Siyasetçi, eş, baba... Her yönüyle Turgut Özal

Sekizinci Cumhurbaşkanı Özal'ın aile dostlarından Taçyıldız, 23 yıl önce vefat eden merhum Özal ile anılarını anlattı Taçyıldız: 'Hani 'Bir karıncanın canını incitmez' derler ya öyle bir insandı. Çocuklara karşı çok sevecend

Güncel 16.04.2016 13:24:02 0
Siyasetçi, eş, baba... Her yönüyle Turgut Özal

MALATYA (AA) - TUBA KARAHAN - Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın aile dostlarından Malatya Eğitim Vakfı Kurucusu ve iş adamı Şaban Taçyıldız, siyasetten özel yaşamına, aile hayatından girişimci ruhuna kadar her yönüyle merhum Özal'ı anlattı.

Taçyıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Nisan 1993'te vefat eden Turgut Özal'ı, Anavatan Partisi'ni kurduktan sonra tanıdığını belirtti. Bu süreçte merhum Özal'ın kendisine milletvekilliği teklif ettiğini anlatan Taçyıldız, Özal'a her zaman yanında olacağını ama siyaseti düşünmediğini söylediğini aktardı.

O dönem siyaset için kendini çok genç gördüğünü dile getiren Taçyıldız, politikaya girmemesine karşın Özal ile daha da yakınlaştıklarını ifade etti.

Merhum Özal'la iyi bir diyalog içinde olduklarını söyleyen Taçyıldız, her İstanbul'a geldiğinde Özal'ın mutlaka kendisiyle görüştüğünü vurguladı.

Zaman zaman Özal'ın İstanbul'daki evine de gittiğine işaret eden Taçyıldız, 'Malatya'dan kayısı falan gelirdi, biz de onları kendilerine gönderirdik. Oğlu Ahmet'le çok yakındık. Onun Malatya'ya milletvekili olmasında yine benim çok büyük payım oldu. Helali hoş olsun, çok düzgün insanlardı.' dedi.

Özal'ın sevgi dolu bir insan olduğunu belirten Taçyıldız, şöyle devam etti:

'Hani 'Bir karıncanın canını incitmez' derler ya öyle bir insandı. Çocuklara karşı çok sevecendi. Mesela bir yaramazlık yaptıkları zaman hiç kızmazdı. Özal, çocuklara çok önem ve değer verirdi. Gerçekten süper bir babaydı. Çocuklarına karşı kırıcı bir üslubu yoktu. Bir baba oğul değil de kardeş, arkadaş rolüyle yaklaşırdı. Semra Hanım da çok değerli bir hanımefendiydi. Kadınlar Kurulunu kurdu. Türkiye'nin en zengin hanımlarıyla beraber iş birliği yaptı. Okulsuz yerlere okul, nikahsız kadınlara nikah yaptırdı. Özal, tek başına bir partinin bir yere gelemeyeceğini iyi bildiği için Kadın Kolları, Gençlik Kolları bunları kurdu. Bunlarla yoğunlaştırdı, güçlendirdi, kuvvetlendirdi partiyi. Böylece hem ülke zenginlerinin ülkeye yatırım yapmalarını sağladı hem de sosyal şeylerle her yere medeniyeti, eğitimi götürmeye çalıştı.'

- 'Malatya kayısısı ve yemeklerini çok severdi'

Özal'ın özel hayatında türkü dinlemeyi çok sevdiğini, en çok da 'Yemen Türküsü'nü dinlediğini aktaran Taçyıldız, Özal ile anılarını şu sözlerle anlattı:

'Malatya'yı ve kayısıyı çok severdi. Onun en çok sevdiği yemekler de Malatya yemekleriydi. İçli köfteye, kiraz yaprağı sarmasına bayılırdı. Zaman zaman benim hanım evde içli köfte yapardı, ben götürürdüm evine İstanbul'da olduğu zaman. Genellikle tatile Antalya Kemer'e giderdi. Bazen beni de çağırırdı. Yine bir gün Antalya'da tatildeyiz. 'Canım içli köfte istiyor yaptırır mısın?' dedi. Ben de 'Yeter ki sen emret hemen yaparız' dedim. Hemen malzemelerini hazırladık, hanım arkadaşlarını topladı, yaptılar, götürdüm. Kendisine ikram ettim. Yerken içinden birisi boş çıktı. Beni çağırdı, yanına gittim. 'Bunun bir tanesi boş çıktı hanımlar neye niyet etmişler?' dedi. Ben de nedenini hiç bilmiyorum, 'Kim akıllıysa ona çıksın diye niyet etmişler' dedim. 'İyi ki Semra'ya çıkmadı Semra'ya çıksaydı havasından geçilmezdi, bak ben akıllıyım der dururdu' dedi. Benim aslında neye niyet edildiğini bilmediğimi anladı ve 'Malatyalılar var ya çok pratik zekalı insanlar. Sen bilmiyorsun niyeti ama pratik zekanı kullandın' dedi.'

- 'İstişareye önem verirdi'

Turgut Özal'ın siyasette de çok cesur çalışmalar yaptığını ifade eden Taçyıldız, şunları söyledi:

'Böyle bir liderin, böyle bir insanın bu ülkeye gelmesi, Allah'ın bize bir lütfuydu. Neler yapmadı ki? Çok cesur çalıştı. Çok çalışkandı. Gece gündüz demezdi. Onun en erken telefon açtığı saat 12'den sonraydı. Gece 2-3, bu sıralarda bir bakardın sen uyurken telefon açıyor, 'O neydi, bu neydi' derdi. Fikir istişaresinde bulunurdu. İstişareye çok önem verirdi. Tek başına karar vermezdi. Çok demokratikti. O zaman liderler her şeyi birbirlerine soruyorlardı.'

Özal'ın Anavatan Partisi Başkanlığı döneminde iki elini birleştirip kaldırarak birlik ve beraberlik çağrısı yaptığını dile getiren Taçyıldız, 'Siyasette çok başarılıydı. Ellerini havayı kaldırıp bir araya koydu. Ne oldu? 'Hepimiz burada beraberiz' dedi. 'Burada siyaset yok, hepimiz kardeşiz, dostuz' dedi.' diye konuştu.

- Turgut Özal Tıp Merkezi'nin kuruluş aşaması

Özal'ın göz ameliyatı olmak için Amerika'ya gittiğini anımsatan Taçyıldız, döndükten sonra oradakine benzer bir kliniği Türkiye'de açmak için girişimlere başladığını aktardı.

Hastanenin bir dünya hastanesi olması, Avrupa, Afrika hatta Amerika'dan bile hastaların buraya gelerek tedavi olmasını istediğine işaret eden Taçyıldız, Özal'ın hastaneyi Malatya'da açmaya karar verdiğini, bunun için de kendilerine bir vakıf kurulması konusunda teklif ilettiğini söyledi.

Temeli 1991'de atılan hastanenin kurulması çalışmaları sırasında İstanbul'da toplanan iş adamlarına kendisinin projeyi anlattığını belirten Taçyıldız, şöyle konuştu:

'Projeyi ayrıntılarıyla orada anlattı. Çok harika bir projeydi. Mesela burada ameliyat oluyorsun, buradaki ameliyatı Amerika'dan uzmanlar izleyecekti. Orada hatalı bir tedavi var mı onları inceliyorlar, oradan derhal müdahale ediyorlar. Proje böyleydi. Duvarlar arasındaki izolasyon, uzaktan bir hastayı getirecek helikopterler için pist her şey vardı. Hastane için çok üst seviyede, üstün zekalı doktor adaylarını aradık, bulduk. Bunları Amerika'ya gönderdik. Hatta garsonları, temizlikçileri bile eğitim için Amerika'ya gönderdik. Orada nasıl hijyenik davranıyorlar, ne yapıyorlar görmeleri için gittiler orada eğitim gördüler.'

- Özal'ın tavsiyeleri

Malatya Eğitim Vakfını kurdukları zaman Özal'ın kendisini çağırdığına dikkati çeken Taçyıldız, şunları kaydetti:

'Bana 'Sana tavsiyelerim olacak' dedi. 'Vakıfta sakın mezhep ayrılığı yapma. Burs verirken, okul yaparken, sağlık ocağı kurarken, hizmet ederken bu Kürt, bu Türk, bu Laz demeyeceksin. Nelere ihtiyacı varsa onu yapacaksın' dedi. 'Düşmanınız gözünüzün önünde olsun' derdi. 'Gözünün önünde olursa onu ikna edebilesin onunla anlaşabilirsin, onu iyi yere döndürebilirsin ama gözünün önünde olmazsa sen ona bağırırsın, o sana bağırır, hiçbir zaman dostluk kuramazsınız. Uzakta olursa tehlikeli olur' derdi.'


Cuma 15.6 ° / 10 °
Cumartesi 16.1 ° / 9.6 °
Pazar 13.7 ° / 2.7 °