Doç.Dr. Yusuf BENLİ: “Tını Estetiği” İle “Bağlamanın İcradaki Niteliğini” Geliştirmeyi Amaçlıyoruz…

Enpolitik köşe yazarı Dr. Göktan AY, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğr.Üyesi Doç. Dr. Yusuf Benli ile Pan Yayıncılık tarafından yeni yayımlanan “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu (BİTEM)” adlı eserini konuştu.

Kültür-Sanat 2.10.2025 22:09:00 1
Doç.Dr. Yusuf BENLİ: “Tını Estetiği” İle “Bağlamanın İcradaki Niteliğini” Geliştirmeyi Amaçlıyoruz…

Enpolitik köşe yazarı Dr. Göktan AY, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğr.Üyesi Doç. Dr. Yusuf Benli ile Pan Yayıncılık tarafından yeni yayımlanan “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu (BİTEM)” adlı eserini konuştu.

AY: Sn. Hocam, nasılsınız? Kendinizden kısaca bahseder misiniz?

BENLİ: Çok teşekkür ederim değerli hocam iyiyim. Öncelikle çalışmaya gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim. 

Kişinin kendinden bahsetmesi işin en zor tarafı olsa gerek. En kısa söyleyebileceğim çeyrek asırı aşkın bir süredir ulusal ve uluslararası boyutta bağlama çalgısını ilgilenen kişilere öğretme çabasıdır. Hem özel dershanemde hem de üniversitelerde bu çabam devam etmektedir. 

AY: İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı mezunusunuz, ama Bağlama ve Halk Kültürü ile çok önceleri tanışmışsınız. Bilgi verir misiniz?

BENLİ: Amasya’da aşıklık geleneğinin yaşatıldığı bir ailede dünyaya gözümü açtım. Aile ve bölgedeki tekrarlayan öğretiler ve farkına varmadan öğrenme süreci orta okul bitene kadar devam etti. Lise eğitimi için İstanbul’a geldim ve o zamanki Yavuz Top Halk Müziği Eğitim Merkezi’nde İTÜ T.M.D. Konservatuarı’na giden bilinçli müzik yolculuğu başladı. 

AY: Ülkemizde THM’de “çalgıcıların birçoğu akademik/teori kısmıyla ilgilenmiyor” desek doğru olur mu?

BENLİ: Güzel Sanatlar ve müzik  alanı ile uğraşanlar çok özel insanlardır. Onlar aslında aynı zaman da toplum mühendisliği görevi de görürler ve rol model olurlar. Sahnede seyirciye göre herkesin göreceği bir şekilde nasıl yüksekte duruyorlarsa, düşünsel olarak da öncelikle icra ettikleri müzik tarzı ve o müziğin içine gömülü olduğu kültürel bağlamı da bilmeleri ve kendilerinin düşünsel olarak yukarı taşımaları gerekir. Sanatın amaç-araç ilişkisi bağlamında sanatsal iletişim yolu ile toplumu aydınlatma görevlerini de unutmamalılar. Avrupa’nın reform ve rönesans sürecinde sanat taraf olmuştur ve lokomotif rol oynamıştır. Anadolu aşıklık geleneği içinde Yunus Emre’den Aşık Veysel’e pek çok aşık ve ozan bu niteliğe sahiptir. Bizim çağın gerekleri doğrultusunda onları örnek almamız gerekir. Bu açıdan sorunuzun cevabını geleneğin temsilcileri en iyi şekilde veriyor. Geçmişini bilmeyeni geleceği topa tutar.

AY: Yayınladığınız eserle THM’de neye dikkat çekmek istediniz? Tını estetiği ne demek?

BENLİ: Anadolu müziğinin temel çalgısı olan bağlamanın “ses üretme potansiyeli ve kapasitesini” ortaya koymak ve “çalgının icrasal niteliğini” geliştirmeye dair metodik çalışmalar yapmak, alanda uygulama yapan her akademisyenin, sanatçının yapması gereken bir görev olduğunu düşünmekteyim. 

 “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu (BİTEM)” çalışması ile geleceğin bağlama icrasının icra tekniğine bir ışık tutmayı hedefledim. Çok az istisnai icracının elde edebildiği bu “tını estetiği” icra tekniğini bir öğretim metoda dönüştürerek çok az istisnai icracı yerine daha çok tını estetiği elde eden icracıların çoğalması ve bu yol ile bağlamanın daha çok ulusal ve uluslararası ölçekte daha da yaygınlaşabileceğine dikkat çekmeye çalıştım.

Müzikte tını/timbre terimi “özel ses tonu-ses rengi” olarak da tanımlanabilir. Sesin üretilme biçimine göre değişiklik gösteren renk farkı, sesin tını özelliğini oluşturmaktadır. 

Bağlama icrasında,  “tını estetiği” ile ifade edilmek istenen; sesteki parlaklık, duruluk, yalınlık, pürüzsüz bir duyum hali ve sesi karakterize eden “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu” (BİTEM) bileşenlerinin icraya uygulanması sonucu elde edilen, duygu ve coşkuyu içinde barındıran; bölgeye, yöreye, türe, tarza ve kişiye ait istenmeyen seslerden arınmış rafine bir tınıdır. 

 

 

AY: Bağlama çalımı yüzyıllardır aynı şekilde mi günümüze gelmiş yoksa değişim yaşamış mı? Değişim yaşamış ise kimlerin katkısı olmuş?

BENLİ: Halk müziğinin temel çalgısı olan bağlama, asırlardır nesillerden günümüze toplumun düşünen beyni çarpan yüreği ve haykıran dili olan aşık ve ozanların usta çırak ilişkisi aracılığı ile aktarılmıştır. 

Kayıtlı veriler ışığında geleneksel bağlama icrası yapmış bazı usta icracıları: “Tamburacı Osman Pehlivan, Bayram Aracı, Âşık Veysel, Davut Sulari, Âşık Daimi, Nesimi Çimen, Ahmet Gazi Ayhan, Nida Tüfekçi, Yücel Paşmakçı, Ali Ekber Çiçek, Yılmaz İpek, Talip Özkan, Mehmet Erenler, Arif Sağ, Yavuz Top, Musa Eroğlu, Mehmet Ali Karababa, Âşık Ali Metin, Ramazan Güngör, Hamit Çine, Özay Gönlüm, Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Neşet Ertaş ve Âşık Mahzuni Şerif gibi” buna örnek olarak verilebilir.

Gelenekte bağlama öğretimi yüzyıllarca usta çırak ilişkisi aracılığı ile gerçekleşmiştir ve bu bağlama icrasının birinci evresini oluşturmaktadır. Cumhuriyetin kurulması ve devrimlerin gerçekleşmesinden müzik de payını almıştır. “Millet fakru zaruret içerisindeyken” bile müziğe önem verilmiştir. Geç de olsa İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı 1975 yılında İstanbul’da kurulmuş ve Nida Tüfekçi, Yücel Paşmakçı, Orhan Dağlı, Arif Sağ, Yavuz Top, Tuncer İnan ve Hamdi Özbay burada derslere girmeye başlamışlardır.

Bağlama sapı üzerindeki perdelerin porte üzerinde gösterilmesi ve porte üzerinde gösterilen notaların hangi telde çalınacağı, hangi parmak ile basılacağı ve tezenenin nasıl vurulacağının belirtilmesi ile bağlama öğretimi boyut değiştirmiştir. Yarım asırlık bu süreç de bağlama icrasının ikinci evresini oluşturmuştur.

Birinci ve ikinci evresini tamamlayan bağlama öğretiminde gelinen bu noktada bağlama icrası ile ilgili icra edilecek bir eserin notası tel numarası, parmak numarası ve mızrap vuruşları bellidir veya hemen belirlenebilmektedir. 

Şimdi ise üçüncü evre olarak bağlamada icra edilecek eserin hangi telde, hangi parmakla ve nasıl tezene vurulacağı sorusu yerine eserin “tını estetiği” ile nasıl çalınacağı sorusunun sorulması gündeme getirilmiştir. Bu çalışma ile “tını estetiğinin” önemi vurgulanmış, bu sorunun cevabı aranmış ve bu amaç ile “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu (BİTEM)” ortaya koyulmuştur.

 

AY: Bağlama icrasında çalış tekniğinden kastınız ne? Çok çeşitli mi?

BENLİ: Bağlama icrasında çalış tekniği ile ifade edilmek istenen “tını

estetiğinin” elde edilme biçimidir. Elde edilecek sesin niteliğini;

sevgi, coşku ve yüksek enerji ile parmağın perdeye ve tezenenin tele olan temasının kıvamı belirler. “Kıvam” sözcüğü anahtar kelime durumundadır. Bununla ifade edilmek istenen, parmak baskısındaki “güç yoğunluğu dengesi”, tezene tutuşundaki “sıkma dengesi” ve tezene “vuruş darbı”dır. Kıvam, bağlama icrasında gerek parmağın perdeye temas ânındaki baskı güç yoğunluğu dengesi gerekse tezene tutuşundaki sıkma kıvamı ve tezene vuruş darbı çalış tekniği ile birlikte nüans derecelerini de belirleyen temel özelliktir. Çalışmada bağlama icrasında, çalış tekniği ve nüanslar ile elde edilen “tını estetiği”, düşünsel ve teknik olmak üzere iki boyutta ele alınarak yedi aşamada açıklanmıştır.

 

AY: Üzerinde durduğunuz “tını estetiği”, tezeneli, tezenesiz ve yay ile çalış tekniklerinde de geçerli mi?

BENLİ: Bu tekniklerin hepsinde de elbette geçerlidir. Tını estetiğinin tanımında da belirtildiği gibi sese dair pek çok özelliği içinde barındıran rafine bir tını, farklı icra tarzlarında da icrasal bir farkındalık ve tını estetiği hafızası ile elde edilebilir.

Devam edeceğiz….

recep uslu
6.10.2025 11:07:12
Üstada başarılar diler, çalışmalarını heyecanla bekliyoruz

Cuma 19.5 ° / 11.3 °
Cumartesi 17.6 ° / 12.1 °
Pazar 11 ° / 5.9 °