Hukukçular Birliği Başkanı Varol: 'Yakalanamayan ve özellikle yurt dışındaki faaliyetleri devam eden terör örgütü yöneticilerinin tamamının vatandaşlıktan çıkarılması yönünde düzenleme yapılabilir. Sadece yasalarda yapılacak d
ANKARA (AA) - Hukukçular, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'teröristlerin Türk vatandaşlığından çıkarılmasına' ilişkin sözlerini değerlendirdi.
Hukukçular Birliği Başkanı Alaaddin Varol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yönde bir yasanın kesinlikle çıkarılması gerektiğini belirterek, şu anda Türkiye aleyhine çalışan birçok terör örgütü mensubunun yurt dışında gezdiğini, Türkiye aleyhinde çalışmalar yaptığını söyledi.
Bu kişilerin Türk vatandaşlığından çıkarılması kararı verilemediğini ifade eden Varol, 'Sadece yasalarda yapılacak değişiklikler yeterli. Hiçbir ülke, kendi aleyhinde terör faaliyeti yürüten bir şahsı vatandaşı olarak tutmak zorunda değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki serzenişi yerinde. Belki de daha önce vatandaşlıktan çıkarılmış olsa şu anda milletvekili olamayan insanlar bile olabilirdi. Yarın gelip de terör örgütü liderleri milletvekili olmak için müracaat etse belki de milletvekili olacaklar, haklarında kesinleşmiş ceza olmadığı için. O yüzden böyle bir yasa derhal çıkarılmalı.' değerlendirmesini yaptı.
Varol, Türk Vatandaşlığı Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak değişikliğin yeterli olduğunu, bu konuda Anayasa'da değişiklik yapılmasına gerek olmadığını kaydetti.
Türk Vatandaşlığı Kanunu'nda değişiklik yapılmadan önce vergisini ödemeyenler, askerlik görevini yerine getirmeyenlerin bile vatandaşlıktan çıkarıldığını hatırlatan Varol, daha sonra yapılan düzenlemelerle bu düzenlemelerin yürürlükten kaldırıldığını belirtti. Alaaddin Varol, şöyle devam etti:
'Özellikle terör örgütü liderleri için bu düzenlemenin acilen geri gelmesi gerekir. Mesela Abdullah Öcalan cezaevinde olduğu için onu vatandaşlıktan çıkarmaya gerek yok ama yakalayamadıklarını vatandaşlıktan çıkaracaksın. Yakaladığın, ceza verdiğin kişi zaten senin hakimiyetin altında olduğu için onu çıkarmana gerek yok. Cezasını çekecek zaten. Ama yurt dışına kaçan, eylemlerine devam edenleri çıkarmakta fayda var.'
Yakalanamayan ve özellikle yurt dışındaki faaliyetleri devam eden terör örgütü yöneticilerinin tamamının vatandaşlıktan çıkarılması yönünde düzenleme yapılabileceğini ifade eden Varol, 'Mesela Cemil Bayık, Duran Kalkan bir türlü yakalanamıyor ve yargılaması yapılamıyor. Ceza verilemiyor. Bu kapsamdaki şahıslar için vatandaşlıktan çıkarma cezası uygulanabilir.' dedi.
- 'Teröristlerin vatandaşlık hakkı olmamalı'
Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Başkanı Hüseyin Kaya da kendilerinin de teröristlerin vatandaşlık hakkı olmaması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Kaya, 'Terörist, anayasanın ortadan kaldırılmasını amaçladığı için, teröristlerin, aynı zamanda anayasal hak olan vatandaşlığı da hak etmediklerini düşünüyorum. Hukukun orijini itibarıyla bu normal de bir şey, hukuka uygun bir tavır.' diye konuştu.
Öldürme eylemi yapmış olanların derhal Bakanlar Kurulu kararıyla, eyleme karışmış olanların ise yargı kararıyla vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini ifade eden Kaya, 'Vatandaş olmayanları da yargılama yetkimiz var. Türk devletinin topraklarında veya Türkiye'ye karşı işlenen suçlarda bizim yargılama yetkimiz var. Vatandaşlıktan çıkarmak, sanık olmaktan çıkarmayı gerektirmiyor. Dolayısıyla her türlü yargı yetkimizi kullanırız. Vatandaşlıktan çıkarma, bir devlete aidiyetten doğan haklardan onu mahrum bırakmak anlamına geliyor.' görüşünü aktardı.
- 'Uluslararası sözleşmelerle bağdaşmaz'
Hukukçular Derneği Başkanı Mehmet Sarı ise kişilerin belli başlı hakları bulunduğunu, bu temel hakların, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile de teyit edildiğini söyledi.
Temel insan haklarının vazgeçilemez olduğunu, başkaları tarafından da sınırlandırılamayacağını ifade eden Sarı, 'Eğer terörün, suçun parçası olmuş bir kişi söz konusuysa bu kişinin malvarlığı Türk Ceza Kanunu kapsamında müsadereye tabidir. Devlet zaten bunu, suç unsuru olarak kullanıldığı cihetiyle müsadere edebilir. Suçun unsuru ve suçta kullanılmak kaydıyla suçlunun malvarlığına devlet el koyabilir. Fakat can güvenliği noktasında, kişinin sınır dışı edilmesi, sürgün edilmesi gibi bir suç, ceza kanunumuzda yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu söylemindeki, kişinin vatandaşlıktan çıkarılması gibi bir durumun şu andaki güncel hukukumuzda karşılığı yok. Bu anlamda yapılacak bir yasal düzenlemenin de uluslararası sözleşmelerle bağdaşmayacağını düşünüyorum.' görüşünü savundu.
Terör suçlarında hapis cezalarının ağırlaştırılabileceğini, bu kişiler hakkında uygulanacak yaptırımların artırılabileceğini ifade eden Sarı, şöyle konuştu:
'Şu anki hukukun ulaştığı nokta itibarıyla kişinin devletle bağının kesilmesi, daha sonra Türkiye açısından gerçekten telafisi güç sorunlara yol açacaktır. Mevcut yasalar çerçevesinde, yasalardaki aksayan hususlar bakımından gereği yapılabilir. Kişinin mal varlığına el konulabilir ama kişinin ülkeyle bağı olan vatandaşlık bağının kesilmesi ki bunun güncel örneği benim bildiğim yok. Bu temel haklar denilen kişinin var olma ve insan olma hakkını ortadan kaldırmak gibi bir sonucu doğuruyor. Devlet suç işleyen, teröre bulaşan, terörün parçası olan, şiddete yönelene, öldürmek de dahil olmak üzere, ki emniyet güçleri tüm tedbirleri alabilir, alıyor, alması da gerekir, hiçbir problem yok. Ama devletle ilişiğini kesmek, şu anki güncel hukuk ve uluslararası hukuk anlamında da Türkiye'ye yeni sorunları getirir. Vatandaşlık bağını kestiğiniz zaman, yakalanamayan, Türkiye'de olmayan kişileri Türk Ceza Kanunu kapsamında nasıl yargılayacağız?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız dahi olamazlar' açıklaması üzerine, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da Erdoğan'ın açıklamasının şu andaki kuralların dışında yeni bir kural konulmasını öngördüğünü belirterek, bu açıklama üzerine gerekli çalışmanın yapılacağını bildirmişti.
- Anayasa ve kanunlardaki düzenlemeler
Anayasanın 'Türk vatandaşlığı' başlıklı 66. maddesi, 'Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk'tür. Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz. Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz' hükmünü içeriyor.
Türk Vatandaşlığı Kanununun 'Türk vatandaşlığını kaybettirme' başlıklı 29. maddesi ise şöyle:
'Aşağıda belirtilen eylemlerde bulundukları resmi makamlarca tespit edilen kişilerin Türk vatandaşlığı Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile kaybettirilebilir. Yabancı bir devletin, Türkiye'nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da bu görevi bırakmaları kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt içinde ise mülki idare amirleri tarafından bildirilmesine rağmen, üç aydan az olmamak üzere verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleri ile bu görevi bırakmayanlar. Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin her türlü hizmetinde Bakanlar Kurulunun izni olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam edenler. İzin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanlar.'