'İnce' veya 'light' sigaraların akciğer kanserinin türünü değiştirdiği, daha zor tanı konulan ve daha hızlı ilerleyen tümör gelişimine yol açtığı bildirildi Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Kı
ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - 'İnce' ya da 'light' sigaraların akciğer kanserinin türünü değiştirdiği, daha zor tanı konulan ve daha hızlı ilerleyen tümör gelişimine yol açtığı bildirildi.
Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tütün ve tütün ürünleri kullanımının başta kanser olmak üzere birçok hastalığa yol açtığına işaret etti.
Sigara üreticilerinin, tütün kullanımını cazip kılmak amacıyla çeşitli formüller geliştirdiğine dikkati çeken Kılınç, tütün ürünlerinin renginin, aromasının, ambalajının değiştirilmesinin veya daha az nikotin içermesinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkiyi azaltmadığını vurguladı.
'İnce' veya 'light' sigaraların akciğer kanseri türünde değişikliğe neden olduğunu belirten Kılınç, 'Bu tip sigaraların kullanılması, akciğer kanserinin tipini değiştirdi. Kullanıcılar, nikotinden daha çok yararlanabilmek için daha derin nefes çekiyor. Artık kanser, akciğerin periferik denilen uç kısımlarında oluşuyor. Bunun teşhisi daha zor ve ilerlemesi daha hızlı. Eskiden ana bronşlarda oluşurdu' diye konuştu.
Tütün kullanımının azaltılabilmesi için tütün endüstrisinin kontrol altına alınması gerektiğini söyleyen Kılınç, sigaranın 'katil', azmettiricisinin de 'tütün endüstrisi' olduğu görüşünü ifade etti. Kılınç, 'Katil, hangi kılığa girerse girsin, katil olma özelliğini yitirmez. Bu nedenle, tütün ürünü ister ince ister kalın ister sigara ister puro ister nargile ister çiğneme tütünü olsun hepsi katildir.' dedi.
Kılınç, talebin azaltılabilmesi için 'düz paket' uygulamasına geçilmesi, paketlerin üstündeki fotoğrafların daha caydırıcı nitelikteki yeni fotoğraflarla değiştirilmesi ve ürünlerin içindeki katkı maddelerinin yasaklanması gerektiğini belirtti. Kılınç, yapılacak düzenlemelerle tütün ürünlerine ulaşımın zorlaştırılması ve satış noktalarının azaltılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.
- 'Pazarlama taktiği'
Çalışma Grubu üyelerinden Prof. Dr. Elif Dağlı da sigara endüstrisinin en önemli taktiğinin 'risk azaltıcı ürünler' görüntüsü vererek pazarlama olduğunu söyledi. Dağlı, şöyle konuştu:
'Bunu yaparken 'light' adında sigara ürettiler. Onu yasakladık, bu sefer renk sıkalasıyla bunu yapmaya başladılar. Şimdi de ince sigara üzerinde yoğunlaştılar. Kullanıcı, bu tip sigarayı içtiğinde daha az nikotin aldığını düşünüyor. Halbuki, vücut toplam alması gereken, bağımlı olduğu nikotin miktarını bir şekilde alıyor. Çünkü, kullanıcı daha öncekinden daha çok sigara içiyor ve sigara firmalarını daha çok zengin ediyor.'
- 'Elektronik sigaranın, gelecekte sigaranın yerini alması planlanıyor'
Son günlerde tartışma konusu olan elektronik sigaraların da son derece zararlı olduğunu vurgulayan Dağlı, elektronik sigaranın bazı Avrupa ülkelerinde sigara bırakma aracı olarak kullanıldığına dair çeşitli yayınlar çıktığını anlattı.
Elektronik sigaranın bir tedavi aracı olmadığının altını çizen Dağlı, bunun da tütün tüketilmesi amacıyla tasarlandığını ve piyasaya tütün ürünü olarak sunulduğu ifade etti. Dağlı, tütün endüstrisinin gücünü kaybetmek istemediğini ve bunun için farklı biçimlerde yeni ürünleri piyasa sürmek istediğini belirterek, şunları söyledi:
'Elektronik sigaranın, söylendiği gibi sigaradan daha az zararlı olduğuna dair yapılmış herhangi bir klinik çalışma bulunmamaktadır. Topluma kanıksatılmaya çalışılan elektronik sigaranın, gelecekte sigaranın yerini alması planlanıyor. Bütün çalışmalar bunun üzerine yapılıyor. Tütün endüstrisinin amacı zaman kazanmak, tüketimin düşmesini engellemek.
Şu anda biliyoruz ki sigara endüstrisi, karar vericiler üzerinde çok büyük baskı uyguluyor. 'Riski azaltılmış ürün' adı altında elektronik sigara, yakılmadan ısıtılmış tütün ürünleri ve sadece nikotin ürünleri için baskı yapıyor. Nasıl tedavi amaçlı olarak nikotin kullanılıyorsa, astım ilaçları gibi nikotin ürünlerini dünyada piyasaya sürüyorlar. Türkiye'de de bunları pazarlamak için büyük bir baskı uygulamaya çalışıyorlar. Tütün kullanımında risk azaltılması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bu nedenle, bu ürünlerin hiçbirine ruhsat verilmemeli.'