Özel Deva Hastanesi Kardiyoloji Uzm. Dr. Mehmet Reşat Ayalp, ritim bozukluğunun her yaşta görülebilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti.
Kalp atışlarının düzensiz ve farklı şiddetlerde olması ile kalp ritim bozukluğunun oluştuğunu dile getiren Ayalp, 'Kalp, kirli kanı temizlemek üzere vücuttan toplayıp akciğerlere gönderir ve temiz kanı vücuda dağıtır. Bu pompalama işlemini başlaması doğal bir elektrik sinyaline bağlıdır. Normalde elektrik sinyali kalp boyunca belli bir yolu takip eder. Ancak elektrik akışında bir problem oluşursa eksik, fazla veya düşük şiddetli sinyaller üretilir. Bu üretilen sinyaller bazen kalbin hızlanması (taşikardi); bazen teklemesi (erken atım); bazen de yavaşlaması (bradikardi) olarak ritim bozukluğu şeklinde kendini gösterir. Normal olarak kabul edilen dakikada 60-100 olan nabız değeri 100?ün çok daha üstüne çıkabilir ve/veya düzensizleşebilir' dedi.
KALP RİTİM BOZUKLUĞUNUN BELIRTILERI
Kalp ritim bozukluğu belirtilerinin kişinin genel sağlık durumuna; ritim bozukluğunun türüne, şiddetine, sıklığına ve süresine göre değişkenlik göstereceğini söyleyen Dr. Ayalp, 'Ritim bozukluğu ara ara kendini gösteren ya da devamlı süren bir rahatsızlık şelinde ortaya çıkabilir. Belirtilerini hissetmemeniz ya da sadece aktif olduğunuz zamanlarda hissetmeniz mümkündür. Ancak genele bakıldığında fark edilmesi zor olmayan belirtiler gösterir. Başlıca belirtileri arasında; hızlı kalp atışı / çarpıntı, yavaş kalp atışı, düzensiz ya da tekleme hissi veren kalp atışı, göğüs ağrısı, nefes alamama, aşırı yorgunluk, soluk beniz, terleme gibi belirtiler yer almaktadır. Daha seyrek olarak ritim bozukluğuna bağlı baş dönmesi, göz kararması, bayılma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Ritim bozukluklarının tehlikeli bazı türleri, özellikle kalbin yapısal sorunlarıyla bir araya geldiğinde ani ölüm sebebi de olabilmektedir' diye konuştu.
?BIRÇOK ŞEY, RITIM BOZUKLUĞUNA NEDEN OLABILIR??
Dr. Ayalp ritm bozukluğunun nedenlerini şu şekilde sıraladı;
'Bir anda meydana gelen bir kalp krizi, bir önceki kalp krizinden dolayı kalp dokusundaki bozukluk, kardiyomiyopati gibi kalp yapısındaki değişiklikler, koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları, yüksek kan basıncı, diyabet, aşırı aktif tiroid bezi (hipertiroidi), sigara içme, çok fazla alkol veya kafein içme, uyuşturucu, stres, uyku bozuklukları, ciddi kansızlık, kullanılan bazı İlaçlar, diyet takviyeleri ve bitkisel tedaviler, elektrik şoku, hava kirliliği.'
TEŞHİS VE TEDAVİ SÜRESİ
Ritm bozuklukları ve neden meydana geldiklerini ortaya çıkartabilmek adına bazı testler uygulandığını belirten Dr. Ayalp, 'Ritim bozukluğu teşhisinde hastanın öyküsü oldukça önemlidir. Hastaya elektrokardiyogram (EKG) ritm holter, anlık ritim kaydı (Event Recorder), efor testi, ekokardiyogram, kardiyak kateterizasyon, elektrofizyolojik çalışma (EPS) yöntemleri uygulanır. Uygulanacak tedavi; ritim bozukluğunun çeşidine ve ciddiyetine bağlı olarak belirlenmektedir. Tedavinin ilk aşamasını, rahatsızlığının nedenini tespit etmek ve ortadan kaldırmak oluşturmaktadır. Etken tedavi edilemiyor veya mevcut ritim iletim bozukluğu hayatı tehdit ediyorsa veya belirti veriyorsa tedavi gereklidir. Genel tedbirler yeterli olmuyorsa, ilaç tedavisi veya girişimsel (Pacemaker/ ablasyon/aritmi cerrahisi gibi) tedavilerin uygulanması önerilmektedir. İlaç tedavisi ile antiaritmik şeklinde adlandırılan ilaçlar kalpteki düzensiz ritmleri kontrol altına almak için kullanılmaktadır. Kanın pıhtılaşmasını engelleyici ilaçlar da ritim bozukluklarının yol açabileceği komplikasyonları engellemek için kullanılmaktadır. Elektriksel tedavi, kalp ritmini destekleyici kalp pili ve defibrilatör tedavisi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle başka bir sorundan ötürü kalp ameliyatı geçirecek olan hastalarda kalp ritim bozukluğuna da cerrahi müdahale yapılır' şeklinde açıklama yaptı.
ÖNEMLİ ÖNERİLER
Dr. Ayalp, ritim bozukluğu olan hastalara yönelik önerlierde de bulundu. Ayalp, 'Kalp sağlığını korumaya ve iyileştirmeye yönelik uygulanması gereken beslenme programı hayati öneme sahiptir. Sigara bırakılmalıdır. Ancak çok uzun süredir sigara tiryakisi iseniz ve çok miktarda içiyorsanız bırakma sürecinde tıbbi destek alınması gerekir. Kahve, çikolata veya çay gibi kafein barındırabilecek yiyecek içecek tüketmeyin. Bağımlı iseniz aşamalı olarak azaltın. Reçetesiz satılan öksürük ilaçları kullanmayın. Alkol tüketimini sınırlandırın. Kalp ritm bozukluğu ile ilişkilendirdiğimiz duygusal değişimlerden ve strese yol açan durumlardan uzak kalın' ifadelerini kullandı.