Derin Sol” ve “Ortadoğu’nun Cahşları” adlı kitabının yazarı Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur, TUSAŞ‘a -yapılan hain saldırı, teröristbaşı ve yeni açılım planları” ile ilgili çok önemli tespit ve uyarılarda bulundu.
Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşı, Yazıcıoğlu çizgisini sürdüren, hareketin en önemli ismi, Derin Sol” ve “Ortadoğu’nun Cahşları” adlı kitabının yazarı Araştırmacı-Yazar Hakkı Öznur, TUSAŞ‘a -yapılan hain saldırı, teröristbaşı ve yeni açılım planları” ile ilgili çok önemli tespit ve uyarılarda bulundu.
"Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun yıllar önce terörle, terörizmle, teröristbaşı ile ilgili yaptığı tarihi öneme sahip açıklamalarını ve terörün arkasındaki küresel güçler ile ilgili değerlendirmelerini ,uyarılarını tek tek anlatmıştır" diyen Hakkı Öznur’un tarihi öneme sahip uyarılarla dolu yazısının tam metni şu şekilde;
"Savunma Sanayimizin göz bebeği Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'nin (TUSAŞ) Tesisi'ne silahlı bombalı saldırı düzenleyen terör örgütü PKK 5 vatan evladını şehit etmiştir.
Böyle bir kanlı saldırı ülkenin en hassas yerine savunma sanayine yapılmıştır. Bu kanlı eylem planlı ,programlı en ince ayrıntısına kadar her şeyi düşünülmüş küresel bir istihbarat aklının eseridir. PKK, her zaman olduğu gibi burada stratejik taşeron rolünü üstlenmiştir.
ABD, askerleri tarafından eğitilen her türlü silahı kullanabilen örgüt militanları suikast ve bombalı eylemler konusunda özel olarak yetiştirilmektedir. İki PKK militanı da Kandil ve Suriye’de eğitilmiş özel olarak seçilmiş ve bu kanlı eylem için gönderilmişlerdir.
Türkiye küresel devlet operasyonları ve organizasyonlarıyla karşı karşıyadır. Sınırlarımız yolgeçen hanı. Terörizm otobanına dönmüş durumda. Etki ajanları, nüfus casusları devletimizin içine kadar sızmıştır.
PKK’nın Suriye kolu PYD hakimiyetindeki bölgelere ABD ve koalisyon güçleri, uçaklarla silah ve cephane indirmeye devam ediyor. PYD’nin kontrolündeki bölgelere konuşlan ABD Özel Kuvvetleri, buradaki PYD’li teröristlere kurdukları kamplarda sabotaj, bomba yapımı gibi eğitimler veriyor.
PYD/YPG’yi silahlarla donatan, eğiten, yöneten ve yönlendiren ABD’nin CIA’sı ile askeri ve siyasi uzmanlarıdır. PYD/YPG, Amerikan emperyalizmi olmadan yerinden dahi kıpırdayamaz. Her yönüyle bağımlı bir örgüt olduğu bilinmektedir.
Küresel diktatör Amerika YPG’ye dört adet Avenger hava savunma sistemi vermiştir Avenger füzeleri. gözetleme, kontrol, haberleşme, hedef bulma ve ateşleme imkanlarına sahip.
AKP iktidarı bu süreci yine teröristbaşı üzerinde yürütmek istiyor. Saray iktidarı teröristbaşı’nın PKK yönetimini ikna edeceğini, örgütün silah bırakacağını hayal ediyor.
Gladyonun yıllarca kullandığı teröristbaşı’nın PKK üzerinde etkisinin olmayacağını, teröristbaşı istedi diye PKK’nın silah bırakmayacağını aklı başında olan herkes bilir.
Apo itini “Barış Meleği”, Zerdüşt PKK’yı “Barışsever”, teröristleri de “Çiçek Çocukları” Yaptılar.
Teröristbaşı’nın çağrısıyla PKK’nın silah bırakmayacağını bilmek için kâhin olmaya gerek yoktur. Kandil’deki terör şeflerinden Murat Karayılan BBC’ye verdiği mülakatta, “Biz karar veririz. Ne DEM ne önder Apo karar veremez” demiştir.
Dün bebek katilini ipini elinde tutup, Türkiye’ye teslim edenler Kandil ve PYD’nin ipini de ellerinde tutmaya devam ediyorlar. ABD’nin kara gücü PYD/ YPG’li teröristler için Kandil için Öcalan’ın sadece sembolik anlamı vardır.
Apo gelecek, DEM Grubunda konuşacak, PKK’ya “silah bırak” diyecek, PKK ve YPG de silah bırakacak!. Bunun mümkün olmayacağını cümle alem bilir
Terör üssü Kandil, Ne Apoya bakar Ne Seloya. Kandil, Washinton’a, Pentagon’a bakar. Onlar diyorsa odur.
Saray tarafından tekrar ailesi ile görüşmeye izin verilen teröristbaşı Oslo görüşmelerinden olduğu gibi İngiltere’nin garantör devlet olarak devreye girmesini, “Baş Müzakereci ve tek yetkili “ olarak kendisinin kabul edilmesini istiyor.
Apo itini “Barış Meleği”, Zerdüşt PKK’yı “Barışsever”, teröristleri de “Çiçek Çocukları” gibi göstermeye çalışan iç ve dış mihraklar 5. Kol gruplar, iç savaş tahrikçileri, siyasal iktidarın yine vahim yanlışlarından cesaret alarak kirli emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Devlet teröristle, terör örgütleriyle müzakere etmez! Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun 31 yıl önce söylediği gibi “Terörle müzakere değil mücadele olur”.
Gazi Meclis’te teröristbaşı ,teröristler asla konuşamaz. TBMM, hainlerin buluşma, görüşme, konuşma yer değildir. Bu Mecliste ancak vatan kahramanları ve şehit aileleri konuşur.
Binlerce vatan evladının katili, terörisbaşının yeri Ankara Atpazarında kurulacak olan darağacıdır. Kandil’deki örgüt ağalarının ,savaş ağalarının sonu, Kandil’in savaş uçaklarımız tarafından yerle bir edilmesi ile yok edilmeleridir.
PKK 12 Bin Vatan Evladını Şehit Etmiş, 1450 Çocuğu Katletmiştir
1978-2024 arası 46 yıl boyunca stratejik maşa PKK terör örgütü tarafından 12 binden fazla vatan evladı hain pusularda tuzaklarda saldırılarda şehit düşmüştür.
PKK terör örgütü 1978 – 2019 arası 500 köy basmıştır. 500 köyde toplu katliam yapmıştır. Kundaktaki bebekler ( 276) dâhil öldürdüğü çocuk sayısı 1232’dir Binlerce sivil, masum insanı katletmiştir.
46 yıldır çoluk, çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı demeden binlerce masumu öldürdüler. Bingöl, Başbağlar ,Mısır Çarşısı, Anafartalar, Güngören ,Yavi, Vezneciler, Çankaya, Güvenpark, Elazığ, Şemdinli, Van, Adana, Beşiktaş, Kayseri, Kulp Mersin Polisevi İçişleri Bakanlığı – Emniyet Genel Müdürlüğü’ en son Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) eylemi vb. onlarca katliam. Bu kanlı katliamların, kanlı eylemlerin hepsini PKK terör örgütü yaptı.
PKK açılımı, Oslo rezaleti, İmralı ve Kandil’le görüşmeler, kirli pazarlıklar, yaşanan Habur rezaletleri, Barzani ve Şivan Perver hainine gösterilen karşılama ve ağırlama, Erdoğan’ın Kürdistan yaklaşımı, bölücülerin hem mecliste hem sokaklarda küstahlaşması, PKK’nın siyasallaşmasının sağlanması, Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin ortaya çıkması, bunların hepsi milli lider, milletin adamı Muhsin Başkan’ın şehadetinden sonra oldu.
Muhsin Yazıcıoğlu 1993’den şehit düştüğü tarihe kadar görev yapan Cumhurbaşkanlarını, Başbakanları, Meclis Başkanlarını, bakanları, devletin hassas kurumlarını ülkenin “milli güvenliği“ konusunda hep uyarmış; “Çekiç Güç, Pentagon, CIA, Neoconlar, Mossad batılı istihbarat servisleri Bilderberg Group ve başta PKK olmak üzere Ortadoğu’daki bölücü hareketlere destek veriyor. PKK, çok uluslu şirket. Terörle müzakere olmaz mücadele olur.” demiştir.
Muhsin Yazıcıoğlu BOP projesi olan İmralı açılımına, PKK açılımına, Kürdistan açılımına, Ermeni açılımına, Dersim açılımına vb. ihanet açılımlarına hep karşı çıkmıştır. Küresel BOP projelerinin, “bağımsız Kürdistan” senaryolarının önünde en büyük engel milli lider Muhsin Yazıcıoğlu idi. Yazıcıoğlu, milli ve yerli duruşuyla iç ve dış odakların küresel merkezlerin oyununu bozuyordu.
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı ve AKP hükümetini şehadetinden önce defalarca uyaran Yazıcıoğlu; “PKK açılımı” Kürt Açılımı” ülkeye, vatana ihanettir. Türkiye’ye büyük zarar verir” demiş, “Kürt sorunu var diyen AKP Genel Başkanını cevaben “Kürt sorunu yok bölücülük” var diye tarihi bir uyarıda bulunmuştu.
Terör örgütü PKK’nın barış süreci, hükümetin çözüm süreci dediği bu süreci Muhsin Yazıcıoğlu “ihanet süreci” olarak görmüş ve karşı çıkmıştı. Devlet-PKK görüşmelerini terör örgütüne meşruiyet olarak görmüş ve bunu asla onaylamamıştı. 1993 sürecinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Celal Talabani’yi ve solcu danışmanlarını ve yine Başbakan Süleyman Demirel’in solcu danışmanlarını ve bazı devlet görevlilerini devreye sokarak Öcalan’la görüşmelerine PKK ile temas kurulmasına karşı çıkmış, yanlış bulmuş ve devleti yönetenlere “Çekiç Güç PKK’ya lojistik destek veriyor.”, “PKK silah bırakmaz. Terör baronları PKK’ya destek veriyor. Barzani’ye, Talabani’ye güvenmeyin. Talabani – Barzani Ortadoğu’nun Siyasi Fahişeleridir.” demiştir.
Milletin adamı Muhsin Yazıcıoğlu, BOP, BİP vb. küresel, emperyalist projelere, bölgemizde ABD, İngiltere, İsrail üçlüsü tarafından kurulmak istenen ikinci İsrail’e karşı çıktığı için şehit edilmiştir
2013-2015 arası 32 kez İmralı’ya giden, özerklik–özyönetim isteyen BDP/HDP heyetinin teröristbaşı ile görüşmesine izin veren AKP iktidarı, Muhsin Yazıcıoğlu suikastini görmezden gelmiştir.
İmralı’ canisinin mektup ve mesajlarını 17 kez Kandil’e götürüp, terör örgütü PKK’nın, lider isimleriyle görüşüp dönüşte, onların mektuplarını, mesajlarını tekrar İmralı’ya ve AKP yönetimine ileten BDP/HDP heyeti ile müzakerelerde bulunan, 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçe mutabakatını imzalayan NATO’cu HDP ile poz veren AKP iktidarı ömrü bölücülükle, emperyalizm ile mücadeleyle geçmiş Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’na yapılan suikastı bilerek bilinçli olarak hep “kaza” olarak görmüştür.
Son 31 yılın çok iyi bilinmesi lazım. Tarihe not düşmek amacıyla Muhsin Yazıcıoğlu’nun BOP, Barzani, Talabani, Öcalan ve PKK–I-KDP, KYB ile ilgili söylediklerini ve yine AKP iktidarına yaptığı uyarıları bir hatırlatmakta fayda var:
İhanet Açılımları BOP Projesine Hizmet Etmiştir
2005 tarihli Diyarbakır açılımı, 2009 tarihli PKK açılımı ve 2013 tarihli İmralı açılımı, çadır mahkemeler, Habur rezaletleri, İmralı ve Kandil ile yapılan görüşmeler, Diyarbakır meydanında okutulan Öcalan’ın mesajları, Kandil ziyaretleri, 28 Şubat 2015 günü yapılan Dolmabahçe Mutakabatı, terör örgütü PKK’nın işine yaramıştır.
Açılımların prensi, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dır. Beşir Atalay, 29 Temmuz 2009’da basın toplantısı düzenleyerek “Kürt sorununda demokratik açılım süreci başlattıklarını” açıkladı.
21 Mart 2013: Diyarbakır’da resmen “çözüm süreci” dedikleri PKK açılımı başlatıldı. Öcalan’ın AKP-istihbarat onaylı mesajı okutturuldu.
21 Mart 2014: Teröristbaşı Öcalan’ın yine ikinci AKP-İstihbarat onaylı Nevruz mesajı okutturuldu.
21 Mart 2015: Öcalan’ın üçüncü Nevruz mesajı yine onaylı okutturuldu.
AKP hükümetinden talimat alan valiler, PKK/KCK’ya dokunamadılar.
2013-2015 arası 29 kez İmralı’ya giden BDP/HDP heyetini, teröristbaşı ile görüşmesine izin veren, AKP iktidarıdır. Yine aynı süreçte, İmralı’nın mektup ve mesajlarını 17 kez Kandil’e götürüp, terör örgütü PKK’nın lider isimleriyle görüşüp dönüşte, onların mektuplarını, mesajlarını tekrar İmralı’ya ve AKP yönetimine ileten BDP/HDP heyetine izin veren, AKP iktidarıdır.
Yazıcıoğlu: Apo İdam Edilmemek Kaydıyla Türkiye’ye Teslim Edildi
18 Nisan 1999 seçimleri öncesi Türk siyasi hayatı toplum mühendislerince yeniden dizayn edilmek istendi. Önce dışarıdan destekli Ecevit hükümetine terörist başı Öcalan, ABD/İsrail tarafından işi bitince 15 Şubat 1999 günü idam edilmemek şartıyla teslim edildi.
Terörist başı Öcalan ABD ve İsrail kendisini yıllardır “TC” dediği Türkiye’ye teslim edince korkudan ödü patlamıştı. Daha uçakta “Türkiye Cumhuriyeti devleti ile her türlü iş birliğini yapmaya hazırım” demişti. Sorgusunda sonra bülbül gibi şakıyarak örgüt ile ilgili birçok şeyi itiraf etmiş “Ben taşeronum, PKK’yı bütün istihbarat servisleri kullandı.” demiştir. Öcalan dış güçlerle, yabancı istihbarat servisleriyle ilişkilerini de anlatmış, örgütün kanlı eylemlerini tek tek sıralamış “pişmanım” demiştir. Sorgusunda, “Türk devletine hizmet etmeye hazırım yeter ki beni asmayın” diyen terörist başı, uluslararası güçlerin devreye girmesiyle idam edilmekten kurtarılmıştı.
ABD, Öcalan’ın İdam edilmemesini istiyordu. İdam edilmemesi şartıyla, Öcalan’ın yakalanmasına yardımcı olmuştu.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit yıllar sonra “Bize niye Apo'yu verdiler onu hala ben de bilemiyorum. Amerikalılar neden verdi hala anlamaya çalışıyorum” derken dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de “Apo’yu biz yakalamadık. Amerikalılar teslim etti” diyordu. Demirel, Öcalan'ı ABD'nin yakaladığını ve Türkiye'ye teslim ettiğini açıklamıştır.
PKK çevreleri de, liderlerinin İdam edilmemesi kaydıyla teslim edildiğini her yerde açıkça söylüyorlardı. ABD, AB, İsrail Apo’nun idamına karşıydılar.“İmralı da yatsın yarınlarda o bize orda da lazım olacak” diyorlardı. Bugün ülkemizde ve Ortadoğu da yaşananlar. Küresel güçlerin maşaları Öcalan ve piyonları PKK üzerinden yıllar öncesinden nasıl hesaplar yaptıklarını göstermektedir.
Küresel diktatör ABD, terör rejimi İsrail ve Haçlı zihniyetli AB Öcalan’ın tahliye edilmesini, PKK’nın yasallaşmasını güneydoğuda özerklik ilan edilmesini, Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesini istiyorlar. Küresel proje olan NATO’cu HDP’ye açık destek veriyorlar. Suriye’nin kuzeyinde stratejik maşa olan PKK’nın kolu olan terör örgütü PYD’ye silah veriyorlar, PYD militanlarını eğitiyorlar. Terör üssü Kandil ile sürekli irtibat halindeler. Küresel güçler, İmralı ve kandil ile müzakerelerin devamını Öcalan’ın “baş müzakereci” olarak masaya oturmasını istiyorlar, savunuyorlar. ABD ve diğer emperyalist ülkeler güçler PKK ve Öcalan’ı istedikleri gibi kullanmaya devam ediyorlar.
“ Teröristbaşı Türkiye’nin kucağına verildi”
Küresel güçler, terörist başı Öcalan’ın idam edilmesine karşıydılar. İdam edilmemesi kaydıyla Öcalan’ı teslim ettiler. Yazıcıoğlu, 2007 yılının Nisan ayında kendisiyle yapılan bir söyleşide “Apo Türkiye’nin kucağına verildi” diyor ve şunları söylüyordu:
“Bir milliyetçi olarak çok ağırıma gidiyor; ama Türkiye’nin iktidarlarının biraz dışarıda kurgulandığı ve içeride de uygulamaya sokulduğu kanaatindeyim. Maalesef dış odakların içerideki etkileri çok fazla ve bir takım dış projeler, konjonktürel olarak dış sorunlar içerideki siyaseti belirleyecek duruma geliyor. PKK’nın siyasallaştırılma sürecine sokulması, Kuzey Irak’ta Barzani, Talabani’nin rahatlatılması ve bunun için PKK’nın siyasallaştırılma sürecine sokulması gerekiyordu. Bunun içinde Apo’nun Suriye’den çıkıp, dolaştırılıp Türkiye’nin kucağına verildiğini düşünüyorum.”
Teröristbaşının küresel güçlerce Türkiye’ye teslimatı, aslında BOP projesi (Ortadoğu ile ilgili olarak) kapsamında ileriye yönelik olarak uygulamaya sokulan küresel planın bir parçasıydı. Muhsin Yazıcıoğlu küresel planı gördü ve deşifre etti. Tıpkı 28 Şubatçıları, “Türkiye İran olmayacak, Cezayir olmayacak, ama Suriye olmasına da biz asla izin vermeyeceğiz” sözleriyle deşifre edip, maskelerini düşürdüğü gibi.
Tarih şuuru ve dava bilinci çok yüksek olan Yazıcıoğlu diplomasi dilini çok iyi kullanarak iç ve dış mihraklara anladıkları dilden cevap vermişti.
BBP lideri Yazıcıoğlu küresel güç odaklarının “Apo’yu asılmaması” kaydıyla Türkiye’ye teslim ettiklerini, teslim edilmesinin, Ortadoğu özellikle Irak’ın kuzeyi ve Suriye ile ilgili olduğunu her yerde söylüyordu. Yazıcıoğlu Öcalan’ın dış güçlerin “maşası” olduğunu stratejik maşa PKK’nın, “piyon” olduğunu doğru söylüyordu. Dış politikayı çok iyi biliyor ve dış gelişmeleri çok iyi gözlemliyordu.
“Terörist başı İdam Edilmelidir”
BBP lideri, terörist başı Öcalan’ın idam edilmesini savunmuştu. Her yerde bunu dile getirmişti. 30 Mayıs 1999 tarihinde Ankara’da toplanan BBP küçük kurultayında bir konuşma yapan Muhsin Yazıcıoğlu şunları söylemişti:
“Bilindiği üzere yarın Abdullah Öcalan adlı caninin yargılanma süreci başlıyor. Binlerce vatan evladının toprağa düşmesine, şehit olmasına ve milletimizin büyük acılar çekmesine mal olan terörist başının yargılanması büyük önem taşımaktadır. Mahkeme süratli hareket edip şehitlerin ruhunu ve kamu vicdanını rahatlatıcı bir karar almalıdır. Şehitlerimizin ruhunu ve kamu vicdanını yaralayacak hiçbir kararın asla kabul edilmeyeceği iyi idrak edilmelidir. Bugün Türkiye’nin dağlarında aldatılmış kandırılmış gençler vardır. Bunların topluma ve Türkiye’ye kazandırıcı adımlar atabilmek elbette önemlidir. Fakat bütün bunlar yapılırken eli kanlı terörist Apo, bölücü örgütün üst kademesi eline kan bulaşanlar kapsam dışı bırakılmalı bunlar için af anlamına gelebilecek bir yola asla başvurulmamalıdır. Terörist başı hak ettiği cezaya çarptırılmalı, idam edilmelidir.”
16 Ocak 2000 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesinde BBP ilçe teşkilatı tarafından düzenlenen, şehit ailelerinin ve şehit aileleri derneklerinin de katıldığı ve destek verdiği mitingde bir konuşma yapan Yazıcıoğlu “Apo kadar idamı hak eden olmadı” diyordu.
Yazıcıoğlu şunları söylemişti: “Türkiye’de çok idamlar olmuştur. Ama idamı Apo kadar hak eden hiç kimse olmamıştır.”
Muhsin Yazıcıoğlu 2000 yılının Mart ortasında basında yer alan bir açıklamasında “Apo hakkında idam kararının Başbakanlık’ta bekletilmesinin suç olduğunu” söylemişti.
2000 yılının Mayıs sonunda yapılan BBP Erzurum İl Kongresinde konuşan Muhsin Yazıcıoğlu terörist başının idam edilmesinin dış güçlerin talimatı ile bilinçli olarak engellendiğini ileri sürerek şunları ifade etmişti:
“12 Eylül darbecileri birçok suçsuz insanı idam ettiler. Vatanını, milletini seven gencecik idealist gençler, zalimler tarafından idam edildiler. Bugün ise, 30 bin insanın ölümünden sorumlu olan, bebek katili, vatan haini, emperyalizmin maşası terörist başı Apo niye asılmıyor? Öcalan denen caninin asılmaması için küresel güçler baskı yapıyor”
“Kürt Sorunu Yok Bölücü Terör Var”
Muhsin Yazıcıoğlu her zaman “Kürt meselesi yok, bölücülük var, bölücü terör var.” demiştir. 2006 yılının Nisan başında Ankara’da yapılan "Vatan ve Millet Sahipsiz Değildir" toplantısında Muhsin Yazıcıoğlu “Kürt meselesi vardır” diyen çevrelerin tamamını eleştirmiştir
Büyük siyaset ve devlet adamı Muhsin Yazıcıoğlu her konuda olduğu gibi terörist başı Öcalan ve PKK terör örgütü hakkında yıllar önce söylediği sözlerle ilgili de haklı çıkmıştı. Tespitleri doğru çıkmıştı. Öcalan Türkiye’nin başını ağrıtmaya devam edecek ve bugün NATO merkezli gladyonun elemanı Öcalan hiç beklemediği bir noktaya getirilecekti.
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, 1993’ten beri Devlet – PKK, (MİT–PKK) görüşmelerini doğru bulmamış, “Türkiye’de PKK ve terör sorunu vardır. PKK ve terör örgütleri ile masaya oturulmaz, taviz verilmez ve pazarlık yapılmaz.” demiştir.
BBP lideri Yazıcıoğlu, Atlantik/İngiliz projesi olan “PKK açılımına” daima karşı çıkmıştır. İngiltere’nin ve terör rejimi İsrail’in, Ortadoğu’da bölücü hareketlere açık destek verdiğini, CIA, Mossad, Batılı istihbarat servislerinin PKK ile (Kandil) ilişkileri olduğunu defalarca vurgulamıştır.
Ülkemiz ve coğrafyamız üzerinde oynanan küresel oyunları defalarca anlatan Yazıcıoğlu, terörist başı ve terör örgütü ile yapılan görüşmeleri, müzakereleri ülkenin milli güvenliği açısından yanlış olarak değerlendirmiştir.
Muhsin Yazıcıoğlu, terör örgütü PKK ile müzakereyi savunan, “Devlet PKK ile görüşmeli, masaya oturmalı, İmralı ve Kandil muhatap alınmalı” diyen liberal – sol çevrelerin ve müstemlekeci aydınların bu bölücü taleplerinin, PKK’nın siyasallaşmasına ve bölücülüğün azgınlaşmasına zemin hazırlamaktan başka bir işe yaramayacağını söylüyordu.
Yazıcıoğlu’na göre; müzakereyi savunanlar, bir nev’i terör örgütü PKK’nın sözcülüğüne soyunmuşlardı. Müzakereyi savunanlarla bölücüler aynı safta yer alarak ülkeye, demokrasiye ve millete ihanet ediyorlardı. Terörle müzakereyi savunanlar demokrasiye, barışa, kardeşliğe değil tam aksine Türkiye’nin bölünmesine ve parçalanmasına zemin hazırlıyorlardı. Müzakereci eğilimlere karşı çıkmak, her vatanseverin, her demokratın tarihî ve millî göreviydi.
Siyasal iktidarların, hükümet ve devlet görevlilerinin terör örgütüyle gizli kapaklı görüşme ve haberleşmelerinin ülkenin birlik ve beraberliğine zarar verdiğini ifade eden Yazıcıoğlu, PKK ile müzakereyi savunan çevrelerin kesinlikle küresel odakların piyonu olduğunu vurgulamış, sürekli uyarılarda bulunarak, bölücülerin oyunlarına gelinmemesini istemiştir. “İmralı ve Kandil ile görüşmek çözüm değil, çözümsüzlüktür” diyen Yazıcıoğlu’na göre devlet olmanın gereği; terör örgütü ile müzakere etmek değil, terörle mücadele etmek ve bölücü terörün kökünü kazımak, yok etmektir.
30 Nisan 2006 yılında yapılan BBP 6. Olağan Büyük Kurultayı’nda terör örgütü ile yapılan görüşmelere karşı çıkıyor. Bunun ülke ve devlet açısından son derece yanlış ve tehlikeli olduğunu bir kez daha söylüyordu.
Muhsin Yazıcıoğlu yine bir başka konuşmasında, “Ezan bu topraklarda susturulamaz. Vatan bir, millet bir, devlet bir, kıble bir, secde bir, Allah birdir. Bu kadar bire rağmen bu milleti bölmek isteyenler haindir. Kürtler kardeşimiz, PKK düşmanımızdır. Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır.”demiştir.
5 Mart 2000 tarihinde Aydın’da Asya Düğün Salonu’nda yapılan BBP 5. İl Olağan Kongresinde bir konuşma yapan Yazıcıoğlu, “Herkes Apocu kesildi, herkes Apo’nun canını kurtarmanın derdine düşmüştür. İç ve dış mihraklar Apo’yu koruyorlar, onun idam edilmemesi için Türkiye’ye baskı yapıyorlar. İlerde, devlet adına birileri, hükümet adına birileri, Apo’yla ile masaya otururlarsa, müzakere yapmaya kalkarlarsa, terör örgütü PKK ile müzakere yapmaya ve onunla görüşmeye kalkarlarsa şaşırmayın. Çünkü bölücü terörün arkasında dış güçler var. Türkiye’yi yöneten iktidarlarda genelde hep ABD ve Batı emperyalizmine bağlı kalmışlardır ” demişti.
Muhsin Yazıcıoğlu konuşmasında “PKK hareketi en büyük Kürt düşmanlığıdır. Kürtlere en büyük zararı terör örgütü PKK vermiştir” diyordu.
Yabancı bir ülkenin (İngiltere vb.) koordinatörlüğünde Oslo’da ve başka yerlerde defalarca yapılan kirli ve karanlık görüşmelerde alınan kararlar tiyatro perdeleri halinde merhale, merhale, uygulanmaya çalışılıyor.
Ufku geniş, analizleri her zaman doğru çıkan, ileri görüşlü olan Muhsin Yazıcıoğlu bugünleri o günlerden görmüş, haklı çıkmıştı."