Tarih: 15.04.2016 14:30

'Borsanın performansını ülkedeki istikrara ve güvene bağlıyorum'

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL (AA) - Varlık yönetim şirketi The Doman Group (TDG) Kıdemli Portföy Yöneticisi Öner Ayan, diğer gelişmekte olan ülkelere nispetle Borsa İstanbul 100'deki (BIST 100) getirinin çok iyi olmasını, ülke içerisindeki istikrara ve ekonomi yönetimine olan güvene bağladığını söyledi.

AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ayan, ABD'de başkanlık seçimleri yaklaştıkça borsadaki hareketlenmenin arttığına işaret ederek, eskiden fon yöneticileri olarak gelişmiş ülkelerdeki finans piyasalarının, politik ve makroekonomik gelişmelerden çok fazla etkilenmesini beklemediklerini anımsattı.

Ayan, bu seneki seçimlerin biraz farklı olduğuna işaret ederek, 'Öncelikle, artık dünyada hisse senedi ve bono piyasalarının tartışmasız bir şekilde merkez bankalarının, yani hükümetlerin elinde olduğunu söyleyebiliriz.' şeklinde konuştu.

Her ne kadar 'bağımsız' oldukları söylense de hiçbir merkez bankası yönetiminin, kendisini oraya atayan hükümetten aksi yönde bir politika izleyemeyeceğini, izlese de ömrünün fazla uzun olmayacağını aktaran Ayan, şunları kaydetti:

'ABD Başkanı Barack Obama, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Janet Yellen'ı atarken tüm adayların arasından cımbızla seçmiş ve süregelen 'kolay para' ortamını bozmayacağını bildiği bir adayı o koltuğa oturtmuştu. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi de Alman ve Fransız hükümetlerinin politikalarını devam ettirebilecek bir aday olduğu için seçildi.

Dünyadaki faizleri, kurları ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi merkez bankaları para basıp piyasadan bono satın alarak veya döviz satarak kolayca etkileyebilmekteler. Bu silahlarını da son 7 senedir hiç sakınmadan, 'bırakalım da piyasa kendi dengesini bulsun' demeden son kurşuna kadar kullanıyor.'


- 'Faizler düşerse üretici ve sanayiciler için kredi muslukları açılacak'


Öner Ayan, tüm makroekonomik etkilerin sonucunda Alman 10 yıllık tahvillerinin getirilerinin yüzde 0,15'e, aynı vadedeki Japon hükümetinin borç senetlerinin ise yüzde -0,1'e kadar indiğini kaydetti.

Gelişmiş ülkeler arasında ABD'nin yüzde 1,8 ve Avusturalya'nın yüzde 2,5 ile az da olsa getiri sağlayabilen ülke tahvilleri olarak kaldığını belirten Ayan, 'S&P 500 ve Nasdaq endekslerinin son 12 aylık getirileri sıfıra yakın, eksi yüzde 0,5 civarında. Böylesi finansal koşullar küçük yatırımcı için kolay bir ortam sayılmaz. Ancak bizim içinde olduğumuz yüz milyarlarca dolarlık fon yöneten portföy şirketi, emeklilik fonları ve sigorta şirketleri için durum daha vahim ve bir hayatta kalma meselesi sayılabilir.' diye konuştu.

Ayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Sigorta şirketlerinin kullandıkları aktüer tablolar üzerinden tahmini hasar veya ölüm oranlarını hesaplayarak gelecekte ne kadarlık tazminat ödemesi yükümlülükleri olacağını hesaplar ve ufak ufak topladığı primleri finans piyasalarındaki enstrümanlarla değerlendirerek bu yükümlülükten daha fazla bir fon havuzu oluşturmayı hedefler. Ancak getiriler yerlerde sürünüyorsa ve hisse senetleri değerlemeleri de ucuz değilse elleri kolları bağlanmış demektir.'

Küçük yatırımcının bir gayrimenkul, ufak hisse senedi hareketi yaparak biraz da olsa getiri sağlayıp portföyünü büyütebileceğine değinen Ayan, 'Ancak, en son beraber çalıştığım yüz milyar dolarlık fonun böyle bir hareket yapması adeta dev bir petrol tankerine Haliç'te manevra yaptırmaya benzer; yaptığınız işlemleri herkes görür ve sizden önce pozisyon alarak önünüze geçer.' şeklinde konuştu.

Ayan, emeklilik fonlarının da benzer şeklide potansiyel emeklilere taahhüt ettikleri ödemeleri yapabilmek için getiri peşinden koşarak, aldıkları riskleri artırdığını belirterek, ABD'de bu tür fonları yönetme stratejisine 'borçları ödemeye odaklı yatırım' denildiğini ve son zamanlarda çok talep gördüğünü kaydetti.

Diğer gelişmekte olan ülkelere nispetle BIST 100'deki getirinin çok iyi olmasını, ülke içerisindeki istikrara ve ekonomi yönetimine olan güvene bağladığını vurgulayan Ayan, 'BIST 100 endeksi 2016'nın başından beri dünyada en iyi getiri sağlayan ilk üç endeks arasında. Petrol fiyatının düşük olması ve ülkemizin en büyük cari açık kalemlerinden biri olan enerji ithalatının da düşük seviyede kalması ülkenin bütçesi için çok iyi bir gelişme oldu. Eğer Türkiye'de faizlerde de biraz düşme yaşanırsa üretici ve sanayiciler için kredi muslukları açılacaktır. Bu ise ülkemiz için büyüme ve istihdamın artması demek.' değerlendirmesini yaptı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —