CAMDAN OYUNCULAR!

TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG 21. HAFTA (24-27 Ocak 2025)

Spor 30.01.2025 14:55:00 0
CAMDAN OYUNCULAR!

CAMDAN OYUNCULAR!

“Taraftar her zaman haklı (mı)dır?”

 

Futbol... Bir takım oyunu. Temaslı bir oyun. Fiziksel güce dayalı, bire bir ve kurallar dahilinde kıran kırana bir oyun. 

Eski zamanlarda “erkek oyunu” tanımlamaları yapılırdı. “Erkekçe” bir oyundu. 

O zamanlarda “kadın futbolu” olmadığından tanımlarda çok da büyük sıkıntı olmasa gerekti. 

Ancak son yıllarda bir şeyler değişti ve yeni “oyuncular” türedi. 

Bu oyuncular anlaşılan temassız bir oyun istiyordu. 

Bu oyuncular çok basit temaslarda -bazen temas olmadan da- kendilerini yere atıp taklalar atıyor, yerde -hadi ben de abartayım- seksen kere dönüyordu. 

Bu oyuncular “avazları çıktığı kadar” bağırıyordu. Haykırışı bütün tribünler duyuyor, bağırış ekranlardan tüm ülkeye yayılıyordu.

Sanırsın kafa göz yarıldı... Sanırsın kol bacak kırıldı... Sanırsın bazı uzuvlar koptu. 

Sonra... Sonra bütün bu oyuncular hiçbir şey olmamış gibi kalkıp oyuna devam ediyordu.

Şimdi kadınlar da top oynuyor. Sıkı ve sağlam bir “kadın futbolu” var. Ama orada bu tip oyuncular pek görülmüyor.

Kadın futbolcuları saygıyla anarken erkek futbolu hakikaten gittikçe “erkekçe” bir oyuna dönüyor.

Futbolun patronu, Süper Lig’e “marka değeri” katmaya uğraşırken(!) bu hususlarda ne düşünüyor acaba?

---

ADALET... Fenerbahçe, Galatasaray’la anlaştığı yolundaki haberlere karşın bir transfer çalımıyla Skriniar ile anlaştığını duyurdu. Fenerbahçe TD Mourinho’nun Skriniar transferiyle ilgili açıklaması dikkat çekiciydi;

Mourinho: Skriniar transferinde ufak bir rolüm var, asıl büyük rol kulübün rolü. Esas rol sportif direktörümüzün. Benim rolüm telefonda Fenerbahçe’nin ne kadar büyük, Türkiye Ligi’nin ne kadar harika ve adil bir lig olduğunu söylemek, İstanbul’un ne kadar güzel olduğunu anlatmak oldu.

Hoca’nın bir unutkanlığı söz konusu olabilir mi?

---

“Taraftar her zaman haklıdır!”

Cümle kökten ve özünden sakattır, hiç kimse için kullanılamaz... Velev ki bahse konu olan peygamber ve/veya melek olmasın.

Merhum Metin Oktay ne demişti; Galatasaray... O daha vefalı...

Korkarım; Metin Oktay, şimdi oynuyor olsa ve birkaç maç kötü oynasa yuhalanacaktı demek ki.

Taraftarın, sırtında takımının formasını taşıyan oyuncuyu ıslıklaması/yuhalaması/protesto etmesinin kendine ve takımına hiçbir faydası yoktur. Bu iş sadece ve sadece rakiplere yarar.   

---

Taraftarın, takımdan bir futbolcuyu ıslıklaması/yuhalaması/protesto etmesi o futbolcunun sorunu değildir. Sorun yönetimindir... Sorun teknik direktöründür... Sorun kadrondur.

O futbolcu, o formayı zorla almadı, gasp etmedi, çalmadı. Bir sözleşme sonucu sırtına geçirdi.

---

Kulüplerin içişini ve işleyişini bilemeyiz. En azından ben bilmiyorum. Ama...

Bir; teknik kadro ve teknik direktör kadro planlamasını yapmış mıdır? Doğru yapmış mıdır?

İki; yönetim bu planı yerine getirmiş midir? Eksik mi getirmiştir?

Üç; bu ikisi yüzde yüz doğru olsa bile transfer edilen futbolcu faydalı olacak mıdır?

Yakın örnek; Wilfried Zaha... Kim itiraz etti transfere, kim olmaz dedi? Bilakis transfer çalımı videoları paylaştı taraftar.

Allan Saint-Maximin... “Öyle bir oyuncu ki” denmedi mi?

---

Fernando Muslera’nın ıslıklanması/yuhalanması/protesto edilmesi -velev ki ahlaksız ve çirkin bir hareket olmasın- Galatasaray taraftarına yakışmamıştır. 

Bu kulübün, bu camianın şampiyonluktan daha önce ve önemli olan değerleri vardır. Bir sezonda kaybedilen şampiyonluk, bir sonra ki yıl telafi edilebilir. Ama kaybedilen değerleri bir daha yerine koymak imkânsıza yakındır. Değerler kaybedildiğinde hiç kimse mutlu olmaz. 

Baba Gündüz (Kılıç): Galatasaray, bir his takımıdır. Renklerine âşık birbirlerini seven futbolcuların takımıdır. Galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. Galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. Kısacası Galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. 

---

Bu düşüncelerim sadece Galatasaray için değil, bütün takımlar içindir. Tam anlamıyla bir yıldız olabilecek Abdülkadir Ömür’ün sırtına, genç yaşında taşıyamayacağı ağırlıklar yüklenmiş ve çocuk kaybedilmiştir. 

Kimler kaybetmiştir; tabii ki Abdulkadir. Tabii ki Trabzon takımı ve camiası. Tabii ki Türk futbolu.

 

AVRUPA MACERASI:

21.01.2025/Salı

Galatasaray-Dinamo Kiev: 3-3

Goller: Sanchez (6’), Abdülkerim Bardakçı (21’), Osimhen (53-P)

Galatasaray bir kez daha 3 gol attığı maçı kazanamadı. Bir kez daha hep önde oynadığı maçtan 3 puan çıkaramadı.

Bu takımın gol atma sorunu yok, çok pozisyona girip az atıyor belki ama atıyor sonuçta. Lakin pozisyon verse de vermese de gol/goller yeme sorunu var. Kadro dar, rotasyon sorunu var ama nihayetinde teknik kadro ve Okan Buruk buna bir çözüm bulmak zorunda. Bir çözüm ara transferdir ve imkân dahilindedir. Ama hoca transfer olmasa bile çözüm üretmelidir. 

Bu takım kalesine ilk gelen topun gol olma -psikolojik bir soruna da dönüştü bu- sorununa son vermeli. Bu takım, 2 farklı öne geçtiği maçlarda puan vermemeli. 

Bugüne değin Türk takımlarına kaybetmemiş olan Dinamo Kiev, bir kez daha kaybetmedi ve seriyi 14 maça çıkardı. Ukrayna temsilcisi 3 isabetli şuttan 3 gol çıkardı. Muslera hiç kurtarış yapmadığı bir maç oynadı. Lakin özellikle ikinci ve üçüncü gollere bakalım; birinde bütünüyle defans ve son noktada Jacobs, diğerinde yere göğe koyulamayan -ki Süper Lig’in en iyi stoperi kabul ediliyor- Sanchez’in mutlak hatası vardı.

Evet, iş zora girmiştir fakat oynanacak maçlar varsa umut ve ihtimal var demektir.  

 

22.01.2025/Çarşamba

Beşiktaş-Athletic Bilbao: 4-1

Goller: Rashica (17’ ve 60’), Rafa Silva (77’), Joao Mario (90+2’-P)

OLE GUNNAR GALA... Sağlam bir kaleci, sıkı bir savunma hattı, yakın ve kapalı bloklar. Hızlı ve etkili hücum. Basit bir plan ve taktik... Basit bir oyun... Saha içi uygulaması şahane. 

Temsilcimiz ilk devreyi tek taraflı oynadı fakat son dakika da yediği talihsiz gol ile soyunma odasına 1-1’lik skor ile gitti. 

İkinci devre Rashica’nın golünden sonra maç koptu zaten. Rafa Silva ve Rashica için tam da istenilen oldu. İkili yıldızlarını alabildiğine parlattı. Sonunda Solskjaer ile Beşiktaş beklentilerin ötesinde flaş bir galibiyet aldı. Tebrikler Ole, tebrikler Beşiktaş.

Kosovalı hemşerim Rashica maçın tartışmasız (2 gol, 1 asist) yıldızıydı. Özellikle ikinci devre de ona Rafa katıldı. Buna karşın oyunun kilit ismi Muçi oldu. Arnavut Kartalı, takımını çok hızlı ve etkili bir şekilde rakip kaleye taşıdı oyun boyunca.

Bilbao’da fark yaratan tek oyuncu İnaki Williams oldu. 

Maçın eşleşmesi: Svensson-Nico Williams...

Bizim Norveçli, İspanyolların yeni yıldızı (ne de kolay veriliyor yıldız unvanı) Küçük Williams’a göz açtırmadı. Yakın ve yapışık bir savunmayla çocuğu yıldırdı. Üstelik bunu kart görmeden yaptı. Yılgın Junior bu defa sağ kanada geçti ama orada da Masuaku vardı. Daha fazla dayanamayan Nico, yerini abisine bıraktı. 

Ole Gunnar Solskjaer harika bir başlangıç yaptı. Futbolculuğuna diyecek bir şey yoktu zaten. Çok iyi ve efendi/centilmen bir oyuncuydu. Teknik direktörlüğünü süreç içinde göreceğiz. -Kendi isteğiyle- Ole, teknik direktör değişimlerinde böyle sonuçların alınabildiğini bilir. Tek maç ile karar verilmez. Lakin Beşiktaş camiası sabrederse bir Norveçlinin neler yapabileceğine hep birlikte tanıklık edebiliriz.

TARAFTAR her zaman haklıysa... Al Musrati, Muçi ve özellikle Masuaku bu takımda oynamamalıydı. Çünkü taraftar ıslıklamış/yuhalamış/protesto etmişti. Buna karşın Santos’tan öncekiler de Santos da sonrakiler de ve şimdi Ole Gunnar da oynattı bu oyuncuları. Yok mu bu işte bir gariplik?

Bilbao... Bizim medya ve medyacılarımıza göre A. Bilbao, uçan kaçan bir takımdı. Avrupa Ligi’nin favorisiydi. Doğrusu çok da iyi bir sezon geçiriyorlardı. Ancak dün Dolmabahçe’de sıradan bir takım vardı. Ya da Beşiktaş sıradan gösterdi...

BJK, ilginç bir Avrupa Ligi sezonu yaşıyor, “yenilmez takımları” (Lyon ve Bilbao) yeniyor. 

 

23.01.2025/Perşembe

Fenerbahçe-Olimpik Lyon: 0-0 

Fenerbahçe beklenmedik bir şekilde önde baskı ve yüksek tempoyla başladı. Fransızlar da Mourinho takımlarından böyle bir şey beklemediği için olsa gerek şaşırdılar. 

Ancak bu oyun 15, hadi zorlayarak 20 dakika sürdü, Lyon oyunu dengeledi. İlk yarının kalan bölümünde denk bir oyun vardı. Lyon rakip kaleye isabetli şut atarken temsilcimiz atamadı.

İkinci yarıda daha etkili bir Lyon vardı. 80’e kadar daha önde oynadı konuk takım. Sonra 1 puana razı olarak oyunu rölantiye aldı, savunmaya ağırlık verdi. 

Fenerbahçe son 10 dakikada biraz aktif göründü tek şutu 90’da atabildi. İstatistik 2 yazacak ama Dzeko’nun şutu etkili olmadı. Maximin’in şutuna da çok etkili denemezdi.

Lyon 13 şutta 7 isabet kaydetti lakin bunlar da bizim kaleciyi çok zorlayan şutlar olmadı. Yani bu şutlardan birinde gol yeseydi İrfan Can Eğribayat eleştirilirdi.

Aslına bakılırsa her iki tarafın da 1 puana razı olduğu maç 0-0 bitti.

36’lık Nemanja Matic sahanın en iyisiydi. Mourinho’nun eski öğrencisi nerdeyse kusursuz oynadı.

Fenerbahçe’de genç Yusuf Akçiçek göze çarpan bir oyun oynadı. 

 

24.01.2025/Cuma

Samsun-Gaziantep: 2-1

Ligin iyi takımlarından biri olan Samsun’un evinde bileğini bükmek hiç kolay değildi. Ancak Gaziantep’in de bir oyun karakteri vardı.

Sıkı ve sağlam bir oyun oynandı. Samsun, golcüsü Mouandilmadji ile öne geçse de konuk takım Kenan Kodro ile çabuk cevap verdi. Ancak son sözü Soner Aydoğdu (83’) söyledi ki bu sezon Soner bunu alışkanlık haline getirdi sanki. 

 

25.01.2025/Cumartesi

Cumartesi’nin gündüz maçlarında neredeyse atılmadık gol kalmadı. Önce;

Sivas-Kayseri: 5-2

Çok sıkı bir rekabet -bir kısmı acı hatıralara dayanan- geçmişi vardı iki Anadolu takımının. Maçları genellikle kıran kırana oynanır, ilginç sonuçlar çıkardı. Yine öyle oldu. 

Nihayet Ömer Erdoğan’ın teknik direktörlük şansı bu defa yüzüne güldü. Takımı 2-0 öne geçmiş iken bir de rakibi eksik (23’, Bahoken) kaldı. Haftalardır suskun kalan golcü Manaj, bu maçta hem 2 gol attı, hem attırdı. 

Kayseri eksik kalmasına rağmen direndi fakat gücü yetmedi. 

Goller kadar kırmızı kart açısından da bereketliydi maç, Kayseri 2 kırmızı (bir de Attamah, 86’) maçı 9 kişi tamamladı. 

Haftanın olayı, Bahoken’in takım arkadaşı Cardoso’yu tokatlaması ve kırmızı kart görmesiydi. Cardoso profesyonel davranmasaydı takım bir anda 9 kişi kalabilirdi. 

Olmadı... Ömer Erdoğan rahat bir nefes alırken Kayseri, Sinan Kaloğlu ile yolları ayırdı.

 

Bizim neyimiz eksik dediler;

Alanya-Başakşehir: 5-4

9 gol... Şüphesiz seyir zevki açısından keyif verici. Ancak çok ilginç bir şekilde bir “halı saha” maçı; topu ayağına alan golünü atmadan dönmedi. 

Tam anlamıyla iki tarafta “savunmasız” futbol nasıl oynanır örnekliği sergiledi. 

 

ÇOK SIKICI... ÇOK YAZIK...

GALATASARAY AŞ-TÜMOSAN KONYASPOR: 1-0

Gol: Osimhen (22’-P)

 

Daha 2 dakika olmadan Halil Umut Meler her iki tarafa da birer faul kararı verdi. Eyvah! Dedim, bu maç herhalde 50 faulle oynanır.

Meler, FIFA olup en elit hakemimiz. Lakin derbi maçlarda şöyle bir intibam/algım var benim; oyun hızlı oynanmasın, en küçük fırsatlarda dursun, mümkünse maç berabere bitsin, bi sakamet çıkmasın ne şiş ne de kebap yansız... Dediğim gibi bu benim algım ve doğrusunu bir Meler bir de Allah bilir.

Halil Hoca eli yükseltmiş, temassız futbola geçmiş olmalıydı. Özellikle ilk yarı nerdeyse temasa hiç izin vermedi. İlk 45’te oyun kaç dakika oynandı? İstatiksel rakamı bilmiyorum ama oyun ancak ve ancak 15 dakika oynandı herhalde.

 

Osimhen’in penaltı golüyle devreyi önde bitiren Galatasaray ikinci 45’e daha hızlı ve etkili başladı. Lakin yine skor çıkaramadı. Konya’da hücumda etkisiz kalınca maç 1-0 bitti. 

 

Futbolculara bir çift söz; bu kadar provokatif olmayın lütfen, oyunu bu denli çirkinleştirmeyin. Kendi maçınızı sonradan seyretmiyor musunuz?

Adil Demirbağ, Yusuf Erdoğan, Melih İbrahimoğlu, Oğulcan Ülgün... Lütfen oturup bu maçı birlikte seyredin.

Futbolculara bir çift söz; Osimhen ile maç boyu maç boyu mücadele eden Bazoer, Kramer, Ndao ve Kaptan’ın (Guilherme) dürüst oyunları kayda değerdi.

 

Maçın oyuncusu Osimhen oldu. Nijeryalı hiç kimseye bakmadan ve maç boyu hiç kopmadan oynadı.

Yeni transfer Ahmed Kutucu çok heyecanlı olmalıydı, ayağında top tutamadı. İlk sarıdan sonra daha dikkatli olmalıydı, ikinci sarı işten değildi. Muhtemelen taraftar ilk elin günahı olmaz diye düşündü.   

429. maçına çıkan Muslera’ya tribünlerin bir bütün halinde sahip çıkması -vefa- hoştu.

 

Kafam karıştı biraz... Penaltı çok netti fakat pozisyonda Adil Demirbağ’ın kart görmesi gerekmez miydi? Galatasaray’ın geçersiz sayılan golü futbolun doğası gereği goldü.

Yunus Akgün’ün sarısı doğruydu... Ahmed Kutucu’nun sarısı vardı. Ayağa basmada ikinci sarıdan sıyırdı doğrusu. 

33 faullü oyunda 3 sarı kart (2 GS, 1 Konya) az gibi geldi bana. 

 

Süper Lig’de önde baskı ve yüksek tempo ile oynayan, seyir zevki veren takımlardan biriydi Galatasaray. Lütfen futbolseverlerin bu keyfine kimse engel olmasın.

 

Sonuç; az atan ama bu defa gol yemeyen Galatasaray kazandı, haftayı kayıpsız atlattı. Ama takıma takviyenin kaçınılmaz olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.   

 

26.01.2025/Pazar

Rize-Adana Demirspor: 3-2

Ev sahibi Adana Demir karşısında gerçekten hayli zorlandı. 2-0’lık skor ile rahatlayacakken konuk takım attığı gol ile maçı kolayına bırakmayacağını gösterdi. 

Gollü hafta da Rize’de 3 golle kazandı.

 

Bodrum-Eyüp: 0-1

Eyüp, Tayfur Bingöl ile 12’de öne geçince sahaya Atletico Madrid geldi adeta. Arda Turan, savunmasının karşılığını gol yemeyerek ve 3 puan ile aldı. Ancak bu kez golden sonra Bodrum kalesini hiç tehdit edemedi Eyüp.

Golden sonra deha cesur oynadı Bodrum fakat etkili olduğunu söylemek mümkün değildi.

 

BİR ÇİÇEKLE BAHAR...

ONVO ANTALYASPOR-BEŞİKTAŞ AŞ: 1-1

Goller: Erdal Rakip (85’)/Rafa Silva (79’)

 

Hayal, umut ve beklenti güzeldir ama ayakları yerden kesmemek gerek. Aksi takdirde hayal kırıklığını onarmak imkânsız hale geliyor. 

Beşiktaş, Bilbao’yu iyi bir oyunla farklı yenince yine hayal patlaması yaşandı. Bazı sosyal medya hesaplarında, kimse (Galatasaray ve Fenerbahçe) boşuna oynamasın, finalin adı Beşiktaş-Bilbao paylaşımları görüldü.

Buna karşın Ole Gunnar’ın ayakları yere basıyordu. Hoca, Antalya’nın hücum oynamayacağını, arkada boşluk bırakmayacağını biliyor olmalıydı. Ki öyle de oldu. O zaman başka bir oyun planı ve taktik gerekliydi. Beşiktaş bunu göstermekte çok başarılı olamadı.

 

Emre Belözoğlu takımını öncelikle 1 puan için çıkarmıştı. Bunu da hayli başarılı uyguladı ev sahibi.

 

Maçın ilk yarısı keyif vermedi doğrusu. İkinci yarı da benzer şekilde oynanırken oyuncu değişiklikleriyle birlikte 70’ten sonra Antalya oldukça iyi oynadı, Mert Günok’un kalesini tehdit etti. Ancak tam da bu zamanlar da golü atan Beşiktaş oldu. İmmobile’nin nefis pasında Rafa topu kafayla boş kaleye yolladı.

İşte tam da bu durumda Beşiktaş skoru tutmayı bilmeli ve başarmalıydı, olmadı. Taraflar 1 puanla ayrıldı sahadan.

 

Maç, çok temiz, sakin ve yumuşak oynandı. Hani hakem olmasa da olurdu. Tek pozisyon Antalya’nın golünden önce topun çizgiyi geçip geçmediği tartışması vardı ki çizgi hizasında olmayan hiç kimse buna karar veremez. 

Beşiktaş’ın resmi hesabından “çimlere basmak yasaktır” paylaşımı hoş ve dikkat çekici oldu.

 

Maçta çok öne çıkan oyuncu olmadı fakat ben Bahadır Öztürk’ü beğendim. 

 

BİRAZ KISMETLE TARAFTAR KAZANDI...

FENERBAHÇE AŞ-GÖZTEPE AŞ: 3-2

Goller: Yusuf en-Nesyri (46’ ve 53’), Oğuz Aydın (55’)/Juan (25’), Miroshi (82’)

 

Eşleşme şüphesiz haftanın maçıydı ve skoru tahmin etmek hiç kolay değildi lakin taraftarıyla ev sahibi bir adım öndeydi. Üstelik Fenerbahçe’nin puan kaybına tahammülü yoktu.

Fenerbahçe, ilk 49’da (+4’ ilave süre) tribünleri sadece son dakika da heyecanlandırdı. İlk şutu, Nesyri’nin şutunu 45+4’te Lis kurtardı. 

Bu devre topla oynama oranı; Fenerbahçe yüzde 70 ve Göztepe yüzde 30 idi. Bu rakamlara karşın sahada hissedilen oyunu Göztepe’nin oynadığıydı... 

Golü de atan ve çok etkin oynayan konuk takım, ikisi çok net 3 pozisyonu da harcadı. Devre Göztepe’nin 1-0 üstünlüğü ile tamamladı.

 

SİHİRBAZ MOU... Cezalı olan ve takımını tribünden yöneten Mourinho ikinci yarıya 2 değişiklikle başladı. Tadic ve Yusuf Akçiçek’i kenara aldı ve oyuna Kostic ile Maximin’i attı. Formatı da dörtlü savunmaya döndürdü. 

Devre Fenerbahçe golüyle başladı ve ev sahibi skoru 10 dakika içinde 3-1’e getirdi. 

Skor 0-1’den 3-1’e gelince ben Mourinho övgüleri ardı ardına dizilir sandım ama öyle olmadı. Çünkü;

İlk gol Göztepe savunmasının bireysel hatalarından gelen bir kısmet golü oldu, ortada pozisyon yokken önünde bulan Nesyri sert vurdu. Bu gol ilk devredeki oyun nedeniyle ensesi kararan tribünleri canlandırdı. O tribünler takımı oyuna soktu. Takım, “İsmail Kartal” takımından bir kesit sundu.

Ardından korner atışında Faslı klasik gollerinden birini attı. Hemen akabinde Oğuz Aydın’ın beklenmeyen harika golü farkı ikiye çıkardı.

İlk devreyi nerdeyse hatasız oynayan Göztepe bu bölümde inanılmaz hatalar yaptı.

 

Büyük takım refleksi... Taraftarın desteğiyle oyunu bir anda çevirdi Fenerbahçe. Buna karşın sarı kırmızılı oyuncular panikledi.

3-1’lik skor bir anlamda maçın bittiği anlamını taşıyabilirdi. Panikleyen ve hatalar yapan Göztepe karşısında fark artabilirdi. Lakin iki fark Göztepeli oyuncuları rahatlattı, takım yeniden iyi oyununa döndü. Ancak 2. gol 80’den sonra geldi. Bununla birlikte kalan 14 dakikayı çok etkili oynadı Göztepe. 

Fenerbahçe de skoru koruma endişesi baş gösterince taraftar bir an önce oyunun bitmesini istedi. 

 

Göztepe, 10 dakikalık bölüm sayılmaz ise takım olarak çok iyi oynadı. 

Fenerbahçeli oyuncuların büyük bir kısmı ciddi anlamda hayal kırıklığı oldu. Kostic ve Maximin ile ikinci devre Oğuz Aydın ve Szymanski etkili oldu. Ancak maçı çeviren adam Yusuf en-Nesyri oldu.

Buna karşın toplamda maçın yıldızı Fenerbahçe tribünleriydi. 

 

Hakem Atilla Karaoğlan, meslektaşı Halil Umut Meler zihniyetiyle yönetti sanki. Allah’tan doğrudan çok kritik pozisyon yaşanmadı. Ancak maç 41 faulle tamamlandı. 

41 faul (16 FB, 25 Göztepe) oyun kalitesini doğrudan etkileyen bir durum. Örneğin M. City-Chelsea maçı 14 faul ile tamamlandı.   

 

Fenerbahçe, zorlu haftayı kayıpsız atlatmanın mutluluğunu yaşarken Göztepe, -eski bir sözle- galip sayılır bu yolda mağlup dedirtti.  

 

27.01.2025/Pazartesi

Hafta inanılmaz bir maçla sonlandı, Kasımpaşa-Hatay maçı 5-4 bitti.

Hatay’dan Calvo 8’de kırmızı kart gördü. Buna karşın Hatay öne geçti. Dördüncü gole kadar da skoru hep elinde tuttu Hatay ama puan çıkaramadı.

Bu haliyle soru işaretlerini büyüten Kasımpaşa’ya karşın Murat Şahin ile Hatay puanı çok hak etti aslında.

 

Haftanın maçı;

FB-Göztepe (3-2)

Haftanın iyi maçı;

Sivas-Kayseri (5-2)

Haftanın takımı;

---

Haftanın futbolcusu;

Yusuf en-Nesyri (FB)

Haftanın performansları;

Manaj, Rodrigues (Sivas), Cordova (Alanya), Osimhen (GS), Juan (Göztepe)

Haftanın golü;

Oğuz Aydın (FB)

Haftanın güzel golleri;

Nesyri (FB), Rafa Silva (BJK)

Haftanın asisti;

Cordova (Alanya)

İmmobile (BJK)

Haftanın pozisyonu;

Bahoken (Kayseri, takım arkadaşına tokattan kırmızı)

Haftanın talihlisi;

Ahmed Kutucu (GS, ilk kez süre aldığı maçta ikinci sarıdan kurtarması)

Ömer Erdoğan (Sivas TD, kazandı)

Haftanın talihsizi;

Sinan Kaloğlu (Kayseri TD, kaybetti)

GÖZE TAKILANLAR;

*Mikautadze Avrupa Futbol Şampiyonası’nda göze çarpan oyunculardan biriydi. Ara transferde Okan Buruk’un istediği Gürcü futbolcuya Galatasaray talip oldu. Ancak ücret çok yüksekti. FB-Lyon maçında izlediğim Mikautadze asla bir farkındalık sergilemedi.

*Darbe almadan sakatlanan Rodrigues (Sivas), Cordova’ya (Alanya) ve sakatlanan futbolculara geçmiş olsun diyorum. Bu sezon hem ligimizde hem de diğer liglerde böyle çok sakatlık yaşandı, yaşanıyor. 

GÖZE BATANLAR;

*Hakemi ve seyirciyi kandırmaya çalışan futbolcular... Temasları çok ama çok abartan futbolcular... Meslektaşına saygı duymayan, meslektaşının oyun dışı kalması için elinden geleni yapan futbolcular...

*Kulübelere çıkan sarı kartlar... Bir anlamı var mı Allah aşkına... Teknik direktörler haricinde kulübelere doğrudan kırmızı kart çıkmalı ve cezası -ne kadar bilmiyorum- en az 5 hafta olmalı. Oyunu çirkinleştirmeye kimsenin hakkı yok. 

 

Haber-Yorum: Yüksel Durak


Anahtar Kelimeler: CAMDAN OYUNCULAR!
Perşembe 1.8 ° / 0.9 °
Cuma 6.3 ° / -1.9 °
Cumartesi 5.8 ° / -1.4 °