Futbol tarih boyunca milyonları bir araya getiren, farklı kültürleri ve milletleri kaynaştıran evrensel bir spor olarak anılmıştır. Ancak zaman zaman bu sahalarda görülen ırkçılık ve ayrımcılık vakaları sporun bu özelliğine gölge düşürebiliyor. Son olarak İtalya Serie A takımlarından Como'da forma giyen Marco Curto'nun, Wolverhampton'la oynanan hazırlık maçında Güney Koreli futbolcu Hwang Hee-Chan'a yönelik "Kendini Jackie Chan sanıyor" ifadeleri ırkçı bir söylem olarak nitelendirildi ve FIFA tarafından sert bir şekilde cezalandırıldı.
Melih KAYACI / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) - Marco Curto'nun sözleri sadece bir hakaret olarak değil aynı zamanda bir kültürel ve etnik aidiyetin küçümsenmesi olarak değerlendirildi. FIFA bu tür ayrımcı söylemler karşısında sıfır tolerans politikası uyguluyor ve bu olay da bu duruşun bir göstergesi. 10 maçlık cezanın yarısının ertelenmesi de sporcunun gelecekteki davranışları üzerinde denetim ve sorumluluk yükleme amacı taşıyor.
Irkçılık son yıllarda sporda sıklıkla karşımıza çıkan ciddi bir sorun haline geldi. Özellikle futbol gibi küresel spor dallarında taraftarlar ve oyuncular arasındaki etnik veya ırksal farklılıklar hedef alınabiliyor.
“SPORUN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ IRKÇILIKLA MÜCADELENİN ANAHTARI”
Spor yorumcuları ise sporun toplumsal barış üzerindeki rolüne şu ifadelerle dikkat çekiyor:
"Futbol ve diğer spor dalları insanların kültürel farklılıklarını kutlaması gereken alanlardır. Ancak bu tür ırkçı vakalar bu potansiyelin önüne geçiyor. Bu olayda görüldüğü gibi, dilin gücü küçümsenmemeli. Bir sporcu sahada sadece fiziki yetenekleriyle değil aynı zamanda topluma verdiği mesajlarla da sorumludur. Sporcunun her hareketi ve sözü genç nesillere örnek teşkil eder."