Tarih: 18.04.2016 17:12

GÜNCELLEME 2 - Ali İsmail Korkmaz davasının yeniden görülmesi

Facebook Twitter Linked-in

KAYSERİ (AA) - Eskişehir'deki Gezi Parkı odaklı eylemde üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın darbedilerek öldürüldüğü iddiasıyla ilgili Yargıtayın usul yönünden bozma kararı nedeniyle yeniden görülen davada, mahkemenin daha önce verdiği karar değiştirilmedi.

Dava nedeniyle polis Kayseri Adalet Sarayı ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Duruşmaya Ali İsmail Korkmaz'ın babası Şahap, annesi Emel ile avukat ağabeyi Gürkan Korkmaz, CHP Kayseri İl Teşkilatı yöneticileri ile geldi.

Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Ali İsmail Korkmaz'ın avukatları, Afyon Cazaevinde tutuklu bulunan sanıklar Mevlüt Saldoğan, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever, Çorum Cezaevinde tutuklu bulunan Yalçın Akbulut ile tutuksuz yargılanan sanıklar Ebubekir Harlar Eskişehir'in Çifteler ilçesinden, Şaban Gökpınar ve Hüseyin Engin ise Aydın'ın Nazilli ilçesinden görüntülü sistemle katıldı.

Duruşma mahkeme başkanının Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin hükmün usulen bozulması kararını okumasıyla başladı. Hükmün okunmasından sonra mahkeme başkanı davanın taraflarına söz verdi.

Söz alan Ali İsmail Korkmaz'ın babası Şahap Korkmaz, 'Benim oğlum daha çocuktu. Onu bilerek, isteyerek ve kasten vurdular. Onların gerçek cezalarını almasını istiyorum. Oğlumun önü 4 kişi tarafından kesiliyor ve dövülüyor. Kuş yavrusu gibi yerde çırpınıyor. 'Yerde çırpınan bırakın insanı, herhangi bir canlıya vurmak insanlığa sığar mı? Tekme atmak insanlığa sığar mı?' Sanıkların hepsi müdahale ettikleri kişinin Ali İsmail olmadığını iddia ediyorlar. Ali İsmail'in taş attığını söylüyorlar. Taş attığına dair bir video, bir resim, bir delil göstersinler.' dedi.

Anne Emel Korkmaz da 'Benim oğlum bu sene mezun olacaktı. 3 senedir buralara geliyoruz. Onlar oğlumu hangi düşüncelerle katlettiler. Suçluların cezasını çekmesini istiyorum.' diye konuştu.

Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin aldığı kararı oybirliğiyle kabul ederek yeniden yargılamaya başladı.

Afyon Cazaevinde tutuklu bulunan polis memuru Mevlüt Saldoğan, üstüne atılı suçları kabul etmeyerek beraatını talep etti.

Saldoğan, 'Ali İsmail, olay sonrası 38 gün hastanede tedavi edilmiş, yarası açık bırakılmıştır. Bundan dolayı ölmüş olabilir. Biz o gençlerin katili değiliz. Gençlerin katili, Gezi Parkı olaylarını ortaya çıkaran gruplardır. TÜBİTAK'ın incelediği görüntülerde yerde yatanın Ali İsmail olup olmadığı dahi belli değildir. Aylardır tutuklu olarak içeride yatıyorum. Benim ailem ve çocuklarım var. Onlarda bu durumdan olumsuz etkilendiler. Adil bir karar verilip beraatımı istiyorum' şeklinde savunma yaptı.

Çorum Cezaevinde tutuklu bulunan polis memuru Yalçın Akbulut da TÜBİTAK'ın kamera görüntüleri sonrası verdiği raporun 'tam bir fiyasko' olduğunu savunarak, görüntülerde yerde yatan kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunun ispatlanamadığını, kendisinin de o görüntülerde yer almadığını iddia etti.

Türkiye'de TÜBİTAK dışında önemli üniversiteler olduğunu, görüntülerin buralarda tekrar incelenebileceğini belirten Akbulut, 'Hayatını kaybeden kişiye karşı hiçbir müdahalem olmadı. Hazırlanan rapor döneminde TÜBİTAK'ta çalışanların 'Paralel örgüt' üyesi olabilecekleri düşüncesindeyim. Çünkü paralel örgüt operasyonu kapsamında çok sayıda TÜBİTAK çalışanı uzaklaştırılmıştı.' şeklinde konuştu.

Avukat Ayhan Erdoğan, Ali İsmail Korkmaz'ın daha önce herhangi bir suça karışmamış olduğunu, dolayısıyla yakalama tanımını kabul etmediklerini söyledi.

Ali İsmail Korkmaz'ın kamu şiddetiyle katledildiğini ileri süren Erdoğan, savunmasına şöyle devam etti:

'Olay olduğu yerde ikamet eden tanıkların beyanı ile kamu görevlisi olmayan sanıkların kendilerine kamu görevi gücü vakfettikleri ortadadır. Sanık polislerle beraat eden polislerle ilgili talebimiz mahkumiyetleri yönündedir. Telsiz kayıtlarında polisin pusu kurarak insanları katletmeye yönelik girişimleri ortaya çıkıyor. Oysa ortada insan hakları tarafından tanımlanmış bir durum değil. Ali İsmail Korkmaz'ın geçmişte herhangi bir çatışmanın içine girmediği tespit edilmiştir. Ali İsmail Korkmaz'ın polise taş attığı ifade edilmiştir ancak görüntülerde bu durum ortaya çıkmamıştır. Görüldüğü üzere Ali İsmail Korkmaz, sanıklar tarafından kasıtlı olarak bir köşeye sıkıştırılıp darbedilmiştir. Sanıkların suçtan kurtulmak için yalan söyleme hakkı olduğunu biliyoruz. Kasten öldürmenin eziyet edilerek nitelikli hale getirilmesiyle ilgili kanımız var. Bu nedenlerle ilgili raporların tekrar incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Polis sanıklardan Mevlüt Saldoğan'ın kasten öldürme fiilinin göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Yalçın Akbulut ve Mevlüt Saldoğan'ın kasten öldürme fiilinden yargılanmasını, diğer sanıkların da kasten öldürme fiiline yardımlarını göz önünde bulundurmasını istiyoruz.'

İddia makamı sanıklar Saldoğan ve Akbulut'un 'kasten adam öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep etti.

Tarafların son sözünü dinleyen mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.

- Sivil sanıklar tahliye edildi

Aradan sonra mahkeme heyeti, daha önce sanıklar hakkında verilen kararın değiştirilmeyerek oy birliğiyle yeniden kabul edildiğini bildirdi.

Afyon Cazaevinde tutuklu bulunan sivil sanıklar, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever'in tutuklu bulundukları süre göz önünde bulundurularak tahliyelerine karar verildi.

Duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yaralayıcı ve Gezi Parkı odaklı eylemler kapsamında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da takip etti.

- Aile ve avukatın açıklamaları

Ali İsmail Korkmaz'ın avukatı Ayhan Erdoğan ve ailesi mahkemenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Avukat Erdoğan, mahkeme kararının önceki kararın tekrarı şeklinde olduğunu söyledi. Dosyayı tekrar Yargıtaya göndereceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

'Yargıtayın bozması usulü yönden bir eksiklikle ilgiliydi. Yargılama bu yönde oldu. Mahkeme sadece usulü eksiklikleri gidererek esastan incelemek üzere dosyayı Yargıtaya gönderecek şekilde bir hüküm kurdu. Sivil sanıkların tahliyeleri mevcut cezaya göre olabilir. Yargıtay aşamasında temyiz talebimiz kabul görürse tekrar tutuklanmayla sonuçlanabileceğini düşünüyoruz. Bu karar tatmin edici değildir, kamu görevlilerini korumaya yönelik bir karardır. Kamu görevlileri böyle korunduğu sürece Türkiye'de işkence ve işkenceye dayalı sonuçlanabilecek fiillerle yurttaşların ölümü sonlanmaz. Kararı yerinde bulmuyoruz. Yargıtaya gideceğiz, temyiz edeceğiz. Temyizde yine verilen kararın kasten öldürme üzerinde olması için. Yargıtay da bunun neticeleneceğini umuyoruz, Yargıtay ne kadar bağımsız bir yargı olarak kaldıysa.'

Ali İsmail'in babası Şahap Korkmaz da bu şekilde kararlar verilerek katillerin korunduğunu, sahip çıkıldığını savunarak, 'O yüzden Türkiye'de olaylar devam ediyor, insan ölümleri devam ediyor. Olayları tetikliyorlar. Oysa bu katillerin cezasını verselerdi, böyle her gün 3-5 insan ölmezdi.' dedi.

Anne Emel Korkmaz ise 'Ne söylenir ki bu ülkenin adaleti buymuş. 19 yaşındaki bir çocuğun canı bu kadar değerli bu ülkede, başka bir şey demiyorum.' ifadelerini kullandı.

Ağabey Gürkan Korkmaz da adalet duygularının yara aldığını belirterek, 'Yine karardan tatmin değiliz, yine şikayetçiyiz, takibindeyiz. 19 yaşındaki bir gencin bu şekilde eziyet çektirilerek, planlı bir şekilde öldürülmesinin cezası bu değil. Yargıtaya yine itirazlarımızı yapacağız. 2 yılı aşkındır bu yargılama devam ediyor, bu sürede bizi yalnız bırakmayan Kayseri halkına, diğer kentlerden gelenler, basın mensupları, siyasiler yanımızda oldu. Biz hala güçlü ve ayaktaysak sizin sayenizde, teşekkür ediyoruz.' diye konuştu.

CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı da adaletin yara aldığını, katledildiğini ileri sürdü. Kararı eleştiren Yarayıcı, şöyle konuştu:

'Bugün vatanseverlikten, vatanı kurtarmaktan bahsedenler ne yazık ki vatan hainidir, vatana ihanet suçuyla eş değer davranmışlardır. En demokratik talebini dile getirmeye çalışan Ali İsmail katledilmiştir. Gençlerimize karşı yapılan bu katliamlar unutulmamalı. 'Bu emri ben verdim' diyenler, bu gençleri katledenler asıl vatan hainidir. Suriye'de, Ortadoğu'da elini kana bulayanlar, her türlü desteği sunanlar vatan hainidir. Sur'da, Cizre'de, Lice'de birçok sivil insanın öldürülmesine neden olanlar, barış dilini bırakıp buradan rant sağlamaya çalışan siyasiler vatan hainidir.'

- Daha önce verilen cezalar

Eskişehir'de 2 Haziran 2013'te Gezi Parkı odaklı eylemlerde darbedilerek öldürüldüğü iddia edilen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın, 10 Temmuz'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesiyle ilgili davada, 21 Ocak 2015'te karar açıklanmıştı.

Güvenlik nedeniyle Kayseri'ye alınan dava, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş, tutuklu sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan'a, 'Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma' suçundan, suçun işleniş biçimi, meydana gelen sonucun ağırlığı göz önüne alınarak 13 yıl hapis cezası verilmiş, İyi hal nedeniyle altıda bir oranında indirim yapılan ceza 10 yıl 10 aya düşürülmüştü.

Tutuksuz yargılanan polis memuru Yalçın Akbulut'a ise 'Ölüme neden olma' suçundan 12 yıl hapis cezası verilmiş, iyi hal nedeniyle yapılan indirimle ceza 10 yıl olarak açıklanmıştı.

Tutuklu sanıklar İsmail ve Ramazan Koyuncu ile Muhammet Vatansever'e 'Kasten yaralayarak ölüme neden olma' suçundan verilen sekizer yıl hapis cezası ise altıda bir oranında uygulanan iyi hal indirimiyle 6 yıl sekizer aya indirilmişti.

Tutuklu sanık Ebubekir Harlar, 'Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma' suçundan 8 yıl hapis cezasına çarptırılmış, fiil tam olarak gerçekleşmediği için ceza önce yüzde 50, ardından da altıda bir oranında iyi hal indirimiyle 3 yıl 4 aya düşürülmüş, Harlar'ın, tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak tahliyesine karar verilmişti.

Tutuksuz yargılanan sanık polis memurları Hüseyin Engin ve Şaban Gökpınar ise beraat etmişti.

- Savcı ve aile temyiz etmişti

Kayseri Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kalkan, sanıklardan Mevlüt Saldoğan hakkındaki karara itiraz etmiş, Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi de sanıklara 'Kasten adam öldürme' suçundan ceza verilmesi istemiyle yerel mahkeme kararını temyiz etmişti.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Mevlüt Saldoğan'ın avukatının son duruşmaya katılamadığı, bu nedenle son savunma için süre istemesine rağmen talebin mahkeme tarafından kabul edilmemesi gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını usul yönünden bozmuş, tutuklu sanıkların tahliye talepleri ise reddedilmişti.

Ayrıca, davanın kasten öldürme suçundan açılmasına karşın kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan ceza veren mahkemenin sanıklara bu suçtan ek savunma hakkı vermemesi de usule aykırı bulunmuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —