Hakkı Öznur Milliyetçi Ülkücü Camianın en önemli isimlerinden biri, bütün Ülkücülerin saygı duyduğu, sevdiği, fikirlerine önem verilen bir kanaat önderidir.
Yüksek lisansını “Muhsin Yazıcıoğlu’nun Yakın Dönem Demokrasi Geleneğindeki Yeri ve Önemi” üzerine, doktorasını ise “Türk Siyasal Hayatı” üzerine yapmakta olan, genç araştırmacı, B. Berkcan Karacaoğlu’nun 9 ciltlik Ülkücü Hareket kitabı ve Hakkı Öznur üzerine yayımladığı makalesinin tam metni:
Ülkücü Camiada “Hakkı Baba” diye binilen Hakkı ağabeyimiz merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in “Milliyetçi Ülkücü Hareketin tarihini sen yazmalısın” dediği bir isimdir. Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun çok değer verdiği, güvendiği, dava ve yol arkadaşıdır.
Hakkı Öznur ağabey Davadır, Ülkücü Hareket’tir, Millet’tir, Türkiye’dir. Dava adamlığı, davaya adanmışlık deyince Hakkı Öznur akla gelir. Hayatını Ülkücülüğe, Ülkücü Harekete Türk Milliyetçiliği Ülküsüne ve Türk milletine adamıştır.
Hakkı Öznur ağabey Milliyetçi Ülkücü Camianın en önemli isimlerinden biridir. Bütün Ülkücülerin saygı duyduğu, sevdiği, fikirlerine önem
verilen bir kanaat önderidir.
Hakkı Öznur ağabey “her ülkücü davasını yaşamalı, bilmeli tarihini öğrenmeli” der. Ülkücülük bir hayat tarzıdır. Ülkücülük en güzel dava adamlarında yaşanır. Bunun yaşayan en güzel örneği de Hakkı Öznur’dur. Ülkücülük ahlak, duruş ve tavırdır. Buna en güzel örmek Hakkı Öznur’dur. Ülkü yolunda yürüyen, “tek kişilik ordu” denilen, Ülkücü ve ilke değerlere bağlı, iliklerine kadar Ülkücü olan Hakkı Öznur ağabey Ülkücü Hareket’e, Ülkücü gençliğe, yaşayışıyla, tavrıyla, adamlığıyla, fikirleriyle yön vermeye devam ediyor.
Ülkücü Hareketin tarihini yazan Hakkı Öznur mafyacılarla, soysuzlarla, kol kola girmedi, onlarla resim çektirmedi. Hakkı Başkanın, Hakkı Babanın koluna girdiği ve kol kola yürüdüğü Başbuğ Alparslan Türkeş’tir. Omuz omuza, yan yana yürüdüğü, şehadetine kadar beraber olduğu, asla terketmediği, yalnız bırakmadığı çok sevdiği şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’dur. Yazıcıoğlu’nun gerçek dava ve yol arkadaşıdır.
Hakkı Öznur ağabeyin 9 Ciltlik Ülkücü Hareket kitabının yıllardır yayınlanmasını her Ülkücü gibi heyecanla bekliyordum. Çok şükür 2024 yılının Aralık ayında yayınlandı. Çıkar çıkmaz hemen aldım. Heyecanla okumaya başladım. Notlar aldım ve almaya devam ediyorum. Daha önce akademisyenlerin başucu kitabı niteliğinde yararlanabileceği hatta devleti yönetenlerin dahi istifa edebileceği Derin Sol, Orta Doğu'nun Cahşları, Örtülü Darbe gibi ve özellikle kendim yüksek lisans tezimi hazırlarken çok yoğun bir şekilde istifade ettiğim Muhsin Yazıcıoğlu Külliyatı, 21. Yüzyılda Bir Alperen gibi kıymetli eserler yazmış olan Hakkı Öznur'un kaleme aldığı bir anıt eser: Ülkücü Hareket...
Ülkücü Hareket... Hakkı Öznur'un, Muhsin başkanın tabiri ile Hakkı Baba'nın gözünün nuru olan bir eser. 10 bine yakın sayfa 9 cilt, binlerce kelimeden oluşan bir eser. 9 Ciltlik dev eser
Hasbi bir dava adamı olan Hakkı Öznur ağabey 50 yıllık bir ülkücü portredir. Yazmış olduğu 11 adet eser 25 bin sayfaya ulaşmıştır. Yakın politik tarih ve Ortadoğu konusunda Türkiye’de alanında uzman olan araştırmacıların başında gelir.
9 Ciltlik Ülkücü Hareket kitabının her cildinde yüzlerce dipnot var. Toplam 8550 dipnot bulunmakta. Bu çalışmanın ne kadar büyük ne kadar geniş ve muazzam bir eser olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Böyle bir eser böyle bir çalışma tek kelimeyle muhteşem. 1500’ü aşkın kaynakça ve bir o kadar da parti broşürü, afişleri, dergi, gazete ve diğer yayın organları.. Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in emri ile bin bir zahmet ile kaleme alıp 1999 yılında çıkardığı 6 cildi revize ederek benimde editoryal olarak katkıda bulunduğum 9 cilt olarak yeniden yayımladığı bir başyapıt. Birkaç satır önce gözünün nuru derken lafügüzaf olsun diye demedim bu tabiri...
Ülkücülük Yazı Dizisi Kitap olarak Basıldı
“Ülkücü Hareket “ilk olarak 1996 yılında Akik Yayınlarından çıkmıştı. Bunun çıkış hikayesi ilginçtir:
24 Aralık 1995 seçimleri öncesi Büyük Birlik Partisi (BBP) Ankara Dedeman otelinde seçimlerle ilgili bir toplantı düzenlemişti BBP’nin günlük yayın organı Gündüz gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Servet Avcı gazetede günlerdir anonsunu yaptıkları “Ülkücülükle” ilgili yazı dizisi konusunda Hakkı Öznur ağabeyden yardım istemiştir. Ülkücülükle ilgili önceden anlaştıkları ve görüştükleri İstanbul’daki bazı akademisyenler söz verdikleri yazı dizisini teslim edememişlerdir. Yayınlanacağı gün bile gazetede belirtilen yazı dizisinin yayınlanmasına 3 gün kala, Servet Avcı Ülkücü Hareketin tarihi üzerine çalışmalarını sürdüren Hakkı Öznur ile görüşerek okuyuculara söz verdiklerini, yazıların gelmediğini, en azından 7 günlükte olsa bir yazı dizisini kaleme almasını istemiştir. Hareketin lideri Muhsin Yazıcıoğlu ’da Hakkı Öznur ile görüşerek ve gazetenin durumunu anlatarak Ülkücülük ile ilgili yazı dizisini mutlaka kaleme almasını istemiştir.
Öznur, Muhsin Başkan’a ve Servet Avcı’ya hem zaman dar hem MÇP’den ayrılmalarının yeni olduğunu ve tartışmaların devam ettiğini ve bunun kolay olmadığını söylemiş ancak bu duruma kayıtsız kalmasının da doğru olmayacağını ve gazetenin okuyucularına söz verdiğini bu yüzden yükün ve sorumluluğun ağır olmasına rağmen Ülkücülükle ilgili yazı dizisini tam zamanında yayınlanacak şekilde yetiştireceğini söylemiş ve gazeteye her gün yazılarını düzenli bir şekilde göndermiş ve tarihi yazı dizisi yayımlanmıştı.
Yıllar sonra ilk olarak 6 cilt ve daha sonra 9 Cilt halinde yayınlanacak olan anıt eserin ilk adımı atılmış oluyordu. Fakat bir hafta olarak planlanan inceleme-araştırma dizisi, temas edilmesi gereken konuların yoğunluğu dolayısıyla 2 aya uzamıştı. 13 Aralık 1995’te başlayan yazı dizisini ancak 5 Şubat 1996 tarihinde bitmişti.
Milliyetçi-Ülkücü çizgi üzerine kaleme alınan bu “ilk” çalışmanın Gündüz’de yayınlanması, bu yazı dizisini takip eden MHP-BBP çatısı altında siyaset yapan Ülkücüler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Çalışma, objektif olması ve Ülkücü hareketin teorik temellerinin de ortaya konulması bakımından bir “ilke” imza atıyordu. Yazı dizisi müddetince belli bir tirajı olan Gündüz’ün tirajının 8 bin artmış olmasının, bu ilginin boyutlarını gösteriyordu. Söz konusu yazı dizisi, akademisyen çevrelerinden de teveccüh görmüştür.
Bu yazı dizisi bir süre sonra kitap haline gelecekti. Nizâm- ı Âlem Ocakları Genel Başkanı Süleyman Doğan, Hakkı Öznur ile görüşerek kitabın Nizâm-ı Âlem Ocakları tarafından basılmasını istemiştir. Hakkı Öznur bu yazı dizisinin kitap haline gelmesinin erken olduğunu yine üzerinde geniş bir çalışma yapılarak ve genişletilerek ilerde yayınlanmasının daha doğru olacağını söylemişse de Süleyman Doğan Başkan ısrarcı olmuştur. Ocak, devreye Muhsin Başkanı da sokarak Hakkı Öznur ile görüşerek kitabın basılması noktasında yardımcı olmasını istemiştir. Muhsin Başkan, ocağı kırmamış ve Hakkı Öznur ile görüşmüştür. Öznur, Süleyman Doğan başkana söylediklerini Muhsin Başkana da münasip bir dil ile anlatmıştır. Ancak Hakkı Öznur çok sevdiği liderinin isteğini kırmayacak ve onun isteğini yerine getirecek kitabın basılmasına izin vermiştir. Kitap ile Nizâm- ı Âlem Ocakları’ndan Abdullah Çevik ilgilenmekteydi. Şair ve yazar Abdullah Çevik kitabın her şeyiyle yakından ilgilenmiştir.
Kitap Asya Kitap Kulübü (AKİK) tarafından Mart 1996 yılında Antalya’da basılmıştır. Mart 1996 yılında Söğütözünde’ki Yükseliş Koleji’nde yapılan BBP kurultayına yetişmiştir. Ülkücü Hareket 1. 1908 -1980 Fikri ve Siyasi Gelişimi adıyla çıkan kitabın kapağını bugün ANDA Kardeşe Vefa Derneği’nin başında olan Okan Tosun yapmıştır. Ferhat Tüysüz ve Metin Tokdemir’in anısına ithaf edilen kitabın takdim yazısını Abdullah Çevik yazmıştır.
Ülkücü Hareketin tarihi ile ilgili kitap çalışmalarını sürdüren Hakkı Öznur 1948 -1980 yılları arasında CKMP ve MHP hareketi içerisinde yer almış, Milliyetçi-Ülkücü kuruluşlarda görev yapmış birçok ilim, fikir ve siyaset adamıyla yüz yüze görüşerek, onlardan aldığı bilgiler ve temin ettiği belgelerin ışığında çalışmalara devam etmiştir.
Yine bu dönemde Galip Erdem olmak üzere, Muhsin Yazıcıoğlu, Ahmet Er, Abdurrahim Karakoç, Nuri Gürgür, Şerafettin Yılmaz, Sadi Somuncuoğlu, Nevzat Kösoğlu, İbrahim Doğan, Ramiz Ongun, Turan Güven, Salih Dilek, Muharrem Şemsek, Sami Bal, Lütfü Şehsuvaroğlu, Hasan Çağlayan, gibi onlarca simalarla görüşmüştür. Ülkücü Hareketin tarihinin mutlaka yazılması gerektiği konusunda çalışmalarına devam etmesi hususunda büyük manevi destek vermişlerdir.
Sonuçta, ilk temelleri 1990’da Yeni Düşünce gazetesinde yayınlanan “12 Eylül Darbesi’nin İçyüzü” isimli dizi yazıyla atılan ve 1995’te Gündüz’de yayınlanan “Ülkücülük Nedir, Ne Değildir?” isimli yazı dizisiyle daha da genişletilerek detaylandırılan çalışmalar 1999 yılının mayıs ayında 6 ciltlik bir eserin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Hakkı Öznur ağabey bu konu ile ilgili “Başta Başbuğ’umuz Türkeş olmak üzere şehit liderimiz Muhsin Başkan birçok dava büyüklerimizin vasiyetini yerine getirmiş oldum. Uzun çalışmalar sonunda ortaya çıkan bu eser, araştırmacılar, tarihçiler, akademisyenler sosyologlar, siyaset bilimciler, gazeteciler ve siyasi tarihle ilgilenen herkes için temel, tek kaynak oldu “ diyor.
Ülkücüler “Ülkücü Hareket” Kitabında Bir Araya Geldiler
15 Mayıs 1999 yılında yayınlanan 6 ciltlik “Ülkücü Hareket”, sahasında yayınlanan tek çalışmaydı. O tarihe kadar böyle bir kitap yayınlanmadı.
Ülkücü Hareket adlı kitabın tanıtım toplantısına, 12 Eylül 1980 öncesi MHP ve Ülkücü kuruluşlarda görev yapmış çok sayıda değerli isimler katılmıştır. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu başta olmak üzere BBP, MHP, ATP ve değişik siyasi partilerde yer alan birçok isimde katılmıştır. Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür başta olmak üzere Türk Ocakları tam kadro katılmıştır. Türkeş ailesini temsilen kızı Prof. Dr. Umay Türkeş katılmıştır. 1965 yılından 1980 yılına kadar faaliyet gösteren, CKMP/MHP Gençlik Kolları’nda genel başkanlık ve yöneticilik yapmış birçok isim…
1968-1980 yılları arasında faaliyet gösteren Genç Ülkücüler Teşkilatı, Ülkü Ocakları Birliği, Türk Ülkücüler Teşkilatı, Büyük Ülkü Derneği, Ülkü Ocakları Derneği, Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Yolu Derneği’nde genel başkanlık ve yöneticilik yapmış birçok isim…
Yan kuruluşlarımızda, yine genel başkanlık ve yöneticilik yapmış birçok isim…
Gazeteler, “Ülkücüler Ülkücü Harekette Bütünleşti” haberlerini yapmışlardı. Gazete ve dergilerde çok sayıda kitapla ilgili makale ve haberler yayınlanmıştır.
Şunun altını çizmekte büyük fayda var: 1999 Mayıs’ına kadar Ülkücü Hareketin tarihi ile ilgili tek çalışma ve yayınlanmış bir kitap yoktu. İlk defa, “Ülkücü Hareket”in tarihi, 6 cilt olarak yayınlandı. Bu alanda o güne kadar böyle bir kitap çıkmamıştır. İlk defa onlarca ilk, Ülkücü Hareket’te yayınlandı. Böylesine olaylarla belgelerle bilgilerle ve bütünlüklü dev bir eser ortaya çıktı. Kolay olmadı, kolay çıkmadı, 35 yıllık yoğun bir çalışmanın, uğraşın, emeğin sonucunda ortaya çıktı ve yayınlandı.
25 Yıl Önce 25 Yıl Sonra
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in en önemli isimlerinden araştırmacı-yazar Hakkı Öznur’un Ülkücü Hareket kitabı 25 yıl sonra yeniden 9 cilt olarak basıldı. 9 ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabının tanıtım toplantısı, 7 Aralık günü Ankara Gençlik Parkı’ndaki en büyük salonda yapıldı. Kitabın tanıtım toplantısına misafirlerin, katılımcıların ilgisi çok büyüktü. İçerde ve dışarda izdiham yaşandı. Tanıtım toplantısı programı 5 kuşağın Ülkücülerini bir araya getirmiştir.
Ülkücüleri yine Hakkı Öznur ağabey bir araya getirmiştir Ülkücü camia ona olan saygısını sevgisini katılım programına katılarak bir kez daha göstermişti. Türkeş ve Yazıcıoğlu ailesi yan yana oturmuştu. Bu tablo salonu duygulandırmış hüzünlendirmiş birçok ülkücü gözyaşlarını tutamamıştı. Yine 9 ciltlik “Ülkücü Hareket” kitabını anlatan sinevizyonu izleyenler, çok duygulanmış ve gözyaşlarını tutamamışlardı.
Ülkücü hareketin kurucusu Başbuğ Alparslan Türkeş’i, hareketin önde gelen isimleri Dündar Taşer, Ahmet Er, Galip Erdem ve birçok dava büyükleri ile Türkmen Beyimiz Şehit Gün Sazak, küresel bir suikastla şehit edilen Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül öncesi ve sonrası şehit düşen Ülkücülerin resimleri, MHP ve Ülkü Ocakları’nın düzenlediği yüzbinlerin katıldığı tarihi mitinglerin görüntüleri, salondakileri çok duygulandırdı, hüzünlendirdi ve geçmişe götürdü Ortak mazi canlandı.
Özellikle 15 Nisan 1978 tarihinde Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapılan, 500 bin Ülkücünün katıldığı o tarihi mitingden kareler gösterilirken, kanlı gömleklerle yürüyen gençler, şehit düşen Ülkücülerin resimleri ve yüzlerce dev pankart (Kanımız Aksada Zafer İslam’ın, Hak-Hukuk-Adalet Milliyetçi Hareket, Yıkılsın Düzen Yaşasın Devlet, Milli Devlet Güçlü İktidar) vb. Türkeş ve MHP kurmay kadrosunun ve akasında yüz binlerce Ülkücünün kol kola yürüyüşlerinin görüntüleri, salonu derinden etkilemiş ve duygulandırmıştı.
Hakkı Öznur ağabey yeni baskı ile ilgili şunları söylüyor:
“Aradan 25 yıl geçti. Ülkücü Hareket’in en son baskısı 2001 yılında yapılmıştı. Yeni baskıları için çok talep vardı.12 Eylül sonrası devam eden 4 ciltlik Ülkücü Hareket ve diğer kitap çalışmalarım nedeniyle bir türlü yeni baskılarını yapamadım. Ancak yeni baskısının basımına ve yazılımına ihtiyaç olduğunu gördüm.
Bunun üzerine tekrar üzerinde yeniden yoğun bir çalışma başlattım. Kitabı yeni baştan yazdım. 6 cilt yeniden düzenlendi. Bazı bölümler çıkarıldı. 3 yeni cilt eklendi. 2. ciltte yer alan “Milliyetçi Kuruluşlar” bölümü 9 ciltlik çalışmadan çıkartılarak ayrı bir kitap olarak ilerde yayınlanacaktır.”
“Ülkücü Hareket” pek çok “ilklerin” altına imza atıyor. Milliyetçi-Ülkücü hareketle ilgili pek çok tarihî olay, belge, “ilk” kez bu eserde ortaya konuyor.
Ömrünü Ülkücü Hareket’e vakfeden Hakkı Öznur ağabeyin Ülkücü Hareketin tarihini anlatan 9 ciltlik dev eseri okurlarıyla buluştu. Türk fikir siyaset ve demokrasi tarihine çok büyük bir katkı olan Ülkücü Hareket kitabına her kesimden yoğun bir ilgi var.
Ülkücü Hareket eserinin uzun ve meşakkatli hazırlanış sürecine yakından şahit olan kişilerden birisi olarak, Hakkı Öznur başkanımızın bu eseri yazarken bilgisayara ve yazılara bakmaktan defaatle gözlerinden rahatsızlandığını ve günler süren sıkıntılar yaşadığını yakinen gördüm. Gözlerinin yanı sıra nefes sorunlarının da arttığını fark ettim. Uykusuzluk, yorgunluk, inanmışlık ve fedakârlık... Tabi fedakârlık olmadan ortaya bir şaheser çıkması mümkün değildir. Fakat fedakârlık yaparken sadece zaman ve emek değil sağlığından da fedakârlık etti Hakkı Baba. Kendisini Ülkücü Harekete vakfetmiş, ömrünü adamış bir insan. 35 yıllık bir birikimin ortaya çıkardığı bu eserin yani sıra bildiğim kadarıyla bu birikimin başka bir yansıması olacak olan 12 Eylül sonrası Ülkücü Hareket'e dair de ayrı bir başyapıt ortaya koyacak yakın zamanda.
Ülkücü Hareketin parçalara bölündüğü, ayrıştığı, fitne ve öfke tohumlarının ekildiği bir dönemde, ülkücülerin hain olarak yaftalanmasının hiç olmadığı kadar kolay olduğu bir zamanda, kişilerin ülkücü hareketten hiç olmadığı kadar koptuğu bir çağda Hakkı Baba her görüştüğümüz de motive edici, biz gençleri harekete bağlayıcı söylevlerde bulunmaktadır. Şahsım nezdinde konuştuğu her gence, her bireye böyle davranarak insanları harekete olan bağlarını sıklaştırmaya, başsız kaldığımız şu zamanda bizlere başkanlığın şefkatini gösterdiğini hissetmekteyim. Özellikle bu konudan dolayı kendisine Türk-İslâm ülküsüne, Nizâm-ı Âlem davasına iman etmiş bir genç olarak teşekkür etmek istiyorum.
Ülkücü Gençlere Her Zaman Sahip Çıkmış Yol Göstermiştir
Ayrıca, Hakkı başkanın bu çalışmayı hazırlarken kendisine gerek metin gerek arşiv gerek görsel konularda yardımcı olma fırsatını biz gençlere sunması ayrı bir önemli konudur. Çünkü böyle önemli bir esere katkı sağlamak gençlere ayrı bir tecrübe ve ilhamdır. Biz gençler, ülkücü hareketin önümüzdeki 40-50 senesini temsil edecek hafızalar olacağız biiznilllah. Bu sebeple Hakkı Baba'nın bu çalışma esnasında yanında bulunmak önümüzdeki 40-50 yıllık süreçte Ülkücü Hareket'e dair yeni eserlerin çıkarılmasına ön ayak olacaktır. Ülkücü hareket eseri camiamızın çekmiş olduğu çileleri, teşkilatlanma çalışmalarını, kurulan tuzakları, hapishane süreçlerini, şehit abilerimizi, gazilerimizi, yaşanılan sıkıntılı, bunalımlı günleri hasılı kelam ülkücü hareketin her şeyini yeni nesillere aktararak ülkücü ideolojinin ve samimiyetinin muhafazasını sağlayacaktır.
Daha önce defalarca Hakkı Öznur başkanımızın eserlerinin bazı akademisyenler ve kişilerce intihal edildiğini, kendisinin emek hırsızlığına uğradığına şahit olmuştum. Bu duruma karşı yeni çıkardığı şahane eseri nasıl koruyacağı bende merak uyandırmaktadır.
“Ülkücü Hareket” Sahasında Yapılan Tek ve En Büyük Kitap, Baş Kaynak Temel Eserdir
“Ülkücü Hareket” pek çok ilklerin altına imza atıyor. Milliyetçi-Ülkücü Hareketle ilgili pek çok tarihî olay, belge, “ilk” kez bu eserde ortaya konuyor. Milliyetçi-Ülkücü hareketle ilgili pek çok yazı, makale, fotoğraf “ilk” kez bu eserde yayınlanıyor.
“Ülkücü Hareket” Türkiye de MHP ve Ülkücü Hareket üzerine yapılan tek yayın, baş kaynak ve temel eserdir. Mutlaka her ülkücü her milliyetçi ve her kesim tarafından mutlaka okunması ve kütüphanelerinden bulunması gereken muhteşem bir eserdir. Özellikle akademisyenler ve araştırmacılar alanında tek eserdir.