Geleneksel tedavilere dirençli olan ve yeterli düzeyde fayda görmeyen olgularda "Radyofrekans Ablasyon" yönteminin kullanıldığını ifade eden Op. Dr. Yaşar Akdoğan, kronik topuk ağrısı tedavisinde bu yöntemin uygun hastalara uygulandığında bir defada yüzde 85'in üzerinde başarı elde edilebildiğini belirtti.
BURSA (İGFA) - Nev Esentepe ve Bandırma Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Yaşar Akdoğan, geçmeyen topuk dikeni ağrılarında “Radyofrekans Ablasyon” tedavisinin yeri ve nasıl uygulandığı hakkında bilgiler verdi.
En sık belirtisinin topuğun iç kısmında ayağın altındaki ağrı olduğunu aktaran Akdoğan, ağrının en çok sabah yataktan kalktıktan sonraki ilk 2-3 adımda hissedildiğini, hastaların bunu; ‘sabah ilk kalktığımda sanki kırık cam parçalarına basıyorum’ şeklinde ifade ettiğini söyledi.
Ayrıca bu rahatsızlığa sahip kişilerin uzun süre ayakta kalma sonucu ya da uzun süre oturduktan sonra yürümeye çalışırken ilk birkaç adımda şiddetli bir ağrı hissettiğini, bu şikayetlerin sporcularda ise özellikle egzersiz sonrası ağrı olarak kendini gösterdiğini sözlerine ekledi.
Op. Dr. Yaşar Akdoğan, bu şikayetlerle gelen hastaların tanısı konduktan sonra kişi uygunsa “Radyofrekans Ablasyon” tedavisini önerdiklerini belirtti.
DİĞER YÖNTEMLERDEN FARKLI
Radyofrekans Ablasyonu diğer yöntemlerden ayıran en önemli özelliğin bir defada kalıcı sonuca ulaşılması olduğunu belirten Akdoğan, bu yöntemin ağrıya neden olan ve plantar fasiite bağlı ağrıyı taşıyan ufak milimetrik sinirleri radyofrekans (RF) enerjisi ile yakmaya dayandığını söyledi.
Akdoğan, “Hastanın işleme uygun olup olmadığına deneme enjeksiyonu ile karar verilir. Yakılacak olan sinir bölgesine yaklaşık 0.5 cc lokal anestetik enjekte edilir eğer hasta bu enjeksiyondan fayda görürse bu işleme uygun bir aday olarak değerlendirilir. İşlem sonrasında hasta evine dönüp günlük yaşamına devam edebilir. Bir günlük evde dinlenmenin sonrasında normal yaşantısına dönebilir” diyerek sözlerine son verdi.