Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, son yıllarda çıkarılan yargı paketlerinin toplumun adalet ihtiyacına, suçun önlenmesine ve hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesine sunduğu katkıların kapsamlı şekilde incelenmesi amacıyla verdikleri araştırma önergesi üzerine hitap etti. Konuşmasına “Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerekir.” sözleriyle başlayan Özdağ, Türkiye’de adalet mekanizmasının ciddi biçimde sarsıldığını ve toplumun yargıya olan güveninin en düşük seviyelerde olduğunu ifade etti.
11. yargı paketinin hazırlık aşamasında olduğunu hatırlatan Özdağ, bugüne kadar çıkarılan 10 yargı paketinin “pansuman niteliğinde” kaldığını, etkili bir etki analizinin yapılmadığını ve bu düzenlemelerin toplumsal sorunlara çare üretmediğini belirtti. “Devlet yönetimi deneme yanılma tahtası değildir.” diyen Özdağ, reform adı altında yapılan düzenlemelerin suç oranlarını azaltmadığını, toplumda huzuru sağlamadığını ve yatırımcıların Türkiye’ye güvenini artırmadığını vurguladı.
31 Temmuz Covid infaz yasasının adalet duygusunu zedelediğini ifade eden Özdağ, aynı suçu işleyip aynı cezayı alan kişiler arasında farklı infaz uygulamalarının ortaya çıkmasının hukuka olan güveni azalttığını söyledi. Bu mağduriyetin giderilmesi amacıyla 16 Aralık 2024’te verdikleri kanun teklifinin aylarca Adalet Komisyonunda bekletildiğini de hatırlattı. Cezaevlerindeki kapasite aşımının “balık istifi” bir tablo oluşturduğunu belirten Özdağ, cezaevlerinin bir rehabilitasyon merkezi olması gerektiğini dile getirdi.
Yargıya olan toplumsal güvensizliğin derinleştiğini ifade eden Özdağ, özellikle çek ve ehliyet mağdurları, süresiz nafaka sorunu ve KHK ile ortaya çıkan mağduriyetlere dikkat çekti. Ekonomik krizdeki esnafın çek mağduriyetiyle hapis tehdidi altında olduğunu, ehliyet affı bekleyen yüz binlerce vatandaşın mağduriyet yaşadığını söyledi. Süresiz nafakayı “adalet terazine sığmayan bir uygulama” olarak nitelendiren Özdağ, KHK’lıların ise beraat veya takipsizlik almalarına rağmen sivil ölüme mahkûm edildiğini ifade etti.
Ara buluculuk ve uzlaştırma uygulamalarının yaygınlaştırılmasının olumlu olmakla birlikte pratikte vatandaşları “alacağının yarısına razı olmaya zorlayan” bir mekanizmaya dönüştüğünü belirten Özdağ, on birinci yargı paketi gelmeden önce Mecliste bir komisyon kurularak geçmiş on paketin etkilerinin veriyle ve analizle incelenmesi gerektiğini söyledi. Özdağ, “Biz adalete inanıyoruz ancak veriye dayanmayan, günü kurtarmaya yönelik paket siyasetine karşıyız.” sözleriyle konuşmasını tamamladı ve araştırma önergesine destek çağrısında bulundu.