Antik dönemin sağlık merkezi 'Philadelphia'

Antik dönemin sağlık merkezi

Karaman'daki Philadelphia Antik Kenti'nde başlatılan kazılarda bulunan ameliyat malzemeleri ile ortaya çıkarılan mezar odası, antik kentin Taşeli bölgesinin sağlık merkezi olduğunu düşüncesini güçlendiriyor Karaman Müze Müdürü Abdü

KARAMAN (AA) - MEHMET ÇETİN - Karaman'da bağlı Gökçeseki köyündeki Philadelphia Antik Kenti'nde başlatılan kazılarda bulunan ameliyat malzemeleri ile ortaya çıkarılan mezar odası, antik kentin Taşeli bölgesinin sağlık merkezi olduğu kanısını güçlendiriyor.

Karaman Müze Müdürü Abdülbari Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ermenek-Mut karayolunun 20'nci kilometresinde, Çamlıca ve Gökçeseki köylerinin kuzeyinde Philadelphia Antik Kenti'ne ait kalıntıların yer aldığını söyledi.

Yerleşim alanının bulunduğu tepe üzerinde, çeşitli mimari kalıntıların günümüze kadar geldiğini anlatan Yıldız, tepenin kuzeyindeki alanda nekropolisin (antik mezarlık) olduğunu ifade etti.

Milattan sonra 38 yılında Philadelphia'nın da yer aldığı dağlık Kilikya ile Lakonya bölgesinin bir kısmının, Roma imparatorlarından Caligula tarafından Kommagene Kralı 4. Antiochos ve eşi Lotape Philadelphos'a hediye edildiğini aktaran Yıldız, 'Antiochos, Germanikopolis (Ermenek) ve Philadelphia (Gökçeseki) kentlerini birlikte kurmuş, birine imparatorun unvanlarından birini (Germanicus), diğerine ise eşinin adını (Philadelphia) vermiştir. Philadelphia ismi aynı zamanda 'kardeş seven' anlamına gelmektedir.' dedi.

- Sunulan hediyelerin depolandığı alan

Kentin nekropol alanında 2015'te Karaman Müze Müdürlüğü başkanlığında, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ercan Aşkın ve ekibinin danışmanlığında, kazı başlattıklarını hatırlatan Yıldız, şöyle devam etti:

'Kazı çalışmaları neticesinde, sürekli kaçak kazılara maruz kalan lahitlerin bulunduğu alanda 8 lahit ve 1 mezar odası gün yüzüne çıkarıldı. İkinci lahit grubunun hemen batısında, çok sayıda ve çeşitlilikte arkeolojik eser barındıran antik bir atık adak alanıyla karşılaşıldı. Söz konusu alanda ele geçen eserlerin, törenler neticesinde lahitlere yapılan adak hediyeleri olduğu tespit edildi. Sunulan hediyelerin bu alanda depolandığı görüşü ağırlık kazandı. Kazı çalışmaları sonucunda 2 bin 110 taşınır kültür varlığı ortaya çıkarıldı. Bunların arasında kireç taşından 11 büst, 600'e yakın sonda, ilaç şişeleri, bistüri diyebileceğimiz kesici aletler, sikkeler, seramik ve cam malzemeler ile süs eşyaları var.'

- Mezar odası morg olarak kullanılmış

Yıldız, mezar odasında çok sayıda insan kemiği, kafa tası ile zincir, halka ve sikke gibi metal objelerin bulunduğunu dile getirerek şunları aktardı:

'İskeletler üzerindeki incelemeler, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Laboratuvarı'nda gerçekleştirildi. Kalıntıların 53 kişiye ait olduğu tespit edildi. Tüm iskeletlerin yaş, cinsiyet tanımlamaları yapıldı. 5 kişide enfeksiyon, 2 kişide ise kafa travması tespit edildi. Bu da tedavi için kente gelenlerin ölmeleri sonucu toplu mezara defnedildiğini göstermektedir. Bu, mezar odasının bir anlamda morg görevini de görmüş olduğunu düşündürmektedir.'

- 'Tanrı Men'i simgeleyen kolyeler

Ortaya çıkarılan tıp aletlerinin ilgi çekici olduğunu vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:

'Kazılarda 600 civarında tıp aleti gün yüzüne çıkarıldı. Bu aletlerin arasında spatula, sonda, ilaç tüpü ve ameliyat malzemeleri dikkati çekiyor. Ayrıca iki kadın heykelin kolye başlığında hilal betimlemesi görülüyor. Hilal betimi, tanrı Men'i tasvir etmektedir. Men, kökleri milattan önce 4 bin yıllarına inen Mezopotomya'da, Anadolu'nun batı ve iç bölgelerinde yoksul ve hasta insanların koruyucusu, sembolü olan ayın gizemli gücüyle iyilik ve şifa dağıtan bir tanrıdır. Bu buluntular, antik kentin, bölgenin sağlık merkezi olduğu kanısını güçlendirmektedir.'

Yıldız, buluntuların 107'sinin restorasyon ve konservasyonunun Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından yapıldığına işaret ederek şunları kaydetti:

'Bir kısmı da KMÜ laboratuvarında restore ediliyor. Kazı, 2016 yılında da devam edecek. Bu eserler, müzemizde sergilenmeye başladı. Yoğun ilgi görüyor. Büstlerin kime ait olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Belirlenebilirse belki de çok önemli tarihi kişiliklerin büstleri ilk defa görülmüş olacak.'