlarıyla ilgilenme, tercih yapma gibi sosyal yönleri bulunduğu ifade edildi.

Demokratik bir toplumda, gerekliliği tartışılmaz durumlarda ordu, emniyet veya başka bazı alanlarda, siyasi ve toplumsal faaliyetlere sınırlamalar getirilebileceğine değinilen kararda, başvurucunun bu türden sınırlamalara tabi tutulmasını gerektirecek veya başka güvenlik tehdidi oluşturan bir görevde bulunmadığının, görevinde tarafsızlığını ihlal edici tavır ve eylemlerinin bulunduğuna ilişkin okul idaresinden yakınmalar olmadığının anlaşıldığı aktarıldı.

İlk derece mahkemesinin, başvurucunun basın açıklamasına katılan grupta bulunma dışında, başka bir eylemini tespit etmediği kaydedilen kararda, şu ifadeler yer aldı:

'Serbest seçimlerin bulunduğu bir ortamda, bireyin, gerek siyasi tercihlerini yapabilme amacının doğurduğu ihtiyacı, gerek siyasal ve toplumsal olaylarla ilgili bilgi edinme merakı göz ardı edilemez bir durumdur.

Öte yandan, başvurucunun eylemi sonucunda, kendisine bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiştir. Bu cezanın, 5 dereceli disiplin cezası sisteminde 4. dereceden ve nitelikli sayılabilecek bir ceza olduğu, başvurucunun memuriyet görevinin sona ermesinde doğrudan sebep olmasa da tekerrür durumunda görevden atılmasına neden olabileceği ve bireyin haber ve bilgiye ulaşma kapsamında ifade özgürlüğünü engelleyecek niteliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle şikayet edilen cezanın, demokratik toplumda gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır.'