Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun Münih toplantısından çıkan ateşkes ve kuşatmaların sonlandırılması kararları, Rusya'nın hava saldırılarını durdurmasına bağlı 'Siyasi çözüm' söyleminin için boşaltan Rusya, şiddetli hava s
ANKARA (AA) - Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun Münih toplantısından çıkan ateşkes ve kuşatmaların sonlandırılması kararlarının hayata geçmesi, Rus hava saldırıları durmadan hayata geçmesi mümkün görünmüyor. Muhaliflere karşı yoğun hava desteğiyle Esed rejimini güçlendiren Rusya, saldırıları sürdüreceği mesajını vererek siyasi çözümü engellemeye devam ediyor.
Suriye'deki iç savaşa son vermek ve siyasi çözüm bulmak amacıyla oluşturulan 'Uluslararası Suriye Destek Grubu' dün Almanya'nın Münih kentinde toplanmıştı.
Cenevre'de 3 Şubat'ta ara verilen görüşmeleri tekrar başlatarak süreci devam ettirmeyi hedefleyen toplantıda en önemli soru, siyasi süreci tıkayan Rus hava saldırılarının durup durmayacağıydı. Zira, Cenevre'de 29 Ocak'ta başlayan rejim ile muhalifler arasındaki dolaylı görüşmeler, söz konusu saldırıların artarak sürmesi nedeniyle çökmüştü.
Ancak Münih toplantısından da Rusya'nın hava saldırılarının durdurulmasına ilişkin bir güvence alınamadı.
Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun bugün yayımladığı bildiride, kuşatma altındaki yerlere bu hafta içinde insani yardımların ulaştırılması ve bir hafta içinde ülke genelinde çatışmaların durdurulması kararı alındığı belirtilmişti.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 'ateşkes' yerine 'şiddetin durdurulması' kavramını özellikle tercih ettiklerini belirterek, ateşkes kavramının hukuki anlamda daha fazla bağlayıcılık içerdiğini ve kavramın şu aşamada bazı katılımcı ülkeler tarafından benimsenmediğini kaydetmişti.
Bildiriye göre, gerekli istişareler sonrasında Esed rejiminin ve muhaliflerin onaylamalarının ardından ateşkesin bir hafta içinde başlaması öngörülüyor. Ancak, ateşkes için gerekli görüşmelerin kim tarafından, nerede yapılacağı ve rejimle istişare edecek muhaliflerin kimler olduğu henüz belirsiz.
Ateşkes için görüşmeler yapacak 'görev gücü', aynı zamanda DAEŞ, Nusra Cephesi ve BM?nin terör listesindeki diğer terör örgütlerinin kontrolünde olan alanların belirlenmesinde sorumlu olacak. Bu durum, muhalif-terörist tasnifinin gündemde tutulmak istendiğine işaret ediyor.
Rusya, muhalifleri BM üzerinden zayıflatmanın hesaplarını bir süredir yapıyor. Geniş bir terör örgütü listesini masaya koyarak muhalefet cephesini bölmeyi amaçlayan Rusya, Esed rejimiyle masaya zayıf bir rakip oturtmayı hedefliyor. Moskova yönetimi, Suriye'deki en güçlü silahlı muhalif gruplardan Ahrar'uş Şam ve İslam Ordusu'nu 'terörist' olarak niteliyor.
- 'Ateşkes' oyunu
Rusya'nın bir diğer amacı da ateşkese katılmayan tüm muhalif grupların terör örgütü kategorisine alınmasını sağlamak. Muhalif gruplar ise ateşkes ilan etmek için Esed'in iktidardan ayrılmasının taahhüt altına alınmasını ve Rusya'nın hava saldırılarını sonlandırmasını istiyor.
AA muhabirine, Münih toplantısını değerlendiren Suriyeli muhaliflerin Müzakere Yüksek Komitesi (MYK) üyesi Hind Kabawat, Rus bombardımanının bir an önce sonlandırılmasının gerektiğini vurgulayarak, '1 Mart?ı bekleyemeyiz. Bu Suriye?nin sonu, yerle bir olması anlamına gelir. Bir an önce ateşkes şart' dedi.
Ancak Münih toplantısının bitiminde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, hava saldırılarının durmayacağını açıkça ifade etti. Lavrov, 'Bu anlaşma, BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütleri olarak tanınan DAEŞ ve El Nusra gibi terör örgütlerini kapsamayacak. Bu nedenle hava kuvvetlerimiz bu örgütlere karşı faaliyetlerini sürdürecek' ifadelerini kullandı.
Lavrov'un kullandığı söylem, ülkesinin Suriye iç savaşına katılırken kullandığı söylemin tekrarı olsa da saldırıların yüzde 90'ının aslında muhalifleri hedef aldığı birçok Batı ülkesi ve Türkiye tarafından defalarca tespit edilerek dile getirilmişti.
MYK Sözcüsü Salim el Muslat ta yaptığı yazılı açıklamada, çatışmaların sonlandırılması konusunda somut uygulama görmek istediklerini, o takdirde Cenevre'de müzakere masasında yerlerini alacaklarını bildirdi.
- Türkiye'nin mesajı : Önce saldırılar durmalı- Sivillere ve muhaliflere yönelik Rus saldırıları devam ediyor
Rusya, Suriye'de terörle mücadele bahanesiyle 30 Eylül 2015'ten bu yana düzenlediği hava saldırılarında muhalifleri ve onların kontrolündeki bölgelerde yaşayan sivilleri vurmaya devam ediyor.
Suriye İnsan Hakları Örgütü'ne (SNHR) göre, yalnızca son Cenevre görüşmeleri sırasındaki Rus bombardımanlarında 131 sivil hayatını kaybetmişti.
Rusya, son iki haftadır Halep merkezdeki muhaliflerin Türkiye ile bağlantısını kesmek için Halep'in kuzeyine saldırılarını ağırlaştırmıştı. Rus bombardımanında yaklaşık 70 bin kişi güvenli gördükleri yerlere doğru göç etmişti.
Rusya halihazırda bir yandan Halep merkezin İdlib ile Halep'in batısından bağlantısını kesmek için Anadan ilçesi ve çevresini bombalarken, diğer yandan da terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'nin Afrin'den Azez'e ilerlemesi için hava desteği sağlamaya devam ediyor.
Rusya'nın Suriye'deki saldırılarının önem bir bölümü, DAEŞ ile mücadele eden muhalif gruplara yönelik. Şimdiye kadar Deyr Cemal'de Birinci Alay, Malikiye'de Şam Cephesi, Keştar'da Ahraru'ş Şam, Kefer'de Sultan Murad, Mare'de Mutasim Tugayı, İdlib'te Sukuru'l Cebel ve Şam Kolordusu, Halep'te Nureddin Zengi, Şam'da İslam Ordusu Rusya'nın hedefi olmuştu.
Uluslararası Suriye Destek Grubu, 18 Aralık'ta New York'ta toplanmış, mutabık kalınan konular, aynı gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) oylanarak karara dönüşmüştü. Karara göre, BM ocak ayı başında Esed rejimi ile müzakereye oturacak muhaliflere davetiye gönderecekti. Eş zamanlı olarak BM, ülkede ateşkes uygulanması için DAEŞ ve Nusra Cephesi dışındaki rejim ve silahlı muhaliflerle görüşecekti. Ocak ayından itibaren 6 aylık geçiş sürecinin sonunda, yani Haziran 2016'da rejim ve muhalefetin karşılıklı rızasıyla tam yetkili geçiş hükümetini kurması gerekiyor. Bundan sonra yeni hükümet anayasa reformunu hazırlayacak. 12 ay sonra, Haziran 2017'de de ülkede genel seçimler düzenlenecek.
BMGK kararında Esed'in siyasi geçiş sürecinde rol oynayıp oynamayacağına ilişkin herhangi bir madde yer almamış, dolayısıyla BMGK kararıyla Esed'e muhtemel gecikmelerle birlikte kağıt üzerinde en az 2 yıllık zaman kazandırılmıştı.