IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporunun analitik bölümlerini yayımladı ?Yükselen piyasa ekonomilerine sermaye akışı, 2010?da zirveye çıktıktan sonraki birkaç yıl içinde kayda değer seviyede yavaşladı. Sermaye akışlarındaki yavaşla
WASHINGTON (AA) ? Uluslararası Para Fonu (IMF) yükselen ekonomilere yönelik sermaye akışlarındaki yavaşlamanın endişe verici olduğunu belirtti.
IMF tarafından yılda iki kez hazırlanan Dünya Ekonomik Görünüm Raporunun analitik bölümleri bugün yayımlandı.
Raporun odak noktasını yükselen piyasa ekonomilerine yönelik sermaye girişlerinde süre gelen düşüş ve bunun etkileri oluşturdu.
Yükselen piyasa ekonomilerine akan sermayenin yavaşlamasında gelişmiş ve gelişen ülkelerin büyüme beklentilerindeki farkın azalmasının etkili olduğu belirtilen raporda, bu gelişmenin aslında 2010?da başlayan geniş tabanlı bir eğilimin parçası olduğuna vurgu yapılarak şu tespitlere yer verildi:
?Yükselen piyasa ekonomilerine sermaye akışı, 2010?da zirveye çıktıktan sonraki birkaç yıl içinde kayda değer seviyede yavaşladı. Sermaye akışlarındaki yavaşlama, bu ülkelerde uzun süredir devam eden yavaş büyüme ile ABD?de son dönemde başlayan sıkılaştırmaya adımları ekseninde ortaya çıktı. Tarihsel perspektif, durumun endişe verici olduğuna işaret ediyor.?
- ?Sermaye akışındaki yavaşlama krizlere yol açtı?
Sadece BRICS ülkeleri ( Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika Cumhuriyeti) ile sınırlı olmayan, aksine tüm gelişen ve yükselen ekonomileri etkileyen sermaye düşüşünün, iç yatırımı ve büyümeyi sınırlamasının yanı sıra borç krizlerine yol açabileceği uyarısında bulunulan IMF raporunda, sermaye akışlarında geçmişte görülen yavaşlamaların maliyeti yüksek ekonomik krizlere yol açtığı hatırlatıldı.
Gelişen ülkelere sermaye girişlerinde 2010-2015 yılları arasında yaşanan yavaşlamanın, 1980-1990 döneminde meydana gelen yavaşlamayla kıyaslanabileceği belirtilen raporda, ?Yükselen piyasa ekonomilerinin küresel finansal piyasalara entegrasyonu ve dünya üretimindeki payının artması, sermaye çıkışlarının bu ülkelerin yatırım ve büyüme beklentilerinde yol açtığı bozulmanın geçmişe göre daha güçlü uluslararası etkileri olmasına neden olabilir? denildi.
- ?İyileştirilen politikalar olumsuzlukları azalttı?
Öte yandan, raporda, iyileştirilen makro ekonomi ve para politikalarının 2010-2015 döneminde ortaya çıkan borç krizlerinin çok daha düşük çaplı olmasını sağladığı ifade edilirken, ?Mevcut makro ekonomik olumsuzlukların daha az olması, daha yüksek döviz rezervleri, döviz üzerinden borçlanmanın daha düşük olması ve daha esnek döviz kuru rejimleri gibi iyileştirilmiş politikalara dayandırılabilir? denildi.
Raporda, ayrıca gelişen ülkelerin para birimlerinin 2010-2015 döneminde özellikle dolar karşısında gerilediği vurgulanırken, Türkiye, Brezilya, Endonezya, Hindistan ve Güney Afrika Cumhuriyeti'ne ait para birimlerinin yaklaşık yüzde 40 ile en ciddi değer kaybı yaşandığına işaret edildi.
Rusya'nın kendine özgü gelişmelerden ötürü bu gruba dahil edilmediği bildirilen raporda, rubledeki aşırı değer kaybının sermaye girişlerinden ziyade uluslararası yaptırımlardan kaynaklandığına vurgu yapıldı.