Rahatsızlığım nedeniyle 8. Haftayı yazamadığım için okurlardan özür dilerim. 8. Haftayı kısaca özetleyeyim.
AVRUPA MESAİSİ
Avrupa haftasında temsilcilerimiz 3’te 3 yaptı... Uzun süre sonra böyle bir başarı yakalamış olduk.
Galatasaray, mutlak favori Liverpool’u Ali Sami Yen’de, Osimhen’in penaltı golüyle 1-0 yenerek tarihi gecelerden birine imza attı. Bu galibiyetle Cim Bom, Şampiyonlar Ligi hesaplarını yeniden yapma hakkını ve moralini kazandı.
Maçın bitiş zamanları 30 Eylül’den 1 Ekim’e geçiş zamanıydı. 120 yıl önce bugün merhum Başkan Ali Sami Yen, “İngilizler gibi toplu oynamak/bir isme ve renge malik olmak/Türk olmayan takımları yenmek demişti. Başkanın ruhu kabrinde şad olmuştur.
Fenerbahçe evinde Nice’yi, Kerem Aktürkoğlu’nun attığı 2 golle 2-1 yendi. Nice, Fenerbahçe karşısında çok yumuşak kaldı ancak 2-0’dan sonra tribünlerin fark beklentisi karşılık bulmadı.
Samsun zorlu Polonya deplasmanında Legia Varşova’yı Musaba’nın golüyle 1-0 yendi. Kırmızı beyazlılar yurda bir zaferle döndü.
Takımın başarılı olmasını istemek. Diğer takımların başarısız olmasını istemek. Yenildiğinde, rakiplerinin yenilgisiyle teselli bulmak ve daha fazlası... Taraftarlığın gereklerinden elbette. Ama buralarda alınan her puan çok kıymetli. Ülke adına da kulüplerimiz adına da çok kıymetli. Her takımımızın aldığı puan/puanlar diğer takımlarımıza da fayda sağlıyor. Lütfen taraftarlar bunu unutmasın.
Ayrıca “Türk olmayan takımlar” vurgusu da çok önemli değil mi?
MİLLİ MAÇLAR
Bulgaristan-Türkiye: 1-6
Kenan Yıldız’ın güneş gibi parladığı gecede milliler rakibini 6-1 yendi. Golleri Kenan Yıldız (2), Arda Güler, Zeki Çelik, İrfan Can Kahveci ve Popov (KK) attı.
Tarihi galibiyetle İspanya maçının moral bozukluğu onarıldı. Hem de averaj düzeltildi.
İlk devre fazlasıyla etkisiz kalan milliler, ikinci devre gerçekten coştu.
Evet, komşunun çok zayıf olduğunu asla göz ardı etmemek gerek. Ama kazanmak, hele de farklı kazanmak güzeldir.
Şimdi Gürcistan maçını oynamaya başlamak gerek.
Bir not: Montella, hele de bu model oyunda Can Uzun’a daha fazla süre vermeli...
Türkiye-Gürcistan: 4-1
Zaferden sonra Gürcistan maçı zordu. Sağlam ve disiplinli bir oyunu vardı rakibin. Ayrıca yıldızlara da sahipti. Lakin maçın ilk devresinde esti milliler. Gürcistan’ı şaşkına çeviren takım devreyi 3-0 önde kapadı.
İkinci devreye muhtemelen gemileri yakan Gürcüler iyi başladı fakat golü yine biz attık. Dörtten sonra oyunumuzu biraz bozduk. Rakip de oyunu bırakmadı, zorladı. Bu gayret onlara bir gol getirdi.
Milli Takım böylece grubunda ikinci sırayı garantilemiş gibi oldu.
Merih Demiral memleketi Kocaeli’nde 2 gol atarak büyük mutluluk yaşadı. Diğer goller Kenan Yıldız ve Yunus Akgün’den geldi.
Takım gerçekten iyiydi. Kaptan Hakan Çalhanoğlu muhteşemdi. Lakin bana göre maçın en iyi oyuncusu İsmail Yüksek oldu.
2 gol atan Merih’in röportajdaki ifadesi de çok güzeldi; “Vallahi Hakan abi topu kafama koyuyor...”
Şimdi önümüzde Bulgaristan ve İspanya maçı var. İspanya maçımız ümitsiz vaka fakat Montella ve öğrencileri ortaya bir oyun planı ve karakter koymak zorunda. Bunu başarırsak sonuca bakmadan takımı alkışlayacağım.
8. Hafta Özeti;
Derbide Beşiktaş Abraham’ın erken golüyle 1-0 öne geçti. Ardından Davinson Sanchez (34’) kırmızı kart görünce her şey tam anlamıyla Beşiktaş lehine döndü. Lakin Galatasaray evindeki maçta teslim olmadı. İlkay Gündoğan’ın golüyle skoru eşitleyen Galatasaray 1-1’lik skorla 1 puanı almayı başardı.
Beraberlik maçın da hakkıydı ve bundan kimse şikâyetçi olmadı.
Hakem Yasin Kol, kararlarıyla maça -maalesef olumsuz- damgasını vurdu. Bu derbi çok daha iyi ve keyifli olabilirdi. Ancak bu federasyon, MHK ve bu hakemlerle ancak bu kadar oluyor.
Liderin puan kaybettiği haftada Fenerbahçe için puan farkını kapatma şansı doğmuştu lakin sarı lacivertliler Samsun deplasmanından 0-0 beraberlikle dönüp fırsatı kaçırdı. Futbolda her sonuç mümkün elbette ama Tedesco ve ekibi 1 puana dünden razı gibiydi.
Varşova zaferine bir de Fenerbahçe zaferi eklemek isteyen Samsun iyi bir maç çıkardı fakat skoru elde edemedi. Bunda Hakem Halil Umut Meler ve VAR’ın da etkisi vardı. Futbol kamuoyunun çoğunluğuna göre Samsun’un bir golü iptal edilmiş, bir de penaltısı verilmemişti.
Fırtına kopmuş meğer. Trabzon konuk ettiği Kayseri’yi 4-0 ile geçerek haftanın da kazananı oldu.
Bir diğer kazanan da Göztepe’ydi. İzmit temsilcisi Başakşehir’i yenerek puan cetvelinde üçüncü sıraya oturdu.
Kuşkusuz haftanın kazanlarından biri Galatasaray oldu. Puan kaybetmesine rağmen takım Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki puan farkını korudu.
---
*Fenerbahçe’de Başkan Saran icraata başladı. Sarı lacivertlilerde İrfan Can Kahveci ve Cenk Tosun’un kadro dışı bırakıldığı açıklandı. Tedesco’nun raporunun etkili olduğu iddia edilse de kulüp bu konuda açıklama yapmadı. Saran’ın çarşamba günü açıklama yapması bekleniyor.
*İrfan Can Kahveci, sakatlığı nedeniyle Milli Takımdan da ayrıldı.
*Milli Takımda Berke Özer krizi... Kaleci Berke kampı terk etti. TFF, Berke’nin izinsiz ayrıldığını açıklarken genç kaleci teknik ekiple konuştuktan sonra ayrıldığını söyledi.
*Teknik direktör değirmeni çalışıyor, hızla öğütüyor. Antalyaspor, ayrılan Emre Belözoğlu’nun yerine Erol Bulut ile anlaştığını açıkladı.
*Eyüp, Selçuk Şahin ile yolları ayırmıştı. Emre Belözoğlu’nun Eyüp ile anlaştığı haberleri medyaya düştü.
*Kayseri Gisdol ile yolları ayırdı, Radomir Djalovic ile anlaştı.
*TFF bu teknik direktör kıyımına bir çare bulmak zorunda değil mi? Takımlara ve teknik direktörlere bir sezonda çalışma sınırı getirilmesi iyi olmaz mı?
*Galatasaray Okan Buruk ile sözleşme yeniledi.
*Beşiktaş kaptan değişikliği yaptı; Necip Uysal ve Mert Günok’tan alınan kaptanlık Orkun Kökçü ve Ndidi’ye verildi.
18.10.2025/Cumartesi
Konya-Kocaeli: 2-3
Goller: Pedrinho (51’-P), Umut Nayir (77’)/Tayfur Bingöl (44’ ve 71’), Habib Keita (63’)
Haftanın açılış maçı çok keyifliydi. Kocaeli, oldukça iyi bir oyun oynamasına karşın sonuç alamıyordu. Konya’da bu talihsizliği kırdı takım. Hak edilmiş 3 puan Konya’ya gelen taraftara güzel bir armağan oldu.
Konya da kötü oynamadı. Ancak rakibini hep kovalamak zorunda kaldı. Umut Nayir’in gayreti puana yetmedi. Maç kaybedilebilir fakat ev sahibi için endişe verici olay, 2-1 geriye düştükten sonra 3-1’e kadar oynanan dağınık oyundu. Oyun disiplini adeta sıfırlanmıştı. Skor 3-1 olunca olan oldu diyen yeşil beyazlılar oyunu toparladı ve puan alamasa da skoru 3-2’ye getirdi.
2 gol atan Tayfur Bingöl elbette öne çıktı. Bir penaltı kazandıran ve bir de gol atan Umut Nayir de sahanın iyilerindendi. Lakin maçın yıldızı şık bir gol atan ve bir de güzel asist yapan Habib Keita oldu. Malili haftanın performanslarından birine imza attı.
Umut Nayir... Bu ligin en centilmeni herhalde. Tam bir beyefendi. Çok daha iyisini hak etmesine rağmen kısmeti buymuş.
Umut, santrforu olmayan Milli Takım’ın geniş kadrosunda mutlaka yer almalı diyorum. Buradan Sinyor Montella’ya bir selam çakalım.
KARTAL DÜŞTÜ...
BEŞİKTAŞ AŞ-GENÇLERBİRLİĞİ: 1-2
Goller: Cengiz Ünder (47’)/Jurasek (79’-KK), Tongya (81’)
TFF, iki maçı (Rize-Trabzon) aynı saate koyunca “Mavi Derbiyi” daha çok izlemeye karar verdim. Galatasaray’dan puan alan tek takım Beşiktaş, Ankara ekibi karşısında mutlak favoriydi ve tek taraflı bir maç seyirciyi bekliyordu.
Evet, Kara Kartal önde ve baskılı oynadı ancak üretmekte zorlandı. Gol yemeden geçen geçen dakikalar Gençlerbirliği’nin direncini arttırdı. Devre 0-0 bitince Beşiktaş’ın işi zorlaştı dedim.
Zoru Cengiz Ünder çözmüş aslında. Beşiktaş ikinci devreye golle başlamış. Gerisi gelir diye düşündüm ama “hemşeri takımıma” haksızlık etmişim. Savunmasını hiç bozmayan takım üst üste 2 de gol attı. Bu golleri gördüm ki ilkinde top auta gitti sandım. Ancak top oyuna yeni giren ve bismillah diyemeyen -zaten demez herhalde- talihsiz Çek’e çarpıp kaleye girmişti.
“Yeni kaptanlar” Orkun Kökçü ve Ndidi orta sahayı tuttular fakat hücuma yeterli katkıyı veremediler. Ayrıca Ndidi bu maçı hakemin toleransıyla kartsız tamamladı.
Gençlerbirliği’ni genel olarak beğendim. Göktan Gürpüz iyiydi. Tongya maçı adamıydı. Kaleci Erhan Erentürk’te 3 puanda pay sahibiydi.
Haftanın talihsizi Sergen Yalçın olmalı. Maç öncesi röportajında yayıncı kuruluşu eleştiren Yalçın, bazı şeylerin düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Haksız da sayılmaz fakat kendisinin de çok şeyi düzeltmesi gerek.
Kısmetle elbette ama taktik-plan ve oyunuyla Hüseyin Eroğlu Hoca, tebrikleri hak etti.
MAVİ DERBİ...
ÇAYKUR RİZESPOR AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 1-2
Goller: Rak-Sakyi (27’)/Augusto (2’), Onuachu (19’)
Öncelikle güzel isim buldum; ne dersiniz?
Beşiktaş maçından döndüğümde Augusto fırtınası başlamış meğer. Brezilyalı şık plaseyi yapmış. Ardından bir de bazukası direkte patladı.
Ev sahibi, konuğunun bu oyununa karşı direnmeye çalışırken gökyüzünün hâkimi Onuachu ikinci golü atıverdi.
İlhan Palut’un gördüğü kötü rüya kâbusa evrilmek üzereydi ki... Savic imdada yetişti. Rahat pozisyonda topu kalecisiyle tandeminin arasına attı. Onana ve Batagov topu kimin alması gerektiğini düşünürken uyanık Rak-Sakyi takımına hayat suyu verdi.
Golden sonra ve ikinci devre maça harika başlayan Trabzon kayboldu. Rize de puan isteğini ortaya koydu. Oyunu domine etti ev sahibi.
Fatih Tekke’nin müdahaleleri de çözüm olmadı ancak maçta başka gol olmadı, Trabzon 3 puanla döndü evine. Tekke, ikinci yarıdaki etkisiz oyuna çare bulabilirse Galatasaray’ın en ciddi rakibi olabilir.
Maçın yıldız diyebileceğim bir oyuncu olmadı. Yine de 3 puanı getiren Augusto ve Onuachu’yu söylemek yanlış olmaz. Rize İbrahim Olawoyin’i aradı.
Bir de İlhan Palut’un Altin Zeqiri’ye süre ve/veya daha fazla süre vermemesini pek anlamıyorum.
BU SANE?
RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ-GALATASARAY AŞ
Goller: Şahmuradov (59’)/Leroy Sane (45+3’ ve 61’)
Genç Hoca Nuri Şahin kusura bakmasın ama ilk devre ilkel bir oyun anlayışıyla sahadaydı Başakşehir. O kadar ki; bazı sokak maçlarında olduğu gibi yarı sahadan gol atmak yasak olsa Uğurcan Çakır kulübede oturabilirdi. Bununla birlikte ev sahibi takımın oyuncuları oyunu fazlasıyla yavaşlatınca günün en keyifsiz müsabakası çıktı ortaya.
Leroy Sane’nin akıl-kas koordinasyonsuzluğunu, sakarlığını ve takımı eksik bıraktığını yazmıştım önceki haftalarda. Taraftar da endişelenmeye başlamıştı; bu Sane o Sane mi? Ya da yeni bir Zaha, Ziyech ve benzeri bir vaka mı?
Nitekim bu maçta da altı pastan topu stat dışına gönderecekti neredeyse. Ancak sonrasında maçı alan adam oldu.
Galatasaray, maça Icardi’nin pozisyonuyla başladı (gol olsaydı geçerli olmazdı) ama sonrasında 20 dakika hayli durağan kaldı. Akabinde İlkay Gündoğan orkestra şefliğini gösterdi ve takım Muhammed Şengezer’i zorlamaya başladı ki kaleci, Sara’nın doksana giden şutunda haftanın kurtarışına imza attı.
Devre biterken, İlkay önce topu sakinleştirdi, sonra dönüp Sane’ye harika bir asist yaptı, Alman tavana çaktı.
İkinci devre Nuno da Costa’yı sahaya attı Nuri Şahin. Hemen karambolden gol de geldi fakat VAR dört parmak ofsaytı kaçırmadı. Olsun dedi ev sahibi ve oyunu karşı sahada oynamaya başladı. Karşılığını Özbek golcüsüyle aldı ve skoru eşitledi.
Sarı kırmızı taraftar daha eyvah diyemeden Sane yeniden takımını öne geçirdi. Sonrasında Başakşehir baskın oynadı fakat gole yakın taraf Galatasaray oldu lakin başka gol olmadı.
Okan Hoca da kusura bakmasın; Icardi’yi çıkarıp Osimhen’i alma lüksün varsa takım ikinci yarıdaki oyunu oynamamalı. Hım! Hoca Şampiyonlar Ligi diyebilir. Evet ama yine de bu kadar olmamalı.
Sane 2 golle maçın adamı oldu kuşkusuz fakta ikinci devre golün haricinde görünmediğini de söylemek gerek. Başakşehir’in en iyisi Muhammed’di, takımını oyunda tutmayı başardı. Devrede oyuna giren Costa etkili oldu.
Sahanın en formsuzu -gerçekten üzgünüm ama- Atilla Karaoğlan’dı. Icardi-Ömer Ali Şahiner pozisyonunda verdiği kararla sakin maçı ateşledi. Sonrasında -ilk devre- karta doyamadı, teknik direktörleri de sararttı. Bu maç, eskilerin demesiyle karakolluk olmadıysa futbolcuların iyi niyetindendir.
19.10.2025/Pazar
Kayseri-Samsun: 1-3
Kayseri yeni teknik direktörü Djalovic ile maça müthiş başladı, Samsun neye uğradığını şaşırdı. 10 dakika baskı kuran ev sahibi bu bölümde bir de net fırsatı kaçırdı.
Sonra, bu ligin sağlam ve istikrarlı takımlarından biri olan Samsun önce oyunu dengeledi ve Holse (2) ile Drongelen’in golleriyle 3-1 kazandı.
Kayseri’nin golü Onugkha’dan geldi.
Djalovic takımı toparlayabilir mi? 10 dakikalık oyun 60-70 dakikaya çıkarılabilir mi? Zaman gösterecek.
Alanya- Göztepe: 1-0
Şüphesiz haftanın en sıkı ve zorlu maçı denilebilirdi. Ligin iki iyi takımı karşı karşıya geldi. Çok da sıkı bir oyun oynandı. Sonuç 0-0’a giderken Ümit Akdağ, 83’te ev sahibine 3 puan getiren golü attı.
Golden sonra kalan süreyi Göztepe iyi kullanamadı.
Gaziantep-Antalya: 3-2
Diğer maçtan döndüğümde dakika 19’du ve Gaziantep 2-0’ı (Camara ve Kozlowski) bulmuştu bile. 31’de Bayo skoru üçleyince maç bitti dedim.
Konuk takımın hâli içler acısıydı. 20 ile 80 arasında tek bir şut bile atamamıştı. 56’da oyuna giren Gueye, 80’den sonra neredeyse maçı çevirecekti. Senegalli ardı ardına (84 ve 86) 2 gol attı.
İyi bir dönem geçiren Burak Yılmaz’ın keyfini biraz bozdu bu goller. Yine de Gaziantep’in performansı gerçekten harika.
KOLAYI ZORA ÇEVİRMEK
FENERBAHÇE AŞ-MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK AŞ: 2-1
Goller: Talisca (23’-P), Asensio (41’)/Serginho (59)
Kırmızı kart: Balkovec (Karagümrük)
Tedesco’nun zorlu dönemi düşünüldüğünde en iyi rakiplerden biriydi Karagümrük. İyi oyun, belki fark ve mutlak 3 puan...
Sahada kısmen taktik, form ve kısmen zorunluluk nedeniyle farklı bir 11 vardı. Bu takım fena başlamadı. 23’te Talisca’nın penaltısı gelince herkes rahatladı.
Golden sonra vites biraz düşse de sarı lacivertliler karşı kaleyi zorlamaya devam etti. Ancak ikinci gol gecikti. 41’de Asensio, çok şık bir dokunuşla skoru 2 yaptı ve ev sahibi soyunma odasına güvenle gitti.
İlk devre savunmada kalan ve hızlı hücum arayan Karagümrük bunu pek başaramamıştı. Ancak devrede Lichka gemileri yakmış olmalıydı. Bu devre de konuk takım önde baskı ile oynadı. Doğal olarak bu geride daha fazla boşluk vermek demekti.
Buna rağmen vazgeçmedi Gümrük ve aradığı golü Serginho ile buldu. Brezilyalı çok sert vurdu.
2-1’den sonra konuk takım daha da yüklendi. Değişikliklerle Fenerbahçe oyunu ileri taşımaya çalıştı fakat çok başarılı olamadı. Buna rağmen birkaç fırsat buldu fakat değerlendiremedi.
Konuk takım da başka gol atamayınca maç 2-1 bitti.
Kazanmak önemliydi lakin bu 3 puan hayli soru işaretine yol açtı. 2-0’dan sonra maçın zora girmesi de taraftarı üzmüştü. Hepsinden önemlisi oyunun da umut vermemesiydi.
İsmail Yüksek yine pırıl pırıldı. Asensio ona eşlik etti.
Karagümrük’te herkes elinden geleni yaptı. Balkovec kırmızı kart konusunda daha dikkatli olmalıydı.
Yanılmıyorsam Eski Başkan Koç, Hakem Ali Şansalan’dan pek hoşlanmıyordu. Şansalan gerçekten iyi bir gününde değildi.
Penaltıya gelince Şansalan devam dedi, karar VAR sonrası geldi. Bu pozisyon sabaha kadar tartışılabilir. Hakem kararına saygı duymak gerekir diye düşünüyorum. Kolayına içe sinecek bir penaltı değil. Ancak bu Nene, savruk ya da dağınık herhalde. Ceza sahası içinde bize daha çok tartışmalar yaşatabilir. Hele de derbilerde...
20.10.2025/Pazartesi
Eyüp-Kasımpaşa: 2-0
Geçen sezonun flaş ekibi Eyüp zorlu başlamıştı sezona. Teknik direktör değişikliyle Orhan Ak takımın başına geçmişti. Orhan Ak, ilk maçını hak ederek kazandı. İkinci devrenin başında Eyüp biraz zorlansa da kazanmayı başardı.
Doğrusu Kasımpaşa’da rakibe direnen oyuncu kaleci Gianniotis oldu. Kaleci son ana kadar takımını oyunda tuttu. Maçın daha erken bitmesi işten bile değildi.
Ha! Bu arada Paşa’nın 3 oyuncusunun (Hajradinovic, Mortadha, Gueye) eksik olduğunu da belirtmek gerek.
Orhan Ak bu maçın yıldızı olurken haftanın performansına da imza attı. Kenarda duruşu ve maç sonrası açıklaması harikaydı hocanın.
HAFTANIN;
Maçı;
Konya-Kocaeli (2-3)
İyi maçı;
Beşiktaş-Gençlerbirliği (1-2)
Takımı;
Gençlerbirliği
İyi takımı;
Kocaeli
Futbolcusu;
Habib Keita (Kocaeli)
Performansı;
Orhan Ak (Eyüp TD)
Performansları;
Tayfur Bingöl (Kocaeli), Umut Nayir (Konya), Tongya, Göktan Gürpüz, Gueye (Antalya)
GÖZE TAKILANLAR;
*Genel olarak futbolcular birbirlerine karşı saygılı ve centilmendi. Birkaçı sayılmazsa sakatlanma numarası yapan pek çıkmadı.
*4 Büyüklerin haricindeki maçları yöneten hakemler genel olarak iyiydi.
*Tedesco’nun, Başakşehir-GS maçı sorulduğunda başka takımlarla ilgilenmiyorum demesi dikkat çekti.
*FB Divan Kurulu vardı ve GS gündeme gelmedi.
*Divan’da Aziz Yıldırım-Ali Koç diyalogu ve Koç’un oturuş biçimi dikkat çekti.
GÖZE BATANLAR;
*Pozisyonlar ve hakem kararları bazen -ya da çoğunlukla- gereğinden fazla açılıyor ve uzatılıyor. Gerekçe de hazır; bizi izleyenler anlasın. Pardon ama siz bu toplumu ne sanıyorsunuz?
*Ben Karaoğlan ve Şansalan’ı beğenmedim. Karaoğlan’ı hiç beğenmedim. Oysa Triocular Karaoğlan da problem görmedi. Hatta bir ara haftanın hakemi ilan edecekler sandım.
O zaman haftanın formsuzu listeme Triocuları koyabilirim.
Yorum-Haber: Yüksel Durak