TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG 24. HAFTA (14-17 Şubat 2025)
DERBİ ÖNCESİ SESSİZLİK
“Mertens’i dövmek”
İBRAHİM Hacıosmanoğlu: 600 sene dünyayı yönetmiş milletin evlatlarıyız. Şimdi evlatlarımıza güvenmeyeceğiz de yabancıya mı güveneceğiz? (12 Ekim 2024)
Başkan böyle demişti ama haftalardır yabancı VAR görev yapıyor.
Şimdi de derbinin hakemi kim olacak tartışmaları var. En kuvvetli aday olarak Slovak hakem Slavko Vincic'in ismi medyada yer aldı.
Bir yanda 600 sene...
Bir yanda bizim ligimizden daha üstte olmayan bir ülkeden hakem...
Hadi hayırlısı.
---
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, hafta içinde Galatasaray ve Fenerbahçe başkanlarını yemeğe davet etti. Maksat fazlasıyla gerilen ortamı yumuşatmak. Hadi bakalım, bir hayırlısı daha.
Ancak ortam yumuşatma çabalarının genellikle Ali Sami Yen’de oynanan derbiler öncesine denk gelmesi bir tesadüf olabilir mi?
---
NEREYE? Yarıda kalan Galatasaray-Adana Demirspor maçından sonra Acun Ilıcalı’nın söylemleri içinde dikkatimi çeken açıklama; Mertens’in hiç mi kabahati yok oldu.
Kendi futbolcularının ahlak ve erdeminden (Dzeko) örnek veren Bay Ilıcalı, bir manada Mertens’i emek hırsızlığı/futbol sahtekarlığı açısından suçluyordu ki, medyacılar da anında buna çanak tuttu ve bütün olaylar geride bırakılıp Mertens suçlu ilan edildi.
Peki kimdi bu Mertens;
Dries Mertens. 1987 Leuven/Belçika doğumlu.
Belçika Milli Takımı ve özellikle Napoli’de gösterdiği performans ile bir dünya yıldızı.
Napolililer için efsane.
Evli ve bir çocuk babası Mertens, aile yaşamıyla da örnek bir karakter.
Bütün bu süreç içinde bir terbiyesizliği, ahlaksızlığı, çirkinliği ve saygısızlığı görülmemiş örnek bir futbolcu. Tam bir dünya yıldızı.
Galatasaray’da forma giydiği dönem içinde gerek takımı ve gerekse ülkemiz için harika sosyal medya paylaşımlarında bulunmuş bir insan.
Ülkemizi de Süper Lig’i de asla küçük görmemiş, küçümsememiş. Kim izler böyle bir ligi dememiş.
Adana Demirspor maçında Mertens, “penaltı alma” girişiminde bulunmuş fakat Semih Güler’in hareketsiz kalması sonucu pozisyon terse dönmüştü. Mertens bu pozisyonda aldatmadan sarı kart bile görebilirdi. Ancak Acun Ilıcalı’nın desteklediği MHK’nin prenslerinden Oğuzhan Çakır ve yine Ilıcalı’nın övgüyle bahsettiği Yabancı VAR hakemi pozisyonu penaltı olarak değerlendirmişti.
Şimdi buradan kalkıp “Mertens’i dövmek” insaf ve vicdan işi değildir.
Ha! Bay Ilıcalı, elbette hırsız, sahtekâr falan demez/diyemez ama Dzeko, Osayi-Samuel, Mert Hakan Yandaş, Kostic, Tadic gibi futbolcularına yapmasalar iyiydi dese bile Mertens’i eleştirmekte görece haklı olabilirdi. Malum; temassız penaltı diye yeni bir kural futbola girdi. Mertens’in pozisyonu en azından temassız değildi.
Ben, bu satırları yazarken Başkan Ali Koç, henüz açıklama yapmamıştı...
---
Bir de Ilıcalı’nın Icardi konusu vardı. Icardi’nin Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile ilgili göndermelerini/paylaşımlarını doğru bulmuyor ve bu konuda Galatasaray yönetiminin sessiz kalmasını eleştiriyordu.
Bu eleştiri yalın halde yerinde ve doğru gibi görünüyor ama başkanların ve yöneticilerin mütekabiliyet gözetmeksizin rakip takım futbolcularını doğrudan hedef almasını da son zamanlarda gördük maalesef.
Bay Ilıcalı’ya Torreira ve Mertens diyeyim, yeter.
Aynı şekilde teknik direktörlerin de rakip takım futbolcularını muhatap almada Acun Bey’in söyleyecekleri bir şeyler var mıdır?
NEREYE? Hafta içinde Ali Koç’tan da açıklamalar geldi. Bir başka takımın futbolcusu, Mertens, doğrudan başkanın hedefindeydi. Şimdi Mertens, Ali Koç’a cevap verirse ne olacak?
AVRUPA MESAİSİ
ZAFER
Fenerbahçe-Anderlecht: 3-0
Tipik bir Mourinho takımı vardı sahada. Topla çok işi olmayan, savunmasını sağlam tutan, pek pozisyon vermeyen bir takım. Hücumlarında da etkili olunca temsilcimiz maçı oldukça rahat ve farklı kazandı, tur biletini cebine koydu.
Goller Tadic, Dzeko ve Nesyri’den geldi.
Maçın yıldızı olarak Tadic ön plana çıktı ancak ben Kostic’i çok beğendim. Sırbistanlı çok gösterişli bir oyun oynamasa da ince işler yapıyor.
HÜZÜN
AZ Alkmaar-Galatasaray: 4-1
Ciddi eksikleri vardı takımın ama bu kadar kötü oyunu muhtemelen Hollandalılar da beklemiyordur. Sahada bir takımdan ziyade sarı kırmızılı futbolcular topluluğu vardı. Gerek bireysel ve gerekse takım olarak varlık gösteremedi temsilcimiz.
Sallai ile gelen beraberlik golü biraz ümit verse de gece, Kaan Ayhan’ın ikinci devre başında gördüğü kırmızı karttan sonra kötü sonlandı.
Gecenin tek güzel vakası taraftardı. Böylesine bir maçtan sonra taraftarın takıma verdiği destek çok değerliydi.
Fenerbahçe, bir futbol tuhaflığı olmazsa turu geçti. Galatasaray turu Kaf Dağı’nın ardına attı. Sosyal medyada N. Xamax maçına göndermeler vardı. Galatasaray AZ’ye gol/goller atar ama kalesini gole kapatabilir mi?
14.02.2025/Cuma
HAZİN
Galatasaray maçında sahadan çekilen Adana Demirspor, haftanın açılış maçında Antalya ile 1-1 berabere kalarak uzun bir aradan sonra puan aldı.
Ben haftalardır takım ve taraftar birlikteliğine ve verilen onurlu mücadeleye övgüler dizerken taraftar bu maça çok ilgi göstermedi. Tribünler önceki maçlardaki gibi kalabalık ve destekçi değildi sanki. Taraftar sahadan çekilme nedeniyle yönetime kırgın olabilir mi?
Ev sahibinde iki kaleci Deniz Eren Dönmezer (genç kaleci sakatlandı, geçmiş olsun) ve Vedat Karakuş maça damga vuran oyuncular oldu. Antalya’da Safouri ve Kaluzinski çok çalışkandı.
Emre Belözoğlu maçı tamamlayamadı, kırmızı ile tribüne çıktı.
15.02.2025/Cumartesi
Gaziantep-Sivas: 2-1
Gaziantep özellikle evinde iyi oyunlar oynuyordu. Galatasaray maçında da korakor mücadele etmişti ev sahibi. Ancak Sivas Manaj’ın penaltı golü ile öne geçince maçın zorluk derecesi arttı.
Formda ve son zamanlarda dikkat çeken Kozlowski takımının beraberlik golünü atınca ev sahibi baskıyı arttırdı. Ancak baskı gol getirmedi. Taraflar 1 puanı paylaşmak üzereyken Arda Kızıldağ 90+1’de güzel bir kafa golüyle 3 puanı takımına yazdı.
Başakşehir-Bodrum: 0-1
Haftanın sürprizi İstanbul’dan geldi. Bodrum başa baş bir oyun ile puan isteğini maçın her anında gösterdi. Başakşehir’de Piatek’in sessiz kalması dikkat çekti. Golcü bugün pek oyunda değildi.
Yeni transfer Umut Güneş’in Başakşehir’de ilk gol sevinci ofsayta takıldı.
Puşcaş’ın penaltı golüyle konuk takım 3 puanı kaptı.
AL SANA DERBİ
BEŞİKTAŞ AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 2-1
Goller: Rafa Silva (53’), Batagov (65’-KK)/Banza (17’)
Hayal kırıklığı sezonu yaşayan iki takım Dolmabahçe’de futbolseverlere heyecanlı, tempolu ve güzel bir maç seyrettirdi. Trabzonlular skor nedeniyle üzülse de oyun baş eğdirmedi.
Beşiktaş’ın hızlı başlangıcını Trabzon oldukça çabuk kırdı ve oyun üstünlüğünü ele aldı. Konuk takım Banza ile skoru alınca da özgüveni yükseldi. Rakibine fazla şans tanımayan konuk takım ilk devre oyunuyla puanı/puanları hak etti. Devrenin sonuna doğru Cham’ın kaçırdığı gol belki de kırılma anıydı.
Ole Gunnar ikinci devreye çıkarken gemileri yakmıştı. Ev sahibi önde baskıyı kurarken riskleri de göze alarak oyun boyunu da kısalttı. Oyun boyunun kısalması ciddi bir baskı oluşturdu. Trabzon buna cevap veremedi.
Tribünlerin de coşkusuyla birlikte havaya giren Kartal ardı ardına attığı iki gol ile öne geçti. Bu arada hayli pozisyon da yakaladı ev sahibi.
Şenol Hoca’nın en büyük hatası oyuncu değişikliklerinde geç kalması oldu. 66’da Cham ve Ozan Tufan’ın yerine Zubkov ve Lundstram’ı alan Trabzon yeniden oyunu dengeledi. Bunda Beşiktaş’ın skor avantajını göz ardı etmemek gerek.
Maçın son bölümünde baskı koyan konuk takım puan getirecek golü atamadı.
Futbol... Maçın iyilerinden Rafa Silva, yenilen golde büyük bir hata yaptı ve topu Visca’ya teslim etti. Ancak aynı Rafa takımının beraberlik golünü attı.
Yine maçın iyilerinden Batagov (ki Ukraynalı bu sezon Trabzon’un en büyük kazancı gibi görünüyor) talihsiz bir şekilde kendi kalesine golü attı.
Trabzon’da Banza ve Uğurcan Çakır öne çıkan oyuncular oldu.
Rafa Silva her anlamda maça imzasını attı.
Ole Gunnar, zorlu maçı geriden gelip galip bitirerek gecenin kazananı oldu.
Şenol Güneş, ikinci devre başındaki Beşiktaş’a çözüm üretmekte çok geç kaldı.
Onca prenslere ve gözdelere karşın geride bırakılan, FİFA kokardı verilmeyen Cihan Aydın, maçın yıldızlarından biriydi. Çok iyi bir maç yönetti Aydın. Zannederim bu haftaya kadar gösterilen en iyi hakem performansıydı.
16.02.2025/Pazar
Hatay, haftalar sonra 3 puanla tanıştı, Alanya’yı Bamgboye’nin golüyle 1-0 yendi. Hatay daha iyi taraf olup galibiyeti hak etmekle birlikte Alanyalı Augusto bu maçta çok dayak yedi.
Maçı özellikle Recep Burak Yılmaz’ın kartsız tamamlayıp (ki Hatay teknik direktörü oyuncusunu ikinci yarıda sahaya çıkarmadı) Augusto’nun (90+5 olsa da) kırmızı kart görmesi futbol talihsizliği kadar hakemin olumsuz performansıydı.
Samsun yine iyi bir performansla Konya deplasmanından 3 puanla döndü ve Konya’yı kaderiyle baş başa bıraktı. Marc Bola daha 2. dakikada Roberto Carlos’u akıllara getiren bir gol attı.
Büyükşehir ve ciddi taraftar desteğine sahip Konya, bu sezonu atlatırsa bir yapılanmaya gidip bu cendereden kurtulmalı. Bu şehir, Başkent gibi her sene ligden düşme endişesi yaşamamalı. Sonra çok geç olabilir. Nitekim Ankara’nın bir takımı yok Süper Lig’de.
Ligin iyilerinden Eyüp bu defa evinde Kayseri’ye puan kaybetti. Ev sahibi 3 puana çok yaklaşmış olsa bile 90+2’de Attamah’ın golüne engel olamayınca maç 1-1 bitti.
Doğrusu maçta daha iyi olan taraf konuk Kayseri’ydi. Yeni teknik direktör Jakirovic çabuk uyum sağladı ve takıma bir oyun karakteri koydu.
Yükselen formuyla dikkat çeken Emre Mor takımının tek golünü atan oyuncu oldu. Ancak oyunu sadece tek taraflı oynaması (hücum) büyük hatası... Meğerki Messi olmayasın.
GÜVEN VE SONUÇ...
FENERBAHÇE AŞ-KASIMPAŞA AŞ: 3-1
Goller: Yusuf en Nesyri (21’ ve 71’), Oğuz Aydın (52’)/Fall (62’)
Tamam, takımın bir oyunu var... Geriden oyun kurarak ileri çıkmak. Fakat bu özellik kendinden daha güçlü ve etkin takımlar karşısında büyük zaaf. Daha maçın beşinci dakikasında bu maçın galibinin Fenerbahçe olacağı belli oldu.
Mourinho... Takımı kadro değeri ve oyuncu kalitesi açısından iyi bir takım, rakibinin çok üstünde. Buna karşın Portekizli hiç macera aramıyor. Klasik özelliğiyle savunmayı sağlam tutuyor. Gol yemezsem maçı mutlaka kazanırım diyor. Bunu başarıyor da... Çünkü forvet hattı hem iyi hem de çok formada, atıyor.
İstatistik anlamda Kasımpaşa başa baş oynadı fakat hediye ettiği iki gol ile maçı kaybetti. Ancak buradaki hediye, Fenerbahçe’nin oyun planının sonucuydu. Cezalı Burak Yılmaz sadece yardımcı oldu Mourinho’ya.
Fenerbahçe kazanmaya devam ediyor. Kazanmakla birlikte sağlam oyununu her geçen gün ileri taşıyor. Tipik bir Mourinho takımı olan Fenerbahçe’ye gol atmak hiç de kolay değil.
Kasımpaşa’da Hajradinovic iyi bir gününde değildi. Aytaç Kara’nın yokluğunda takım çok yumuşak ve nazik kaldı. Nuno da Costa çok çabaladı fakat Skriniar ve Amrabat karşısında fazla şansı yoktu.
Ev sahibinde Skriniar ve Amrabat sert ve sağlam bir savunma yaptı yine. Fred’de iki arkadaşı gibi sertti ancak o biraz kuralları aştı. Maçı kartsız tamamlaması hakemin büyük hoşgörüsüyle gerçekleşti.
Yusuf en Nesyri... Faslı kendisi için en iyi ligi bulmuş gibi. Oyun içinde çok görünmese de müthiş bir fırsatçı. Hava topu üstünlüğü her yerde belli zaten. Kısmetli de... İlk golde asist rakip savunmadan geldi kendisine.
Burak Yılmaz sınıfta kalırken Mourinho bu tip rakipler karşısında zorlanmadan kazanmaya devam edecek. Portekizlinin kaderini ilk beşteki takımlarla oynayacağı maçlar belirleyecek ki önümüzdeki hafta derbi maçı, Mourinho için sezonun en kritik maçı olsa gerek.
Hakem Ali Şansalan’ı... Kelimeyi bulmakta zorlanıyorum... Ama en hafif tabiriyle “atmak” diyeyim. MHK Şansalan’ı Fenerbahçe tribünlerinin önüne attı. “Hata yapmaktan fazlasıyla çekinen hakem” bunun için neredeyse temassız bir oyun oynatacaktı. Tecrübesiyle bütün takdir haklarını ev sahibinden yana kullandı. Hakem şansı da yanındaydı, maçta çok kritik pozisyon yaşanmadı. Ali Bey, bir anlamda paçayı sıyırmış oldu.
ALLAH’TAN OSİMHEN
17.02.2025/Pazartesi
ÇAYKUR RİZESPOR AŞ-GALATASARAY AŞ: 1-2
Goller: Ali Sowe (54’)/Osimhen (47’ ve 86’)
Yorgun Galatasaray, bu maçın da ilk devresini çöpe attı. Muhtemelen isabetli şut atılamayan bir devre kayıtlara geçti. Maçın hemen başında Ahmed Kutucu’nun pozisyonundan başka da pozisyon üretemedi takım.
Savunmayı önceleyen İlhan Palut’un takımı oldukça iyi savunma yaptı. Rakibe fırsat vermedi ilk devrede. Ancak ev sahibi hücumda etkili değildi.
Okan Buruk, Cuesta ve Mertens’i yanına aldı, sahaya Sallai ve yeni transfer Eren Elmalı’yı attı. Hücum etkinliğini gösteren Galatasaray golü de çabuk attı.
Ancak klasikleşen kolay gol yeme “hastalığı” bu defa taç atışından geldi. Abdülkerim Bardakçı, Eren Elmalı ve Sanchez hataları soncunda Muslera gole engel olamadı.
60’ta Ahmed’in yerine giren Lemina oyuna damga vuran oyuncu oldu. Torreira, Lemina ve önlerinde Sara etkin bir güç olarak öne çıktı ki Buruk’un derbiye bu üçlü ile çıkması asla sürpriz olmayacaktır.
60’tan sonra zaman zaman kalesinde tehlike yaşasa da Galatasaray önde baskıyı kurdu, oyunu tek yanlı bir oyuna çevirdi fakat üretmekte zorlandı. Osimhen’in kafa golüyle 3 puanı aldı.
Haftaya derbi maçına çıkacak olan takım ve Okan Buruk, bu maçta puan kaybetseydi büyük sıkıntı yaşardı. Sezonun belki de en zorlu dönemecinde buradan 3 puanla ayrılan sarı kırmızılılar, neden şampiyonluğun en önemli adayı olduğunu da göstermiş oldu.
Rize’de Mocsi, Alikulov ve zaman zaman onlara katılan Hojer, Osimhen’i hayli hırpaladı ancak Nijeryalı buna rağmen 2 gol atarak haftanın performanslarından birine imza attı. Olawoyin beklenen performansın altında kalırken Akintola takımının en etkili ismi oldu.
Galatasaray’da mevcut kadro -mental- yorgun ve telaşlıydı. Basit top kaybı çok yaşandı. Yeni transferlerden Frankowski asist ile başladı. Polonyalının orta yapmadan önce kafasını kaldırıp bakması ve orta yerine pas yapma gayreti çok değerli göründü. Eren Elmalı savunmaya sertlik kattı. Lemina önemli ve belki de vazgeçilmez biri olduğunun sinyallerini verdi.
Okan Buruk, gemiyi kurtarmanın keyfini yaşarken İlhan Palut da iyi bir performans ortaya koydu. Macera aramadan ve en azından 1 puanı hedefleyen Palut, buna da maç boyu uzak kalmadı. Her iki maçtan da (FB ve GS) puan çıkaramayan hoca, bu oyun anlayışıyla zorlu rakip olacağını gösterdi ki ben geçen sezon bu konuda hocayı eleştirenlerden biriydim.
Hakem Zorbay Küçük, kelimenin tam telmihiyle “idare” etti. Buna karşın ciddi faul hataları ve kart kararları göze çarptı.
HERKESİN tersine... Eski hakemler ve yorumcular, topsuz alanda Hojer-Osimhen mücadelesinde her iki oyuncuya da kart çıkması gerektiği fikrindeydi. Hatta el yükselten Triocular en azından Osimhen kart görmeliydi dedi. Bana göre Zorbay Küçük maçtaki en doğru kararını verdi ve iki oyuncuyu da uyardı. Çünkü olay asla büyük değildi. Düşünelim; burada iki oyucu da kart gördü. Sonra istem dışı bir ayağa basma ve ikinci sarı geldi. Ağır olmaz mıydı?
Haftanın maçı;
Beşiktaş-Trabzon (2-1)
Haftanın takımı;
Bodrum (1-0’lık Başakşehir deplasman galibiyeti)
Haftanın futbolcusu;
Osimhen (GS)
Haftanın performansları;
Rafa Silva (BJK), Banza (Trabzon), Nesyri, Skriniar, Amrabat (FB), Safouri (Antalya), Emre Mor (Eyüp), Lemina (GS)
Haftanın golü;
Marc Bola (Samsun)
Haftanın güzel golleri;
Arda Kızıldağ (Gaziantep), Emre Mor (Eyüp), Oğuz Aydın (FB)
Haftanın asisti;
Frankowski (GS)
Haftanın hakemi;
Cihan Aydın (BJK-Trabzon; haftalar soran hakem seçebildim)
Haftanın pozisyonu;
VAR’lık pozisyon olmaması.
Haftanın söylemi;
---
Haftanın talihlisi;
Nesyri (FB, rakipten asist)
Haftanın talihsizi;
Trabzon (çok iyi bir ilk devreye karşın derbiden puansız ayrılması)
GÖZE TAKILANLAR;
*Yabancı hakem tartışmaları yabancı VAR ile noktalanmıştı şimdilik... İlginç; bu hafta VAR’lık pozisyon olmadı, VAR hiç devreye girmedi.
*Şimdi tartışma derbinin hakeminde, yabancı mı olacak?
GÖZE BATANLAR;
*Demek ki olabiliyormuş. Bu hafta maçlar genelde temiz geçti. Sahada futbolcular canhıraş feryatlarla kendilerini yere atıp taklalar atmadı. Rakibe saygı da çok hoştu. Genel anlamda bir iyi niyet söz konusuydu. Dolayısıyla hakemler de şanslıydı. Bir de üstüne kritik pozisyonlar yaşanmayınca başarılı göründüler. Amma sadece göründüler... Bir gün gerçekten iyi olurlar inşallah.
Yorum-Haber. Yüksel Durak