Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Geçtiğimiz yıl Kızılay'ın KDV ve stopaj istisnasından yararlanabilmesini sağlayan, kamu arsalarının ve binalarının bu kurumun istifadesine sunulmasına imkan verilen tasarı kabul edilmişti.
Kızılay'a tahsis edilen arsanın da Kızılay'a hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bizim milletimiz samimiyetinden emin olduğu herkese, her kuruma gönlünü de, kucağını da, imkanlarını da sonuna kadar açar.
Yeter ki milletimizin gönlündeki yerinizi sağlam tutun, diğer meselelerin süratle çözüm yoluna girdiğini göreceksiniz. Unutmayın arkanızda millet varsa kimse sizi engelleyemez, kimse önünüzde duramaz.
Şu anda dünyada bir tarafta Kızılay, bir tarafta Kızılhaç. Kızılay'ımızı daha da yaygınlaştıracağız.
BU NUMARAYA MESAJ ATIP KIZILAY'A BAĞIŞ YAPANLARA ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM
Tüm vatandaşlarımızdan 2868 kısa mesaj numarasını asla unutmamalarını tavsiye ediyorum. Her fırsatta bu numaraya mesaj göndererek 10 lira bağışlayan herkese şükranlarımı sunuyorum.
'KALP KRİZİ GEÇİRDİ' DİYORLAR! DİMDİK AYAKTAYIM
ABD'de çeşitli programlarımız oldu. Biz oraya çok önemli bir toplantıda ülkemizi temsil etmeye gittik. Bazı çevreler ise attığımı her adımın başarısızlığa uğraması için adeta kendilerini yırttılar.
Ortak gösterilere destek vermekten kalp krizi yalanına kadar sergilemedik çirkinlik bırakmadılar. Yapılanları gördükten sonra Allah bizi bunlardan korusun demekten kendimi alamadım. Dimdik ayaktayım. Kalp krizi geçirdiğimiz yok. Bakıyorsunuz başka bir yerde kendi ülkesine karşı böyle bir kinle saldıran bir kesim var mı? Hastalıklı ruh hallerini anlamaya çalışıyorum. Ama yaptıklarını koyacak yer bulamıyorum. Türkiye Cumhuriyet batsa bunlar bayram edecek.
O meşhur örnek var ya içinde bulunduğu gemiyi delmek... Bunların yaptığı bu... Ülkeye düşmanlıkta en önde yürüyorlar. İstanbul'da yaşamaya karar veren Avrupalı bir piyanist gerçek yüzlerini ortaya döktü.
'KİMSE KUSURA BAKMASIN, ONLARIN KEYFİ İÇİN...'
Attığımız her adımda hukuk devleti ilkesine riayet ediyoruz. Temel hak ve hürriyetlere hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye'de terör olaylarının onda birine muhatap olan ülkelerin aldıkları tedbirleri görüyoruz. ABD'de Sayın Obama'ya hakaretten daha geçenlerde 3 yıla mahkum oldu. Merkel'e hakaretten 2 yıla mahkum oldu. Bu açık gerçeklere rağmen ülkemizin üzerine bu kadar gelinmesinin demokratik hassasiyetle ilgisi olmadığına kanaat getirdim. Kimse kusura bakmasın onların keyfi için Türkiye bekasını tehlikeye atmaz.
BİZ BİLİYORUZ Kİ, ONLARIN HEPSİ BEREKETİYLE GELİYOR
Biz sizlerle görüşerek mülteci kardeşlerimizi almadık. 10 milyar doları aşan faturalı harcamamız var. STK'ların, belediyelerin yaptıkları harcamayı söylemiyorum. Bizim dünyamızda merhamet var. Bizim dünyamızda ensar-muhacir anlayışı var. Biz Suriye'den gelen kardeşlerimizi geri çevirdik mi? Onlar jiletli tel çekti. Bugüne kadar yaptığımız harcamayı sizden bir şey gelecek diye yapmadık ki... Biz sarsılmadık. Evelallah dimdik ayaktayız. Biz biliyoruz ki bunların hepsi bereketi ile geliyor. Biz bugün her alanda büyük bir mücadele yürütüyoruz.
YOLUMU KESİP 'ARA VERMEYİN SAYIN CUMHURBAŞKANIM' DİYORLAR
Dünyadaki bütün terör örgütleri ülkemizi hedef almış durumda. En aşağılık yöntem olarak sivilleri kendilerine kalkan yapıyorlar. Bu mücadeleyi bizi eleştirenlerin benzer bir saldırıya maruz kalmaları halinde yürütecekleri yöntemleri kullanarak yapmaya kalksak birkaç günde biter. Ama biz tek bir masum insanı öldürmeyecek bir ahlaka sahibiz.
Son silahlar susturuluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Yolumu kesip 'Sayın Cumhurbaşkanım ne olur ara vermeyin' diyorlar. Nasıl ara veririz? Çaydanlıkta bomba yaptıklarını gördünüz, kahkaha atarak...
İKİ SEÇENEKLERİ VAR: YA TESLİM OLACAKLAR, YA DA...
Biz çözüm süreci dedik onlar aldattılar. Bunların hiçbir sözüne inanılmaz. her şeyi bitireceğiz ondan sonra huzur ve refah içinde bir Güneydoğu ortaya koyacağız. Hükümetimizin çalışmaları ile bölge çok farklı bir değişime sahne olacak. Terör örgütü ile görüşenler müzakere diyorlar. Ortada müzakere edilecek bir konu yok. Bombalı araçlarla vatandaşlarımızı hedef alan teröristlerin önünde iki seçenek var ya teslim olacaklar ya da kıstırıldıkları deliklerde birer birer etkisiz hale getirecekler.