Tarih: 23.06.2024 12:14

Mutsuz TÜRK GÜNÜ

Facebook Twitter Linked-in

Portekiz’i finallerde yenememiştik. Gol de atamamıştık. Ama istatistikti bu… Bunların hepsi de rakamdı. Bir gün bir şekilde aniden kırılabilir, dönebilirdi. 

Biz, bu turnuvanın en iyi takımı olmayabilirdik… Fakat Portekiz’de en iyi takım değildi. 

Hem bazı turnuvalara damga vurmuş, biz bitti demeden bitmez sözünü kabul ettirmiştik.

Hem biz renkliydik… Heyecanlıydık… İstekliydik… Arkamızda taraftarımızın gücü vardı.

Portekiz için de aynı şeylerin geçerli olduğu elbette söylenebilirdi… Söyleyenler de haksız olmazdı.

O zaman çıkıp oynayacaktık…

 

Oynayacaktık ama Montella’nın ilk 11 tercihi herkesi şaşırtmıştı. Gürcistan maçında ilk 11 oynayan oyunculardan Arda Güler yedekti. Savunma önceliği esas olsa gerekti. Fakat o maçın yıldızlarından Mert Müldür’de yedekti. Mert Günok’un yerine kaleyi Altay Bayındır koruyacaktı. Kenan Yıldız da yoktu. Zeki Çelik, Yunus Akgün ve Kerem Aktürkoğlu ilk 11’deydi. Bu tercih muhtemelen Portekiz Teknik Direktörü Roberto Martinez’i çok şaşırtmış olmalıydı.

 

Takım kazanır ve/veya 1 puan alırsa sorun yoktu ve fakat… Aksi bir sonuçta Montella Türkiye’de yatacak yer bulamazdı. O oynar, bu oynamazdan yürüyecekti eleştiriler.

 

Maç günü Dortmund kentini kırmızı beyaza boyamış, taraftarımız tribünlerde yerini almıştı. Maça hazırdık… 

 

Altay Bayındır, Zeki Çelik, Samet Akaydın, Abdülkerim Bardakçı, Ferdi Kadıoğlu, Hakan Çalhanoğlu, Kaan Ayhan, Yunus Akgün, Orkun Kökçü, Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz ile çıktık sahaya. 

20. dakikaya kadar ortada bir oyun vardı. Portekiz’e pozisyon vermedik, buna karşın Kerem ile bir tehlike oluşturduk. Portekiz sağ kanadı bizi fazla zorladı. Rafael Leao kanadını ise etkisiz hale getirdik.

Ancak 21’de Nuno Mendes oyunu bozdu. Leao’nun yapamadığını yaptı güzel bir top kesti ceza sahasına. Bernardo Silva golü attı.

Sonrasında Kerem Aktürkoğlu ile bir pozisyon bulduk, kaleci topu ayağıyla kornere attı. Tam oluyor mu derken kendi kalemize gol geldi. 28’de o ana değin defansın iyilerinden Samet kaleye bakmadan Altay’a geri pas verdi. Altay kaleyi boşaltmıştı. Zeki’nin çabası yetmedi, skor 2-0 oldu.

Bu gol ile maç bizim için bitti. Portekiz’de vites küçülttü. 55’de Fernandes skoru belirledi; 3-0.

 

O oynar, bu oynamaz eleştirileri boşa. Sonuçta kadroyu teknik direktör yapıyor. Eleştirilerin teknik, taktik ve oyun planı açısından yapılması gerekir. Fakat sahadaki oyuncularınızın -gireniyle çıkanıyla- hiçbirinin gününde olmaması bu eleştirileri de çok anlamlı kılmıyor. 

Ha! Bunun sebebi taktik ve oyun planı deniyorsa o zaman teknik kadroda sorun var demektir. 

Evet, teknik kadroda sorun olabilir fakat şimdi yapacak bir şey yoktur. 

Dolayısıyla takım -ve millet olarak biz- bu maçı hemen unutmalı ve Çekya maçına odaklanmalıyız. Gerisi lafı güzaf olacaktır.

 

Elbette kazananı ve hocasını tebrik etmek gerek. Martinez çok iyi hazırlamıştı takımını. Ayrıca Pepe (41 yaşında), Ronaldo (39 yaşında) gibi abiler olmak üzere Portekizli oyuncular çok iyi günlerindeydi. Takımın tamamı hatasız ya da hatasıza yakın oynadı. Portekiz’in en faydasızı Leao oldu.

 

Arda Güler… İlk 11’de değildi. Montella yorgunluk -ya da mental yorgunluk- dedi. Bu çok tartışıldı. İyi de hoca büyük hata yaptı… Arda ile başlasaydık bu maçı alırdık diyen çıkabilir mi

Üstelik 2.nci yarıda bir ara taraftar Arda’yı çağırdı sahaya.

Artık bir de Arda Güler sorunumuz var tabii… Ben bu sorunu 21 Kasım 2022 tarihinde Enpolitik’te kaleme almıştım.

Oysa mesele Arda’dan daha çok bizim beraberlik ya da skor (1-0 mağlubiyetin yeterli olduğu) maçlarını gerektiği gibi oynayamamaktı. Oysa alem bunu yapabiliyordu. Bunun son örneğini Fenerbahçe-Olimpiakos maçında yaşamıştık. Yunan takımına beraberlik yetiyor, tek farklı mağlubiyetler maçı penaltılara götürüyordu. İşi kotarmıştı Yunanlılar.

Bu maça galibiyet için çıksaydık kazanır mıydık bilmiyorum lakin bundan kötü oynamazdık.

 

Evet, Portekiz gruptan çıkan ilk takım oldu. Biz 2.nci sıradayız. Şimdi Çekya’dan gerekli puanı/puanları alıp yola devam etmek elimizde. Tabii Çekya ve hatta Gürcistan’ın da iddiasının devam ettiğini göz ardı etmemek gerek.

 

Futbolda bazen istediğiniz olmaz. Bazen hiç olmaz. Bazen takımı tanıyamayabilirsiniz. Yakın tarihte Bayer Leverkusen karşısında Bayern Münih, UEFA Avrupa Kupası finalinde Leverkusen, son derbide Galatasaray tanınmayacak oyunlar oynadı. Daha doğrusu oynamadılar. Milli takımımız da böyle bir gündeydi. 

Yenildik… İlk kez yenilmiyorduk. Portekiz’e daha önce de birçok maçta yenilmiştik. Ancak bu maçta coşku ve heyecanımızdan eser yoktu. Çekya maçında toparlanmak dileğiyle.

 

Grubun diğer maçında Gürcistan, Çekya ile 1-1 berabere kaldı, 2 takım 1 puana ulaştı. İki takımdan birinin, özellikle Çekya’nın kazanamaması muhtemelen bizim lehimize oldu.

Teknik, taktik, oyun planı… Bilemeyeceğim… Sahada Allah ne verdiyse saldıran bir Çekya vardı. Buna karşın Allah ne verdiyse savunurum, hızlı hücumlara bakarım diyen bir Gürcistan.

Orta sahalar yoktu maçta. Çoğunlukla Çekya, arada Gürcistan gitti geldi. Sonuç itibarıyla hayli keyifliydi maç. 

Kazanmaya yakın olan taraf Çekya idi lakin son dakikada Lobjanidze karşı karşıya pozisyonda topu auta atmasa Çekler hepten puansız kalabilirdi. 

 

Haber-Yorum: Yüksel Durak




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —