Tarih: 05.04.2016 12:42

'Yüksek binalar yangına karşı daha güvenli'

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - SEMRA ORKAN - Uzmanlar, İstanbul gibi büyük şehirlerde sayısı her geçen gün artan yüksek binalardaki yangın riskinin sanılanın aksine diğer binalara göre daha düşük olduğunu bildirdi.

Yüksek binalardaki yangın güvenliği konusunda AA muhabirine bilgi veren Anadolu Yakası İtfaiye Müdür Yardımcısı Salih Karataş, yüksekliği 10 katın üzerindeki binaların yönetmeliğe göre, yüksek bina olarak nitelendirildiğini ve bu binaların yangın güvenlik sistemlerinin diğer binalardan farklı bir yönetmeliğe tabi olduğunu söyledi.

Karataş, yüksek binaların yangın söndürme konusundaki en büyük dezavantajının yükseklik olduğunu, bunun psikolojik bir bariyer oluşturduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

'Yüksek binalarda yangın yerine geldikten sonra yangının çıktığı noktaya ulaşmak için de ayrıca bir zaman gerekiyor. Bu da müdahale süresini uzatıyor. Bu süreyi kısaltmak için çok ciddi önlemler aldık. Ağır, hantal araçlar yerine manevra kabiliyeti daha yüksek araçlar edindik. Bunlarla ilgili ciddi yatırımlar yaptık. Söndürme malzemesi olarak su yerine köpük gibi daha konsantre malzemeler kullanarak yükümüzü hafiflettik. Bu da hızımızı artırdı. Organizasyon yapımızda değişiklik yaptık. Hantal büyük istasyon yerine küçük küçük istasyonlar kurarak daha pratik, daha etkin müdahale etme imkanı sağladık. Bunun soncunda 2008'de ortalama 6 dakika 40 saniye olan yangına ulaşma süresini şu an itibarıyla 5 dakika 46 saniyeye çektik. Dünyadaki ortalama 5 dakika olduğu için bu süreyi daha da aşağıya çekmeliyiz.'

Yüksek binalardaki yangını söndürmek için üst katlara su basılmasında çok güçlü teknolojik imkanlara sahip pompaların olması gerektiğini vurgulayan Karataş, İstanbul itfaiyesinde 30-40 katlı binalara su ve diğer yangın söndürme malzemelerini pompalayacak teknolojinin bulunduğunu kaydetti.

- '18 metreden 60 metreye kadar uzanan 60 merdivenimiz bulunuyor'

Karataş, yüksek binalarda yönetmeliğin ön gördüğü ıslak ve kuru boru sistemlerinin olması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

'İtfaiye olay yerine gelip hortumunu bu borulara monte ettiği andan itibaren istediği kattaki yangına müdahale edebilir. Yangın söndürme yönetmeliğine uygun yapılan her binada bu imkanımız var. Dışarıdan müdahale etmek için 18 metreden 60 metreye kadar uzanan 60 merdivenimiz bulunuyor. Zaten teknik açıdan 20 kattan yukarısına merdiven ile ulaşma şansınız yok. Çünkü merdivenler rüzgar gibi çeşitli meteorolojik durumlardan çok etkileniyor. Önemli olan, dahilden müdahale yapmaktır ki biz bunun için teknik imkanlara sahibiz. 1990'dan sonra yapılan tüm binalar, yangın yönetmeliğine uygun olarak inşa ediliyor ve ona göre ruhsatlandırılıyor. Biz de belli zamanlarda yüksek binalarda yangın söndürmek için tatbikatlar yapıyoruz. İtfaiye olarak dünya standartlarında hizmet veriyoruz. Eğitimli bir personel gücüne de sahibiz.'

Yüksek binaların yangınlara karşı daha avantajlı olduğunu aktaran Karataş, 'Yönetmeliklere uygun olarak inşa edilen yüksek binalarda yangına müdahale etmek için gerekli olan imkanlar çok daha fazla. Bu binalarda dumandan korunmak, kaçış yollarına ulaşmak çok daha kolay. Çünkü her binada standartlara uygun yangın koridoru ve yangın merdiveni var. Yine bu binalarda erken uyarı sistemi de bulunuyor. Yüksek binalar, yangın konusunda küçük binalara göre daha riskli değil, hatta avantajlara sahip. Bu binalarda aktif, pasif güvenlik önlemleri, dedektörler ve söndürme malzemeleri var. Yangından kaçış daha kolaydır. İtfaiye, bu binalardaki yerel imkanları kullanarak çok daha kısa sürede yangına müdahale edebilir. Dışarıdan müdahale imkanları her zaman sınırlı, 20. kata kadar ulaşacak merdivenimiz var. Daha yüksek merdivenler de var ama çok sağlıklı değil.' şeklinde konuştu.

Karataş, 'İtfaiye gelmedi, itfaiye kaç saat sonra geldi' şeklinde yapılan şikayetlerin kendilerini çok üzdüğünü belirterek, bu durumun vatandaşların doğru adres bilgisi vermemesinden, herkesin bir başkasının itfaiyeyi aramasını beklemesinden ve İstanbul trafiğinin yoğunluğundan kaynakladığını söyledi.

- 'Türkiye, bina güvenliği anlamında dünya standartlarında bir yönetmeliğe sahip'

Total Solution Provider (TSP) İcra Kurulu Üyesi Eren Özenli de Türkiye'de binaların yangın güvenliği üzerinde titizlikle durulduğunu, bu anlamda sıklıkla tatbikatlar yapıldığını belirtti.

Özenli, Türkiye'nin bina güvenliği anlamında dünya standartlarında bir yönetmeliğe sahip olduğunu vurgulayarak, yapılan tüm binaların da bu yönetmeliğe uygun bir şekilde yapıldığını, aksi halde belediye ve itfaiyeden ruhsat alınamadığını ifade etti.

Yüksek binalarda oluşabilecek yangınlarda itfaiyenin müdahale imkanının belli bir yere kadar olduğunu aktaran Özenli, 'İtfaiyenin 30 kat ve daha yüksek binalarda merdivenle müdahale etmesi pek mümkün değil. Sonunda basınçlı su en fazla 10 veya biraz daha üst katlara basılabiliyor. Artık günümüzde 40-50 katlı binalar yapmaya başladık. O yüzden bu binalarda itfaiyeden çok, binaların yangın güvenlik sistemlerine görev düşüyor. Bu binalarda itfaiyenin yangınla başa çıkabilme şansı yok. Yüksek binalarda 'yangın algılama' ve 'yangınla mücadele' olarak iki aşamalı bir durum söz konusu. Yüksek binalarda en önemli unsur, yangını anlayabilmektir. Daha sonra da bununla mücadele edecek sistemlerinizin olması gerekir.' diye konuştu.

Özenli, Türkiye'de yangın algılama ve mücadele sistemleri tam devreye sokulmadan insanların yüksek binalarda yaşamaya başlamasının en önemli handikap olduğuna işaret ederek, bunun için binaların yaşama açılma süreçlerinin de belirli bir protokole alınması gerektiğini dile getirdi.

- 'Yüksek binalar, yangınla kendi başlarına mücadele etmek zorunda'

Özenli, yangın algılama sistemi daha devreye sokulmadan binalarda insanların oturmaya başlamasının büyük risk oluşturduğuna vurgu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Bu anlamda belediyelere ve itfaiyelere görev düşüyor. Yüksek bina yapmak, çok büyük bir sorumluluk. Her firma da yüksek bina yapamıyor. Yapanlar da büyük bir sorumluluk içinde işlerini yürütüyorlar zira onların da marka değeri söz konusu. Ancak sistemler prosedüre uygun yapılırken, yaşama geçirilme sürecinde acele davranılıyor. Yatırımcı, kendi açısından olaya bakıp bir an önce yatırımını faaliyete geçirmek istiyor. İşte bu noktada yasal bir düzenleme gerekiyor. Eskiden inşa edilen yüksek binalarda sadece dikeyde izolasyon isteniyordu. Ancak yaşanan kötü örneklerde bunun yeterli olmadığı anlaşıldı ve yatayda da izolasyon istendi. Bir de binalar, yapıldıkları tarihteki yangın yönetmeliğine uygun sistemlere sahip. Teknoloji geliştikçe bu sistemler yetersiz kalıyor. Türkiye'de yüksek binalardaki yangın sistemleri, dünya standartlarında yapılıyor.'

Özenli, yeni yangın yönetmeliğine göre, 5 katın üzerindeki binaların kendi yangınla mücadele sistemine sahip olması gerektiğine dikkati çekerek, binalara konacak yangın algılama ve söndürme sistemlerinin çok da pahalı olmadığını, yapılacak küçük bir yatırımın can ve mal kaybını büyük ölçüde önleyeceğini kaydetti.

Yüksek binalarda yangını algılamak ile yangınla mücadele arasında bir otomasyon olması gerektiğinin altını çizen Özenli, sözlerini şöyle tamamladı:

'Yüksek binalarda yangın söndürmek için dışarıdan bir yardım alınamayacağı için binaların altında bir yangın pompasının olması lazım. Bu pompanın binanın elektriği kesildiğinde bile çalışıyor olması ve sprinkler sistemiyle yangının duş yöntemiyle söndürülmesi gerekir. Ancak eski binalarda sprink sistemi bulunmuyor. Yangında öncelikli yapılması gereken şey, yangını daha fazla besleyecek unsurları yok etmektir. Yüksek binalar, yangınla kendi başlarına mücadele etmek zorunda. Yüksek binalarda yangın söndürme sadece itfaiyenin görevi değildir. Yüksek binalarda yaşayanların da çok ciddi sorumlulukları var. Bu binalarda yılda en az bir kere yangın tatbikatı yapılmalı. Yüksek binalarda önceliğimiz, yangın çıkmaması için önlemler almaktır. Arabalarda yangın tüpü taşıyoruz ama evlerimizde bulundurmuyoruz. Oysa çok da pahalı şeyler değil bunlar.'





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —