BEYRUT (AA) - FURKAN GÜLDEMİR - ENES KANLI - Lübnan'da on beş yıl boyunca devam eden iç savaşın başlangıcının 41'inci yıl dönümünde, Lübnanlılar, savaştan dersler çıkarılması gerektiğini ve o günlere bir daha dönmek istemediklerini dile getirdi.
Öncesinde caddeleri, sokakları ve insanlarının yaşam tarzıyla bir Avrupa ülkesini andıran Lübnan'ı yıkıma uğratan ve yüz elli binden fazla kişinin ölümüne yol açan kanlı iç savaşın başlangıcının üzerinden 41 yıl geçti. Lübnanlılar hala savaşın bugüne ulaşan siyasi, ekonomik ve sosyal etkileriyle mücadele ediyor.
Büyük yıkıma uğrayan başkent Beyrut'ta ayakta kalabilmiş binalarda, yıllar geçse de hala savaşın yıkıcı izine rastlamak mümkün. Kurşun deliklerinin ve bombaların açtığı gediklerin izlerini taşıyan binaların bazılarında, Lübnanlılar yaşamlarına kaldığı yerden devam ediyor.
- 'Bu savaş, dış güçlerin Lübnan topraklarındaki mücadelesiydi'
İç savaşın tanığı mühendis Said Şemseddin (58), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Lübnan İç Savaşı tarihteki en kirli savaşlardan biriydi, ülkemizi yıkıma uğrattı. Bu savaş, dış güçlerin Lübnan topraklarındaki mücadelesiydi.' dedi.
Savaşın maliyetini 'sadece Lübnanlıların ödemek zorunda kaldığının' altını çizen Şemseddin, 'Hangi din ve mezhepten olursa olsun bütün Lübnanlılar bu savaştan dersler çıkarmalı.' diye konuştu.
Şemseddin, iç savaşı yaşamayan ve şu an maddi kazanç için yurt dışına göç etmek isteyen gençlere, 'Vatanınız olmadan yurt dışında kazandığınız malın ve mülkün önemi yok. Ülkenizden daha kıymetli başka bir şey yok.' uyarısında bulundu.
- 'Ekonomik durum top ve silahların konuştuğu iç savaştan daha zor'
Lübnanlı Bessam İytani ise 15 yıl süren savaş boyunca çok zorluklar yaşandığını belirtti ancak bugün de ülkenin durumunun 'iyi olmadığı' yorumunu yaptı.
Ülkedeki 'ekonomik durumun top ve silahların konuştuğu iç savaştan daha zor olduğunu' belirten İytani, 'Doğrudur, iç savaşta her gün bombalar düştü, ölenler oldu ve acılar yaşandı. Ama insanlar huzurluydu. Bombalar düşerken bile insanlar yine de birbirlerini seviyordu.' ifadesini kullandı.
'İç savaş bitmesine rağmen ekonomik durum gerçekten çok zor. Fakirlik insanları yiyor.' diyen İytani, Lübnanlıları savaştan ders çıkarmaya çağırarak şunları söyledi:
'Şiddeti olumlu gösterecek her şeyden uzak durulmalı ve diyalog baki kalmalı. Çünkü kan, ölüm ve yıkımı engelleyen tek yol bu. Hatırlayacağız (iç savaşı kastederek) ama o günlere dönmeyeceğiz inşallah.'
- Savaş 15 yıl sürdü
Lübnan'da başkent Beyrut'taki Aziz Maruni Kilisesi önünde 13 Nisan 1975 tarihinde Filistinli mültecileri taşıyan otobüse düzenlenen silahlı saldırıda 27 Filistinlinin hayatını kaybetmesi, iç savaşın başlangıcı olarak kabul ediliyor. Ülkedeki siyasi ve mezhepsel ayrışma ve silahlanmanın eklenmesiyle olaylar 15 yıllık bir iç savaşa dönüştü.
Soğuk savaş dönemine denk gelen Lübnan İç Savaşı'na, bölgesel ve küresel güçler de destekledikleri gruplar veya doğrudan dahil olarak savaşın uzamasına yol açtı. Bu süreçte, Suriye ve İsrail, iki ana aktör olarak yer alırken müttefikleri ABD ve Rusya da vekilleri aracılığıyla Lübnan'da kozlarını paylaştı.
Lübnan'daki farklı dinleri ve mezhepleri karşı karşıya getiren iç savaş, 1989 yılında Suudi Arabistan'ın Taif şehrinde Taif Antlaşması'nın imzalanmasıyla sona erdi. Ancak antlaşma etkin olana kadar gruplar arasında çatışmalar bir süre daha devam etti.
Lübnan'da 1975-1990 yılları arasında süren iç savaşta 150 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, yüz binlercesinin yaralandığı, bir milyondan fazla insanın da ülkesini terk etmek zorunda kaldığı belirtiliyor.
İç savaşla yüzleşmediği söylenen Lübnan'da hükümet, 1991'de çıkardığı genel afla, tüm savaş suçlularını affa tabi tutmuştu. Bugün, o dönemin 'savaş efendileri' olarak adlandırılan isimler, Lübnan siyasetinin önemli siyasi figürleri ve parlamento üyeleri haline geldi.