Tarih: 04.04.2016 21:54

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ramazanoğlu hakkındaki gensoru

Facebook Twitter Linked-in

TBMM (AA) - MHP Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, Karaman'da yaşanan cinsel istismar olayından sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun açıklamalarının talihsiz, üzücü ve hatalı olduğunu söyledi.

TBMM Genel Kurulunda, HDP'nin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında verdiği Gensoru Önergesi'nin görüşmeleri sürüyor.

Önerge sahipleri adına konuşan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, ortaya çıkan çocuk taciz ve tecavüzlerinin 'buz dağının görünen kısmı olduğunu', yaşananların üstünün iktidar tarafından örtüldüğünü söyledi. Asıl amacın iktidar kalmak olduğunu savunan Kaya, iktidarın, 'fail benim, suçlu benim, hesap da vermem' dercesine yüzde 50'nin sırtına binerek diğer yüzde 50'yi savaşlara, krizlere, bunalımlara, cinnetlere sürüklediğini savundu.

Yaşanan son çocuk taciz ve tecavüz vakasının da iktidarın klasik tepkisiyle karşılandığını savunan Kaya, çocuk ve insan hakkının değil, kurum itibarının üstün tutulduğunu söyledi. 'Evet taciz ve tecavüz var, sorumlular kim olursa olsun hesabı sorulacak' diyen çıkmadığını anlatan Kaya, 'Her zamanki gibi hakkı değil, çocuk ve insan hakkını değil, kurum itibarı üstün tutulmuş, onun kavgası ve kaygısına düşülmüştür. Allah'tan başka kimseden korkmayanların görevi; hakkı üstün tutmak, adaleti ayağa kaldırmaktır. İktidar hakkı ve adaleti değil, yine sarayı, iktidarı, kurumu ayağa kaldırmanın derdine düşmüştür. İktidarın bu zulüm girdabından kurtulması zor görünse de gerçekleri çağırmaya devam edeceğiz. Umarım söz konusu çocuk hakkı olduğunda iktidarın, partinin, devletin bekası değil, hak, adalet, vicdan ve ahlak üstün olur.' dedi.

- 'Bir kez yaşanması bile devletin hatasını gösteriyor'

MHP Grubu adına konuşan Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, son zamanlarda gündeme gelen çocukların cinsel istismar olaylarının Karaman'da yaşandığını hatırlatarak, çocukların üstün yararına hizmetin herkes için ön planda olması gerektiğini söyledi.

Depboylu, toplumun her kesimini etkileyen çocuk istismarının sosyal sorun olduğunu belirterek, 'İstismara uğrayan çocuk susar çünkü aile birliğinin bozulacağını, kimsenin kendisine inanmayacağını, etiketleneceğini, anne ve babasının kendisine inanmayacağını düşünür. Anlatamaz. Kendi sessizliğinde, acının yalnızlığında, utancın ve hüznün derinliğinde yalnız kalır. Buna tanık olanlar ne yapacağını bilemez, aile şereflerine leke sürüleceğini düşünerek susarlar. Yasaların kendilerini korumayacağını, zarar göreceklerini düşünürler. Birçok etken, istismarı kolay hale getiriyor. İstismarın niteliği ne olursa olsun, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin devlet uyanık olmak, her türlü koruyucu tedbiri almak ve denetleyici mekanizmaları kurmak zorundadır.' dedi.

Yaşanan sarsıcı olaydan sonra Bakan Ramazanoğlu'nun yaptığı açıklamaların talihsiz, üzücü ve hatalı olduğunu ifade eden Depboylu, görevi aldıktan sonra bir grubun, cemaatin veya topluluğun değil, milletin koruyucusu durumunda olduğunu, bu nedenle önceliğinin Türk milleti olduğunu söyledi.

Mağdur olanın vakıf değil, çocuklar olduğunu, devletin kontrolünde olmayan sayısız ev ve yurtta benzeri ihmal ve kusurların yaşanmasından endişe duyduklarını dile getiren Depboylu, 'Böyle bir adamın vakıf arasına katılması talihsizlik mi tedbirsizlik mi? 2,5 yıl boyunca çok sayıda çocuğu defalarca taciz etmesi, vakfın ihmal ve kusurudur. Olayın bir kez yaşanması bile devletin hatasını gösteriyor.' görüşünü savundu.

Ramazanoğlu'nun yaklaşım ve açıklamalarının kusurlu olduğunu ayrıca kendi görev alanlarına ilişkin tedbirleri almadıkları için vakıflardan sorumlu bakan, Milli Eğitim Bakanı ile 'saçma sapan nedenlerden iyi hal indirimi yapılmasına göz yuman' Adalet Bakanı'nın da hatalı ve kusurlu olduğunu ifade eden Depboylu, ayrıca benzeri sorunların yaşanmasına neden olan, bunları düzeltmeyen, bugüne kadar görev yapan AK Parti hükümetleri ve ilgili bakanların da kusur ve ihmal sahibi olduğunu kaydetti.

-'Fena halde çocukların canlarını yaktınız'

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, önerge üzerinde yaptığı konuşmada, Karaman'da ortaya çıkan olayın örtbas edilmeye çalışıldığını savunarak, 9-10 yaşlarındaki çocukların kaldığı ev ve pansiyonların açılmasının suç olduğunu, evlerin yurt statüsünde olmadığını söyledi. Çocukların ilgili kuruluşlara ait evlerde kaldığını söylemesi ve evlerin kime ait olduğunun bilinmesine rağmen bunun gizlendiğini anlatan Kerestecioğlu, olaydan sonra en yaralayıcı açıklamanın Bakan Ramazanoğlu'ndan geldiğini savundu.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun 'Bir kere rastlanmış olması hizmetleriyle ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz.' açıklaması yaptığını belirten Kerestecioğlu, şöyle konuştu:

'Bu muydu bir bakanın önceliği ve söyleyeceği ilk söz? Nereden biliyordunuz bir kere olduğunu? Orada mı yatıp kalkıyordunuz? Ayrıca, bir kere olması bir kurumu karalamaya neden gerekçe olamazdı? Sizin çocuğunuz, yakınınız hiç istismara uğradı mı? Olsaydı öncelikle o kurumu mu korurdunuz siz? Başbakan'a kadar birçok hükümet yetkilisinden böylesi açıklamalar gelmesinin bir sebebi vardı. Söz konusu vakıflar bilinçli biçimde korunuyor, himaye ediliyordu. Çünkü bu, esasen bu herhangi bir vakıfta yaşanmış bir istismar değildi. Erdoğan'ın 'dindar nesil yetiştireceğiz' ifadesiyle kamuoyuyla paylaştığı eğitim stratejisinin çöküşüydü. Erdoğan, devleti ağır işleyen, hantal, yanlış zihniyetlerin eline düşmüş, toplum ve bireyle arasında devasa bir uçurum olan bir kurum olarak tarif ediyor, eğitim görevini devlet yerine bu vakıflara yüklüyordu. Kim Erdoğan'ın projesine karşı tek söz edebilirdi? Fakat ne kadar vakfa canhıraş kanat gerilse de konu kolay üstü örtülecek gibi değildi.'

'Bakanın sözlerinin ardından, Ensar Vakfıyla ilişkili birçok başka ismin de öncesinde bulundukları konumları kullanarak çocuklara cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı' diyen Kerestecioğlu, 'Çocukların canlarını yaktınız, fena halde çocukların canlarını yaktınız. Nasıl telafi edeceksiniz? Hangi vakfınız, hangi ikbaliniz ya da projeniz değerdi çocukların yaşadıklarına? Çocukları korumakla yükümlü bir bakan olarak 'kim olursa olsun buradaki sorumlular saptanacak' demek yerine, 'güvenilir' diyebildiniz. Bir bakanın görevi, istismarın gerçekleştiği vakfı mı korumaktır, yoksa çocuk istismarını önlemek için pozitif yükümlülükleri yerine getiremediği için özeleştiri vermek ve istifa etmek midir?' ifadelerini kullandı.

Kerestecioğlu, cinsel istismar suçu işleyenlerin 'çocukların rızası vardı' denilerek cezasız kaldığını savunarak, 'Yapamadığınız işi yapıyormuş gibi yapıp iyi niyetten söz etmeyin. Çocuklara bugünden cehennemi yaşatıyorsunuz. Biz bunların hesabını ahirete bırakmayız. Çocuk dediğinizde akan sular durur. Hiçbir siyasi ikbal, mevki, başınızı doğrultamaz. Bugün mevkide ve en birinci sorumlulukta olan sizsiniz Sayın Bakan. Bu hesabı bugün siz vereceksiniz ve vermek zorundasınız. Bütün bunlar olurken niye Amerika'ya gittiniz Sayın Bakan?' diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —